YAĞMUR TANYILDIZ'ın röportajı için tıklayınız...

21 Haziran’da “Şehirler”i dinleyenleriyle buluşturan ERMAN AK ile bir araya geldik ve matematik öğretmenliğinden müzisyenliğe uzanan yolculuğunu konuştuk… Ak’ın “İnsanın hem kendinden, hem hatalarından, hem de acı hatıralarını yaşadığı yerlerden kaçışını anlatıyor” diye bahsettiği Şehirler’i dinlerken bir yandan da röportajımızı okumanızı isterim. Keyifli okumalar…

4-146

Hoş geldiniz, öncelikle “Şehirler” hayırlı olsun, uzun uzun konuşacağız ancak önce sizi kısaca bir tanıyalım istiyorum. Kimdir Erman Ak?

Hoş bulduk Yağmur Hanım. Öncelikle nazik röportaj davetiniz için çok teşekkür ederim. 1986 yılında İzmir’de doğdum. İlkokuldan sonra ortaokul ve lise eğitimimi Bornova Anadolu Lisesi’nde tamamladım. Ege Üniversitesi Matematik bölümünden mezun oldum. Böylelikle, uzun yıllar sürecek öğretmenlik kariyerime ilk adımı attım. Devam eden yıllar boyunca İzmir’de ve İstanbul’da; hem çeşitli mekanlarda sahne aldım, hem şarkılar yazdım, hem de eğitimciliğe devam ettim. Özetle doğma büyüme Karşıyakalı; Fenerbahçe taraftarı; bankacı bir anne-babanın tek çocuğu; sevdiği işi yani müziğini yapabildiği zaman mutlu olan, onun dışındaki zamanlar yapmak zorunda olduğu işi sevmeye çalışan; kedi insanı; kendince müzisyen, aslen de bir Matematik öğretmeni Erman Ak.

Okul, kariyer ve meslek seçimlerimizde her ne kadar özgür gibi olsak da hayata ilk adım attığımız aile kurumu, dolaylı yoldan da olsa tercihlerimizi etkiliyor. Peki, siz nasıl bir ailede doğup büyüdünüz? Ailenizin müzik yolculuğunuzdaki etkisi sizin adınıza nasıl bir kazanım oldu?

Açıkçası otoriter bir baba ve aşırı korumacı bir anne figürüyle büyüdüm. Tek çocuk da olduğum için her konuda üzerimdeki baskı fazlaydı. Babam müzikle ilgilenmeme sıcak bakmıyordu. İyi bir üniversiteden mezun olmamı ve ekonomik özgürlüğümü daha garanti yollardan çabucak kazanmamı istiyordu.  Annem ve babam birbirinden oldukça farklı insanlar. Benim de hayata bakış açım onlardan çok farklı olduğu için fikir ayrılıklarımız konusunda çözümler bulamıyor, birbirimizi biraz yıpratıyorduk. Kaotik bir çocukluk ve gençlik geçirdiğimi söyleyebilirim. Bu sebeplerden dolayı, ancak aile etkisinden hem mental hem de fiziksel olarak kurtulabildiğimde ideallerimi gerçekleştirmeye başladım. Her daim müziğin içindeydim ama planlarımın hayata geçmesi bu sebeplerden ötürü biraz gecikti.

Müziğe nasıl başladınız?

Müzik kulağımın olduğunu ve şarkı söyleyebildiğimi fark ettiğim andan itibaren müziğe hep ilgi duydum. 13 yaşıma kadar amatör bir şekilde şarkı söylüyordum. O sıralar babam bana bir gitar aldı ve enstrümanlarla tanışmam bu şekilde oldu. Gitar çalmayı kendi imkanlarımla öğrendim. Daha sonra kendi bestelerimi ve kayıtlarımı yapmaya başladım. Liseden sonra lisans eğitimime de konservatuarda; şan bölümünde devam etmek istedim. Ancak az önce bahsettiğim ailevi sebeplerden ötürü, bu isteğimi gerçekleştiremedim. Ben de çeşitli mekanlarda amatör şekilde sahne alarak müzikle irtibatımı hep devam ettirdim. Ege Üniversitesi MÖTBE Kültür Merkezi’nde Türkiye genelinde düzenlenen bir müzik yarışmasında 3. oldum. Bu da benim ilk yarışma deneyimim oldu. Birkaç sene sonra Kanal 35’te yayınlanan Mutfaktayız programına müzisyen kimliğimle konuk olarak, televizyon dünyasına da ilk kez adım atmış oldum. Ardından yıllar boyunca sahnelerim oldu, besteler yaptım ancak bu yıla kadar profesyonel anlamda şarkılarımı dinleyicilerle buluşturamamıştım. Bu yıl bu hedefimi de gerçekleştirdim.

21 Haziran’da “Şehirler” dinleyenlerinizle buluştu. Ben de hemen dinledim ve müziğine de sözlerine bayıldım diyebilirim. Nasıl çıktı ortaya?

Teşekkür ederim. Benim parçalarım ansızın ve kontrolüm dışında ortaya çıkar. “Haydi şarkı yazayım” deyip oturduğumda asla bir şey üretemem. Yine hiç hesapta yokken, pencereden dışarıyı seyrederken aklıma birkaç söz geldi. Yazdım. Yazdıkça gerisi geldi. Birkaç saatte şarkı ortaya çıktı. Besteler için gerekli olan ilham zaten genellikle bir anda kapınızı çalar. Size yardım eder ve tekrar geleceği ana kadar sizi terk eder. Bu parça da her zamanki gibi oldukça hızlı çıktı. Kaydı ve düzenlemesiyle son halini alması uzun ve meşakkatli bir süreç oluyor tabii.

Youtube yorumlarını da okudum, çok sevilmiş, yorumlar çok güzel. Mutlu musunuz?

Güzel yorumları için yorum yapan herkese çok teşekkür ediyorum öncelikle. Sağ olsunlar. Mutluyum tabii ki ama bu piyasada devamlılık önemli. Yerimde saymamalı ve sürekli daha iyisini yapmalıyım. Bir sonraki şarkım ve klibim daha çok beğenilirse daha mutlu olurum.

Hikâyesi var mı Şehirler’in?

Aslında Şehirler bir kaçış hikayesi. İnsanın hem kendinden, hem hatalarından, hem de acı hatıralarını yaşadığı yerlerden kaçışını anlatıyor. Şarkıyı yazarken tabii ki kendimden yola çıktım. İzmir’den İstanbul’a taşındığım dönemlerde beni mutsuz eden herkesi, her şeyi başladığım yerde bırakıp yepyeni bir hayat kurmak istedim. Sonra yine bir geri dönüş hikayem oldu. Bestelerken, hayatımın son 10 yılımı bir şarkıya sığdırdım açıkçası.

Peki, genelde nelerden ilham alırsınız?

Açıkçası bana ilham veren şey melankoli. Çok mutlu olduğumda, her şey yerli yerindeyken şarkı yazmak kolay değil. Bestecinin benzini hüzündür, hayal kırıklığıdır biraz. Mutluyken bir şeyler üretebildiğimi hiç hatırlamıyorum. Genelde de melankolik bir insan olduğum için, deyim yerindeyse kendimi tribe sokmam pek de zor olmuyor.

Bundan sonraki projeleriniz hayalleriniz neler?

Hedefim öncelikle devamlılık, kitlemi büyütmek ve bir şekilde o kitlenin kalbine girerek orada kalabilmek. Üretebildiğim kadar üretmek ve müzik dünyasında kendime kalıcı bir yer edinebilmek istiyorum. Hayalim Türkiye’nin en çok dinlenen şarkıcılarından biri olmak. Tabii bu çok uzun vadeli bir hayal. Kısa vadede de, parçalarımın insanların diline dolanması ve birçok insanın beni, müziğimi tanıması en çok istediğim şey diyebilirim. Daha somut ve spesifik bir hayalimi sorarsanız; Harbiye’de konser vermek diyebilirim.

Dinleyicilerinizle buluşmayı bekleyen şarkılarınız var mı hazırda?

Yakında Benim Dünyam isimli yeni bir parçam geliyor. Yine aynı ekiple çalışıyorum. Biraz sound değişecek. Bu projeme de oldukça güveniyorum. Güzel bir çalışmaya imza attığımızı düşünüyorum. Sonrasında da bir cover planı var ancak aday parçalar arasında henüz karar vermedik. Netleştiğinde onu da duyuracağım zaten.

Dinlediğiniz, örnek aldığınız isimler var mı?

Ülkede en beğendiğim şarkıcı Mustafa Ceceli. Yaptığı düzenlemeler, çaldığı enstrümanlar ve ender bulunan sesiyle komple bir müzik adamı. Tan Taşçı da çok özel bir ses. Daha birçok isim de sayabilirim ama Türk popunda en beğendiğim isimler bunlar. Dünyaca ünlü tenorumuz Murat Karahan’ı da unutmamak lazım tabii. Dünya çapında bir yetenek. Tarz ve üretim anlamında da Mabel Matiz’i çok beğeniyorum.

Buradan takipçilerinize duyurmak istediğiniz yakın zamanda olacak sahne tarihleriniz varsa söyleyelim isterim.

Henüz mekanlar ve tarihler netleşmiş değil. Yeni sezonda yeni projeler ve görüşmeler var o konuda. O yüzden şimdiden bir şey söylemeyelim.

Sohbetiniz için teşekkür ederim. Yeni şarkılarınızda buluşmak üzere diyeyim… Son olarak neler söylemek istersiniz?

Asıl bu fırsatı verdiğiniz için ben teşekkür ederim. Çok memnun oldum. Sosyal medya hesaplarımdan yeni projelerimi takipte kalın. Beni izleyen, dinleyen, şarkılarımı listelerine alan, eleştirilerde bulunan herkese çok teşekkür ediyorum. Hepinizi seviyorum. Yeni parçalarda görüşmek üzere…