RÖPORTAJ: FUNDA AKOSMAN ERMAN
 

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramınızın 101. Yılını kalplerimizde coşkuyla kutluyoruz. Psikoterapist Fatma hanım ile hem pandemi sürecinin etkilerini psikolojik anlamda nasıl aşabileceğimizi konuştuk hem de çocuklarımızın eğitiminin önemini, keyifli okumalar dilerim.

- Fatma hanım sizi tanıyabilir miyiz ?

Ben Fatma Özdemir, Avrupa yabancı diller İngiliz dil akademisi okulu Londra mezunu olarak çift ana dal programıyla eğitim planlaması proje döngüsü üzerine yüksek eğitim gördüm. Sonrasında Kanada’da ikinci lisans eğitimimi psikoloji üzerine tamamlayarak, klinik psikoloji üzerine doktoramı İngiltere de tamamladım. Doçentlik eğitimime İngiltere de özel bir Üniversite de devam etmekteyim. Marmara Üniversitesi Endüstri ve Örgüt Psikolojisi, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesinde ise İlişki ve Aile Danışmanlığı uzmanlığı eğitimlerimi tamamlayarak Emdr Msc Uzm Kl Psk ve psikoterapist olarak hizmet vermekteyim ( Çocuk ergen yetişkin çift aile)

- Ulusal Eğitim Planlama ile ilgili eğitim aldıktan sonra psikoloji eğitimi almayı neden istediniz?

Ulusal eğitim ve planlama ile ilgili eğitimden sonra psikoloji üzerine eğitim almamın nedeni; üniversitede uzun süre akademisyenlik yapmam münasebetiyle ve aldığım pedagojik eğitimlerin psikoloji ile örtüşmesinden dolayı bu bilgilerimi en iyi kullanabileceğim ve daha önemlisi bu bilgilerimden daha fazla insanın faydalanabilmesi adına psikoloji alanında eğitim almayı tercih ettim.

- EMDR nedir ? Nasıl ve kimlere, hangi sorunlarda uygulanır? Sonuçları nedir ?

Bilindiği üzere, 2019 yılının Aralık ayında dünyanın en yüksek nüfusa sahip olan ülkesi Çin’de ortaya çıkan, kısa bir zaman diliminde dünyaya ve de ülkemize yayılarak pandemi haline gelen COVID-19, insanları sosyal, ekonomik, fizyolojik ve psikolojik yönden olumsuz etkilemeye devam ediyor. Evde karantina altında kalan veya salgın riskine rağmen çalışmaya devam eden tüm insanlarda stres, kaygı, sevdiklerini kaybetme korkusu ve daha birçok tetikleyici etkenden dolayı psikolojik sorunların ortaya çıkma olasılığı çok büyük oranda artıyor. COVID-19 salgını sürecinde  bahsedilen nedenlerden dolayı oluşan kaygı ve stres, salgın öncesi dönemde ruh sağlığına ilişkin problemler yaşayan kişilerde bunların şiddetlenmesine neden olabilirken sağlıklı bireylerde de psikolojik sorunların gelişimine zemin hazırlıyor. Depresyon, OKB (Obsesif Kompulsif Bozukluk), Panik Atak, Kaygı Bozukluğu gibi sorunlar bunlar arasında en sık karşılaştıklarımız. Daha önceden psikolojik hastalık teşhisi almış ve buna yönelik olarak ilaç tedavisi almakta olan bireylerde bu dönemde ilaçların kesinlikle aksatılmadan kullanılması gerekiyor. Diğer bireyler ise psikolojik sorunları engellemeye yardımcı önlemler alırken şiddetli sorunlar yaşamaya başlamaları halinde destek almak amaçlı tarafımıza başvuruyorlar. Danışanlarımızın karşılaştığı problemleri göre danışanlarımıza uyguladığımız pek çok terapi yöntemleri vardır. Bunlardan en çok sık kullanılan ; (Psikoanalitik terapi, Davranışçı terapi, Bilişsel terapi, Hipnoterapi, Varoluşçu terapi, Oyun terapisi, Aile terapisi, Art terapi ve EMDR ) en çok tercih edilen ve en etkili olan EMDR yöntemlerinden biraz bahsetmek isterim. Danışanlarımda benimde en çok tercih ettiğim ve oldukça başarı gösteren bir tedavi yöntemidir diyebilirim.  

- Çocuk gelişimine yön verdiniz kariyerinizde, travmalara eğildiniz, anlatır mısınız?

EMDR (Eye Movement Desensitization and Reprocessing )  Göz hareketleriyle duyarsızlaştırma ve yeniden işleme olarak dilimize çevrilen EMDR genel olarak travma sonrası stres bozukluğu, travma kaynaklı ruh hastalıkları iyileştirmek adına ortaya çıkmış bir terapi yöntemidir. Ortaya çıkmasından bu yana, depresyon, anksiyete, panik atak, yeme bozukluğu ya da bağımlılık gibi diğer rahatsızlıklarda da EMDR terapisi ile olumlu sonuçlar elde etmek mümkündür.-fobiler, uyku bozuklukları ve kronik ağrılar üzerinde de olumlu etkiye sahip olduğu anlaşılmıştır. Emdr geri dönümü olumlu ve etki alanı geniş bir terapi olduğundan daha fazla kitleye yardımcı olmamı sağlamıştır. Bu tür bir terapi beynin yönlendirilmiş göz hareketleri yoluyla duyguları işleyiş şeklini taklit etmeyi temel alır. Yaşanan travmalar ve kötü deneyimlerin tekrar ele alınmasına olanak sağlayarak olaylara karşı bireylerin oluşturduğu algıyı değiştirmeyi ve yeniden değerlendirmelerini sağlamayı hedefler. Travmaları çok fazla olan bir ülkede olduğumuzu göz önünde bulundurduğumuzda bu yöntemin neden tercih sebebi olması gerektiğini anlayabiliriz. Bir psikolog olarak şunu hatırlatmakta fayda görüyorum; bir psikoterapi seansının işleyişini basitçe açıklayacak olursak, 2 kişinin bir problem hakkında beraber çözüm yolları üretmesi olarak görebiliriz. Taraflardan biri problemi belirtir, diğer taraf olası çözüm yollarını gösterir ve birey bu farkındalığı kazanarak probleme karşı kendi savunma mekanizmasını oluşturur. Problemlerin derinlerine inildiğinde genel olarak çocukluktan temeli atılan birçok modeli görmek mümkün. Tam bu noktada aslında şunu söyleyebiliriz; temelleri sağlam olan bir çocuk, gelecekte karşılaşabileceği olası problemlere karşı olabilecek en iyi çözümleri üretme gücünü kendinde bulabilir. Güçlü bir çocuk güçlü bir gelecek demek olduğundan, çocuk gelişimi ve çocukluk travmaları öncelik verdiğim alan haline geldi. Özellikle yaşadığımız son zamanları göze alırsak pandemi gölgesinde yetişen çocuklarımızın bu durumdan en çok etkilenen kesim olduğunu söyleyebiliriz. Normal zamanlarda bile kolay olmayan ebeveynliğin küresel bir pandemi sırasında nasıl bir hal aldığını söylemeye bile gerek yok. Hatta birçok aile için karşılaşılan en zor dönemlerden biri olabilir.


- Bugün, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını TC kurucusu Atatürk bizlere hediye etti ancak pandemiden dolayı bu çok önemli bayramımızı da kutlayamıyoruz, bu ve bir çok yoksunluğun yarattığı travma ile küçük büyük herkes nasıl baş edecek?

Küçük çocuklar şu anda dünyada olup biten her şeyi anlamasalar da, muhtemelen bazı şeylerin biraz farklı olduğunun farkındalar. Kardeşler ve ebeveynler bütün gün evde olması, normal rutinlerde aksama olması, ev içerisinde gergin bir havanın hakimiyeti  küçük çocuklar için fark etmesi zor olan değişimler değildir ve bunun ardında yatan sebebi gergin havanın vermiş olduğu etki altında duygu patlamaları eşliğinde öğrenmek isteyeceklerdir. Diğer yandan daha büyük çocuklar başlangıçta bu kısıtlamaları sevinçle karşılamış olsa da son zamanlarda okul performanslarındaki düşüş ve beraberinde gelen sosyal izolasyon artık onların da psikolojik olarak yıprandığını göstermektedir. Ebeveynlerin çocuklarla bu süreç hakkında konuşma şekli, onların bulundukları duygulanım üzerinde büyük farklar yaratabilir.  Kısıtlamalar ve pandemi hakkında yaşlarına uygun ve dürüst bilgiler sunmak en başta atılması gereken adımdır. Unutulamamalıdır ki, gençler sizinle aynı haber kaynaklarına erişebilir, arkadaşlarıyla konuşabilir ve çok sayıda çevrimiçi kaynaktan bilgi alabilir. Onlara güvenilir kaynaklardan gerçek bilgiler sağlamak, nasıl bir durumla karşı karşıya oldukları hakkında daha net bir resim sunacağı için gerginlik seviyesinde bir azalma olacaktır. Çünkü neye karşı savaşacaklarını bilmeleri, nasıl savaşacakları konusunda da bir kapı açacaktır. Diğer taraftan, daha küçük olanlar muhtemelen söylediklerinizi doğru kabul edeceklerdir. Ancak risk seviyeniz hakkında gerçeği söylemek önemlidir. “Merak etmeyin, her şey yolunda” gibi açıklamalar yapıldığında, çocuklar neden doğum günlerinde arkadaşlarını çağıramadıkları veya dışarıya çıkamadığı konularında sizi sorgulayacaktır. Ailelerin oyun zamanlarını kontrollü bir şekilde yönetmesi, dışarıda geçirilecek zamanı kontrollü bir şekilde yönetmesi, sosyal mesafe konusunda hassas olmaları ve belirli bir plan çerçevesinde hareket edilmesi konusunda çocuklarını kontrolde tutmaları gerekir.

-  Siz EMDR MSC Uzman Klinik Psikolog, Psikoterapist ve özellikle çocuk, ergen, yetişkin, çift, aile psikoterapistisiniz. Aile içinde çocuk yetiştirme döneminde zaten sorunlar yaşanıyordu, şimdi olağanüstü durumlar yaşıyoruz. Çocukların, ailelerin, çiftlerin psikolojileri oldukça bozuldu neler yapılabilir? 65 yaş üstü, kısıtlamalardan çok etkilendi, bu travmalar nasıl atlatılabilir?

Kaygılar doğası gereği “gelecekte yaşamak” olarak bilinir. Egzersiz, yürüyüş ve sosyalleşme adına atılan adımlar olabildiğine kişileri bugünü yaşamaya iteceğinden ihmal edilmemesi gereken şeylerin başında gelmektedir. Diğer yandan mesafeli de olsa insanlarla görüşmek en azından ilişkileri geçmişte olduğu düzeyde tutmak, stres düzeyini aşağı çekmek için olabildiğince serbest alanlarda yürüyüş ve egzersizler yapmak, olumlu şeyler planlamak ve en önemlisi gelece hafta, gelecek yıl için endişeleri bir kenara bırakıp anı yaşamaya odaklanmak ve daha olumlu hayaller kurmak psikolojik olarak sağlamlığın korunmasına yardımcı olacaktır.

- Eski düzene döner miyiz bilmiyorum ama geçersek bu zor, korkulu günler nasıl aşılır? Okurlarımıza önerileriniz neler olur ?

Son olarak, etkileri her ne kadar yıkıcı olsa da, bu küresel salgın tüm dünyaya birlikte yaşama ve çalışma biçimimizi radikal şekilde değiştirebilmemiz ve çocuklarımıza miras bırakmak istediğimiz geleceğe dair enine boyuna düşünebilmemiz için ender bir fırsat sunmuş durumda. Bütün bunları başarmak için çok zamanımız yok ve risk altında olan çok şeyimiz var. Ünlü yazar Arundhati Roy’un kısa süre önce yazmış olduğu gibi, bu salgın aslında bir geçit işlevi görüyor. Daha güvenli ve daha adil bir dünyaya, kendinden emin şekilde ve hep beraber geçebilme cesaretine sahip olmamız gerekiyor.

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramınızı kutlarım!