RÖPORTAJ: GİZEM SÖZEN

Sizin 2020’de olacaklarla ilgili yazdığınız ve olacak salgından bahsettiğiniz “2020-2040 Aydınlanma Çağı” kitabınız aslında neyi anlatmak istiyor?

2018 yılında yayınlanan bu kitabım için 2020- 2040 sürecine dair araştırma yaptım. Kadim zamanlardan beri Jüpiter- Satürn kavuşumunun dünya ve insanlar üzerinde 20 yıllık bir etkisinin olduğuna inanılmış. Özellikle bu iki gezegenin kavuştuğu burcun doğası ile uyumlu olan temaların 20 yıl boyunca ön plana çıkacağı vurgulanmış. Bu varsayımdan yola çıkarak, 21 Aralık 2020 tarihinde gerçekleşecek olan kova burcundaki Jüpiter- Satürn kavuşumunu araştırmaya başladım. Bu iki gezegen en son 1405 yılında kova burcunda kavuşmuşlar. Ondan önce sırasıyla 1345, 1285, 1226, 670, 610, 551, 491 ve milat öncesi yıllarda bu kavuşumun kova burcunda gerçekleşmiş olduğunu tespit ettim. Böylece bu tarihleri takip eden yirmi yıllık süreçlerde dünyada yaşanan olayları incelemeye ve bu olayların ortak paydalarını tespit etmeye başladım. Büyük imparatorlukların yıkılması, yeni imparatorlukların kurulması, Hz. Muhammed’in doğumu, ilk vahyin gelmesi gibi hem dini hem de siyasi açıdan çok önemli olaylar ile bu kavuşumların eşzamanlı olduğuna şahit olunca, 2020- 2040 arasında dünyada siyasi ve dini açıdan değişim rüzgârlarının eseceği çıkarımında bulundum. Zaten kova burcu sembolizmi değişim ile yakından ilişkidir. Kova enerjisi bilim, teknoloji, uzay, uzaylılar, özgürleşme, hümanizm gibi konularla ilgili değişimi ifade eder.

Kitabımda aynı zamanda 2020- 2040 sürecinin kova çağının bir fragmanı olacağını belirttim. Astrolojik açıdan 2150 yıl süren çağlar tanımlanmıştır. Ve ekinoks noktasının kova takımyıldızına geçeceği tarih 2440 yılıdır. Ancak bir çağ geçişi yüzlerce yıla yayılabilir. Nitekim Hz. İsa ile başladığı tahmin edilen balık çağına geçiş tarihi de Hz. İsa’nın doğumundan yaklaşık 300 yıl sonradır. Bundan dolayı kitabımda kova çağına geçişin getiri ve götürülerini de açıklama ihtiyacı duydum. Pozitif açıdan, bu çağ kardeşlik bilinci, hümanizm, eşitlik, özgürlük, hurafelerden arınarak gerçek bilginin açığa çıkışıdır. Negatif açıdan ise, bu çağ bilim ve teknolojinin kötüye kullanılması, insanların robotlaşmasıdır.  Her çağ kendine göre avantajlar ve dezavantajlar yaratır.

  

Astroloji her zaman kadim bilgeliklerde de kullanılmış̧, onun söylediklerini gelecekte karşılaşılabileceğimiz ihtimaller olarak değerlendirirsek, bu falcılık sayılmaz herhalde?

Fal altıncı hisse dayanan bir sistemdir. Astroloji ise; tarihin tekerrür etmesi varsayımından yola çıkarak gezegen döngülerini inceler. Daha önceki döngülerdeki olaylardan yola çıkarak gelecekteki ihtimalleri öngörür. Özellikle dış gezegenlerin döngüleri ve bu döngülerin içinde birbirleri ile yaptıkları geometrik açılar dünya astrolojisinin temelini oluştururlar. Astroloji adeta bir istatistik bilimi gibi işlev gösterir. Ancak bir pozitif bilim değildir. Determenizm yasalarına uygun olarak ölçülemez. Bir sebebin benzer koşullarda hep aynı sonuca ulaşacağını söylemek astrolojik açıdan mümkün değildir. Mesela Merkür geri giderken dünyadaki herkes tartışacak demek mümkün değildir. Çünkü astroloji jung’un tanımlamış olduğu eşzamanlılık ilkesine göre işlev gösterir. Merkür geri giderken o enerjinin pozitif ve negatif tarafları ile senkronize olan insanlar olacaktır. Önyargı, negatif düşünce ve takıntı konusunda dengede kalmayı bilenler pozitif ile senkronize olurlar. Diğerleri ise o sürecin negatif yönleri ile senkronize olurlar. Gereksiz tartışmalara girerler, daha dalgın ve daha unutkan olurlar. Böylece daha sonradan pişman olacakları kararlar alırlar.

Kitabınızda Satürn-Plüton kavuşumunda gerçekleşen olaylara sıkça değinmişsiniz. Bu iki gezegen kavuştuğunda yer yerinden niye oynuyor?

12 Ocak 2020 tarihinde Satürn ile Plüton oğlak burcunda kavuştu. Yaklaşık 33-38 yıl arası süren Satürn- Plüton döngüleri dünya astrolojisi uzmanları tarafından önemli görülmektedir. Satürn mevcut yapı, düzen ve sistemin yapıtaşlarıyla, Plüton krizler yoluyla dönüşüm ve güç elde etme ile ilgilidir. Satürn- Plüton kavuşumu; uluslararası güç dengesinin ve mevcut yapının krizler yoluyla dönüşümüne işaret etmektedir. Ayrıca hem Satürn hem de Plüton ölüm ile ilintili olduğu için, savaşlar, salgın hastalıklar ve kitle ölümleri ile senkronize olma ihtimali de öngörülmektedir. Nitekim 12 ocak 2020 tarihi civarında Amerika ile İran arasında ipler gerildi, üçüncü dünya savaşı senaryoları konuşuldu. Ve covid—19 dünya sağlık örgütü tarafından ilan edildi.

Daha önceki Satürn- Plüton kavuşumlarından örnekler verecek olursam: 1914 yılı (1. Dünya savaşı başlangıcı, 1788 (Fransız devrimi öncesi), 1947 (Hindistan ve Pakistan’ın ayrılması, arkasından 1948 İsrail’in bağımsızlığını ilan etmesi), 1981-1984 (ekonomik durgunluk, AIDS hastalığının ortaya çıkması)

Ve belki de en önemli olan tarih 1350, çünkü o yıl Avrupa’da kara vebanın en aktif olduğu yıllardan biri. Kitabımda bunu şu satırlarla belirtmiştim:

“Satürn- Plüton kavuşumunun etkili olduğu 1348-1351 yılları arasındaysa Avrupa’da kara veba salgını milyonlarca insanın ölümüne sebep olmuştur.  Kara veba salgını aynı zamanda 1345-1365 yılları arasındaki temel konsepti belirleyen Jüpiter- Satürn’ün kova burcundaki kavuşumu ile senkronize olmaktadır. 2020 yılında Satürn- Plüton kavuşumu ile Jüpiter- Satürn kavuşumun her ikisinin birden gerçekleşiyor olması oldukça manidardır. Bu bulgu 2020 yılında bir salgın hastalığın dünyayı kasıp kavuracağına işaret ediyor olabilir.”

Nitekim tarih tekerrür etti. Yine Çin’den gelen bir hastalık tüm dünyayı kuşattı. Avrupa’da İtalya başta olmak üzere pek ülkenin insanlarına zarar verdi.

Yeni çağda kimler elenecek kimler geçecek?

Kova çağı tamamen başladığında bilim adamları ve teknoloji ile bağlantılı şirketlerin sahipleri ünlü olacaklar. Bilim kurgu filmlerindeki büyük meydanlarda onların halka seslendiklerini göreceğiz. Sanatçılar eskisi kadar gündemde olmayacaklar. Çünkü balık çağı mistisizm, sanat vb. temalarla ilgiliydi. Kova çağı ise bilim, teknoloji, uzay gibi konularla ilgili. Bunun yanı sıra hurafelerin değil gerçek bilginin peşinden giden insanlar kazançlı çıkacaklar. Manevi anlamda da gerçek bilgi ön plana çıkacak. Balık çağının yaratmış olduğu sis perdesi tamamen aralanacak. Gerçekler hızla görünür olmaya başlayacak. Uzay ve uzaylılarla ilgili gerçekler de hızla ortaya çıkmaya başlayacak. Bu konulara yönelik meslek icra edenler ön plana çıkacaklar. Uyanmaya hazır olanlar için harika bir çağ olacak. Ancak başta da dediğim gibi teknolojiyi kullanarak manipülasyon yapan kişilerin ve örgütlere karşı temkinli olunması gereken bir döneme giriyoruz. Teknoloji doğa ile uyumu tamamen bozarsa kova çağı bir yıkım çağına da dönüşebilir. Zira kova burcunun gölgesinde istikrarsızlık ve yıkım vardır.

​​​​​​​

Ezoterizme göre astrolojinin de diliyle kıyamet kavramına bakışınız nedir?

Kıyamet; ezoterizm çerçevesinde “uyanmak” ve  “ayağa kalkmak” ile eşdeğer görülmektedir. Bir başka deyişle; insanoğlunun manevi açıdan uyanması, farkındalık kazanması ve ruhsal değişimini ifade etmektedir. 21.12.2012 tarihinde sona eren Mayaların takvimi ve benzeri ezoterik kayıtlar kıyametin 21. yüzyılda gerçekleşeceğine işaret etmektedir.

Önümüzdeki günlerde inanç  konusuyla ilgili neler değişecek?

Kitabımın kapağında, çift başlı kartal sembolü olmasını arzu ettim. Çünkü 21 Aralık 2020 günü Jüpiter ile Satürn Altair sabit yıldızı ile kavuşacaklar. Bu sabit yıldız kartal takımyıldızın bir üyesidir. Bir kişinin cesaretle hak ve adalet için öncülük yapmasını ifade eder. Arapça karşılığı ise Ukab’dır. Yani Hz. Muhammed’in savaş zamanında kabilelerin bir çatı altında toplamasını ifade eden siyah bayraktır. Kitabımda da belirttiğim gibi 21 Aralık 2020 tarihinden itibaren dinlerle ilgili önemli gelişmeler yaşanabilir. Bu noktada bir din uzmanı olmadığımı belirtmek istiyorum. Bir araştırmacı astrolog olarak, hem Altair yıldızının devrede olması hem de daha önceki Jüpiter Satürn kova burcu kavuşumlarının iki tanesinin Hz. Muhammed’in doğum yılı ve ilk vahyin gelişi ile senkronize olması, beni bu tarz bir çıkarım yapmaya yöneltti. 21 Aralık 2020 öncesi 14 Aralık günü yay burcunda bir güneş tutulması olacak. Yay burcunun da inançlarla ilgili olması bu çıkarımı güçlendirdi.

Kitabınızda bahsettiğiniz Kuzey ay düğümü ile irtibat kuran sabit yıldızlar 2020-2040 yılları arasında dünyada zulüm ve kaos yaratanlara karşı kadınların baş kaldıracağına söylüyor. Sizce yeni dünya düzeninin kurulmasında kadınlar mı etkili olacak?

21 aralık 2020 haritasında kuzey ay düğümü ile kavuşan Hamal sabit yıldızı; bağımsızlık ve özgürlük ile de ilgilidir. Belli bir sosyal grubun otoriteye başkaldırması ve kendi yolunu kendi çizme eğilimi ortaya çıkabilir. Belllatrix ise; amazon yıldızı veya kadın savaşçı olarak bilinmektedir. Gölge özellikler ile yüzleşme, bilgi edinme ve iyiye doğru gelişme yoluyla başarı vaat etmektedir. Kuzey ay düğümü ile irtibat kuran bu sabit yıldızlar; 2020- 2040 arasında dünyada zulüm ve kaos yaratanlara karşı kadınların önderliğinde ve ezoterik bilginin yaratacağı uyanış yoluyla bir başkaldırının gerçekleşeceğini göstermektedir. Bu sürecin temel ve kadersel amacı dişil enerjinin uyanması, kadınların değişimde aktif rol alması ve gölge ile yüzleşerek toplumun bütünlüğe ulaşmasıdır.

Bir de 2020-2040 yılları arasında kollektif bilinçaltı ile ilgili olumlu dönüşümlerin olacağını söylüyorsunuz?

Psikolojik astrolojide Neptün kolektif bilinçaltı ile ilgili görülmüştür. 2025-2039 yılları arasında koç burcunda olacağı için, kolektif bilinçaltından kaynaklanan bir “uyanış” söz konusu olabilir. 

Koç burcu; hayatta kalma mücadelesi, kendini ortaya koyma, otonomi, liderlik ve savaş gibi konularla ilintilidir. Neptün’ün Koç burcundan geçişi; insanın hayatta kalma mücadelesinin ve özgürlüğün idealize edilmesi ve de özgürlük için yapılan savaşlarda büyük kayıpların verilmesi ile senkronize olabilir. Nitekim Neptün en son 1861- 1875 yılları arasında Koç burcundan geçiş yapmış ve bu süreçte; 1861- 1865 arasında Amerikan İç Savaşı gerçekleşmiştir. Yaklaşık altı yüz bin kişinin hayatına mal olan bu savaşın ardından kölelik kaldırılmış ve pek çok kişi özgürlüğünü ilan etmiştir.

2025 yılında dünyada halkların daha fazla özgürlük için mücadele etmesi mümkün görünmektedir. Ayrıca bir ülkenin veya bir liderin sayesinde ezoterik öğretilerin dünyaya yayılarak mevcut sistemde bir değişim yaratması da olasıdır.

Özetle önümüzdeki dönemde bir ruhsal devrim yaşanacak diyebilir miyiz?

Buna yürekten inanıyorum. Bu yüzden kitabımın adı 2020-2040: Aydınlanma Çağı koydum. Ancak şunu unutmamak gerekir, tüm çağ geçişlerinde olduğu gibi önümüzdeki yirmi yıllık süreçte mevcut düzen ve denge bozulacaktır. Geçiş dönemleri genelde zorlayıcıdır. Dünyada ekonomik ve siyasi krizler, doğal afetler ve savaşlarla ilgili artış söz konusu olabilir. Bu çağ geçişinde insanlara balık çağının maneviyatı ile kova çağının teknolojisini dengeli şekilde kullanmalarını öneriyorum. Manevi körlük içerisinde olmadan teknolojinin nimetlerinden faydalanmamız lazım. Aksi takdirde robotlaşmış insanlara dönüşürüz.