BALIKESİR- Ferdi Bozduman, taşradan gelerek yolculuğuna adım attığı andan itibaren kurtlar sofrasında namusu ve onuru ile işinde olan doğruluktan vazgeçmeden vazifesi bir medyum olarak insanlığa hizmet etmek için yolculuğuna devam ediyor. "Elbette ki medyum olarak doğmuş olmak, DNA’larımızda taşıdığımız ve bu misyonu içselleştirip insanlığa iyi yönde kullanmış olmaktan gurur duyuyorum. Medyumluk yolculuğumda sekiz yüz bin de bir dünyaya gelenlerden birisi olup konumundaki her derde deva olmakta ayrı bir husus ve meziyettir." diyen Kabalist, şifacı, astrolog Ferdi Bozduman'ın bir başarı hikayesidir. Kısaca yaşamı, yaptıkları, aykırılığı, nesilden nesile aktarılacak bir örnek olan, kariyerinde iz bırakan insandır. Aynı zamanda yüzlerce şifa çalışması ve birçok tanınmış erkek ve kadınlarla yakın ilişkiler kehanetleri tutan ve kişilerin yaşamlarında olmayacak olayları oldurmak için görevlendirilmiş kişi Ferdi Bozduman‘la Balıkesir Kazdağılarında bir araya geldik. Sizlerle...

Merhaba Ferdi nasılsın?

Çok teşekkür ederim Elif'ciğim, çok iyiyim. Seni burada görmek çok güzel. Hoş gelmişsin Balıkesir’imize. Buranın ayrı bir güzel enerjisi vardır. Sana da yansıdığını görüyorum. 

Bu âlemde can bulmak için dünyaya nereden ve nasıl geliyoruz Ferdi? 

Dünyaya beş kapıdan giriyoruz sevgili Elif. İki uzay kapısı, iki ruhsal kapı ve bir de Rabsal kapıdan giriyoruz. Uzay kapısından iki türlü giriliyor. 1. Siriüs kapısı, insan varlıklarının gelişimine katkıda bulunanlar. Bir diğeri Orion takımyıldızından gelenler; insan tekâmülünün gelişimini engellemek için dünyaya gelmişlerdir. Maddi anlamda bize zarar veren insanlar genellikle buradan gelen kişi türleridir. Zehirli, tüketen ilişkiler, kişilere eziyet eden ebeveyn arkadaş, sevgili ya da eşler hatta patronlar bu gezegenden yeryüzüne gelenlerdir. Bu insanlar, hakiki gerçek insanlara eziyet yaparlar. Yaşamı çorba yapıp, insan kafasını ve kişinin gelişimini engellerler. Gridirler, sürüngendirler, yüksek frekanslıdırlar. Yüksek frekanslarını iyi anlamda değil, iyi gibi gözüküp bizi aşağı çekmek için yaparlar. Bize vaatler verirler, hayatımızdan çekip giderler, geri dönmek isterler… Ruhsal kapıdan girenler ise, kâinatın farklı bölgelerinde doğup ölen, dünyaya tekabüllerini geliştirmek için gelen varlıklardır. İki kapısı da aynıdır. Sadece aralarında frekans farklılıkları vardır. Rabsal kapıdan girenler insan varlıkların tekâmül sürecinde yol göstermek, rehberlik etmek ve şifalandırmak için bulunan kişilerdir. Peygamberler, evliyalar ve medyumlar, şifacılardır. Bende Rabsal kapıdan bu dünyaya girdim. Bu dünyaya Rabbim beni Rabsal kapıdan geçirerek ve vazifeli olarak gönderdi kader programı bozulan insanların iş ve ilişkilerini sağlıklarını şifalandırıp kader programlarını düzenlemek için gönderildim. Allah ‘a herkes inanır Allah’a inanmak marifet değil önemli olan medyum, kabalist, şifacı ve astrolog  olan bana Rabbimin bana inanıyor olmasıdır. Allah benim yanlış yapmayacağımı bana verdiği tılsım ve yetilerimi kötüye kullanmayacağımı yoldan çıkmayacağımı bildiği için sekiz yüz binde bir dünyaya gelen bir medyum olarak dünyaya gelmeme izin verdi. Onun bana inanması ve bu yetileri vermesi çok büyük bir lütuf tabi ki.

‘Davut Yıldızı’ imgelemesini bize açar mısın?   

Davut Yıldızı, çok önemlidir. Tüm enerjiler, büyüler, şifalar ve tüm dinlere hizmet eden bir semboldür. Tüm sistem de Davut Yıldızı üzerinde döner. Bir Davut Yıldızı’nın tam ortasına kendimizi koyarsak manyetik alanımıza niyet koyuyoruz ve bizim hareketlerimiz ile dünyanın etrafında bir manyetik alan başlıyor. Bu alanın en uç noktası Hz. Muhammed’dir. Diğer uçları Hz. İsa, Hz. Musa, Hz. Mevlana, Rahibe Terasa gibi Pir Sultan Abdal, Muhiddin Arabi gibi kişilerdir. Bunu yaparken bunun için nefesimizi de kullanmalıyız. Çünkü nefesin farkında olursanız hak kapısındasınızdır. O kapıda Allah ile beraber olursunuz. Hiç bir şekilde bir medyum spritüel egoya girmemelidir. Çünkü medyum bu duruma girdiğinde karşı tarafa zarar verir. Egoya girmediğinde hayatlara şifa olur. 

Allah bizlere zülüm eder mi?     

Allah bizlere zulmetmez. İnsanlar nefislerinden zulüm görürler. Yoksa o sizi yönetir. Yani takılıp kaldığımız arzularımız, ben bu insansız yapamam, giden insanın dönmesine izin vermek, o senin yanında olacak olsaydı gitmezdi zaten. Sen ona takılıp kaldığın, ya da iş yerindeki takım arkadaşlarına ya da anne ve babana duyduğun öfke ya da güttüğün kinden dolayı zulüm görüyorsun. Bunu sana Allah değil sana kendi nefsin zulüm ediyor. En büyük kötülüğü yine insan kendine yapıyor. Aydınlanmamış kişi ve uyuyan kişi sorulara cevap verir. Aydınlanmış insanlar ise, sorulara cevap vermez yanıt verir. Yanıtta bilinçlilikten gelir. Cevap ise, hafızadan gelir. İnsandaki sorun hafızadır. Vicdan dediğimiz şey bile hafızadır. 

Kader ne demektir? Kader değiştirilir mi?     

Kader demek, pencere demektir. Herkes bir pencereden bakar ama uyumayın pencerenin gösterdiğine bakın. Çatışma varsa bir yerde bilin ki pencereler çatışıyor. İyi bir hapishaneye mi girmek istersin, şartları kötü olan hapishaneye mi girmek istersin, hapishaneden çıkmak mı istersin? Ama uykudaysan yapacak bir şey yok. Yanlış yerlere yanlış değerler verirsen yaptığın iyilik sana kötülük olarak döner. Arif insan göz yokken de o ışığı görebilen demektir. Arif insanlar olalım. Doğru bir medyumla kişi olumsuz kaderini olumluya dönüştürerek kaderinin seyrini değiştirebilir. Arif anı seyreder ve an daimi bir akıştır, sonsuzdur. İlahi olan anda kalabilmektir. Birçok kapı var ama ayrı ayrı anahtarları var. O kapılar için ayrı ayrı anahtarlara gerek yok. O kapıları açan bir maymuncuk var benim elimde bende o maymuncukla rabsal âlemde bir çok yolculuk yaparak kişilerin o kapılardan geçmesiyle şifa almasını sağlıyorum. Bırak şu hapis duvarlarını, bırak şu barajlar yıkılsın artık. Hayatlarımızdaki herkes bu duvarları yıksın ki akışa geçelim. Evrenle bir olalım su özgür kalsın. Aksın evrenle bütünleşsin Sevgili Elif.

Peki, ne yapıyoruz da onu engelliyoruz? 

Sadece kendimizi hapsediyoruz. Birisine takılıp kalıyoruz. Daha iyi iş bulamazsama, takılıp kalıyoruz. Rahatımızı bozmaktan, risk almaktan kaçıyoruz. Ailemize esir oluyoruz işte o zaman hapisteyizdir. Sadece siliyorsak olmaz. Sadece yazıyorsak olmaz. Hem yazıp hem de siliyorsak işte o zaman Allahtan bizlere yardım gelir. 

                             

Hayatın sırrı nedir?      

Sır, özdeşmemek demektir. Sır tutunmamaktır. Sır kendimizi sobelemektir. Yani kendimizi yakalamaktır. Şu bunu yapmış, o bana bunu yaptı yerine kendimizi sobelememiz lazım. Benim şifa çalışmalarımın tek bir amacı vardır. Sizi esaretten kurtarır. Şaman bir medyum olarak bir medyum Şaman terapisi seansları yapar. Yaptığı tılsımlarla seni anne karnındaki haline götürür. Oradan senin göbek kordonunu kestirir. Senin rızkın, ilişkin ve sağlığındaki olumsuzluklar çıkar gider. Her insanın içinde binlerce frekans ve titreşim vardır. Biz neyiz derseniz bütün frekansların algılayıcısı olan varlıklarız derim. 

Bir insan neden ayna karşısında ağlamamalıdır? Sakıncaları nelerdir? 

Çok önemli. Mısırlılar döneminden beri kullanılmıştır. Ayna bizim suretlerimizi içine hapseder çünkü öbür âlemle direkt bağlantılıdır. Ayna olumsuz frekansları, o anki yaşadığımız olayı daha şiddetli önümüze getirir. Hapsediyor ve silinmiyor. Ayna karşısında kesinlikle ağlamamalıyız. Özellikle mutsuzken ayna karşısında çok uzun süre durmamalıyız. Kesinlikle kişiler ayna karşısında gözyaşı dökmesin. Hatta kendi kendilerine kara büyü bile yapabilirler. Bu kadar net söylüyorum dikkat edin.   

                    

Tarot hakkında neler söylersin?      

Hipnozu bilmeyen biri hipnozu yalanlar. Oysa işe yarıyor mu sen ona bak. Tarotu bilmeyen biri tarota cehalet der. Oysa işe yarıyor mu sen ona bak. Çok güzel bir yol gösterici ve güzel bir yol haritası çizer. Ben Ferdi Bozduman olarak bir de arkadaşım Mona var. Mona'yı tanıyorsun sen Elif Türkiye'de iki tane Manara yorumcusuyuz. Manara tarotunu yorumlayan iki insanız. Manara bizim kader programımızdaki karmik problemlerimizi gösterir. İlişkilerimizdeki travmaları gösteren bir tarot sistemidir. Ve muhteşem cevaplar gelir. Manara da ben bile kendime baktığımda ağlıyorum Elif. Her şeyin cevabı, tüm hayatını okuyor senin...

Kötü enerjileri, büyüyü nasıl tarif edersiniz?    

Şeytanla savaşmayın. Şeytanın sizin bir sülietiniz olduğunu görüp ona bir şey yapmadığınızda her şeyi çözersiniz. Ama onunla savaştığınızda o büyür, boşa aldığınızda her şey çözülür. Savaştığınız şeyle sizin kendi silüetinizdir. Sizi sizden başka kimse yıkamaz. Siz yıkılmak isterseniz yıkılırsınız. Diğer türlü uyumlu olursanız, yıkıcı şeyler de güce dönüşür. Kontrolü ele aldığınızda cinler size tesir etmez, siz onlara tesir edersiniz. Tek tanrılı dinlerden çok tanrılı dinlere kadar her zaman büyü varlığını sürdürmüştür. Evren büyünün yapılmasına izin veriyor. Çünkü kişi şeytanın yolunu mu, iyinin yolunu mu tercih edecek ona bakılıyor. Bununda bir bedeli olacak. Çünkü büyü kişinin tüm programını bozuyor, alt üst ediyor. Hastalıklar çıkıyor. İlişkiler bitiyor. Evlilikler bitiyor. Hiç batmayacak iş adamları iflas ediyor. Kişi standart konumda ise bile birden işsiz kalabiliyor. Allah’ta bizi görevlendirmiş ki 800.000 de bir yeryüzüne gelen hakiki bir medyumum. Herkes medyumum diyor bu mümkün değil. Türkiye'de topu topuna kıyaslasan 20 30 taneyi geçmeyiz. Yani bizler görevlendirilmişiz ve kişi hak ediyorsa bizde bozulan bu kaderleri tekrardan programlamak için varız. 

Aşk nedir, ikili ilişkileri biraz ele alır mısın?

Aşk hürdür. Aşkı kalıplara koyamazsın. Gerçekten âşıksan gözün arayışta olmaz, bir başkasına bakamazsın. Âşık olduğun insan ile her an bir aradasındır. O senden uzakta olsa bile aklında yine o olur. Ama aklında başkası varsa bu aşk değildir. Sadece politik bir ilişkidir. Nasıl ki sen şuan çok âşıksın Ali'ye Ali sana âşık ikinizde birbirinize akıyorsunuz, bir bütünsünüz işte bu gerçek aşktır. Ama birinin telefonunu karıştırmak, kimle görüşmüş onu takip etmek, sürekli ensesinde olmak, huzur değil zorluk çıkarmak işte bu bir aşk değildir; bu bir hastalıktır. Bu bir şüphedir. Bu hem kişiyi hem de yanındakini tüketir sadece. Bu ilişki ruh ikizi ilişkisi değildir. Ali’yle siz birbirinizin ruh ikizisiniz. 

Deprem Geliyor Dikkat!

Çok büyük bir deprem kapımızda diyen Ferdi Bozduman, “Bu bir ilki yılda çok önemli tedbirler almalıyız. Depremden korkmamamız lazım nasıl ki birçok ülkede depremler oluyor ve probleme yol açmıyor bizimde tedbir almamız, binalarımızı iyileştirmeler yapmamız lazım” şeklinde konuştu.

Şimdi gelelim Ünlüler bölümünden seçtiklerimize;

Ali Eyüpoğlu: Baya bir sıkıntılı zaman geçirdi. Geçtiğimiz iki yılda kalp ile ilgili problemlerine dikkat etsin. Ev hayatında bazı sıkıntılar olabilir. Bunun yanında önemli iyi bir dönem tekrar hayatında başlayacak çok dobra bir adam, dobra adam olduğu için çok saldırılara maruz kalıyor. 

Ece Erken: Ece Erkenin sıkıntıları geçmek bilmiyor. Çünkü kendisinin hayat karması çok ağır! Sürekli hayatına giren insanlardan zarar görüyor. İlişkileri ile deneniyor sevgili Ece. Kendisini bu noktada iyileştirmesi lazımdır. Kariyerinde sorun yok, kariyerine devam edecek. 

Bircan Bali: Önünde çok büyük bir kapı açılıyor. Sıkıntılı zamanlarını geride bıraktı. İyi bir yükseliş, sürpriz bir ilişki ile beraber konumlu bir evlilik olacak. Kariyerinin doruk noktası olacak. 

Seren Serengil: Yaşar Bey zor bir adam, Seren Hanım kendisi zor bir insan evliliği biraz zorlu. Ama ortak nokta bulabiliyorlar. Tek sorun Seren Hanım’ın önüne işle ilgili konulan engeller. Seren Serengil’in yıllardır üzerinde bir baskı var zaten bu kadının varlığı insanları rahatsız ediyor. Çünkü bu kadın donanımlı ve güzel bir ekran yüzüdür. Ben sesini de çok beğeniyorum. Diğer seslere kıyasladığımızda ne seslerin yanında kraliçe kalır. Bir de anne olsa dünya gözüyle görsek. 

Yeşim Salkım: Yine sıkıntılı günler dostlarından destek alıyor, yine hengâmeler var. Bu kadını yok etmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Uzak çevresi yakın çevreyi kullanıyor hep zararı bunlardan görüyor. Bu kadının dürüstlüğünden bu kadını delirtmeye çalışıyorlar. Bu kadın haksızlığa gelemez. Bu kadına haksızlık yapmayı da bırakın artık ya. 

Yıldız Kenter: Yılların eskitemediği tiyatro sanatçısı. Sağlığıyla ilgili üzücü bir olayla karşımıza gelebilir. 

Elif Kaya: Kitap gibi kadın çok donanımlı ve tasavvuf yaşamı dolu bir kadın. Bu inancından dolayı çok yükseklere çıkacağını hayatındaki erkekle güzel işler yapacağını söyleyebilirim. Yolu çok açık, Avrupa yolu görüyorum kendisine. Avrupa’da da adını duyuracak. 3- 4 yıla kadar hepimiz bunu göreceğiz. 

Beren Saat: Aile hayatı zorlu şuan. Kenan Doğulu çok iyi biri ama zorluyorlar birbirlerini. Evlilikte dengeler ve işler değişti. Beren yeterince sahnelerde olamadığı için bu sıkıntılar çıkıyor diye düşünüyorum. Beren sahne kadını nasıl Kenan sahne adamı ise inşallah toparlarlar ama çatırdamalar yoğun diyebilirim. 

Engin Akyürek: Artık onu daha çok sinemada görmek istiyoruz. Uzun zamandır doğru düzgün proje yapmıyordu. En son "Çocuklar Sana Emanet" filmi biz medyumların meslek hayatına çok büyük bir ışık tuttu. Bence geleceğin Robin Williams'ı bu adam. 

Emel Müftüoğlu: Ah Ben ne yapacağım bu Emel Müftüoğlu’nu bende bilmiyorum. Bu kadar tatlı, bu kadar iyi bir dost b kadar kaliteli bir kadının bu kadar sıkıntılar yaşaması ve bunları kendi içinde tutup en yakın çevresinden bile saklaması beni üzüyor. Yeni bir proje ile geliyor. Allah onu başımızdan eksik etmesin. Ben çok seviyorum kendisini. 

Işıl Yücesoy: Kariyerinde diziler kendisine çok büyük kapılar açtı yaptığı müziklere devam edecek. Biraz sağlığına dikkat etmeli. 

Berat Albayrak: Berat Albayrak'a gelmeden önce Cumhurbaşkanını yok saymak Recep Tayyip Erdoğan'a saygısızlık ve haksızlık olur. Cumhurbaşkanı sağlıklı bir şekilde görevinin başında olmaya devam edecek. Berat Albayrak'ı ileride Reisi Cumhurluk makamında görüyorum. Çok yıllar sonra… 

Gerçekleşecek olan 2019 yerel seçimlerde en yüksek oranı AK Parti alacak. Ne kadar Ekrem İmamoğlu kendini kanıtlamış olsa da İstanbul Büyükşehir Binali Yıldırım’ın… 

İnci Aral: Ruhsal anlamda, aile hayatında sıkıntılı görüyorum. Ama Türk edebiyatının en büyük duayenidir kendisi, ürettiği eserler tartışılmaz. Bu yaşadıkları onda büyük bir esere sebep olacak. 

Canan Tan: Yeni kitaplarıyla gündeme gelecek. Şimdilerde sıkıntılı günlerden geçiyor. Arayış içerisinde ama yepyeni eser onda büyük bir kariyere dönüşecek. 

Camille Claudel’e İthafen…

Röportajımızı dünyanın en büyük heykeltıraşlarından birisi olan Camille Claudel’e adamak istiyorum. Camille Claudel, Rodin’e aşkından dolayı son 30 senesini akıl hastanesinde geçirdi. Ve Rodin’de onun eserlerini kopya yaparak yükseldi. Bu derin aşkı yaşamış, kendini heba etmiş kadına gitsin. Ve nice Camille Claudel gibi olmayacak, olmamayı tercih eden onun gibi büyük seven ama bilinçlilikle, aklını şuurunu koruyarak aşka giden kadınlara gitsin. Camille Claudel’nin bir eseri var erkeğin kadını başka bir kasın uğruna terk edişi o kadının da erkeğin önüne diz çökerek yalvarışı vardır terk edilmemek için o beni çok etkiler ona gitsin. Hiç bir kadın çaresizliği tercih etmesin hayatında. Kendi bilincinin farkında olsun. 

Amatörlükte 7 yıl profesyonel olarak da 11 yılı geride bıraktım bu meslek hayatımda 12. yıla giriyorum. Önce Vatan Gazetesi var olsun daim olsun ve haberler çıkarmaya devam etsin. Ve Elif Günay'ı, Önce Vatan Gazetesi’nde her daim görebilmeyi ümit ediyorum ki bizlere çok güzel kapılar açıyorsun. 

SÖYLEŞİ: ELİF GÜNAY