Röportaj ve fotoğraflar : Cengizhan KAYA

Öncelikle bize  kendinizden  bahseder misiniz?

Ebru Gökmen. Anneyim, kadınım, yazarım. 44 yaşımdayım. Aynı zamanda sertifikalı bir yaşam ve iletişim danışmanıyım. Ayrıca mentörlük konusunda çalışıyorum

Neden yazarlık ?

Aslında tam anlamıyla boşandıktan sonra yazmaya başladım. Duygularımı, hissettiklerimi  daha rahat ifade edebildim yazarak. Kalem aracı oldu kağıda, kağıt ise arkadaşım. Bir nevi dert ortağım.

Yaşadıklarınız mı yazdırıyor ?

Yaşadığımız her ne varsa bizi biz yapmak için. Şunu görüyorum ki benim yaşadıklarım  geri dönüşümlü hayat atıklarımdan yeni üretime geçmek...Bugün bu röportajı bile yaşadıklarıma borçluyum nede olsa. 

Yazarlık dışında yapmak istediğiniz çalışmalar var mı?

Şu anda yeni kitabımı yazmaktayım. Birçok sitede köşe yazarlığı yapıyorum

Mesleğinizde bir rekabet baskısı/etkisi hissediyor musunuz? Eğer hissediyorsanız bu mesleğinize nasıl yansıyor? Bu rekabet ortamının size ve mesleğe olumlu olumsuz etkileri nelerdir?

Benim işim iş ya da işletme değil. Yani ben o gözle görmüyorum. Benim yapmak istediğim ve yapmaya devam edeceğim şey Ebru kardeşliği oluşturmak. Cinsiyetsiz bir şekilde yalın halimizle birbirimizi anlayabilmek, Elimizden, dilimizden, gönlümüzden geliyorsa yardım etmek. Kangreni durdurabilmek belki de.

Yaptığınız iş için kurs eğitimi şart mı  ya da bu işi yapabilmek için sizce edebiyat mezunu olmak gerekli midir ?

Öncelikle yazmanın bir lütuf olduğunu düşünüyorum, bizler herkesin gördüğünü 3D görüyoruz sanırım. Yani çok yönlü. Eğitim elbette ki her alanda olduğu gibi bu konuda da alınmalı. Kendi adıma ben daha yolun çok başındayım. Üstadlarımızın önünde saygıyla eğiliyorum.

Kendinizde bir şeyleri değiştirme imkanınız olsa neleri değiştirirdiniz?

Hayatımda değiştirmek istediğim hiçbir şey yok

Kitaplarınızdan bahseder misiniz ?

Çok teşekkür ederim. Günümüz şiddetin ve nefretin  çok yoğun olduğu günler. Elbette bu durumda sevmek ve sevilmek en büyük ihtiyacımız. Kitabımda yedi kadının yaşamış olduğu kısa hikayeleri var. Büyük umutlarla ve aşklarla başlayıp, ancak hepimizin bildiği gibi hüsranla sonuçlanan gerçek yaşanmışlıklarını paylaştım. İnsan hayatı için en önemli duygunun sevgi olduğuna inanıyorum. Kitabımı özetleyecek olursak; kitapta O adamlara, gerçek yaşamda ise kendimizi değersiz hissettiren herkese yol verelim. Aslında bu kitabımı bir kadın olarak,kadın içgüdüsüyle yazdım. Ancak, beni çok şaşırtan şu oldu ki erkekler kitabıma çok daha fazla ilgi gösterdi. Her okuyan adam bana teşekkür etti, beni tebrik etti. Bu tarzda kitaplar yazmayı düşünüyorum. Hatta ikinci kitabımı yazıyorum. Ortak acılar, ortak sorunlar. Bu yaşananlarda tek değilim, değiliz. Benim gibi yüzlerce, binlerce kadın ve erkek var.

İyi yazarlığı nasıl tarif edersiniz ?  

Size bir kişinin inanması dahi hayat yolunuzu değiştirir. Siz kendinize inanmasanız dahi. Oysa bana inanan bir ailem vardı. Neredeyse açtığım her kapı yanlış kapıydı, sanki evren benimle dalga geçiyordu. Henüz değil diye. En dibe vurana kadar. Bazen umutlarımı ayakta tutmak o kadar güçtü ki sayfalarca yazsam ne kelime ne cümle yeterdi. Ard arda hayal kırıklıkları, sanki hiç sonu gelmeyecekmiş zannettiğim. Hiçbir olumsuzluğa şaşırmamak aksine tebessüm etmeyi öğrenmek. Dibe vurdukça sıçramayı öğrenmek. Sonunda gelinen nokta ise ben bunun üstesinden de gelirim diyebilmek. Bu söylenirken veya yazılırken kolay yazılıyor da yaşarken acıta, kanata, kıra, döke öğretiyor. İnsanız öğreniyoruz bizde. Bu da elimizde ki en büyük güç, gücümüz

Son olarak eklemek istediğiniz bir şey, takipçilerinize vermek istediğiniz bir mesaj var mı?

Kesinlikle var; Yaşamımın sonuna kadarda ilkem olarak kalacak. Hiç bir koşulda hiç bir nedenden dolayı kimseyi kullanmayı amaçlamadım ve kullanmadım. Aynı şekilde bunun bana yapılmasına da izin vermedim. Sonucu her ne olursa olsun.. Samimiyet, nezaket ve denge. Çünkü biz yapacaklarımızı söylemekten değil yaptıklarımızdan mesulüz. En önemlisi de hislerime. Elbette oğlum, ailem ve yakın çevrem. Daima mutlak olan ise, İletişimle ilgili kitaplar okumam. İşimle ilgili çok önemli benim için. Bir iletişim danışmanı ve yaşam koçu olarak hem teknik bilgileri hem de davranış biçimlerini gözlemlemek, içselleştirebilmek ve anlayabilmek adına. İyi bir gözlemci ve algılayıcı olduğumu düşünüyorum. Saygının, nezaketin ve empatinin hepimizin hayatını kolaylaştıracağına inanıyorum. Başarı öyküm; Ben = Siz.. EBRU GÖKMEN ...Sevgiler...