HABİB BABAR'ın röportajı için tıklayınız...

Mütevazi kişiliği, yardımseverliğiyle 7’den 70’e herkesin gönlünde taht kurdu. Halka uygun fiyata ayakkabı satmak için gecesini gündüzüne katarak çalışmalar yaptı. Kurduğu Hangar firmasıyla yurdun dört bir yanına mağazalar açtı, kilo ile ayakkabı satarak bir ilke imza attı. Bir dönemin ayakkabı imparatoru Alparslan Selçuk ile binlerce insanın ekmek kapısı olan Hangar firmasının neden kapandığını konuştuk. Haydi buyurun sohbetimize.

Image1 (3)

BİZE BİRAZ KENDİNİZDEN SÖZ EDER MİSİNİZ?

Benim babam tornacıydı. Gençlik yıllarımda okuldan fırsat buldukça babama yardım ederdim. Durum böyle olunca makine mühendisliğini okumak istedim. Ancak puan barajına takıldım. İkinci idealim spor akademisiydi. Sınava katıldım ve kazandım. İstanbul’da üniversite eğitimimi sürdürecektim. Ailemden kimse yoktu İstanbul’da yani gurbet hayatı başlamıştı.(Gülmeye başlıyor…) Tam 4 yıl gurbet hayatı yaşadım. Geçimimi sağlamak için çalışmam da gerekiyordu. İTÜ Basketbol alt yapı antrenörü federasyon (Futbol) resmi hakemliği part time, video kulüp işletmeciliği, stüdyo kayıt gibi işlerde 7 gün boyunca çalışmaya başladım. Buradan kazandığım paralarla hem eğitimimi sürdürüyor, hem de hayatımı idame ediyordum. Sonra video clup dükkânlarıyla yalnız başıma yani aile katkısı olmadan ilk ticaretime başladım.

TİCARETİ SEVMİŞTİM

PEKİ SONRA NELER YAPTINIZ?

Daha sonra askerlik görevi başladı. Yedek subay olarak askerliğimi yaptıktan sonra yeniden ticarete atıldım ve küçük bir mağaza açarak spor malzemeleri satmaya başladım. Yani ticareti sevmiştim kopamıyordum. (Gülmeye başlıyor…)O yıllarda bilardo salonları moda idi.Ben ilk olarak ping pong masaları alıp büyükçe bir yer kiralayıp saatli olarak kiralama yaptım. Kısa süre içinde 200’den fazla sürekli müşteri oldu. Ping pong oynanması hem aldığım eğitimin keyfini veriyordu, hem de maddi kazanç sağlıyordu. Küçük mağazada butik örme, tiffany tomato ve bazı firmaların bayilikleri ufkumu açtı. CHİ markasıyla ilk markamı kurdum. Eşofman, mont, kaban, tshirt üretimi yaptım. Sanayici bir ailenin evladı olduğum için üretmek hem kolay, hem de keyif veriyordu. Kısa süre içinde Chi markası büyüdü. 2004 yılında Alman, Azeri, Türk  ortaklı bir aileye fabrika mağazaları, araç ve isim hakkı dahil sattım. Bir ay içinde hangar markasını kurdum. Hangar Cem Boyner’in patentli markasıydı outlet ürünlerini bu marka adında satıyordu. Bize dava açtı kazandı. DD Haan-gar olarak yeniden başvurduk marka patentlendi. 2 yıl sonra Boyner hangar markasını kullanmaktan vaz geçti. Zira biz tüm Türkiye’ye markamızı yaymıştık.

Sar

BİR İLKE İMZA ATARAK KİLO İLE AYAKKABI SATTIM

TÜRKİYE’DE KİLO İLE AYAKKABI SATARAK BİR İLKE İMZA ATTINIZ O GÜNLERİ ANLATMAK İSTER MİSİNİZ?

2010 yılında ayakkabının kiloyla satılabileceğini ispat etmek istedik. Sezon geçişlerinde, işlerin azaldığı, kıştan yaza, yazdan kışa geçişlerde dedik ki bu ayakkabıları teker teker satmak zor oluyor. Kiloyla satalım, hem üretim devam etsin, hem de vatandaş ayakkabı ihtiyacını gidermiş olsun. O dönem tam olarak 5 ton ayakkabı sattık. Yani 3-5 kişiye değil, yüzbinlerce insana bu fırsatı vermiş oluk. Herkese bir sepet doldurma hakkı verdik. Kampanya çok büyük ilgi toplamıştı.

REKLAM FİLMİNDE DE OYNADINIZ SANIRIM?

Gülmeye başlıyor… Evet döneminde bir GSM firmasının reklamında yer aldım. Reklam o dönem çok beğenilmişti.

MALÜM KİŞİNİN YANINA GİTMEDİM DİYE DÜĞMEYE BASTILAR

BÜNYESİNDE BİNLERCE İNSAN ÇALIŞTIRAN HANGAR NEDEN KAPANDI?

Ayakkabı Köyü kurma aşamasında şimdiki adıyla FETÖ mensupları ve bazı Zaman Gazetesi yöneticileri beni Amerika’ya malum kişinin yanına götürmek istedi. Ben kabul etmeyince düğmeye bastılar. O zaman nasıl battığımı anlamamıştım. Ta ki, bunların yapmış olduğu darbe girişimi sonrasına kadar… Milyonlarca lira vergi ödediğimiz dönemde, ödenmemiş tek bir elektrik, su, telefon, vergi, SSK primi, kira, işçi maaşı olmamasına rağmen kredilerim geri çağrıldı. Bu bir hata değildi, kasten yapıldı. Nakit sorumu olunca 2 ay SSK muhtasar primlerimizi ödeyemedik. 2 villa ipotek vermemize rağmen vergi dairesi ayın 30’unda tüm hesaplarımıza bloke koydu. Dikkat edin ayın 30’u vergi dairesi hatasını kabul etti. Tüm bankalara yazılar gönderilerek, blokeler kaldırıldı. Defalarca görüşmemize rağmen, düşüm yazısının genel merkeze ulaşmadığını söylediler. Çokça tartışmalardan sonra vergi dairesinden elden ıslak imzalı bir yazı alıp, ilgili şubeye teslim ettik.

FABRİKA TAMAMEN İŞLEYEMEZ HALE GELDİ

PEKİ BLOKE KALKTI MI?

Zorlamamızla blokeyi kaldırdık. 5-10 dakikayla çeklerimiz yazılmaktan kurtuldu. Zira hesapta çekleri karşılayacak paramız mevcuttu. Ön sipariş çekleri vermemize rağmen 2012’nin üçüncü ayından itibaren alacaklı olduğumuz firmalardan dahi hammadde ve ayakkabılar hemen hemen hiç gelmedi. O büyük bayi ve mağaza ağımız, dünya çapındaki fabrikamız hammaddesizlikten çalışamaz hale geldi. Bütün bunlar olurken, iki kez çalışanlarımızın tamamı SGK’lı olmasına rağmen SGK’dan onlarca kişilik ekiple inceleme aldılar. Çalışan bütün işçileri ve bizleri müthiş bir tedirginliğe itti. İşçiler kalan hammaddelerle ayakkabı üretecek pozisyonumuz varken, birçoğu iş bıraktı. Fabrika tamamen işleyemez hale geldi. İşçi sayısının azalmasıyla kalan işçileri kaybetmemek için zararına stoklardan ayakkabı satarak tüm işçilerin maaşlarını ödedi.

BORÇLARINIZI NASIL ÖDEDİNİZ?

İflas erteleme almadan, yakın vadeli ödemelerde büyük sıkıntı yaşayacağımı gördüğümden alacaklılarımla toplantılar yaptım. Yakın ödemeleri 4 ay öteleyelim, ben iflas erteleme almayayım, firmayı birtakım değerlerinizi satarak ve küçülterek toparlayacağımı beyan ettim. Bu arada tüm bankalar tüm kredileri geri çağırdı. Bankalara kredi kartlarımdan başka hiçbir borcum kalmadı. Ben, ‘hiç kimse panik yapmasın. Kimin ne alacağı varsa, fabrikam burada. Mağazalarım bunlar. Araçlarım bunlar. Alacaklarım bunlar bir konsorsiyum kuralım, iflas erteleme de almıyorum. Alacakların bedeli oranında eşit bir şekilde alın dedim. 15 gün boyunca tüm alacaklılar yüzlerce kamyonla bana ait firmamıza ait ürünleri faturalarımızı keserek, borcumuz karşılığında dağıttık.

ŞİMDİ NELER YAPIYORSUNUZ?

Şimdi bazı ayakkabı firmalarının danışmanlığını yapıyorum. Aynı zamanda habercaddesiTv’de haftada bir ‘Nabız’isimli bir program yapıyorum. Bu programda toplumu ilgilendiren konuları ele alıyorum. Program büyük ilgi görüyor.