Türkiye’ de gelecek neslin çok fazla adını duyacağı ve yaptığı projeleri yakından takip eden biri olarak Yazar Sinan Demir ile 1. yaşını dolduran ‘’ Tolstoy’un Mektubu Dergisi’’ ve kendisi hakkında yazarla keyifli bir söyleşi yaptık. İşte detaylar;

Sinan bey merhaba ben sizi yakından tanıyorum ama okuyucularımızın sizi tanıması için kendinizden biraz bahseder misiniz?
İlk önce merhabalar ben 92 Van doğumluyum ilk ve ortaokul eğitimimi Van’da tamamladım akabinde üniversite lisans eğitimi İstanbul Üniversitesinde halen devam ediyorum.

Çalışma alanım çok geniş çünkü hem yaratıcı Drama eğitmeniyim hem yazar ve hem de tiyatro prodüktörlüğünü yapıyorum. Aynı zamanda Tolstoy’un Mektubu Dergisinin kurucusu ve genel yayın yönetmeniyim.

Yazmaya ne zaman? ve nasıl başladınız?

Yazmaya ilk altıncı sınıfta başladım zira 2002 yılında Başladım ilk olarak küçücük anekdotlar, Şiirler ve Kompozisyonlar falan. Zira yıllar geçtikçe hem edebiyat ve sanat dalında geniş yelpazede alanda eserler yazmaya başladım ve halen ilk gün ki gibi aşkla yazıyorum. Yazmak bana çok iyi geliyor. Yazınca ruhumdaki yaralara sürerim derim hep. İyi ki yazıyorum yoksa yazmasaydım Sait Faik Abasıyanık’ın dediği gibi: “Deliye dönerdim” yazmak benim için bu dünya arayıştır.

Biraz da Tolstoy’un Mektubu derginizde bahsedelim. O süreç nasıl başladı.

Tabii, Tolstoy’un Mektubu Dergisi benim 11 yıllık hayalim olan bir dergi projesinde hep hayalini kuruyordum iç dünyamdan içimde o hayalimi hep taze tutuyordum ve nihayet o hayalim Haziran 2021’de gerçeğe dönüştü. Gerçeğe dönüştüğü içinde çok mutluyum. İyi ki Tolstoy’un Mektubu var hayatımda!

Aslında ilk önce çok kararsızdım, başarır mıyım? Başarmaz mıyım? Gibi gibi sorularla baya zaman kafamı meşgul ettim, çünkü Türkiye’de dergicilik çok riskli bir iştir ve ne yazık ki fazla uzun ömürlüde olmuyor Türkiye’de dergicilik sektörü. Çok kurulan hem e-Dergi olarak hem de normal fiziki baskı yapan dergiler maalesef belli bir süre sonra kapanıyorlar. Benim de böyle endişelerim vardı, fakat Tolstoy’un Mektubu kısa bir zamanda çok büyük başarılar yakaladı. Edebiyatımızda ve sanat dünyamızda birçok değerli sanatçı, şair ve oyuncularla yahut ta yaşamda olmayanların aileleriyle çok güzel röportajlar yaptık. Ve keza bu bizim içinde çok hatırnaz bir anı hakeza başarı oldu.

Tolstoy’un Mektubu Dergi süreci şu an hangi platformda yayın yapıyor?

Şu an tolstoyunmektubu.com.tr olarak Google üzerinde yayın yapıyoruz ama ileri ki günlerde İPhone ve Android uygulamalarda da yer alacağız. Ayrıca com. org ve net alan ve domain isim hakları ben de.

Yazarlarınızdan, genellikle nelere dikkat edersiniz?

Tabii, ilk önce dergiye birini almadan önce dil tinselliğini, kıramcılıkişçiliğini ve CV’sine çok önem veririm. Tabii bunların yanında en önemli şeylerden biride iyi insan olmasına bakıyorum zira yaptığımız meslekler birer vitrindir. Önemli olan iyi bir insan olmamız.

Kurallar sinsillesine, tematiğine ve kuramcılığına.Bir yazı eseri benim için çok kıymetli , onun kıymetli olduğu ve kıldığı kadar da yazının bir ahenkte olması kafi olması gerekir zannımca.

Yazar, yazı konusunda geniş yelpazeye sahip olacak, buna kelime haznesi olsun, kuramcılığı ve tematiği olsun bunlar bir yazar için kırmızı noktalar. Yazar, yazdığı konunun zenginliği kadar dilininde zengin olması gerekir.

Tolstoyun Mektubu ismi niye? Var mı? Bir anlamı.

Aslında var bir manası Tolstoy’un Mektubu benim içinde bir hüzün ve veda kelimelerinin kolektif bir acı tutsağı. Hepimiz kendimizi mutlu zannettiğimiz yer veyahut ta evimiz sandığımız yerde aslında mutlu olmadığımızın birebir bir kanıtı.

Evet hüzün

Evet Özlem

Ve veda var benim hayatımda.

Sanırım ben de ruhen inzivaya çekildim üstelik henüz 30 yaşımda olmama rağmen.

Tolstoy’un Mektubu gala gecesi ne zaman ve nerde? Tarihini bizimle paylaşır mısınız?

Tolstoy’un Mektubu Dergimizin gala gecesi 4 Temmuz saat 20.00’de Kadıköy 34 sahnesinde olacaktır. genişadresi:Caferağa Mahallesi, General Asım Gündüz Cd. No:35, 34710 Kadıköy/İstanbul, 34713 Kadıköy/İstanbul

Gala gecesi içeriği nasıl olacak?

Bugüne kadar röportaj yaptığımız yazarlar, şairler ve oyunculardan özel videolar, danslar, şiirler ve şiir tadında tiyatro oyunumuzdan özel sahneler olacaktır. Birde gecenin sonunda özel kokteylimizi olacaktır. Galaya tanınmış simalar ve değerli medyamız katılacak.

e-Derginizin kriterleri var mı? (Yazı konusunda) ve içeriği nasıl olacak

Evet var. Kültür, sanat ve edebiyat çizgisinde asla çıkmayacağız.

Peki birazda siz de bahsedelim, nasıl bir kitap okurusunuz?

Çok iyi bir kitap okuruyum. Çünkü artık sistemini dizginleştirdim. Yanımda ve çantamda sürekli kitabım var. Listemde okuyacak kitabımı asla yanımda noksan etmem. Çünkü kitap okuyunca çok mutlu oluyorum. Kitap okumak bana heyecan ve mutluluk veriyor. Tabir-İ caizse Borges’in deyimiyle “Kitap okumak seyyat etmekten ve aşık olmaktan aşağı yanı yok”

Her yılbaşı yıllık kitap okuma hedefi belirliyorum kendime ve ona göre kendime kitap alıyorum. Aşkla kitap okuyorum. İnanın kitap konusunda çok şanslıyım çünkü dünya edebiyatının çoğu klasik ve çağdaş eserlerini okudum. Alman edebiyatı Goethe ve Nietzsche Fransa edebiyatında Sartre, Montaigne ve Hugo Rus edebiyatında Gogol, Turgenyev, Puşkin, Lev Tolstoy, Dostoyevski, Çehov, Gorki, Çerniyevski ve Sinema Tarkovskilatin edebiyatında Kafka ve JackLondon, İngiliz edebiyatında İbsen ve Shakespeare, İtalyan edebiyatında Calvino ve Eco, Yunan Tragedyasında Euripides, Sophokles, Aristophanes ve Ayskilos Fars edebiyatında FuruğFerruhzad ve Şirazi okuma fırsatım oldu.

Hala da bazan bazı eserlerini tekrar tekrar okuyorum. Çünkü bazı eserleri çok heybetlidirler. Her okuduğunda yeni şeyler öğrenirsin.

Peki genellikle hangi tür kitapları okursunuz?

Klasik, Çağdaş, Sanat Kuramcılık ve Tiyatro bazanda Psikoloji eserlerini okuyorum

Peki hangi tür yazarları okursunuz? Özellikle yazar seçiminiz var mı?

Rus edebiyatı öncelliğim, özellikle Çehov, Lev Tolstoy ve Dostoyevski onun dışında yukarıda belirttiğim dünyanın diğer edebiyat ve sanat dalında tüm yazarları okuyorum. Son zamanlarda İtalyan edebiyatına merak saldım, özellikle Calvino’nun edebiyatı bana iyi geliyor hakeza Umberto Eco’nundaöyle.Onun dışında fars edebiyatı FuruğFerruhzad’da öyle. Çok seviyorum şiirlerini.

Sizin dikkatinizi çeken dünya edebiyatı hangisi? Veyahut hangileri?

Rus, Fars, İtalya ve İngiliz Edebiyatı

Peki bizim Edebiyat’ta kimleri okuyorsun? Kimleri beğeniyorsun?

Yaşar Kemal, Sabahattin Ali, Cemal Süreya, Ahmed Arif, Tezer Özlü, Ümit Yaşar Oğuzcan, Nazım Hikmet, Didem Madak ve Turgut Uyar.Bizim edebiyatı çoğunu seviyorum, çünkü gerçekten çok zengin bir edebiyat ve ben de bizim edebiyatta çok beslenebiliyorum açıkçası.

Tiyatro projelerinizde var birazonlardan da bahsedebilir misiniz?

Üç tane tiyatro projem var, üçüsünü de yazıp yönetiyorum, Şiir Tadında, Ömür Hanımla Güz Konuşmaları ve Ben Orhan Veli Şair İşçisiyim.

Şiir Tadında” Tiyatro oyunuzda Ahmed Arif’i anlatıyorsunuz, Ahmed Arif’i yazarken hiç zorlandınız mı? Veyahut duygusallaştınız mı?
Evet kesinlikle çok zorlandım ve duygusallaştım da hatta Ahmed Arif’in hayatını araştırırken bazen ağladım da çünkü çok haksızlığa uğramış, çok işkence görmüş. Çok duygulanıyorum bir Ahmed Arif ismini duyunca.

Son okuyucularımıza neler söylemek istersiniz?

Benim hâlâ ümidim var sevgilim

Çünkü biz sabah kalktığımızda seninle aynı dilimli zeytini bölüşeceğiz, aynı anda beraber gökyüzüne bakacağız, gökyüzünü dudaklarımızla öpmeye çalışacağız. Ve ben otuzlu yaşlarında bir şairim en güzel şiirlerimi sana yazıyorum hâlâ.

Benim hâlâ ümidim var sevgilim.