Geçtiğimiz ay “Su Yolunu Bulur” adında on şarkılık albümle karşımıza çıkan Bahadır Tatlıöz, haziran ayında ikinci klibini çıkaracak. 

Sevgili Sibel Can'a verdiği yeni şarkısı ile bu yazın en hit şarkısının geleceğini söyleyen yakışıklı popçu "En hit şarkı bizde" dedi. 

Katıldığı sosyal sorumluluk projeleri ile büyük- küçük herkesin gönlüne taht kuran ve “Uzun Lafın Kısası”, “Beni Yak”, “Bedende Ruh Yokken” gibi başarılı şarkıların mimarı olan  Bahadır Tatlıöz ile biz de bir araya geldik. Şimdi sizlerle…

Merhaba Bahadır Bey nasılsınız?

Çok teşekkür ederim Elif'ciğim iyiyim. Sizler nasılsınız?

‘Su Yolunu Bulur’ adında on şarkılık bir albümle karşımızdasınız. Neden adı ‘Su Yolunu Bulur’?

Ben kadere inanan bir adamım. İlk çıkış şarkımda da bunu belli etmeye çalıştım. Bu benim kaderimde olan bir süreçtir. Bir şarkı yapıyoruz, şarkıyı gönüllerde korumak adına bir yola çıkıyoruz ve hiç bir yaptırım gücümüz olmadan şarkı tutacaksa tutuyor. Kadere bırakıyorum. "Buyurun bu benim albümüm, sizler için gönlümden geçenleri bir şekilde ulaştırmak istedim" demek adına bu albümü çıkardım.

"Harman Albüm"

"Şarkılarımın hiçbiri birbirini tutmuyor" diyen Bahadır Tatlıöz, "Başkasının risk olarak gördüğü böyle bir albümü ben çıkardım ve gayet güzel dönüşler alıyorum." şeklinde açıkladı.

Bu albüm bir arınmanın fısıldayıcısı mı?

Aslında konseptleri birbirinden farklı on şarkının bir arada olduğu bir albüm. Saundu, aranjmanları olsun gerçekten çok farklı bir albüm. Gerçek anlamda gönülden gelen, gerçek duygularla hayata geçmiş bir albüm diyebilirim Elif. Bütün şarkılarda farklı hissiyatlar var. ‘Su Yolunu Bulur’ olan ilk çıkış şarkım, maneviyatı yüksek bir şarkıdır. Diğerlerinde ise bazı şarkılarda aşk teması ele alınırken, kimisinde daha eğlenceli şarkılar oldu. Ama genel olarak her bir şarkıda naiflik var. 

Şarkılara çok kısa değinelim istiyorum. On şarkılık bir albüm. Albüme almakta kararsız kaldığınız ama çok beğenilen bir şarkınız var mı mesela?

İkinci klibimiz olacak olan ‘Yangınlar Var’ şarkımı bir anda albüme aldım. ‘Yangınlar Var’ın çıkış hikayesi albümün çıkmasına bir hafta var iken gerçekleşti. Şarkı zaten albümde yoktu. Bir cover şarkı çıkartmak zorunda kalmıştık. Benim içime sinmeyen bir şarkıydı ama biz o şarkıyı çıkartmazsak albümde bir eksiğimiz oluyordu. Eve geldiğimde bir anda 'Yangınlar Var'ı çıkartıverdim, hemen arkasından aranjesini yaptım. 5 günde kayıtları da bitmişti, çok sevinmiştim. Albümümdeki en hit şarkım bu oldu diyebilirim. 'Yangınlar Var' haziranda kliplenecek. Albüme dönecek olursak, bütün şarkılarımın aranjman stilleri, duygu yapısı ve melodileri de birbirinden çok farklı. Belki bu bir albüm için risk olabilir ama ben bu duruma çeşitlilik, renk, ahenk, olarak bakıyorum. Mesela 'Sen Seç' isimli şarkımız flemenko pop duygusu yaşarken; 'Garip' isimli şarkımız pop rock ve daha derin saundadır. 'Yangınlar Var' Balkan müziğiyle karşımıza çıkarken, 'Su Yolunu Bulur' doğu- batı sentezi ile yapılarak karışık aranjmanla gerçekleşti.

Klip muhteşem olmuş. Bu sizin fikriniz miydi? 

Evet Elif'ciğim benim fikrimdi. Ama benim fikrimi teyid eden birçok yakınım var. Bazen yakınlarım fikirlerimi onaylamıyorlar ama saygı duyuyorlar. Bende "bu kadar insanın bir bildiği mutlaka vardır" deyip fikrimden vazgeçebiliyorum. Bu kliple ilgili biraz öncede dediğim gibi senaryo ve fikir benim. 

Klip çekminde Batman Belediyesi ve Batman halkı ile de yakın ilişki içindeydinz. Nasıldı? Bizim Anadolu insanımız hakkında ne söylersiniz?

Benim Anadolu insanına zaten hürmetim ve saygım sonsuzdur. Fakat bu aralık ayında yaptığımız doğu tunemizde bu sevgim çarpı üç oldu.  Anadolu insanı büyük şehir insanından daha rafine ve doğal yaşıyor bütün duygularını. Daha yakın, daha sıcaklar. Mesela ben Anadolu'da kendimi o kadar çok emniyette hissettim ki Elif, İstanbul'daki ve büyük şehirlerdeki karmaşadan uzak insanların gerçekten korkmadan sevgi paylaştıkları, gerçek duygularını karşı tarafa gösterirken bunun bir zafiyet olarak gösterilmediği bir ortam Anadolu... Batman halkıda bana inanılmaz destek oldu. Her yerde yanımızdaydılar. Hasankeyf ülkemizin en önemli kültür mirası ve tarihi değerimizdir. Biz de bunu gelecek nesillere yansıtabilecek güzel bir klip için elimizden geleni yapmaya çalıştık. Bu kliple birlikte Güneydoğu'nun hemen hemen her yerinden "bir dahaki klibinizi burada çekin" şeklinde mesajlar alıyorum. Bu da beni çok mutlu ediyor.Buradan da tekrar söyleyeyim, bu önerilerin hepsini değerlendireceğim.

Dünya gözüyle görmek istediğim yerler diye başlasanız listeye nereleri alırsınız?

Dünyada bir çok ülkeye gittim ama Japonya, Çin, Tayland'ı çok görmek istiyorum. Kutuplar'ı görmek isterim. Taç Mahal'i ve Mısır Pramitleri'ni de keza öyle... Benim tabiatımda Las Vegas'taki gece hayatı heyecanında biri olmak yok. 

O kadar takdire şayansınız ki “Çocular bizim yarınımız” sloganınızla hem otizmli çocuklarımızın yanında oldunuz hem de görme engelli çocuklarla bir araya geldiniz. Çocuklarla bir araya gelmek ve sosyal sorumluluk projelerinde bulunmak size ne hissettiriyor? 

İşte arınma dediğimiz nokta burada başlıyor Elif, burada bir arınma var mesela. Bizler bireysel olarak sadece kendimiz için yaşadığımızı zannediyoruz, genel olarak bu böyle. Ben böyle hissetmiyorum ve başkaları için bir şey yaptığımda kazanç sağlıyorum. Manevi kazanç sağlıyorsunuz ve en önemlisi sevgi kazanıyorsunuz. Karşı tarafa sevgi kazandırdığınız sayede bu sizi bir şekilde hayat boyu ayakta tutuyor. Ne kadar seveniniz varsa o kadar ehemmiyet altındasınız. Bu bende başkaları için bir şeyler yapma hissi oluşturdu. Mesela biz albüm yaparken dürüst konuşmak gerekirse benim fikrim değildi, sonrasında "neden bende düşünemedim" dediğim Razaki müzik ile kardeşimin fikri olan  albümümüzün bir bölümünü Altı Nokta Körler Derneği ile işbirliği içerisinde görme engelliler adına braille alfabesi olarak çıkarttık. Sonra onlara mini bir konser verdik. Zaten ben sosyal sorumluluk projelerinde sürekli yer alıyorum. 'Su Yolunu Bulur' klibim de bir noktada sosyal sorumluluk projesi kapsamına da girer diyebilirim. 

Kardeşiniz Emre’nin rahatsızlığı olduğunu söylemiştiniz. Onun rahatsızlığının sizi böylesi bir adam yapmasını sağladığını söyleyebilir miyiz? Peki kardeşinizin durumu nasıl? 

 Ailedeki bir takım etkenler karakterinizi yapılaştırır. Evet Emre'nin otizm benzeri bir rahatsızlığı var. Emre'ye karşı aşırı hassasiyetli oluşum beni çok etkilerdi. Şimdi gururla Emre'yle dolaşırken çocukken çocuk aklıyla emreye değişik bakmaları beni çok üzerdi ve o yüzden Emre'ye karşı koruma iç güdüsü içerisindeydim. Hep yüzünün bana dönük olmasını sağlardım. Şimdi ise onun farklılık değil de zenginliğim olduğunu düşünüyorum. Emre'nin bu durumu karakterimin yapılanmasını ve böyle bir adam olmamı sağladı. 

Engelliler için sanat okulu açma projeniz vardı ne durumda? 

O şu an proje aşamasında Elif. Ama benim için projeler hep böyle başlar. Ben ona karar verdim ve bitti ölmezsem o hayata geçecek. Bu sadece engelliler için olmayacak. bir sanat okulu olacak. Muhteşem hizmetli bir yer düşünüyorum. Engelli çocuklar için  tamamen  ücretsiz olacak. Gerçekten dar gelirli ailelerin çocukları için de okulu döndürebilmek adında çok cüzi bir rakam ile genç yeteneklerimizin sanatın belli dallarıyla uğraşabileceği, bazı derslerine benim de eğitimci olarak katılabileceğim bir okul halini alacak. Belki de oradan çok iyi yetenekler çıkacak. Bizler bir kaç sene evvel sosyal sorumluluk projesi kapsamında il il okullarda konferanslar gerçekleştirdik. "Küresel Isınma", "Savaşa Hayır" gibi konuları ele alarak gençlerimizle bir araya geldik. Şimdi ben bunu bir okul bünyesine alıp, temelden gerçekleştirmeyi sağlayacağım. Bence, ne kadar birisine sanat aşılarsanız o kadar ruhu inceliyor. O kadar daha duyarlı insan haline geliyor. 

Bizim toplumumuzun sanata bakış açısını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Biraz daha duyarlı olabiliriz. Ataerkil toplumun bireyleriyiz. Aileler sanatı magazinsel perspektiften gördükleri için çocuklarını uzak tutma eğilimine giriyorlar. Aslında sanat bu değil. Sanatı bilmeden daha inançlı toplumlardaki ailelerin özellikle kız çocuklarını bizim anlattığımız sanatla buluşturmak istiyoruz. 

Geçen sene çıkardığınız 'Takvim' teklinizle ilgili de konuşmak istiyorum. Çok sevilen konuşulan bir şarkıydı fakat şarkının güzelliğinden çok klip de İlyas Yalçıntaş ve Buray'ın size eşlik etmesi konuşuldu. Nasıl karar verdiniz?

Ben 'Takvim' şarkımın kayıtlarını hazırlarken İlyas ve Buray bizdeydi. Şarkıyı çok beğenmişlerdi. Şarkıya başında ve sonunda back vokal yaptılar. Onun videosunu da çekmiştik çok güzel olmuştu. İlyas "Bu şarkının klibinde bizlik bir seneryo varsa ben varım" dedi. Benim düşündüğüm klip de buna yakındı ve dinleyicilerimize sürpriz yapmak istedik. Ve bir mesaj vermek istedik. "Biz kavga etmiyoruz, biz birbirini seven sanatçı dostlarız" dedik. 

Şimdiki müzik camiası birbirini daha çok tutuyor ve arkadaşlıkları daha samimi diyebilir miyiz?

Kesinlikle Elif. Şu an parlayan isimlerin çoğunda bu var. Geçmişten gelenlerin dostlukları böyle değildi.  

Çok samimi arkadaşlıklarınız olduğu için sormak istiyorum Tek kelimeyle arkadaşlarınızı anlatır mısınız?

Buray da, İlyas Yalçıntaş da, Aydın Kurtoğlu da gerçekten insanlar. Adam gibi derler ya, öyleler…

Dostlukla ilgili neler söylersiniz?

Gerçekten sırlarını paylaşabildiğin, gerçek anlamda saf akıl ve fikir alışverişi yapabildiğin ve karşılıksız destek görebildiğin insan ilişkilerine ben dostluk derim. 

Hafızalarımıza kazınan 'Uzun Lafın Kısası', 'Beni Yak', 'Bedende Ruh Yokken', 'Eflatun' şarkıların sahibsiniz. Siz de çok güzel şarkılara imza attık diyor musunuz? Her şarkınızın beğenilmesi tesadüf mü?

Kimisi çok popüler oldu. Mesela 'Eflatun' belirli bir kitlenin çok sevdiği şarkı oldu. Ben hangi şarkımı çok sevsem az tutuyor. 'Takvim' o kadar çok beğenildi ki bizler de şaşırdık. 'Su Yolunu Bulur' şarkımız da iyi gidiyor. Ama o biraz daha manevi bir şarkı. Bence bu, iyi niyetin karşılığı diyelim. 

Sevdiğimiz sanatçıların hit olmuş çoğu şarkıların sahibisiniz. Mesela o şarkılardan bir kaçını bilmeyen okuyucularımız için paylaşır mısınız?

Haktan benim bir şarkımı söyledi 'Bir Ben Bir İstanbul' çok hit olmadı şarkı ama hastaları var o şarkının. Bir de Küçük İbo'ya vermiştim. İbrahim bir kerede deneyip karar verdi ama çok güzel olmuştu.  Değişim bir kerede olmaz, diretmek gerekiyor. Ben o kadar olumlu şeyler duydum ki onun pop şarkısıyla alakalı. Ama İbrahim'in çevresi ona olumlu fikirde bulunamadı ve o da bu durumdan etkilendi. Üç dört sene geçmesine rağmen İbrahim o minvalde bir 5 şarkı daha yapsaydı şimdi bambaşka bir noktadaydı. O da benim için çok değerli biridir. Sibel Can'a bir şarkı verdim. Bu yazın en hit şarkısını Sibel söyleyecek diye düşünüyorum. Hatta bir sürpriz var. Şarkının bir kısmında bir konuşma var. O kısmı ben söylüyorum. Bir iki ay içerisinde albüm çıkmış olur. Hatta albümde aranjesini benim yaptığım bir Yalın şarkısı daha var. Bekleyin….

Geçtiğimiz sene 'Çanakkale Türküsü’nü seslendirmiştiniz. Muhteşem bir projeydi. Asker üniforması içinde çok da güzel görünüyordunuz. Bu proje ve milli değerlerimiz hakkında neler söylersiniz?

Bana deseler ki "kendinde en beğendiğin klibin nedir" diye kesinlikle bu klip derim. Ben de ilk defa kendimi bu kadar çok beğendim ve asker üniformasını kendime çok yakıştırdım. Bu proje çok önemli proje. Çünkü bizler onlar sayesinde bu topraklar üzerindeyiz. Onlar büyük milli değerlerimiz bizim. Unutulmasını asla istemediğim değerlerimizden birini daha güzel bir aranjmanla ve gençlerimizin de daha çok etkileneceği tarzda yapmaya çalıştım. Klipte tiyatral bir durum sergiledik. Hatta Çanakale annesini anneannem oynadı. Anneannemle de bir anımızı ölümsüzleştirmiş olduk. Bu sene Uşak Bir Eylül İlk Okulu'ndan İlker Akgül öğretmen ve minik öğrencileriyle işaret diliyle seslendirdik bu türkümüzü. Öğrenciler Çanakkale'ye gidip orada klip çektiler. O da çok olumlu, ciddi tepki aldı. Bence devamlı yapılması gereken projeler bunlar. Umarım daha çok yaparız.

Küçüklükten başlayan müzük kariyeriniz olduğunu biliyorum. Neler yaptınız?

Altı yaşında aileminde desteğiyle konservatuara gittim. 13 yaşımda piyano çalmaya başladım. Boyum yetişmediği için kasanın üzerine çıkıp piyano çalıyordum. Daha sonra popüler müzik, öncesinde caz müzik alanında çalışmalar yaptım. Birçoğu kendi projem olan dünyaca ünlü müzisyenlerle birçok projede çaldım. Konservatuardan sonra akustik ses mühendisliğine merak sardım. Onunla ilgili eğitim aldım ve stüdyo anlamında bana çok büyük katkısı oldu. Sonrasında çıkardığım şarkılar ve sosyal sorumluluk prıjeleri ile bu günlere geldik. 

90'ların şarkılarına olan özlem bitmiyor. Sizde 90'ların yeri nedir?

Bence 90'lar güzel müziklerin yapıldığı dönemler değil. İstisna isimlerin çıktığı bir dönem diye adlandırabiliyorum. Tarkan, Levent Yüksel, Sertap Erener, Kenan Doğulu gibi isimlerin çıktığı ve sadece güzel şarkıların bu isimler ve birkaç isimin daha çıktığı bir dönemdi, sonrası hakikaten çok kötü şarkıların olduğu bir dönemdi. 90'lar dememizin sebebi anılarımız aslında. On sene sonra şimdi çıkan şarkılarımız için de bunları söyleyeceğiz. 

Sizce müzik nedir?

Yemek, içmek ve su gibi insan bünyesinin ihtiyacı olan bir gıda kaynağıdır. Zaten ruhun gıdası diyorlar. Bence sadece ruhun değil, insanın en önemli kaynağıdır. 

"Hayatımdaki Kişi Özverili Olmalı"

"Benim mesleğim sınırsız özgürlük isteyen bir meslek" diyen başarılı sanatçı, "Asla  kıskançlığa, sınırlamaya imkan vermiyor. Sahneden indiğimde kadınların bana hayran olması, sarılmak istemesi, fotoğraf çektirmesi kötü bir şey değil. Karşımdaki de beni seviyorsa benim için benim hayatımdaki insanın bunu kabullenmesi gerekir." ifadelerini kullandı.

Aşk insanı mısınız? aşkla ilgili sır verecek olsanız neler söylersiniz?

Aşkın sırrını kim çözmüş ki ben çözeyim Elif :) Bence aşk tehlikedir. Bizim öğretilerimize göre inanlar hayatı ailesinden, kültüründen nasıl görürse öyle yaşıyor. Aşkın çok büyük ihtiyaç olduğunu da söylemeliyim. Ben aşkı çok yoğun yaşadım. Hem acısını tattım hem de mutluluğunu yaşadım. Bir fikir vermem gerekirse aşksız kalmasınlar fakat aşık oldukları kişiyi hayatlarının merkezi de yapmasınlar. En büyük sorun burada başlıyor. Sen benim hayatımdaki en önemli insansın diyeceksin fakat o yaşına kadar onunla bu hayata gelmediğini de bilecek, ona göre hareket edeceksin. Onsuz yaşadığınızı bilin o olmazsa yaşayacağınızı da bilin. Tadında kıskanmak ve kıskanılmak çok doğrudur.

Konser takviminizde neler var? Yakınlarda nereden sevenlerinize ulaşacaksınız?

5 Mayıs Cumartesi günü Zurich P1 The Clup, 6 Mayıs Pazar günü "Liseye Veda Üniversiteye Merhaba" Bursa halk konseri, 12 Mayıs Cumartesi günü Maschera Sahne İstanbul'dayız. Diğer konserlerimle ilgili bilgileri sosyal medya hesaplarıman bakabilirler. 

Sosyal medya hakkında neler söylerisiniz bu kadar hayatımızda olması sizce iyi bir şey mi?

Sosyal medya kaçınılmaz bir gerçektir.  Bunun üzerinden aşklar, arkadaşlıklar, işler yürüyor. Ben bu kadar hayatımızın merkezi olmasını doğru bulmuyorum. Üzüntülerimiz, streslerimiz beğeni ya da beğenmemelere çıktı. Önceden birbirimizin gözünün içine bakarak derdimiz neyse söylerdik. Şimdi karşımızdaki robota kırılıyoruz. Doğaya ve doğallığa dönmeliyiz. 

Şu sıralar dinlediğiniz ilk beş şarkı desem?

Albümdeki ilk beş şarkı diyormuşum :) Aslında hit gösterip dinlediğim dediğim şarkı yok. Sanırım bu aralar böyle. Yaklaşık bir aydır sürekli dinlenecek hit şarkı yok diyebilirim. bence 'Yangınlar Var' olacak. 'Buray- Sahiden', 'İlyas Yalçıntaş- Yağmur', 'Simge Sağın- Üzülmedin mi?',  'Aydın Kurtoğlu- Söz' bir de kendi şarkım 'Su Yolunu Bulur'. 

Hayatta en çok neye değer verirsiniz?

Klasik cevap olsun diye söylemiyorum; rahatlık ve samimiyete. Doğallığa ve samimiyete önem veriyorum. 

"Erkekte Bakım: Temizliktir"

Bir erkeğin bakımlı olması sizce ne demek? Erkekte bakım denildiğine içine neleri alırsınız?

Temizlik ve şık görünme. Estetiğe çok önem veririm. Bu sadece kendin için yaptığın bir hareket değil, dünyayı değiştirdiğin bir hareket gibi geliyor bana. Marka takıntısı değil, düzgün olmak. Biz bitki değiliz. Bir çiçeğin muhteşem bir estetiği vardır. İnsanlar da kendi üzerinde o ahengi yaratmalıdır. 

Son olarak okuyucularımıza neler söylemek istersiniz?

Sana çok teşekkür ederim Elif, çok keyif aldığım bir söyleşi oldu. Umarım fikirlerimi ve söylemlerimi samimi bulurlar. Birlikte güzel bir şeyler paylaşmış oluruz. Herkesi seviyorum. Sevgiler.

Doğum tarihi: 27 Temmuz 

Burcu: Aslan 

En sevdiği yönü: Doğal olmak

En sevmediği yönü: Fazla kontrolcü olmak

Uğurlu sayısı: 20 

Uğurlu günü: Pazar 

En sevdiği renk: Yeşil

En sevdiği çizgi film: Tazmanya Canavarı 

En sevdiği söz: Dünyaya Geldiğim Anda 

Yürüdüm Aynı Zamanda 

İki Kapılı Bir Handa

Gidiyorum Gündüz Gece

Söyleşi: Elif Günay

Fotoğraf: Fatma Demir