Öncelikle merhaba. Harun Bey sizin menajerliğinizden dolayı uygun zamanınızı bulmak oldukça güç yoğun bir programınız var. Ki keza sizin de işleriniz oldukça yoğun Azad Bey. Her ikinizde nasılsınız, iyi misiniz?

AZAD ÜZÜM: Teşekkürler çok iyiyiz.

HARUN AKBULUT: İyiyiz teşekkür ederiz, sizlerde hoş geldiniz.

Melodi Müzik Yapım ve Akbulut Sanat olarak bir ortaklık oluşturmuşsunuz, bu fikir nasıl ortaya çıktı? 

AZAD ÜZÜM: 2015 senesinde Akbulut Sanat sahibi Harun Bey ile tanıştık. Bazı festival ve organizasyonlarda birlikte yol aldık ve ortak olmaya karar verip, bir şeyleri beraber yapalım dedik. Ve böylece birlikte yürümeye başladık. 

HARUN AKBULUT: Evet Azad Bey'in dediği gibi ben Akbulut Sanat olarak Alanya'da birçok konser ve organizeleri yürütmekteyim. Yaptığım bu çalışmaların İstanbul ayağı da olduğu için menajerliğini yaptığım sanatçılar var onlarla alakalı olarak Azad kardeşimde belediyelerle güzel çalışmalar yapıyor, festivallerde menajerleri olduğum sanatçıları çıkarırken birlikte çalışınca bir kader birliği yapalım istedik. Birlikte yürüyelim mantığıyla da başladık. 

Şu anda birlikte ne tür projelere imza atıyorsunuz?

AZAD ÜZÜM: Hali hazırda yeni çıkmış isimleri birlikte değerlendiriyoruz. Her anlamda yanlarında olmak adına (pr, klip, stüdyo aşamaları, albüm çıkarma aşaması…) birlikte projeler yapıyoruz. Yeni çıkmış isimlerin haricinde birçok belediye ve bakanlığın festivallerinde kendimizin ürettiği projeleri birlikte yürütüyoruz.  

HARUN AKBULUT: Benim kendi firmam Akbulut Sanat, Melodi Müzik Yapım gibi değildi. Tanıdığımız birisi bana ulaşıp “şu genç var gayet başarılı dinler misin?” dediğinde kendi bilgi birikimimiz dahilinde ben hemen Azad'a gönderiyorum, birlikte bir istişare yapıyoruz eğer yapılacak bir şey varsa İstanbul’a davet ediyoruz. Gencin “şarkısı var mı?” ya da “yetenekleri nedir?” buna bakıyoruz. Bu iş yapmak isteyen çoğu genç beste yapıyor, söz yazıyor, birlikte çalıştığımız aranjörlerimiz var onlara yönlendirip besteleriyle bir çalışma çıkarıyoruz. Eğer bestesi yok ama sesine, enerjisine güvendiysek Melodi müziğe sürekli gelen besteler var onları söyletiyoruz. Sonrada stüdyo süreci ve yayınlaması kalıyor ve o kişiye yatırım yapıyoruz. Elbette ki bir bütçesinin olmasını, her şeyi bizden beklememelerini bizde istiyoruz ama ilk hedefimiz para değil insanların yanında olalım başarılarına ortak olalım o başarıyı yakaladıklarında birlikte yürüyelim yaklaşımındayız. Açıkçası bizim çizgimiz bu! “Ne kadar başarılıyız?” Bunu zaman gösterecek. 

Ben biraz Akbulut Sanat hakkında konuşmak istiyorum. Ne zamandan beri var? Yoğun olarak nerede biliniyor? 

HARUN AKBULUT: 2016 senesinde İstanbul’dan Alanya’ya gittim ve Alanya’da yaşamaya başladım. İkinci eşim Alanya’da diş hekimi Enise Hanım. Kendisinin orada yerleşik bir hayatı vardı biz evlilik kararı alınca onun İstanbul’a gelip, buraya yerleşmesi mümkün değildi. Fakat benim Alanya’ya yerleşip İstanbul’daki işlerimi de yürütmem mümkündü bizde böyle bir karar aldık. Orada bizim ticari işlerimiz de var muz, avokado üreticiliği ve farklı ticari işler yapıyorum. Kliniğimiz var, restoranımız var derken bizim orada yerleşik hayatımız var ama özellikle konserlerden dolayı muhakkak İstanbul’da olmam gerekiyor. Akbulut Sanat’ı ben orada kurdum. İstanbul’da yaşarken böyle bir düşüncem vardı, hayata geçirmemiştim. Akbulut Sanat’ın oluşumu Alanya’ya gitmemle oldu. “Menajerim olur musun?”, “Menajerlik yapar mısın?” şeklinde çok sevdiğim dostlarımdan teklifler aldım. Bende kabul ettim. Menajerlik daha sonra yapım ve prodüktörlük olarak piyasadayız. Alanya Antalya bölgesinde sanatçılarımı mekanlara çıkarttık. Beni tanıyan arkadaşlar Melodi Müzik’in ortağı olduğumu da duyunca “Abi ben bir şarkı yaptım, yada çok önemli isimler sizin firmadan yeni şarkımı çıkaralım mı?” demeye başladı. Bu da basamak basamak bizi başarıya götürüyor…

Harun ağabeyciğim demeliyim. Çünkü sizinle uzun süredir iletişimiz var ve her iletişimizde ben sizi sürekli farklı organizasyonlarda, yoğun koşuşturmacalarda gördüm. Çok fazla kişinin bir yerlere gelmesini sağladınız. O isimlerden söz edecek olsak detay verir misiniz?

HARUN AKBULUT: İsim vermeden konuşmalıyım; yapılan iyilikler söylenmez. Ben birilerinin yanında oldum, o arkadaşlarımız piyasadalar, hala görüşüyorum. Her birinin Allah yollarını açık etsin. Bizim bir çizgimiz vardı o çizgimiz dahilinde ben onlara güvendim, sevdim, yatırım yaptım, yanlarında oldum. 

“Emircan’ın Kilbi Bütün Yönetmenlere İhanettir”

“Bugün bir Emircan İğrek gerçeği var!” diyen Akbulut, “Emircan’ın çektiği klibe baktığın zaman ben şu anda ‘Nalan’ şarkısına çekilen klibi bütün yönetmenlere, bütün klip ekiplerine ihanet olarak görüyorum. İnsanlar neden en az 35- 45 bin TL verip klip çekiyorlar ki? Bu kardeşimiz hiçbir şey konuşmadan, kameranın karşısına geçerek böyle bir klip yaptı ve 52 milyon oldu. Şimdi bu işin doğrusunu bizler yapımcı olarak araştırıyoruz? İzlenme satın alınarak mı bu kadar izlenildi yada artık neden klip çekiliyor? Bizlerde kliplere paralar veriyoruz. Bu klipleri çekmek doğru mu? Klip sektörü bitiyor mu? sorularını getirdi” şeklinde konuştu. 

Ben Fero Şarkıları Bu Kadar Çok Seviliyorsa; Şarkıcılar Söz Almak İçin Neden Bu Kadar Çok Para Harcıyor”

“Ben Fero diye bir arkadaşımız daha çıktı. Şarkılarında argo cümlelere rastlıyoruz. Bu söylemler bizim aile kültürümüze uymayan kelimeler. Hece hece Türkçemizin kullanımı söz konusu. Fakat gençlerimiz deli gibi dinliyor, söylüyor” şeklinde konuşan Harun Bey, “O zaman söz yazarları neden var ve bu adamlar neden söz yazıyor? Amacım bu kişileri suçlamak elbette değil fakat merak ediyorum bu işin aslı nereye gidiyor? Bu işin doğrusu nedir? Bir yandan sanatçılar şarkılarının sözlerine çok önem verirken; söz yazarına gittiğin zaman en az 20 bin sırf sözler için paralar ödüyorlar. Peki söze bu kadar çok önem veren sanatçılar varken, bu tarz şarkılar nereye gidiyor? Bu sözleri insanlar nasıl dinliyor? Niye söz yazarlarına bu kadar paralar veriliyor? gibi dengesiz denklemler var... Biz bunların içerisinde yine de Melodi Müzik olarak sanatçı çıkarmak anlamında Akbulut Sanat olarak da menajerlik olarak doğru bildiğimizin arkasında duruyoruz” dedi. 

Çağatay Şapçılı kardeşimiz bizden bir şarkı çıkarttı, kendisiyle yakın zamanda da röportaj yapmıştınız. Bu çocuk öyle bir şarkı yazmış ki; "BU KADIN ÇOK DERİN, ADAM YÜZME BİLMİYOR" diyor. Bu kadar güzel sözlerle karşımıza çıkan gençlerimiz varken, neden sözlerini kaybettiğimiz şarkılar dinleniyor anlamıyorum. 

Azad Bey, köklü olan Melodi yapımı bilmemize rağmen sizinle ilk kez karşılaştık. Çeyrek asırdır aileden gelen bir yapım şirketisiniz. Şirketten biraz söz eder misiniz?

AZAD ÜZÜM: Plak döneminden bu yana dedemle babamdan bugüne kadar sizlerleyiz. 2008 senesinde babamı kaybettim ve bu şirketi kendi başıma yönetmeye başladım. Sanırım 2010 senesinde de aileden herkes müzik şirketleri işlerini bıraktı hatta benim de bırakmamı istediler, ben devam etmeyi seçtim. Eskiden piyasada çok büyük hareketlilikler vardı. Bu hareketli piyasa bitince işler düşmeye başladı ve ailemizdekiler bıraktılar. Hâlbuki bizde müziğini içinde olmayana kız bile vermiyorlardı, nitekim bu değişti. Ben 2000 senesinden beri dağıtımın yoğun olduğu kaset ve CD’lerin döneminde ben 8 sene boyunca Türkiye’nin her yerine dağıtım yaptım. İstanbul’dan başlayıp Hakkâri Şemdinli’ye kadar kaset ulaştırırdım. Bu işi çok seviyordum yıllarımı vermiştim, bırakamadım. 

“Şimdi Kazandıklarımız, Eskiden Kazandıklarımızın Üçte Birine Düştü”

Eskiden günlük ciromuz 100 bin- 150 bin TL iken dijital sektöre geçince üç aylık gelirimiz söz misali 70 bin TL ye düştü” diyen Azad Bey, “Günlük 10 binler nerede üç ayda 70 bin nerede… Daha ilerlemesi gerekirken daha çok kazanmamız gerekirken gittikçe düşüyoruz. Kendinizi güncellemezsiniz eğer, bu teknolojiye ayak uyduramazsanız, güncelliğinizi kaybedersiniz. 40- 50 yıllık müzik firmaları bu işin gerisinde kaldı” açıklamalar yaptı.

Şimdilerde kaç kişi bünyenizde ve ne kadar sıklıkla piyasaya şarkı çıkarıyorsunuz?

AZAD ÜZÜM: Firmamızda yaklaşık 500’den fazla sanatçımız var ve sürekli bünyeye katılan isimler var. Her ay minimum 20- 25’e yakın kadromuza katılan, solist, yeni ismiler çıkıyor. TÜİK verilerine göre sanatçı konusunda en çok üretim yapan firmayız. Hatta dijital platformlara baktığınızda hemen hemen her gün şarkımız çıkıyor, şaşmaz. Hatta şimdiden nisan ayının kliplerinin çalışmalarını hazırladık. Günden güne çoğalıyor ve büyüyoruz. Dışarıdan hazır işlerde geliyor, “ben şarkımı yaptım, bitirdim, sizde yayınlamak istiyorum” diyen isimler oluyor.  Biz bu isimlere sözleşme yapmıyoruz. “İstiyorsanız şarkınızı bize verin ve çıkaralım” diyoruz. Fakat bizim kendi yatırım yaptığımız sanatçılarımız varsa minimum 3 yıllık bir sözleşme yapıyoruz. 3 yılın sonunda istedikleri şekilde tekrar bizimle olabilirler. Bizler işi yokuşa süren kişiler olmadık. Öyle de olmayacağız. 

Albüm kasetlerinin yoğun olduğu dönemlerde ya da bir dönem CD’ler meşhurdu. Şu zamanı değerlendirecek olsanız, piyasa ne durumdadır?

AZAD ÜZÜM: Eskiden de korsan vardı ama ona rağmen yine de işler iyiydi, güzeldi. Hatta şöyle söyleyeyim dağıtım yaptığım için yeni çıkan albümler oluyordu. Çok satan bir albümden adam bir tane istiyordu ve benim verdiğimi hemen anında, hatta yanımda korsanı basıyordu. “Bizden daha güzel ön kapağı basmışsın” derdim. Ne kadar korsanların önüne geçemesek de o günleri özlüyorum. Şimdide şu algı var; insanlarda çok iyi bir şarkı da çıksa 15 bin 50 bin izlenmesi varsa o şarkının o projeyi dinlemek istemiyorlar. Eğer milyonlara ulaşmışsa çok çok iyi bir şarkıymış sanılıyor. Böyle bir algıyı yaşadığımız günlerdeyiz. 

Harun ağabeyciğim şu anda elinizde olan başarısına güvendiğiniz yetenekli birçok arkadaş var. Kimlerle nasıl bir yol izliyorsun?

HARUN AKBULUT: Turgay Saka diye bir arkadaşımız var. Kendisinin menajeriyim. Yapımcılığını ve prodüktörlüğünü yaptığım sanatçım, ona çok güveniyorum. En son Demet Akalın'la Ömer Topçu'nun düet çalışması “Oh Olsun” şarkısının bestekarıdır. Biliyorsunuz ki şarkı 80 milyonu buldu. Banu Parlak'la da "İki Yüzlü" adında şarkıları oldu bu şarkı da 10 milyonu geçmişti. Kısacası Turgay kendisini ispatlamış bir gencimizdir. Yapımcı Zafer Kerey’in sözlerini yazdığı 140’a yakın besteleri var. Prodüksiyon anlamıyla Zafer kardeşim ile de çalışıyorum. Bir sanatçıya bir eser lazımsa, ben bu beste fabrikası arkadaşlara söylüyorum ve bestelerine bakıyoruz. Ayrıca İzmir’li sesine çok güvendiğim Kübra Can solistimiz var. Onunla kader birliği yaptık. Kendisini 13 senedir ispatlamış bir isim. Birkaç aya kadarda kendisiyle güzel bir single çıkaracağız. “Oyalama Beni” ile çıkmıştı şarkı 3,5 milyon olmuşu. O zamanlar ben yoktum biz son 9 aydır çalışıyoruz. Daha yeni Bakü’den geldik. Oldukça sevilen bir isim. Kübra Can ve Turgay birebir ilgilendiğim menajerliğini yaptığım kardeşlerim. Onun yanında Çağatay Şapçılı, Okan Reis, Karadenizli kızımız Elin Can Vayic var. Rahmetli Atilla Arcan’ın kızı Şebnem Arcan ve Ender Yandımata gibi isimlerle de çalışıyoruz. Bu arkadaşlarım geleceğin yıldızları olacaklar. Kübra Can İzmir’de bir ödül gecesinde -ki paralı ödül gecelerden değil “Ege Bölgesi’nin En İyi Canlı Ses Sanatçısı Ödülü’nü” aldı. Çok özel sahneleri var Antalya’da sabit, Turgay Saka da keza aynı şekilde ikisi de Antalya’yı sallıyor diyebilirim. 

Buradan da birçok okuyucu müzisyene denk gelebiliriz ve sizinle iletişim kurmak isterler. Siz Harun Akbulut olarak bir sanatçıyı seçerken onda ne arıyorsunuz ve nasıl özelliklere sahip olmalılar ki bu işi yürütebilsinler?

HARUN AKBULUT: Müzik geçmişi çok olan birisi olmasam da bu sektörü anlamış biri olarak benimde kendime göre kriterim var. Solist sahneye çıktığı zaman okumalı. Canlı performans benim için çok önemli, eğer canlı performansını beğenip o ışığı alabilirsem o kişiyle yürürüz. Canlı performansına gittiğim ya da arkadaşlarımın daveti üzerine gittiğim yerlerde çok beğendiğim bir ses varsa o kişiyle ne yapabilirim ona bakarım. Mekanlar benden sanatçı istiyor ona göre de yönlendirme yapıyorum. 

“O Ses Yarışması Sahne Sanatçılarının Yolunu Kesti”

O Ses Türkiye gerçeği var. O Ses Yarışmasına katılıp, bu etiketi alan çoğu genç, ‘sanatçıyım’ diye sahneler almaya başladı. Hatta yıllarını müziğe vermiş birçok sanatçının bile önüne geçiyorlar diyen menajer Akbulut, “Eleştirmiyorum, çok güzel bir platform ama bir sanatçımız var, o sanatçıyı bir mekana çıkartmak için bir kaşe söylüyorum çok uçuk bir fiyat olmamasına rağmen ‘Biz O Ses yarışmasından şununla anlaştık ya da şunu almayı düşünüyoruz’ diyorlar. O Ses, bir yarışma platformudur. O yarışmaya çıkan arkadaşlar solist, sanatçı değildir. Elbette solistler de çıkıyor fakat geneli, yeteneği olup olmadığını gösteren gençlerden oluşuyor. Şimdi 14 yıl sahne tozunu yutmuş bir solisti işe kabul etmeyip bu arkadaşlara sahne verilmesini de anlamıyorum açıkçası. Bunları söyleyerek yanlış anlaşılan, insanların önüne geçip ekmeğine karışan biri elbette ki olmak istemiyorum ama dürüstlükle yaklaştığım için bunları iletmem gerekiyor” ifadelerini söyledi.  

Harun Akbulut’tan Mekan Sahiplerine Sitem;

“DJ performans yapan çok başarılı bir kardeşim var. Onu bir kulüpte çıkarmak için mırın kırın eden mekan sahipleri o kardeşimizin üç katını afedersiniz bedenini teşhir eden, sözüm ona DJ diye geçen kızlara o paraları veriyorlar. Bu da müzik sektörü için çok ağır değil mi? Sonra diyorlar ki müşterinin tercihi böyle. Fakat böyle yerlere damsız adam almıyorsunuz, gelen adam eşiyle, kız arkadaşıyla geliyor ve öyle bir DJ’yi eşiyle olan adama ya da o kadına sunmuş oluyorsunuz bu doğru mu?” diyerek ekledi; “Bu bence kulübe gelenin değil, mekanın tercihidir. Mekancılar şimdi üzerime sıçrayacak ama bu böyle maalesef. Benim doğrum bu!"

Alanya'da çok güçlü organizasyonlara imza atmış bir isimsin Harun Ağabeyim. Aleyna Tilki'den tutup birçok starları hem sahnelere hem de halk konserlerine getirdin. Bunu neye bağlayabiliriz. Ve tanıyıp da karakterine inandığın kaç isim kimler var?

HARUN AKBULUT: Alanya’ya ilk önce Yusuf Güney’i götürmüştüm çok tutuldu sevildi ve gelmemiş isimleri getireyim dedim. Orada çok güzel bir açık hava tiyatrosu var Aleyna Tilki burada 3.500 kişilik bir halk konserinde sahne almıştı, giremeyen binlerce kişi vardı, yer almadı.  Aleyna’da diğer organizeler gibi paralı sahne yapmadım, kendi cebimden halka açık konser verdirdim. Hem kendi ismimi duyurdum hem burada güzel organizelerinde yapıldığını gösterdim hem de benim o zamanlar menajeri olduğum sanatçılarımı Aleyna’dan önce çıkartarak onların duyurulmasını sağladım. Ayrıca tiyatro organizelerimizde var Elif biliyorsun, “Ahmet Çevik Tiyatrosu” ile çalışıyorum. Geçen sene Yılmaz Morgül’ün de dahil olduğu Şebnem Schaefer’ın kadroya katıldığı bu güzel ekibin oyunlarını Alanya’ya getirdim. Şimdilerde “Piknik Sepeti” adında Alanya, Manavgat, Isparta, Burdur’a organizelerini yaptığım olağanüstü bir oyun var çıkaracağımız. Ayrıca Tokat Erbaa, Merzifon ve Yozgat’a gideceğiz. Bu oyun haricinde Alanya’ya çok güzel tiyatro organizeleri getirdim. Sadece konser değil, sanat anlamında çok etkinliğimiz var diyebilirim.

Yakın gelecekte ne tür projeleriniz olacak?

AZAD ÜZÜM: Hem müzik devam edecek hem de müziğin dışarısındaki projelerimiz devam edecek. TV programı ile geliyoruz ve belediye festivallerimiz yoğun olarak gerçekleşecek. 

HARUN AKBULUT: Benim yanında olduğum, bizzat ilgilendiğim genç arkadaşlarım var çok güveniyorum onlara, çıkaracakları şarkıların iyi gideceğine, sahnelerinin yoğun olacağına çok inanıyorum. Birlikte yatırımlar yapıyoruz. Ya bismillah yayınlayacağız, halkımızın da beğeneceğine eminim. Akbulut Sanat’ın sahibi olarak bana inanmış, güvenmiş arkadaşlarım var sonuna kadar onlarla olmaya devam edeceğim. 

Son olarak okuyucularımıza neler söylemek istersiniz?

AZAD ÜZÜM: “Hayatın melodisine kulak ver” sloganımızla devam ettiğimiz işlerimiz olacak. Bizi takip eder, desteklerseniz daha güzel işlerle karşınızda oluruz. Ayrıca ulaşmak isteyen gençlerimize de kapımız açık...

HARUN AKBULUT: Bu güzel röportaj için çok teşekkür ederiz Elif’ciğim, tüm okuyuculara da selamlar...

Röpotaj / Söyleşi: Elif Hayvalı

Fotoğraf: Edanur Külahçı Hayvalı