NEZAHAT GÖÇMEN

 Yaşama devam etmemizi sağlayan soyut olgu, umut yolcuğuna var mısınız? Beklemelerin, özlemlerin, sabır duraklarının içinde, insanın içini yansıtan duygu dolu satırlar arasında Yazar Ayşe Manav ile buyurunuz söyleşimize…

Ayşe Manav kimdir?

-1965 Yılında, İzmir’de dünyaya geldim. İlk, orta ve lise yıllarında edebiyat ile uğraşmayı, okumayı ve yazmayı çok severdim. O dönem, kendi hazırladığım bir şiir defteri oluşturmuştum. İçinde bulunan onlarca eserlerimin biriktiği bu defteri, ne yazık ki zaman içinde kaybettim. İzmir Atatürk Kültür Merkezi’nde 2 yıl süren resim eğitiminin ardından İktisat Fakültesi maceram evlilik nedeni ile son bulduktan sonra, edebiyat ve resim alanındaki çalışmalarıma uzun bir süre ara vermiştim. Seneler sonra tekrar yazmaya başladığında, eserlerimin duygulara hitap ettiğini ve okuyanların güzel tepkilerle bana dönüşlerini görünce yazma eylemine devam ettim. 

Deneme, kısa hikâyeler ve şiir benim için teknolojinin ilerlediği şu günlerde okumaya vakit bulamayanlar için ya da okumaya başlamış yarım bırakılan uzun hikâye, roman olmaması adına, bir solukta sıkılmadan okunabilecek şiir, deneme ve kısa hikâyeler yazmaya çalışıyorum, genellikle akıcı bir dil kullanmaya özen gösteriyorum. Yaşamın doludizgin yollarında koşarken acısı ve tatlısı ile bize gelen her neşe ve acıya katlanabilmek ve bu mücadele içinde kaçacak bir liman bulup, oraya sığınmak bazen ağlamak, bazen ise gülmek, gülümsemek, herkesin bir kaçış noktası mutlaka vardır ve olmalıdır, benim kaçış noktam da sanırım şiir, deneme ve hikayelerim olmuştur. Çalışmalarımın giderek ilerlemesi, zaman içinde kendi tarzımı geliştirmeme neden olmuştur. 

 Kaç kitabınız yayınlandı?  Varoluşun izini takip ederek yaptığınız yolculukta aldığınız ödüller ve zamanın akışını anlatın bize

- Zaman içindeki yolculuğumda;2010 İzmir ‘En güzel aşk şiirleri’ adı altında düzenlenen yarışmada özel jüri ödülü, yurt içi ve yurt dışında çeşitli edebiyat dergisi ve gazetelerde eserlerime yer verildi. 2014 yılında Azerbaycan’da çevirisi yapılan şiirlerim ‘Kanatlı Harfler’ isimli kitap ile Azerice ve Türkçe olarak basıldı, Azerbaycan Almaz Edebiyat Dergisinin açtığı şiir yarışmasında 2.lik ödülüne layık görülerek, dergi tarafından röportajım yapılmış şiir ve hikâyelerime yer verilmişti, Bazı eserlerim Azerbaycan Türkçesi ve Kazak Türkçesine çevirileri yapıldı,

Türk Dünyasının 100 Kadın Şairleri ‘Nevruz Çiçekleri’ Kitabında yer alarak, Kerkük Gazetesinde biyografim ve şiirlerim yayımlandı, 

2017 yılında Hikmet Okuyar Şiire Üstün Hizmet Ödülüne layık görüldüm,

Önce Vatan Gazetesi Şiir ve Dostluk Sayfası seçkileri,

Önce Vatan Gazetesi, Yeni Çağrı Gazetesi ve Sözcü Ege Gazetelerinde 8 yıl süren Köşe Yazarlığı yaparak hayatın içinde var oluşa dokunma fırsatını yakaladım,

2018’de Çınar ve Kuşlar adlı çocuk masal kitabım basıldı,

2019 Yılında İzmir’de yaşayan 9 yazar arkadaş bir araya gelerek İzmir Yazarlar Kooperatifi (İZYAKO) kurucuları arasında yer aldım.

2022’de ‘Bir Umuttu Yaşamak’ adlı ilk romanım raflarda yerini aldı. Okurlarımla buluşmak beni çok heyecanlandırıyor.

Şiir ile başladığım yazarlık hikâyem, 2. Roman çalışmam ile halen devam ediyor.

Yazmak eylemi sizin ruhunuzu nasıl yansıttı?

-Hayatın içinde doludizgin koşarken acısı ve tatlısı ile bize gelen neşe ve üzüntüye katlanabilmek, bu mücadele içinde kaçacak bir liman bulup, oraya sığınmak isteriz.  Yazmak eylemi, bir nevi sığınak, güvenli bir limana varmak gibi. Gelecek kuşaklarımıza güzel bir anı bırakmak isteği hepimizin için de taşıdığı bir duygu olduğunu düşünüyorum. Bu amaç ile çıktığım yolda, emek vererek üretmenin ne kadar değerli olduğunun bilincindeyim.

Yazma eylemi olmasa; insanlar sevinçlerini tasalarını ya da arzularını isteklerini nasıl anlatırlardı acaba? 

Hep bu sorunun yanıtını düşündüm. Demek ki bu sorunun yanıtı yazmanın mayasında var olan bir olgu! 

Çünkü:

…yazı vardır, insanı mutlu eder.
…yazı vardır, insanı üzer; kahreder.
…yazı vardır, sevgiyi, yergiyi, istençleri dillendirir.
… ve yazı vardır; sadece hüzünleri ifade eder; kırmadan, dökmeden ve kardeşçe…

Eserlerinizde vurguladığınız duygu nedir?

-Doğrusunu söylemek gerekirse eserlerimde bütün bu özellikleri göz ardı etmeyerek satırlara yansıtmaya çalıştım. Düşündüm ki, okuyanı üzmeden adeta yüreğine dokunarak; zaman zaman umutlandıran zaman zaman da vurgulayan binlerce sevgi haresiydi yazdıklarım… İmgeler ile süslenmiş hüznün yarı ironi yarı gerçekçi biçemini bulup yansıtmaktı tek amacım. Koşullar her ne olursa olsun, hayat tecrübemi içine katarak oluşturmaya çalıştığım eserlerimde, umudun her zaman yanı başımızda olduğunu hatırlatmak, kuruyan umut dallarını yeşertebilmek, dünyanın sevgi ile döndüğünü vurgulamak için düşünmeye sevk etmek amaçlarımın içinde her zaman var olmuştu. 

Sevgi, aşk, dostluk ve kardeşlik duygularının unutularak, gelecekteki sadece çıkara bağlı ilişkilerden ziyade, insani duyguları yaşamak ve bu duyguları gelecek nesillere aktarmak amacı ile çıktığım bu yolda, duygular kaybolmadığı sürece bir yerlerde güzel bir şeyler mutlaka filizlenecektir.

Kitaplarınızın konusundan bahseder misiniz?

-Yakın zamanda piyasaya çıkan ilk romanımın adı ‘Bir Umuttu Yaşamak’ bunun en güzel örneklerinden biri olduğunu düşünüyorum. Umudunu hiç kaybetmeyen, küçük kızı ile baş başa kalan genç bir kadının tekrar ayağa kalkıp dirilişini anlatan bir roman yazmaya çalıştım. Çaresizliklerin içinde umudunu hiç kaybetmeyerek, hayata karşı dirençli durmaya çalışan ve var olma savaşı ile mücadeleye devam etmeye çalışan bir kadının hikayesinden uyarlanarak yazılan bir roman. Tabi ki takdiri okuyucu ait olacak.

Son günlerde 2. Romanıma başlamanın ve epeyce yol kat ettiğimi görmenin mutluluğu içindeyim. Bu romanım diğerlerinden çok farklı olacağı için alt yapı çalışmalarına ayırdığım uzun bir okuma, araştırma dönemine girmem gerektiğinin bilinci içinde çalışmalarıma devam ettim. 

Bu güne kadar yazmış olduğum şiir, köşe yazıları, denemelerden çok farklı bir durum ile karşı karşıya kalmıştım. Çünkü romanım Kurtuluş Savaşında, Aydın ilinin işgali sırasında ve sonrasında bir ailenin yaşamış olduğu dramatik olaylar zinciri ile örülü olması, o dönemi, yaşayış biçimini çok iyi bilmek gerekiyordu. Dolayı ile üzerimde büyük bir baskı hissettim. Konusu gereği ağır bir roman yazmak ve o dönemi, olayları yansıtmak için çok fazla bilgi ve belgeye ihtiyacımın olduğunu biliyordum. Bu konu hakkında birçok kitap okuduğum halde her geçen gün karşıma yeni yeni bilgilerin çıkması, araştırmalarıma devam etmem gerektiği kanaatini oluşturdu. Bu alandaki çalışmalarım halen devam ediyor. 

Yazarlar Kooperatifi’nin kuruluş amacı ve çalışmalarınız hakkında bilgi verir misiniz?

- Son olarak kurucuları arasında yer aldığım Kooperatifimiz hakkında kısa bir bilgi vermek istiyorum. Kuruluş amacımız, yazarları bir çatı altında toplayabilmek ve yazarların haklarını koruyabilmektir. Bunun için birlik olmak gerektiğine inanıp bu yöndeki yol arkadaşlarım Sayın Erdoğan Baysal, Ercan Doğu, Turgut Üzüm, Serkan Esen, Aysun Nacar Fırat, Mümtaz Gökçebağ, Burhanettin Senli ve Hıdır Aslan arkadaşlarımla bir araya gelerek Türkiye’nin tek, İzmir’in ilk 'Yazarlar Kooperatifi'ni kurduk. 2019 Kasım ayında kurulan kooperatif çalışmalarına pandemi nedeni ile ara vermek zorunda kaldık. Arta kalan zamanımızı değerlendirmeye çalıştık. Kendi yayınevimizi oluşturduk ve şu ana kadar on kitap yayımladık. İzmir’in Dağlarında' kooperatifimizin ilk yayını olup çıkış kitabımızdır. Amaçlarımızdan biri de artan kitap fiyatlarını düşünecek olursak, okuyucuya daha ucuz kitaplar ile buluşmasını sağlamaktır. 

Faaliyet gösterdiğimiz şehrin (İzmir) geçmişi ve geleceği ile ilgili tanıtımı öne çıkarmak için İzmir misyonunu tarihi, turistik, kültürel, ekonomik, politik, sosyal içerikli araştırma konuları ön planda tutularak, başta Akdeniz ülkeleri olmak üzere diğer komşu ülkelerle edebiyat alanında bilgi alışverişinde bulunmaktır.

Unutmayalım ki evrene hangi duyguyu gönderirsek gönderelim günü geldiğinde misliyle bizi bulacaktır. Umutlarımızın hiç tükenmemesi dileklerimle. 

****

Unutmayın! Hayat, umduğunuzu vermez, kendi akışında devam eder. Payınıza düşen sonsuz zenginlikleriniz olması dileğiyle…

Teşekkürler Ayşe Manav