RÖPORTAJ: AYŞENUR MAMA

Başarılı yazar Ebru Zeynep Dişiaçık ile yazın hayatına ve “Kadife” adlı yeni kitabına dair konuştuk. Keyifli sohbetimiz sizlerle…

Öncelikle sizi tanımak isteriz. Ebru Zeynep Dişiaçık kimdir?

1976 İstanbul doğumluyum. Açıköğretim Fakültesi Halkla İlişkiler bölümünü bitirdikten sonra iş hayatına atılmam Alarko Carrier ile başladı. 1995 yılından bu yana İthalat bölümünde çalışmaktayım. İstanbul’da ailemle birlikte yaşıyorum. İki çocuk annesiyim.

Yazın hayatınız nasıl başladı? Size öncülük etmiş isimler var mı?

Yazı, gençlik yıllarımdan beri hayatımda hep vardı; fakat son 8 yıldır daha fazla açığa çıktı. “Yeniden doğuş” diyorum ben bunun adına. Öykü yarışmaları, yaşantımda önemli bir yer teşkil ediyor. Arka arkaya gelen dereceler ve başarılar, sonrasında ilk kitabımı çıkarmak en büyük hayalimdi ve bu hayali gerçekleştirmiş olmak tarifsiz bir mutluluk. Elbette, bu yolculukta fikirleri ile bana dönem dönem katkı sunan isimler oldu. Bu serüvende inancını yitirmeyen tüm dostlarıma teşekkür ederim.

Yazarken nelerden esinlenirsiniz? Örnek aldığınız yazar veya şairler var mı?

Sanırım, kalemi elime almam yeterli oluyor. Sihir gibi bir şey. Bir an herşey duruyor ve kalem satıra işliyor. Sanırım, gönül ile iyi fısıldaşıyor. Edebiyatımıza damgasını vurmuş birçok isim benim için çok önemli. Yeni yazarlar olarak umarım her birimiz başarı grafiğimizi yükseltebiliriz.

İlk kitabınızdan biraz bahseder misiniz?

İlk kitabımın adı “Bir, İki, Üç… Tıp!” O, benim ilk göz ağrım. Türü deneme. “Bir, İki, Üç… Tıp!” sohbet havasında kaleme alınmış iç döküş aslında. Kişinin susturamadığı iç sesi ile hesaplaşması da diyebiliriz buna. Bölüm bölüm kaleme alındı, “Sevgili dost!” hitabı ile masaya yatırıldı. Kendimize dahi ifade etmekten çekindiğimiz her şey bu kitapta. İsmi de burdan geliyor. “Bir, iki, üç… Tıp!” dersin ve dudaklarını sessizliğe kenetlersin.

“Mutsuzluk yazdırır.” diyorlar. Bu, doğru mu?

Evet, yazdırır; lâkin mutluluk da yazdırır. Yazma eylemi her iki duygu halinde de insanı besliyor. Olumlu ve olumsuz da bize bahşedildiğine göre, kalem her iki duruşa da küsmemeli bence.

Size “kâğıt ve kalem” desem ne dersiniz?

Bir de “gönül” derim; çünkü bu üçlü arasında geçen sessiz fısıldaşmadır parmakları harekete geçiren.

Temmuz ayında okurlarla buluşan “Kadife” adlı kitabınızdan bahseder misiniz? Bu kitabı neden yazdınız?

Kadife, uzun bir çalışmanın sonucu. Yarışmalarda derece aldığım öyküler de bu kitabın içinde mevcut. Öykü, yaşamımızın ta kendisi. Bir yazar olarak kayıtsız kalmak mümkün değil. Öyküye el vermek ve izinden gitmek gerek. Bu nedenle 25 öykü bir araya geldi ve Kadife’nin sayfalarına girdi.

“Kadife” bir öykü kitabı. Kitapta sizi en çok etkileyen bölüm nedir?

Her bir öykümü kaleme alırken yaşıyormuşçasına hissettim. Yazmak, yoğun empati duygusu gerektirir; fakat “Annem” öyküsü, diyebilirim sorunuzun cevabına. Ruhunun melankolik oyunlarına dalan genç bir kız ve annesinin dramı anlatılıyor. Anne, yaşamını yitirir; genç kız ise delirir. Sonuç ise; çocuklaşan genç kız, “Annem” dediği oyuncağı ile tek kişilik bir yaşam edinir.

“Kadife” okurlara hangi mesajları vermeyi amaçlıyor?

Kadife, umudu simgeleyen bir kitap. Zorluklarla başa çıkma, acıları üzerimizden silip atma, hatta ve hatta ders çıkarma, göremediklerimizi görme, her kesimin duygularına hitap edebilme…

Kitabın ismi nereden geliyor?

Kadife, kitabın ilk öyküsüdür. Kadife’de sesli gardiyanın yaşamından bir kesit anlatılmaktadır. Sanırım, detaylar için öyküyü okumak gerek.

“Kadife” ismi hoşluk ifade ediyor gibi. Kitabınızın adını koyarken ne düşündünüz?

“Kadife” denilince naiflik, incelik, hassas bir dokunuş gibi terimler beliriyor zihnimde. Açıkcası kitap ismi olarak çok yakışacağını düşündüm. Umarım, herkes beğenir.

Sizce kitap beklenen başarıya ulaşacak mı?

Her kitap yeni bir yolculuktur ve ben bu yolculukta bulunmuş olmaktan dolayı çok mutluyum. Kadife de kendi kaderini yaşayacak, bunu hep beraber göreceğiz. Yediden yetmişe gönüllere hitap edeceğine inanıyorum ve her şeyin hayırlısı, diyorum.

Kitabınıza bir okur gözüyle nasıl bir yorum yaparsınız?

Ruhumu görebilirim, diye düşünürdüm; çünkü Kadife’de ruh var. Hayat bir ayna, öyküler de birer yansıma.

​​​​​​​

Hazırlık aşamasında olan yeni bir eseriniz var mı?

Kadife henüz çok yeni; fakat ileride bir roman çalışması gerçekleştirmek istiyorum.

Son olarak gazetemiz okurlarına neler söylemek istersiniz?

Öncelikle bu samimi röportaj için çok teşekkür ederim. İki kitabımla birlikte yazı dünyasındayım. Yılmadan, ümidimi kaybetmeden ve disiplinli bir çalışma ile aranızdayım, içinizden biriyim. İnsan ruhuna temas etmek, benim için çok önemli. Umarım, kitaplarımla buluşan okurlarımla bunu başarabilirim.