Merhaba Çağatay nasılsın? 

Teşekkür ederim, siz nasılsınız.

Geçtiğimiz ay “Bu Kadın” adında güzel bir şarkıyla karşımıza çıktın. Sözü müziği sana ait olan bir şarkı. Nedir hikayesi?

Sürekli sahnede olan bir müzisyenseniz eğer, şarkı söylemenin yanı sıra insanları gözlemlersiniz. Kim kiminle mutlu kim kiminle tartışmakta kim kiminle flört ediyor. Her anlarını gözlemlersiniz. Gece hayatı oluşundan dolayı alkollü insanları her daim 2’ye ayırmışımdır. Kimisi alkol içince başkası olur. Kimisi de tam da kendisi olur. Aslında alkollü değilken başkasıdır. Bu gözlemleri sahnede sadece içinizde burukluklar varken hani bir insan sebepsizce karanlık bir enerjiye bürünür ya arada bir.  Sadece o anlarda yaparsınız. Sahne izleyen için vitrindir. Sahne ki içinse sanki projektör tutulmuş sırlar kapısıdır. Böyle bir akşamımdaydım sahnedeydim ve gözlemliyordum. Bir kadın vardı ve yanında bir adam. Tabi bu öylesine bir kadın değildi. Benim için anlamı her gün katlanan bir kadından bahsediyorum. Çok duygusal kaoslara girmek istemiyorum o yüzden size tek cümleyle özetledim. Kadın çok derindi. Adam yüzme bilmiyordu :)

Şarkıdaki Emek O Kadın!

“Şarkımın düzenlemesini, aranjesini, enstrümanlarını her şeyi kendim yaptım. Herhangi bir destek almadım” diyen Çağatay, “Şarkıdaki emek derseniz ‘O Kadın’ diye cevap vermek isterim” şeklinde açıkladı.

Biraz klibe değinelim istiyorum. Nasıl geçti klip çekimleri? 

Klip çekimlerim çok eğlenceli geçti. Tüm bir günümüzü harcadık tabii ki ama yorucu demek istemiyorum çünkü çok tatlı bir yorgunluktu bizim için. Genç bir kadromuz vardı. Oyuncu arkadaşlarım zaten gerçek hayatımın içinden seçtiğim arkadaşlarımdı. Orkestram derseniz kendi orkestramdı. Tek aklımda kalacak şey gece sahnesiydi muhteşem bir soğuk vardı titreye titreye klibimizi çektik :) yönetmenimiz Yusuf Can’ın çalışma sistemine hayran kaldım. Çok pozitif hislerimi anlayarak ve tadında yönlendirmeler yaparak unutamayacağım bir hatıra bıraktılar bana. Hepsini çok seviyorum.

Şarkıdan esinlenerek sormak istiyorum kadınlar nasıl ki adamlar onları anlamıyor? 

Ben kadınlar ya da adamlar diyerek herhangi bir buluş ya da bir aydınlatma sunmak istemedim aslında şarkımda. Haddime de değil. Çünkü her insanı bir tutarak böyle bir sunum yapmak biraz ukalaca olur benim için. Yarın öbür gün beylerden yüzmeyi senden mi öğreneceğiz tepkisi almak istemiyorum :)) O yüzden Bu Kadın’a yaptım şarkıyı diğerlerine bol şans :) 

Bundan önce “Kafayı Kırdım” şarkın vardı onun geri dönüşleri nasıl oldu?

Müziğim kendi mütevazi çevremde her daim sevildiği gibi oda sevilmişti. O da başlı başına kafayı kırdığım dönemlerde değişik hikayesi olan bir şarkıdır :)

Daha önceki “Hayal Etmek Yetmiyor”, “Umut Yok”, “Ben Tek Siz Hepiniz” daha öncesinde de “Mavi” gibi şarkıların var, onlarla ilgili neler söylersin?

“Mavi” benim ilk göz ağrımdır diyebilirim. Biraz sayko bir tarza sahip psikolojik bir şarkıdır ki yazarken de emin olun yaşayarak yazdığım bir şarkıdır. Ve önümdeki kariyerimde muhakkak tekrar yer vereceğim bir şarkımdır. Sadece doğru zamanını bekliyorum diyebilirim. Diğer şarkılarımda da inandığım tek bir şeyi sizle paylaşmak istiyorum. Bir gün... Elbet bir gün… Hepsinin kalplere gireceğine her zaman inanıyorum. 

“Rapçi Olmadığım Anlaşılacaktır”

Ben bir rapçi değilim. Hayatımın hiçbir köşesinde rapçi olmadım. Bir parçada konuşur gibi bir şeyleri okumak o parçayı rap müzik yapmaz. Çünkü rap kültürü gerçekten çok farklı bir kültürdür” diyen genç şarkıcı, “popüler müziğin kabullendiği soundları kendi tarzımın üstüne katarak bir parça yaptım diyebilirim. Bu da dinleyicileri biraz yanıltmaktadır. Diğer projelerimde eminim ki rapçi olmadığım daha net anlaşılacaktır” dedi.

Nasıl bir şarkı asla söylemezsin?

Ben bir gitaristim. 12 yıl boyunca her gece Beyoğlu ve civarında sahnede olan birisiyim ve bir şarkı için ben bunu asla söylemem diyecek kadar ne ukalayım nede duyarsızım. Söyleyemem ya da beceremem diyebilirim ama asla ben bu şarkıyı asla söylemem demem. Kendime ve müziğe ihanet etmiş olurum. 

Youtube kanalın var. Şimdilerde o kadar çok youtube kanalı açıldı ki senin gibi müzisyenler için avantajlı halde diyebilir miyiz?

Tam aksine dezavantaj olarak görüyorum. Evet eminim ki herkes müziğini müziğe gönül verdiği için yapıyordur, ya da umduğum o... fakat o kadar çoğuz ki son senelerde. Aralarda müzik aşkı olmadan tonlarca sayabileceğim sebeplerden dolayı müzik yapan insanları göremez olduk. Ve bu çokluk içinde kendimi tenzih ederek söylemek istiyorum inanılmaz yetenekler inanılmaz sesler inanılmaz vizyonlar görülmüyor ki… sanatın şansa döndüğü bir nesildeyiz.   

Eğer müzik ile ilgilenmeseydin ne yapardın?

Muhtemelen bilgisayar yazılımcısı olurdum. 

Sosyal medyanın hayatımızın içinde olması hakkında ne söylersin? 

Kişilere şahsiyet yükleyen bir mecradan bahsediyoruz. Mahallenizde ki bir bakkal amcamızın bile bir bakkal amcalıktan çıktığı yerden bahsediyoruz. Hayatımızın içinde olmasını tam bir perde durumudur. Önü ve arkası vardır. Önü her ne kadar hoş görünse de bazı sektörler için arkası hiçte hoş değildir. Ben 87 doğumluyum 90 jenerasyonuyum. O jenerasyona müzik dediğin zaman Sezen Aksu derler, Yıldız Tilbe derler, Çelik derler, Yaşar derler, Müslüm Gürses derler, Şebnem Ferah, Teoman derler ve daha adı devleşmiş birçok isim söylerler. Yeni nesil jenerasyonuna sorarsınız Ben Fero derler. Bunun sebebi de perdenin arka yüzüdür. Yeni neslin internete olan hakimiyeti ve sayı fazlalığı kartlarda çok büyük değişiklikler yapmıştır. 15- 19 yaş arası internet kullanıcıları yönetmektedir. Trend dediğiniz öne çıkma dediğiniz mecraları da... Ben Fero gibi saçma bir girişimin başka bir sebebi yoktur. Ki yine kötünün iyisidir en azından meziyeti var kendine özgü bir müziği var vs.… Daha daha kötüleri var ne bir meziyeti ne bir yeteneği ne bir artısı olmadan bile starcıklarımız var bizim. Yani demek istediğim sosyal medyanın hayatımız içinde oluşu bazı sektörleri yerle bir etmiş durumda. En başta medyanın kendisi olmak üzere…

Sahnelerin nasıl gidiyor?

Sahnelerim single çalışmalarım sebebi biraz aksatmıştım. Şimdi çok şükür çıkardık.  Artık Akbulut Sanat ve Melodi Müzik ailesi ile yeni sahnelerimizde sevenlerimizle tekrardan melodilerde notalarda ve ezgilerde buluşacağız.

Yakında nasıl projelerle bizlerle olacaksın?

Öncelikle arayı kesinlikle kısa tutacağım. İkinci singlemin çalışmalarına başladık bile. Düzenlemelerini kendim yaptığım için bu işi çok seri de yapabilirim. Fakat tadında hazmede hazmede tecrübeler ede ede çokta uzun mesafeler koymadan şarkılarıma devam edeceğim. Az evvelde dediğim gibi Akbulut Sanat ailesinin bir üyesiyim artık ve bu durumdan çok memnunum. Sayın Harun Akbulut nezihinde yerinde projelerimiz ile sürpriz dolu günler geliyor diyebilirim :)

Son olarak okuyucularımıza neler söylemek istersin?

Müzikle uğraşan dostlarıma, kardeşlerime, ağabeylerime tek söylemek istediğim şey asla ve asla pes etmeyin. Ve bakış açınızı değiştirin. Yaptığınız şarkıyı milyonlara izletmek sizin umduğunuz başarı değildir. Asıl başarı şarkınızı yapabilmektir. Milyonlara izletmek için şarkı yapılmaz. Şarkı hisle yapılır. Bunu lütfen unutmayın. Hoş kalın, müzikle kalın. 

Doğum tarihi 29.10.1987

Burcu: Akrep

En sevdiği huyu: Evinde pijamaları ile takılmak

Sevmediği huyu: 6.his

En sevdiği renk: Siyah

Uğurlu sayısı 3

Uğurlu günü Cumartesi

En sevdiği söz: Kahramanı sen olsan da hikaye benim. 

Röportaj/ Söyleşi: Elif Hayvalı 

Fotoğraf: Edanur Külahçı Hayvalı