Merhaba sevgili okurlarım. 

Bugünkü Röportaj konusu olan  Alzheimer hastalığının nasıl bir bir illet olduğunu,  Alzheimer hastalığına yakalanmış bu tarz unutkanlıkların bin beteriyle baş başa çaresiz kalan insanların yaşadığı dramı düşünün istedim.  

Lütfen bugün hepiniz sadece bir dakika, bu konu üzerinde düşünün.

Anneniz veya babanız. Siz de olabilirsiniz.

Bir sabah uyandığında ayakkabilarını nasıl bağlayacağını unutmuş. Bağcıkları ardından sürünerek giderken, bir vitrin camında gördüğü kendi yüzünü anımsayamadan: sanki bu kişiyi tanıyorum: çıkaracağım. Adı neydi? diye kendi kendine konuşuyor. Gecenin bir yarısı kalkıp öylece şehrin sokaklarında yürüyüp kayboluyor! Üç yaşında bir çocuk kadar masum, savunmasız ve bir o kadar garip.

Düşünün ki en sevdiğiniz yanınızdadır ama o bir yabancıdır artık.

Peki bu kadar ciddi bir hastalığı ne kadar tanıyoruz? Hastalık hakkında  neler biliyoruz? 

Öğrenmek istiyoruz değil mi? O halde hemen röportajımıza geçelim. 

Bugünkü röportaj konuklarım  Nöroloji Uzmanı Uz. Dr Ali Yavuz SERTPOLAT. ve Alzheimer hastası yakını Mehlika GİRGİN. 

Merhaba Mehlika hanım. Röportajımıza sizinle başlamak istiyorum. Kısaca kendinizden ve hastanızdan bahseder misiniz?

Öncelikle Merhaba Ben Mehlika GİRGİN 33 yaşındayım İzmir'de yaşıyoruz Eski güvenlik görevlisiyim... Annem Gülten GİRGİN 55 yaşında emekli. Kendi döneminin çocuk işçilerinden 11 yaşında iş hayatına atılmış 16 yaşında sigortalı işçi olmuş 18 yıl İzmir'de Taç Sanayi (eski adı Hacı Bey) fabrikasında işçi olarak çalıştı ve 33 yaşında emekli oldu.

Birde kız kardeşim var İsmi Gülçin GİRGİN kendisi 30 yaşında ve Güvenlik görevlisi olarak çalışmakta.

Annenizin hastalığı tam olarak nedir?

Annemin hastalığı Erken Yaşta Hızlı İlerleyen Demans. Doktorlar tam olarak bize böyle bir açıklamada bulundu. Biz çok doktorlar gezdik, çok hastaneler, özel klinikler dolaştık. İlk önce Ağır depresyon geçirdi ve ağır depresyon en sonunda demans'ı tetikledi ama annemin ki ne yazık ki hızlı ilerleyen türünden.

Sizinle Röportaj öncesi konuştuğumuzda annenizin geçmişte yaşadığı bazı travmalardan bahsettiniz. Neydi o travmaların sebebi? Okurlarımızla paylaşmak ister misiniz?

Annemin yaşadığı travmalar daha önce de söylediğim gibi ağır depresyon. O da babamız tarafından hem anneme, hem de bize uyguladığı  şiddete bağlı, Şiddet derken hem psikolojik hemde fiziksel şiddetti. 

Babanızın, annenize sık sık şiddet uyguladığını ve bu şiddet esnasında bir çok kez kafasına darbe aldığını söylediniz. Annenizin kafasına aldığı darbeler hastalığı tetiklemiş olabilir mi? Doktorunuz bu konu hakkında ne düşünüyor? 

Evet hem fiziksel hem de psikolojik şiddet mağduruyuz maalesef ki. Öyle ki her anımız da doğum günlerimiz dahil hayatımızın her anında şiddet gördük. Normal insanlar hatta karı kocalar uyandıklarında "Günaydın" diyerek güne başlarken bizler en kallavi (gün yüzü görmemiş) küfürleri duyarak güne başlardık. Annemin hastalığının tetiklemesi konusuna gelince şiddet baskı ağır depresyonu, ağır depresyon da demans'ı tetikledi demişti. Dediğim gibi biz çok hastane ve doktor dolaştığımız için bazı doktorlar ise beynine aldığı darbelerin sonucu olabileceğini söylemişti. 

Hastalığın hangi evresindesiniz?

Annemin hastalığının evresini tam olarak bilmiyoruz maalesef ki, sadece çok hızlı ilerlediğini biliyoruz ve palyatif bakım merkezinde yattığımız dönemde gelen nöroloji doktorumuz ise yoğun bakım süreci hastalığını bir kat daha ilerlettiğini söyledi.

Hastalık sürecinde Sizi en çok zorlayan ne oldu? 

Öyle kötü bir depresyon geçirdik ki banyo olmak istemezdi, üzerinde ki kıyafetleri değiştirmek istemezdi öyle ki ilk etapta anca 15 günde bir üzerinde ki kıyafetleri değiştire biliyorduk. Tabi oda nasıl tarif edeyim ısrar kıyamet bağırış çağırış şeklindeydi. Üzerini değiştirene kadar hep bağırırdı, istemediği için yemek yerdi yemekte hiç sıkıntı olmadı ama giyim ve banyo konusunda çok uğraşırdık. 

Alzheimer hastalığı sadece yakalanan kişinin değil, yakın çevresindekilerin hayatını da olumsuz etkiliyor. Bu zor süreci hem hastanızın hem de kendinizin günlük yaşamını kolaylaştırmak adına ne tür tedbirler alıyorsunuz?

 Şöyle söyleyeyim benim annem Demans hastası ve onu rahat ettirmek için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. Annemiz için kaliteli ve iyi bir yatakta uyusun ve yaşamını daim ettirsin diye hastane yataklarından aldık.Bası yarası için kaliteli havalı yatak aldık yeter ki yarası çabuk toparlansın diye. Kaliteli yemek yedirmeye çaba gösteriyoruz. Bizim etkilenmemiz için ise kız kardeşim zaten çalışıyor arkadaşları ve memurları ile vakit geçirebiliyor benimde günlük sokağa çıkabilmem için bakkal market işlerini bana yaptırıyor ki bende kısa da olsa sokağa çıkıp hava alabiliyorum...

Alzheimer hastası yakınlarının en sık karşılaştıkları sorunlar nelerdir?

Şöyle söyleyeyim en büyük sıkıntımız ilk başta yalnızlık. Çünkü Demans hastalığını tabiri caizse bulaşıcı bir hastalık geçiriyormuşuz gibi herkes çevremizden kaçtı sadece uzak akrabalar değil en yakınlar bile kimi hastaların evlatları çocukları bile o hastalardan uzak duruyor. Bizde öyle bir durum yok ömrümüz yettiğince annemizin yanında olacağız çünkü o bizim cennetimiz, cennet kokulumuz, vatanımızdır. 

 İlk etapta yalnızlık ardından da yaşanılan en büyük sorun devletimizin kollarına ulaşamamak. Evde bakım hizmetlerine rahatlıkla ulaşamıyoruz, ulaştığımızda ise çıkan sonuçlar için geri dönüş yapılmıyor.  

Bir çok Alzhemier hastasında belli bir zaman sonra  bası yarası oluşur. O yaraları temizlemek, pansumanını yapmak çok zor. Eve gelen  gelen ekipler bizi genç görüyorlar ve  pansumanı bizim yapmamız gerektiğini söyleyerek gidiyorlar.  Ama unuttukları bir şey var ki biz hasta yakınları pansuman uzmanı değiliz evrelerini bilemiyoruz bu konuda gerçekten yardıma ihtiyacımız oluyor. Belediyelere de kolaylıkla ulaşamıyoruz yardım talebinde bulunmak için ve bazı belediyelerin yaş sınırı var yatalak hastalar için yaş sınırı olamaması gerekiyor. Tecrübe gerekiyor bu hastalara bakma konusunda ve devlet görevlileri de hasta yakınlarına bu konuda  yardımcı olmuyor ya da bizleri genç gördükleri için yardımı red ediyorlar...

Mehlika hanım'ın annesine ve tüm Alzhemier hastalarına geçmiş olsun diyor ve hemen Alzhemier hakkında merak ettiklerimizi sormak üzere hocamız sayın Uz. Dr Ali Yavuz SERTPOLAT'a dönmek istiyorum. 

Merhabalar. Kısaca sizi tanıyabilir miyiz?

Uz. Dr . Ali Yavuz SERTPOLAT, 42 yaşındayım evliyim 1 erkek çocuk babasıyım.Gaziantep özel DEFA LİFE Hastanesinde Nöroloji uzmanı olarak çalışmaktayım.

Alzheimer hastalığı anlayacağımız şekliyle nedir?

Genellikle 60 yaş üstü kişilerde görülen, beyindeki sinir hücrelerinin zamanla ölmesine bağlı hafıza kaybı ve genel anlamda bilişsel fonksiyonların azalmasıyla ortaya çıkan tıbbı duruma Alzheimer hastalığı denir.

Alzheimer ve Demans  arasında ne fark vardır?

Demans ve Alzheimer hastalığı aynı şey değildir.

Demans hastalığının birçok çeşidi var. En sık görülen demans türü ise Alzheimer hastalığıdır. Demans bir ana başlık, Alzheimer hastalığı ise sadece altındaki çeşitlerden birisi. Her Alzheimer hastası aynı zamanda demans hastası ama her demans hastası aynı zamanda Alzheimer hastası değildir.

Peki bu hastalığı tetikleyen nedenler neler?

Depresyon,stress,kısıtlı sosyal ilişkiler,sigara,özellikle erken yaşta başlayan hastalıkta genetik faktörler,diyabet,hipertansiyon,kolesterol yüksekliği,yaşlılık ,düşük eğitim seviyesi,down sendromu,tekrarlayan kafa travmaları ,geçirilmiş kalp krizi öyküsü,kalpte ritim problemi,alkol kullanımı ve de obezite diğer suçlanan risk faktörleri olarak sayılabilinir.

Stres burada nerede duruyor?

Stress bu hastalıkta çok önemli bir yer tutuyor.

Özellikle baş edemediğimiz kronikleşen stress bu hastalığa yakalanma riskini artırıyor.

Kronik stresin etkisi beyinde en çok “hippocampus” adı verilen ve hafızanın saklandığı, oluştuğu ve yönetildiği kısımda görülüyor.

Alzheimer hastası kişilerin hippocampus bölümünde bulunan hücrelerin öldüğü bilinmektedir. 

Kronik stres ise beyinde hücrelerin ölümüne neden olarak özellikle yaşlı kişilerde geri dönülemez hasarlar bırakmaktadır.

Alzheimer Hastalığı tam olarak nasıl başlıyor?

Hastalık unutkanlık şikayeti ile başlar

Hastalığın en önemli ve ilk bulgusu unutkanlıktır.

Alzheimer hastası yakın geçmişteki bilgiyi, kişileri ve olayları unutur.

Hastalık ilerledikçe kişi daha sık unutmaya başlar ve bu bilgileri hatırlayamaz.

Unutkanlık, hastalığın ilk dönemlerinde basit unutkanlıklar şeklinde başlar. Daha sonra hastalığın evresine göre ilerler.

Zaman içinde hasta'nın yaşamında ne gibi değişiklilkler oluyor? 

Alzheimer hastalığı ilerledikçe hastanın günlük yaşam aktiviteleri bozulur. Hastaların çoğu günlük işlerini planlayamaz ve tamamlamakta güçlük çeker. Yemek pişirmek, giysi seçmek ya da telefonla konuşmak gibi basamaklı işleri yapmakta zorluk yaşamaya başlarlar. Hasta geçmişte iyi yaptığı becerilerini kaybeder.

Örgü öremez, çivi çakamaz, yemek yapamaz, enstrüman çalamaz, tuvalete gidemez, banyo yapamaz, yemek yiyemez,kaybolmalar başlar,para hesabı yapamaz,alışveriş yapamaz,idrar ve gaitasını altına veya evin değişik yerlerine yapar.

Bir çok hastalıkta olduğu gibi Alzheimer için de erken tanı önemli diyebilir miyiz?

Evet erken tanı bir çok hastalıkta oldugu gibi Alzheimer hastalığının tanısındada çok önemli bir yer tutuyor.

Hastalığın yavaşlatılması ve hastanın yaşam kalitesinin düşmemesi açısından erken tanı önemlidir. Bu, uzun dönem araştırmalar ile kanıtlanmıştır.

Alzheimer hastalığının erken tanısı ; geri dönebilir semptomların (bellek problemleri, uyku bozukluğu, algı bozukluğu vb) tedavisi için şans verir.

Hastalığa eşlik eden psikiyatrik sorunların (depresyon, ilgisizlik, aşırı telaş, suçlama, yanılsama, vb.) erken dönemde anlaşılmasını; tanı ve tedavi için bir şans verilmesini sağlar. Bu problemlerin hastadan değil hastalıktan kaynaklandığını bilmek, hasta yakınlarının ve toplumun hastalığı kabullenmelerini kolaylaştıracaktır. Keza bu sorunların erken tanısı ve tedavisi ile hastalığa bağlı hastaneye yatış olasılığı azalacaktır.

Erken tanı hastaya ve yakınlarına mali hesapları planlama, hayat akışına dair doğru kararları verme ve hukuki açıdan gerekli önlemleri alma gibi konularda fırsat verecektir. Bu dönemde aile bireyleri, hastanın da görüşünü alarak, gelecekte yaşanacak önemli kararları birlikte erken dönemde alabileceklerdir.

Bu hastalığın herhangi bir tedavisi var mı? Varsa nasıl bir tedavi şekli uygulanıyor? 

 Günümüzde hastalığın tam bir tedavisi olmasa da belirli bir süre ilerlemesinin durdurulması ya da yavaşlatılması mümkün. 

Kullanılan bazı ilaçlarla, hastanın kendisine ve çevresine zarar vermesi önlenebilir.

Hastanın yaşam kalitesi korunur ve kendine daha uzun süre bakabilmesi sağlanır.

Depresyon, huzursuzluk, uykusuzluk gibi ruhsal bozuklukların tedavisi için de uzun zamandır kullanılan çok sayıda etkili ve güvenilir ilaçlar mevcuttur.

Alzheimer hastaları için ilaç tedavisinin yanı sıra, özenli bir bakımın da önemi büyüktür.

Hastalık ilerledikçe, günlük yaşamda daha fazla yardım ve güvenlik ihtiyacı doğar.

Alzheimer'dan korunmanın yöntemleri var mı? 

Evet vardır bunları kısaca özetlersek:

Hastalıktan korunmada zihinsel canlılığı sağlayan egzersizler önerilebilinir.

Okumak (gazete,kitap v.s.) , kişinin okuduğunu, öğrendiğini, gün içinde yaşadıklarını anlatması, yakınlarıyla paylaşması oldukça önemli.

Ayrıca strateji ve muhakeme gerektiren oyunlar oynanmalıdır (Briç, sudoku yararlı olabilir).

Sigara ve alkol kullanımının bırakılması hastalık riskini azaltabilir.

Sağlıklı beslenme, trans ve doymuş yağ oranının azaltılması, sebze, bakliyat, tahıl ve meyve tüketilmesi, vitamin E ve vitamin B12 alınması ve fiziksel aktivitenin devamlılığını tavsiye edebiliriz,

Uzun süre tv seyretmelerini önermiyoruz.

Alzheimer neden ve nasıl ölüme sebep olur? 

Alzheimer hastaları, hastalığa bağlı komplikasyonlar sonucu hayatını kaybetmektedir.

Zaman içerisinde Alzheimer hastaları yutkunma, öksürme ve nefes alma gibi bizi hayatta tutan doğal reflekslerini kaybederler. Tat alma, konuşma ve hareket etme yetileri de zayıflar ve yok olur. Alzheimer hastalarında en sık rastlanan ölüm sebebi yutma reflexi kaybına bağlı gıdaların akciğere kaçıp nefes alamamasına baglıdır.(Boğulmaya bağlı)  Bu durum hasta, çiğneme ve yutkunma yetisini kaybettiğinde yiyeceği soluk alırken içine çekmesi sonucunda yaşanır. Soluk borusuyla vücuda giren yiyecek veya içecek akciğerlere yerleşir. Normalde sağlıklı bir insan kuvvetli bir öksürük ile bu besini dışarı atabilir. Ancak Alzheimer hastalarının sıfıra yakın bilinç halleri sebebiyle vücutları bu hareketi yapmaları gerektiğini anlayamaz. Alzheimer hastaları yardımsız hareket etme yetisini kaybettiğinden genelde yatağa bağlı bir şekilde yaşamak zorunda kalırlar vede uzun süreli hareketsızlığe bağlı inme(felç) ye ,kalp krizine vede yatak basısına bağlı yaralardan dolayı gelişen enfeksıyonlardan ölürler.

Neredeyse her gün onlarca Alzheimer hastası sokaklarda evinin yolunu bulamadığı için kayıplara karışıyor. Hasta yakınlarına bu konuda ne önerirsiniz. 

a- Kaybolma olasılığına karşı hastanın üzerinde bileklik, kolye, giysi etiketi vb.gibi aksesuarları bulundurmalarını önerırım 

b- Parmak izi sistemini öneririm(Emniyet Genel Müdürlüğü, kaybolma ihtimaline karşı, isteyen alzheimer hastalarının parmak izlerini ve adres, telefon gibi kişisel bilgilerini kayıt altına alıyor)

Hastanın sosyal çevreden kopuşu ve içine kapanmasının önüne nasıl geçilebilir? 

En fazla yapılan yanlış hastanın sosyal çevreden izole edilmesidir ki bunu yapmayalım tam tersi hastamız ile birlikte vakit geçirelim nereye gidersek hastamızıda birlikte götürelim onu bir odaya kapatıp tv nin karşısında vakit geçirmesine müsade etmeyelim hastamıza gülümseyip elini tutup , şefkatli davranalım. En ileri evrede bile hastanın sevgiye, şefkate ihtiyacı vardır. Ellerini tutmak, ona sarılmak veya sadece onunla oturmak bile onun çevreyle olan iletişiminin devam etmesine katkı sağlayacaktır.

Alzheimer uzun yıllar sürebilen ve bu uzun zorlu süreçte hasta yakınlarını bir hayli yoran bir hastalık. Hasta yakınlarının daha sabırlı, daha sağlıklı düşünebilmeleri için bir uzmandan yardım almaları gerektiğini düşünüyor musunuz? Ne yapmalılar, kimden yardım almalılar? 

Yardım almak istemeyenler neler yapmalılar? 

Evet bir uzmandan yardım almaları gerektiğini düşünüyorum,

Türkiye Alzheimer Derneğine veya bu konuyla yakından ilgilenen Nöroloji doktoruna başvurabilirler.

Hayatın sadece hastanızdan ibaret olmadıgını unutmamak lazım , hasta yakını ne kadar iyi olursa hastasına o kadar iyi yardımcı olabilir.

• Alzheimer lı kişiye baktığımız zaman kendi ihtiyaçlarımızıda dikkate almamız gerekir.

• Diğer aile fertlerinide baştan itibaren bakıma dahil etmeliyiz.

Böylece tüm sorumluluk bizim üzerimizde olmaz. Her gün bakımı teklif etmeseler bile arada bir mola verdiğinizde kişiyle ilgilenebilirler veya bakım maliyetinde maddi olarak katkıda bulunabilirler.