Merhaba Aslı. Blockcahin yeni bir teknoloji ve aynı zamanda bana göre olağanüstü bir teknoloji blok zincir olarak da biliniyor. Nedir blok zincir?

Aslı Gültekin : Öncelikle merhaba farklı bir alan farklı bir sohbet dolayısıyla çok keyifli olacak. Aslında blockchain için nereden bu noktalara geldiğimize de bakmak gerekiyor çünkü değişmeyen tek şey değişim. Ben hep baktığım zaman Sanayi Devrimi’ni düşünüyorum. Şimdi ise bir dijital devrim söz konusu ve bu dijital devrimi sağlayan da blok zincir olacak. Sebebi şu; blok zincir dediğimiz zaman aslında bir veri madenciliğini, bloklu bir yapıyı tasnif etmeyi kastediyoruz. Bunu yaparken şöyle bir örnekten bahsedelim. Ben mali müşavirim benim mesleğime göre biz her şeyi defterlere yazarak kayıt altına alırız. O defterleri sıralarıyla beraber tasnifleriz ve saklarız. Bunu saklarken de birtakım yerlerden onaylar alırız. Mesela noter onayı olur ve ona istinaden doğrulama tekniğiyle bunlar saklanır. Şimdi ise kağıt ve defterler gidiyor yerine yapay zekalar gündeme geliyor. Örneğin doğrulamayla alakalı araç alımı satımı yapacaksanız notere gidiyorsunuz. Evlenecekseniz nikah dairesine gidiyorsunuz. Alım satım yapacaksın, dış ticaret yapacaksın gümrük işlemleriyle ilgili devletin bazı mekanizmalarını kullanıyorsun. Fakat bunları yaparken birtakım aksaklıklar olabiliyor. Devletlere baktığımızda sosyal devlet kavramıyla toplum için var, güvenlik için var ve bu doğrulama mekanizmaları için var. Burada bazı açıklar da söz konusu. Örneğin fakirlik sorunu çözülememiş, güvenlik ihtiyaçları giderilememiş, ayrıca doğrulama işlemleri çok maliyetli ve zaman alıyor. 

Öte yandan bilgisayar sistemleri ve ağ üzerinden insanlar kendi aralarında kullanıcı kodlarıyla ad, soyad ve kimlik bilgilerini de girmeden yalnızca kodlarla işlemler yapabiliyorlar. Bütün bu işlemler aynı anda milyonlarca bilgisayara dağılabiliyor ve bir kodlamayla beraber gidiyor. Bu kodlamalar her bir yapılan işlemde tarih ve işlem sırasına göre blok halinde yapıldığı için blok zinciri deniliyor. Bu aslında kağıt kalemlerin olmadığı, en önemlisi merkezi sistemlerin olmadığı ve şeffaf bir şekilde yapılan dijital bir yapı. Özetle sanal ve dijital bir sistem. Hayatımıza nereden geldi derseniz. 1991 yılında iki araştırmacı belgelere zaman damgası vurmak istiyorlar ve çalışmalara başlıyorlar. 2009 yılında ise bitcoin yani kripto parayla beraber blockchain hayatımıza girmiş oldu. 

Öyleyse bu teknoloji sadece kripto paralar için değil birçok yerde kullanılabileceğimiz yeni dünyanın yeni teknolojisi ve yeni devrimi diyebiliriz.

Aslı Gültekin : Aynen aslında hayatımız ve yaşam şeklimiz değişiyor. Bu bir sanal devrim. Blockchain denilen sistemle beraber büyük bir dijital devrim yaşayacağız. Hatta buna kripto para ilk çıktığı zaman sınıfsız halkların devrimi olacak deniyordu. Çünkü bu teknolojide merkezi sistemler yok. Siz istediğiniz zaman istediğiniz her yerde zaman ve mesafe bağlantısı olmadan, maliyetleri minimize ederek, her türlü işlemi yapabiliyorsunuz ve çok güvenilir bir sistem. Üstelik üçüncü şahsa ihtiyacınız yok.

Evet çok güvenilir olduğu söyleniyor ve biliniyor.

Evet öyle çok güvenilir, şeffaf, merkezi sistemle alakası yok. Bu teknolojiyi siz e-ticarette, finansta özetle her yerde kullanabileceksiniz. Artık kağıt kalem kalmayacak, yapay zekalar gündemde ve 6G’lerden bahsediyoruz. Dolayısıyla bu boyutta baktığımızda blockchain bana çok umut veren bir şey. 

Neden?

Aslı Gültekin : Maliyetler azalacak ve her yerden alışveriş yapabileceğim. İstediğim şeyi güvenilir bir şekilde bana sunabilecek. Çünkü öyle bir sistem ki blokchain siz bu sistemde blok olarak hareket ediyorsunuz. Örneğin Filipinler’de alışveriş yapıyorum ve alışverişe ilişkin bütün belgelerim, evraklarım dijital sistemde saklanıyor. Saklanırken de aynı anda o sisteme dahil olan bütün bilgisayarlara verilerim gidiyor. Bu verilerimin bozulması mümkün değil çünkü blockchainde şöyle bir sistem var. Sistemi kodluyorsunuz, bir sonraki aşamaya geçiyorsunuz. O bir sonraki aşamada önceki kodu alarak devam ediyor. Bu şekilde blok zinciri oluşturuluyor. Siz bir veriyle oynadığınız anda yani birinde yaptığınız bir bozukluk öbürlerine sirayet ediyor ve bunu birden fazla binlerce bilgisayarın içerisinde olduğu için yapabilme şansınız yok. Bu sistemi suistimal edebilmeniz için trilyon dolarlar değerinde yatırım yapmanız lazım. Biz zamanında mali müşavirlerin kullandığı muhasebe programı olan Luca’daki sistemin güvenliğiyle alakalı derdik ki iki milyon dolarlık yatırım. Ancak bu yatırımı yapan hackerlar bunu bozabilir diye. 

Yani dolayısıyla blockchainde hacker olma ihtimali yok. 

Aslı Gültekin : Aslında yok demeyelim istisna da olsa çok maliyetli ve düşük bir ihtimal. Sebebi şu; trilyon dolarlar gündemde olduğu için böyle bir yatırım yapıp da senin 90 bin liralık ya da 1 milyonluk alışverişine hiçbir hacker göz dikmez. Bu anlamda çok güvenilir ve işin güzel yanı da merkezi sistemden ayrı olduğu için benim Trabzon’daki çiftçi amcam kalkacak Amerika’da kendi ürününü rahatlıkla satabilecek. 

Bu yapısıyla blockchain biraz radikal bir sistem değil mi sence de? Devletlerin işine gelir mi gelmez mi?

Aslı Gültekin : Neden gelmez sınıfsız halkların devrimi diye kripto paralar yola çıktı. Hepimiz çok mutlu olduk, dedik ki dünyada artık para birimleri değişecek. İnsanlar kağıt paralara bağlı kalmayacak. Şu an kağıt paranın en büyük sorunu ne? Aslı yani rezervden karşılığı olmayan paranın basılması. Bütün dünyada sorun bu şu an. Merkez bankaları sürekli para basıyor ve karşılığı yok. Kripto parada ise bir standart var ve siz o standardın üstüne çıkamıyorsunuz yani fazla basamıyorsunuz. Hal böyle olunca kripto para kendisi online ödeme yapacağı için ve fazla da basılamadığı için karşılığını da realize edecek. Bu sefer ne oluyor? kendi para birimi doğacak. Devletlerin merkez bankalarından bağımsız bir sisteme dönüyorsun ve sınıfsız hakların devrimi olarak karşımıza çıkıyor. Bu çok güzel bir şey aslında. 

Yararı ne olur peki, nasıl yararlı kullanılabilir?

Aslı Gültekin : Şöyle bir şey olur blockchain sisteminde; köydeki amcam başka bir yerde alışveriş yapabilir. Doların yüksekliği ve ona bağlı olarak yapılan alışverişlere bağlı kalmaz ve kendi kripto para birimiyle ödeme yapabilir. Artık biliyorsunuz bütün ülkelerde kripto para birimleriyle ödemeler başladı. Türkiye’de de gündeme geldi fakat şu an kaldırıldı Nisan ayıydı galiba engellendi sebebi vergi alınamadığı için. Ama bir süre sonra ortaya çıkacak. Çünkü dijitale kimse engel olamaz. 

Hiçbir ülkenin bundan kaçması mümkün görünmüyor. Dünyada bir sistem değişiyorsa şayet Türkiye’de bu sistemde yerini mutlaka alacaktır. Doğru ve düzgün bir şekilde bu düzenlenirse alması da aslında devletin yararına değil midir? 

Aslı Gültekin : Oradaki sistemi çok iyi düzenlemeleri lazım. 

Nasıl düzenlemeleri lazım?

Aslı Gültekin : Örneğin; Sanayi Devrimi’nde işçiler ayaklandı, makineler geldi fabrikalaşıyoruz insana ihtiyaç kalmayacak deniliyordu fakat bir uyum sağlandı. Şimdi o makineleri daha az sayıda da olsa insanlar kullanıyor. Dijitalde de her şeyi yapay zekalar yapacak, blockchainler gündemde artık noter, merkezi sistem vb. gibi birçok şey olmayacak biz ne yapacağız diyorlar. Devlet egemenliğini de aslında zayıflatıyor. Çünkü sen merkezi sistemden arızi olarak iş yapıyorsun. Şu an facebookta ya da instagramda bir sorunun oluyor kendi ülkenle çözmüyorsun onun merkeziyle çözüyorsun ve onun yaptırımlarına bağlı kalıyorsun. YouTube’da RTÜK yasakları yok örneğin. Neden çünkü YouTube Türkiye merkezli değil. Kullanıcı kodunla giriyorsun, işlem yapıyorsun gibi. Dolayısıyla buna ilişkin uluslararası pozisyonda bir düzenleme olur mu onu hep beraber göreceğiz. Uluslararası bir düzenleme olmazsa bir süre sonra bütün dünya köy haline gelmeye başlar. Herkes tek bir yere bağlı olmaya başlar. 

Öyleyse devletlerin bu teknolojiden geri kalmaması lazım.

Aslı Gültekin : Evet ülkemizin dijitale ayak uydurması çok önemli. Bununla ilgili olarak Gelir İdaresi Başkanlığı’nda her şeyi elektronik ortama taşıdı ve e-belge dedi. Eskiden beş yıl saklamamız gereken defterleri on yıl saklıyoruz ve dijital platformda istiyor. E-berat blockchain dediğimiz hepsinin şifreleri var sen bir defterinde bir şeyle oyna en ufak bir boşluk koy o bozulur ve ben bunda usulsüzlük yaptığını belirlerim diyor. Buna zaten devletimiz ilk etapta geçti. Bunu tüm devlet sistemlerine nasıl adapte ederler, merkezi sisteme nasıl bağlı kılarlar orada da muhtemelen vergisel boyutlarıyla alakalı işlemlerle olabilir. Burada ben bir ticaret yaparken ülkeme vergi verirsem orada bağlayıcılığı olacaktır. Noterlere falan geldiğimiz zamanda bu tip doğrulama sistemlerinde farklılık olacak. Dijital platformda dijital kontroller gündeme gelecek. Ben Gelir İdaresi Başkanlığı'na daha fazla yakınım onun içerisinde görüyorum. Dijital kontrollerimiz çok yaygın. Verilen parametleri her şeyi tüm detaylarıyla kontrol ediyorlar. Daha şeffaf ve hesap verilebilir olacak. Sahtekarlıklar olmayacak çünkü karşılıklı birebir alışveriş yapabileceksin ve aracı sistemi yok. Evrak saklamayla ilgili bir sıkıntın yok. Mesela notere gidersin bir işlem yaparsın, evrağın kaybolabilir, bulamayabilirsin veya bir suistimale uğrayabilirsin. Fakat bunda öyle bir durum söz konusu değil doğrudan karşı tarafla muhatapsın ve korunuyor. 

Blockchain teknolojisinin parası kripto paralar. Peki kripto paralar ve kripto borsası için neler söylersin?

Aslı Gültekin : Biraz önce bahsettiğim gibi kağıt paraların karşılığı altın rezervleri biliyorsunuz. Altın rezervleri ama merkez bankaları bu rezervlerin üstünde para bastıkları için ne oldu? Enflasyon doğdu. Kripto paralarda ise durum şöyle: Bu paralar bir proje şeklinde çıkıyor, borsası oluşuyor ve para birimlerine dönüşüyor. Bunun en güzel başlangıcı bitcoin hayatımıza girdi. Bunların tedavüldeki durumları, karşılıkları, realize edilmesi ve buna karşılık ödemelerdeki güvenilirliğini zamanla tartacağız. Bazı para birimleri bence aynı dolar, euro gibi çok güvenilir ve değerli olacak. 

Bitcoin mesela öyle. Dünya artık dijitale döndü. Metevarseleri konuşuyoruz gerçek dediğimiz elle tutululur bir dünya varken bir de sanalda yaşayacağımız dünya olacak. Bu sanalda metaverselerle beraber başka bir boyuta geçiyoruz. Geçen gün metaversete Galataport'u 29 dolara satıyorlardı. Galataport’u mu Sariyer’imi alsam diye düşündüm. :-)) 

Bana da geçen arkadaşım söyledi. 2 gb’lık cennet var alır mısın? dedi. Gözlükleri falan var izliyorsun, anlık keyif gibi. :D

Aslı Gültekin : Hadi ya çok iyiymiş. (gülüyoruz) Beyin hayalle gerçeği ayırt edemezmiş. Aslında çok tehlikeli de bir durum. Ben mesela Sarıyer’i alayım dedim. Çünkü insanlar metaverse yönelecekler, bir süre sonra orada gezintiler düzenleyecekler, tanıtımlar, alışverişler yapacaklar. Kendi avatarıyla orada gezecek, kıyafet giyecek, ona para ödeyecek, bunlar gerçekten yaşanacak. Ama baktığımız zaman tüm dünyanın sorunu talep ve istihdam daralması. Dünya nüfusu çok fazla ve planlanan senaryoları duyuyoruz dünya nüfusunun azalması yönünde. İnsan beyni hayalle gerçeği ayırt edemediği için insanlar çöplükte yaşarken kendini Miami’de tatilde görebilecek ve beyni öyle hissedecek. Bu çok tehlikeli ve birilerinin işine gelen de bir durum aslında.    

Bazen düşünüyorum pandemi, kripto paralar, blockchain teknolojisi, metaverse sanki hepsi geçeceğimiz yeni düzene hizmet senaryoları gibi. Örneğin 80 milyonluk bir ülkede bir salgın olmasaydı şayet o kadar insanı bir anda evlere hapsedemezdin. Salgında bunu yaşadık mesela. Ben bir yayıncıyım tüm salgın süreci boyunca çalıştım fakat çoğu konuğumuzu Skype bağlantılarıyla yayına aldık. Salgın bitince de böyle devam etti yani buna alışkanlık kazandık. Alanında uzman bir profesör yoğun çalışma temposu nedeniyle kanala gelemediğinde Skype bağlantısıyla onu yayına alabiliyoruz ve böylece zaman ve mekan kavramından bağımsız gündemin nabzını tutabiliyoruz. 

Aslı Gültekin : Senaryo uygulayıcıların planları uzun solukludur. Bir dijital devrim yapmak istiyorlar ve bu devrimi yaparken insanları kobay olarak nasıl kullanabilirler. Bir virüs nedeniyle insanlar aylarca evde kaldı. İstatistiklere bakın aslında kanserden ölenler daha fazla, gripten ölenler yine öyle. Ama salgın nedeniyle insanlar eve kapatıldı ve bununda sembolünü maske yaptılar. İnsanlara öyle bir altyapı verildi ki bir nevi sağlığım yerinde olsun yeter algısı oluşturuldu. İnsanları minimize ettiler ve insanlar o korkuyla beraber her şeyin en önemlisi sağlık dedi ve aşı yaptırdılar. Bu aşılarla ilgili dünyanın en büyük kartelleri nedir? sağlık kartelleridir. Geçen bir arkadaş kedisini veterinere götürmüş, veteriner demiş ki; “hayvanlara yıl sonuna kadar çip takılması gerekiyor.” Arkadaşım kredi kartındaki çipler gibi derinin altına çip takılacak zannetmiş fakat şırıngayla aşı yapılarak çip takılmış ve aşıyı okutmuş veteriner ve "hayvan nereye giderse artık onu buluruz demiş." O zaman bize de mi o yapıldı? Dediğin gibi belki de dijital dünya yaratılırken süreci hızlandırmak için bazı şeyler hazırlanıyor. 

Faydalı olacak şeyler için bu yöntemleri kullanmak lazım. 

Aslı Gültekin : Fayda mı amaçlanıyor, insanların daha mutlu olması mı amaçlanıyor? Blockchain şunu yaparsa sınıfsız halkların devrimini gerçekleştirirse yani insanlarda alt-üst ilişkisini yok ederse ve fakir zengin ayrımı olmazsa müthiş bir şey olacak. Metaverse de ben şurada keyif almıştım. Hakkari’de çobanlık yapan kardeşim metaverse gözlüğünü takarak avatarıyla Harward’daki eğitimine katılacak. 

Hmmm harika, çok güzel, fırsat eşitliği…

Aslı Gültekin : Aynen bu anlamda çok güzel bir şey. Afrika’daki vatandaş ile İngiltere’deki vatandaş arasında fark kalmayacak. Herkes aynı hizmeti bulunduğu yerden alabilecek. Mesafeleri yok ederken dünyayı küçük bir köy haline getirecek. Zaten öyle değil miyiz artık? Elon Musk twitterde bir şey yazıyor hemen gündem oluyor Türkiye sallanıyor, aynı anda oluyor. Zaman kavramı yok! Dünya küçük bir köy haline geliyor. Eğer ki bu teknoloji herkese fırsat eşitliği sunarsa muhteşem olur. Ama birileri suistimal ederse o zaman başka. 

Edilir mi yani edilmeye müsait bir açığı var mı?

Aslı Gültekin : Şöyle; bu amaçla kullanmayıp insanlara sadece hayal dünyası yaratıp pazarlanırsa yani saçma sapan partilerle, gözlüğü takıp para harcatırsa tatiller vs. gibi. Gözlüğü çıkardığında onlara benzer bir hayat içerisinde olmadığını ve bir çöplük içinde yaşadığını görürse bu çok kötü. Orada çok ince bir ayar var onu hep birlikte zamanla göreceğiz.  

Blockchain ve kripto paraların hedefi sence fiziksel paraları kaldırmak mı yoksa bir alternatif olmak mı?

Aslı Gültekin : Amacı bu olmasa da gidişat bu çünkü bir süre sonra herhangi bir şeyi okutarak ya da parmak iziyle ödemeyi yapabileceğimiz için fiziksel paralarla uğraşmak istemeyeceğiz. 

Ben zaten taşımıyorum kağıt para :)

Aslı Gültekin : Çünkü ister istemez onun kolaylığı seni oraya yönlendiriyor. İhtiyaçlar ve konforlar birtakım şeyleri doğuruyor ve kolaylık da sağlıyorsa zaten tercih etmezsin.

Peki konuyu değiştiriyorum. Son zamanlarda inanılmaz bir enflasyon ve dolar-euro artışı var. Bunun karşısında Türk Lirası değer kaybediyor Türk Lirası çöktü mü bunu merak ediyorum?

Aslı Gültekin : Türk Lirası çökmez bizim ülkemiz hep böyle karmaşıklıklar ve sallantılar içinde olmuştur. Enflasyon oranları çok yükselir buna çift haneli enflasyon deriz ama mutlaka bir dengeye geliriz. Salgınla beraber değişen koşullar sebebiyle bütün dünyada para arzı çok fazlasıyla oldu ve karşılığı olmadığı için aslında dünya genelinde bir sıkıntı var. Bakıyorsunuz Almanya da Amerika da enflasyon açıklıyor. Bunun dengesini çok iyi kurmak lazım. Aralık ayında 18’lerde gördüğümüz dolar sonra 14’lere düştü ama piyasada düşüş olmadı. Elektrik, benzin vs. her şeye yansıdı. Benzin arttığı zaman zaten her şey artırıyor. Bunun dengeye gelebilmesi için realize olması bir şeylerin yatırıma dönmesi, karşılığını bulması gerekiyor. Bu geçiş döneminde para politikaları tüm dünya genelinde hatalı. Dengeye gelmesi çok zor ama bu dengeye gelemiyor derken karşılığını kripto paralar alabilir. Kripto paralar daha az değişken ve fiyatlarda daha az oynamalar olursa insanlar dijitale kayacaktır. Özetle Türk parasının asla sonu gelmez ülkemiz devam ettikçe varlığını sürdürür. Birtakım karmaşalar olsa da bizim ülkemiz güçlü bir ülke. Sadece doğru yatırımla doğru realize edersek kısa sürede dengeyi buluruz. Ama gelir dağılımındaki adaletsizliği, paranın bir yere toplanması, ülkede yabancı politikalarının yanlışlığının düzeltilmesi gerekiyor. İstinye'de çok ünlü bir markanın önünde kuyruk var görevli kapıyı kapatmış çünkü mağaza kapasitesi dolmuş dışarda insanlar sırada bekliyor. Bakıyorsunuz bekleyenler hep yabancı. Benim vatandaşım ünlü markalardan alışveriş yapamıyor. Kiralar çok yüksek Sarıyer'in ortalaması 10-12 bine geliyor. Benim oturduğum İstinye Bayırı Caddesi’nin ismi, Katar Caddesi olarak değiştirildi. Arap turistler bloklar halinde konut alıyor, hal böyle olunca kendi vatandaşımız fakirleşiyor. Bu büyük bir sıkıntı. Yüzde yüze yakın kira artışı var. Burada haklarınızı çok iyi biliyor olmanız lazım. Eğer beş yılın üstünde bir kiracıycasınız ve tüfe oranında artış yapıyorsanız. Ev sahibi size hiçbir şey yapamaz. Şayet kendisi gelip oturacağım diyorsa gelip üç yıl boyunca kendisi veya çocuğu oturmak zorunda. Bunları bilmek ve dikkat etmek lazım. 

Asgari ücrete baktığımızda ise 4.253 tl ile ilk kez böyle büyük bir oranda arttı ama enflasyon nedeniyle şu an ülkenin yüzde 80'i asgari ücretli oldu. Çünkü zamlar asgari ücretin artış oranının üzerine çıktı. Para artmasına rağmen alım gücü düştü. Dolayısıyla insanlar enflasyon nedeniyle üzgün. Şimdi yeniden asgari ücrete ara zam gündemde ama olayın birde şu boyutu var işverenler maaşları nasıl ödeyecek? Burada büyük bir sıkıntı var. 

Asgari ücret konusunda devlet eleştiriliyor ama ben biraz da şöyle düşünüyorum. Devlet kendi çalışanına zaten asgari ücretin çok çok üstünde maaş veriyor. Devlet özel sektör için asgari ücreti çok fazla yükseltemiyor. Çünkü yükselttiğinde bu seferde işveren tasarruf adı altında eleman çıkarımı yapıyor, işçi yine mağdur oluyor vs. 

Aslı Gültekin : Gelir dağılımındaki adalet gibi düşünün bunu. Yatırıcımlar arasında da çok büyük dengesizlikler var. Varlıklı büyük yatırımcı ve işverenler bir avuç kadar. Ama birde kobi dediğimiz aslında küçük esnaf olarak görebileceğimiz ancak kendi yağıyla kavrulan kesim var. Bu asgari ücretle ilgili değişiklik yapıldığında benim danışmanlık yaptığım yanında 100 kişi çalışan yerler var okullar gibi. Bunlar öğretmenlerin maaşlarını asgari ücret olarak tuttular ve öğretmenler isyan etti. Dediler ki: "O zaman ben öğretmen-müdür olarak çalışıp neden sorumluluk alayım. Beni normal personel yapın, telefonlara bakayım eğer asgari ücret alacaksam." Ülkenin şuan hepsi asgari ücretli gibi. Eskiden şöyle yaparlardı: Ücretin (maaşın) bir kısmını elden verirlerdi. İşveren fazla sgk primi-vergi ödemesin diye. Şimdiyse işveren asgari ücretten gösteriyor ve diyor ki 1000 lirasını geri getir. Böyle şeyler duyuyorum o kadar kötü ki korkunç. Evet asgari ücrete ara zam olması lazım. Kiralar, faturalar, gıda fiyatları çok uçtu. Fiyatlar böyleyken insanlar ayın sonunu nasıl getirecek? İşveren de diyor ki "ben kazanamıyorum ki nasıl bu kadar maaş vereceğim?" O da haklı. İşte tam bu noktada yatırımcılar arasında adaletli bir dağılım olması lazım, tekelleşmeyi engellemek gerekiyor. Hakkaniyetli bir plan olursa işveren kazandığında niye vermesin. İşveren kazanırsa çalışanını mağdur niye etsin işte bu dengeyi sağlamak lazım. 

İnşallah ekonomi en kısa sürede düzelir. Peki hemen konuyu değiştiriyorum. Her ülkenin kendi kripto parası olabilir mi?

Aslı Gültekin : Olacak, olmak zorunda. Bunu şöyle düşünün nasıl bizim şu an normal bir yaşam tarzımız var ve birde metaverse var. Ülkelerde mecburen dijital platformlara kendini taşıyacak ve bu mecranın parası da kripto paralar olacak. Eğer ki; bir ülke gücünü ispat etmek istiyorsa kripto para piyasasında yerini almak zorunda. Bana görede para birimleri olmalı. 

Anlaşılan bu teknoljiden kaçış yok, nasıl ki interneti kullanmamamız gibi bir durum söz konusu değilse zaman içerisinde kripto paralar da yerini alacak. 

Aslı Gültekin : Tabii ki. Her işin dijital platformlara döndüğü günümüzde insanlar artık ofislere gitmeden çalışabiliyor.  Elimizdeki telefonlarla alışverişimizi, ödemelerimizi vs. her şeyi hallediyoruz. Her şey artık mecburen dijitale dönecek. Ülkelerin en büyük güçleri para rezervleri değil mi? Örneğin Amerika gücünü nereden alıyor? Iban dediğimiz sistemden alıyor. Niye dünyada dolaşan her bir dolar Amerikan sistemine girip çıkıyor. Para büyük bir güç ve her işin karşılığı. Dijitalde de bütün ödemeler oraya kayacağı için mecburen kripto paralarla ilgili düzenlemeler olacak ve yapmak zorundalar bence. 

Esasen ben kripto paralardan ziyade blockchain teknolojisini çok etkileyici buluyorum. Umarım ülkemizde blockchain teknolojisi ve kripto para piyasasında güzel bir şekilde yerini alır ve bundan yüksek bir fayda sağlar. Ülkenin kalkınması demek vatandaşın kalkınması demektir ve insanımız bunu hak ediyor. 

Aslı Gültekin : Bizim vatandaşımız çok sıcakkanlı, çok insancıldır, çalışkandır ve her şeyin en güzeline layıktır. Halkımızın her şeyin en güzelini yaşamasını diliyorum. Ama çok iyi adapte olmamız ve çok akıllıca bu işin içerisinde yer almamız gerekiyor. Dijitale dönerken bir yandan da çok eksiklerimiz var öncelikle bunları tamamlamalıyız. Bizim şirketlerimizin en büyük sıkıntısı ar-ge'ye yatırım yapılmaması. Gerçi şimdi teknokentlerimiz var ama çok daha aktif olması gerekiyor. Gençlerimiz bu alanda kendilerini geliştirmeliler. Çok bakir bir alan ve bizim bu alanda olabilmemiz için söylenecek çok söz ve yapılacak çok araştırma var. Tabii ki benimde söylediklerim de çok eksik. Ama bu bir başlangıç, bu bir devrim. Dijital devrimde sağlam olan mutlaka yerini alacaktır.