RÖPORTAJ: MURAT FIRAT

Merhaba sevgili okuyucularım, şu an benim için çok özel bir ana şahitlik ediyorsunuz. Kariyerimin ilk röportajını, 16 Haziran 2016 yılında siz değerli okuyucularımın beğenisine sunmuştum. O günden beri hep arşivlik ve kalıcı röportajlara imza atmaya çalıştım. Sizlerden gelen birçok olumlu mesaj, mesleğimin duayen isimlerinden duyduğum övgü dolu yorumlar ve benim de inandığım yolda, kutsal gördüğüm “Gazetecilik Mesleğimi” beş yıldır, kaliteden ödün vermeden sürdürüyor olmamın sonucu olarak: 100. röportajımda müzik dünyasının değerli ismi “Rüya Ersavcı” ile bir araya gelip taçlandırmak istedim.

Hala okumakta olduğum: Uzman gazetecilik eğitimimin yanı sıra, saha da geçirmiş olduğum beş yılın bilgi-birikimini “100. Röportaja özel Rüya Ersavcı” söyleşime aktarmak istedim. Keyifli okumalar diliyorum.

100. röportaja özel “Rüya Ersavcı”

Uzun zamandır ekranlarda yoksunuz ama siz resmen izinizi sildirdiniz! Onca zaman nerelerdeydiniz?

İzimi sildirmedim! Her zaman dijital ortamda vardım. Müzik yapmayı aralıklı bile olsa hiç bırakmadım, projelerime de devam ettim. Sadece sahne hayatımı bıraktım, belki orada izimi sildirmiş olabilirim. O konu da haklısınız. 

“Peri Masalı” şarkısının çıkış hikayesi nedir?

“Peri Masalı” şarkısı daha önce bana gelmişti ve çok beğenmiştim. Pandemi’de o kadar sıkıldım ve şarkı söylemeyi o kadar çok özledim ki… Dedim “ben stüdyoya girip şarkı söyleyeceğim” ve “Peri Masalı”nın kaydını, Ümit Kuzer’in stüdyosunda yaptık. 

Kimlerle çalıştın? Hangi isimler teşekkürü hak etti?

“Peri Masalı”nın bestecisi Altay Ekren, söz yazarı Erol Özdamar, şarkının düzenlemesini yine Altay Ekren yaptı. Klipte Erbay Aras, Seval Demir, kıyafette Aşk Kaftan, fotoğraflarda da Barış Değirmenciyle çalıştım.

“Bir Sonbahar Klibi Olsun”

Klibin hikayesi nedir?

Klip Zekeriyaköy’de çekildi. Bu “bir sonbahar klibi olsun” dedik. Çünkü şarkıda atarlı bir kadın var. Kendi kararlarını kendi verebilen, sevgilisine rest çeken, gerektiğinde bavulunu alıp arkasına bakmadan giden bir kadın var. Klipte de bunu hikâyelendirmek istedik. Sonbahar’ın güzel yaprakları ve doğası eşliğinde çok güzel bir çekim gerçekleştirdik.

Şarkı sözleri ve klipte “Ajda Pekkan” esintisini hissettim. Erkeğe başkaldıran ve ayakları yere sağlam basan bir kadın görüyorum. 

Bütün çocukluğum ve gençliğim Ajda Pekkan dinleyerek geçti. Sezen Aksu’yu da gerçi çok severim ama Ajda hanımın Avrupai havası beni hep etkilemiştir. 

Sosyal medya da “Z kuşağını etkilemedi.” gibisinden eleştirildiniz. Artık devrinizin geçtiğini düşünüyor musunuz?

Böyle bir eleştiriyi, sadece sizin çalıştığınız dergiden bir arkadaş yazmıştı. Onun dışında başka bir yerden böyle bir etki almadım. Kızım z kuşağı değil, x-y kuşağı ama onlarda çok beğendiler. Devrimin kesinlikle geçtiğini düşünmüyorum. Müzik evrenseldir ve yaptığımız soundlarda yeni soundlardır. Böyle düşünenlerin kendi fikirleri olduğunu düşünüyorum.

“Peri Masalı” çalışmandan sonra dinleyiciyi ne gibi sürprizler bekliyor?

Elimde insanlara hitap edebilecek değişik tarzda müzik ve sözler var. Onları sürpriz olarak şimdi söylemiyorum ama çok yakında gelecek onların hazırlıkları içerisindeyim. 

“Bu kız o dönem babasına isyan etti!”

“İstemiyorum Baba” şarkısının o dönem bu kadar popüler olmasının, belki de en büyük sebebi: İlk kez kadın hakları konusunda: Türkiye’de bir kadın sanatçının çıkıp “İstemiyorum Baba” demiş olması, olabilir.

İlk kez kadın hakları konusunda, bir kadın çıkıp “İstemiyorum Baba” dedi. Ve bu kız o dönem babasına isyan etti. Çünkü o dönem baba baskısı daha ağırdı, keşke öyle kalsaydı! Maalesef şimdi kadınlar öldürülüyor, tacize uğruyor. Bu durumlar daha da ağırlaştı ve çok üzücü. Zaten bu konuyla ilgili “istemiyorum baba”nın devamını getiren, yeni bir çalışmayı da projelerimin arasına aldım.

O şarkıdan sonra hayatınız da neler değişti?

“İstemiyorum Baba” şarkısı ve albümü sayesinde çok popüler olup, insanlar tarafından sevilmeye başlandım.  Ve arkasından da hemen “Saklambaç Yarışması” geldi. “Saklambaç Yarışması”yla beraber popülerliğim katmerlendi.

“Evlenmek pişmanlık duymak için yapılacak bir kurum değil!”

Çok popüler olduğunuz bir dönemde evlendiniz. Pişmanlık duydunuz mu?

Evlenmek, pişmanlık duymak için yapılacak bir kurum değil! (Gülüyor) O ara evlenmek istedim, evlendim. Bir sorun yaşamadım.

Yıllardır hiç bitmeyen bir aşk. Bunun sırrı nedir?

Aşk, uzun süreli birliktelikler de yerini saygı ve sevgiye bırakıyor. Dolayısıyla “aşk daha özel, anlık yaşanan bir dönem geçişi” diye düşünüyorum. 

Geçmişle kıyasladığınız zaman günümüz anne ve babaları hakkında bir değerlendirme yapar mısınız?

Şimdiki anne ve babalar çok daha hırslılar, dijital platformlar sayesinde çok daha fazla dönemi takip edebiliyorlar ve bence çocuklarına çok fazla yükleniyorlar. Bizim dönemimizde başlamıştı ve kızımı doğurduğum dönem de devam ediyordu ama şimdi daha fazla arttı. Bu konu da çocukların mağdur olduğunu düşünüyorum.

Peki, siz nasıl bir annesiniz?

Bu soruyu kızıma sormak lazım… (Gülüyor) Tabii ki çok dikkatliydim. Kızımın bebeklik dönemindeyken Blogger’lik olsaydı, ben çok takip edilen bir Blogger olurdum. Kızımın yemesinden, içmesine, oyuncaklarından, sevdiği müziklere, okuduğu kitaplara kadar her şeyiyle tek tek ilgilenen bir anneyim. Şimdi de çok düşkünüm, çok seviyorum.

“Aşk olsun, size küseceğim!”

80’li ve 90’lı yıllarda popüler olmanıza rağmen 2000’ler sonrası popülerliğinizi kaybettiniz! Bu kaybediş sizin tercihiniz mi yoksa piyasa şartlarımı değişti?

Aşk olsun, size küseceğim. (Gülüyor) Ha tabii aslında popüler olmak farklı bir şey, tanınmış olmak da farklı bir şey. Popülerlik o dönemin içinde çok fazla adınızdan söz edilmesi gibi bir şey. Doğru popülerliğimi kaybettim, geri aldım sözümü. Bu kaybediş: biraz benim tercihim, biraz piyasa şartları değişti.

Müziğe ilk başladığın Rüya karşınıza gelse ona ne söylerdiniz?

“Rüya, müzik piyasasından hiç uzak kalmaman gerekiyor. Sakın ara verme.” derdim. 

Fit ve genç kalmanızın sırrı nedir?

Hayat doluyum, sürekli spor yapıyorum ve fazla kilo alıp vermiyorum. Ayrıca sigara ve içki tüketmiyor oluşuma borçluyum diye düşünüyorum. 

Rüya hanım, bize bir gününüzü anlatın dersek neler anlatırsınız?

Genelde güne işlerim olduğunda, onları belli bir sıraya koyup saatlerini ve konu neyse takip ederek başlıyordum. Şimdi ise biraz daha değişti. Bu dönem: kitap okuyorum, dizi seyrediyorum, projelerimi gözden geçiriyorum. Onların üzerinde çalışmalar yapıyorum. 

Sosyal medya ile aranız nasıl? Orada sunulan hayatlar size samimi geliyor mu?

Gayet iyi, başlarda insan biraz zorlanıyor ama şu an instagram’da çok iyi bir takipçi kitlem var ve gerçekten diyalog kurduğum. Kendi adıma hayranlarımla yazışıyorum, haberleşiyorum, sosyal medyadan iş yaptığım bir sürü arkadaşım var. Tabii ki bunların hepsi belli bir saygı ve sevgi çerçevesi içerisinde olursa güzel oluyor. O çerçeve dışında kalanlar zaten hemen eleniyorlar.

Toplumda ki şiddet ve cinayet artışlarının sizce temelin de ne yatıyor?

“İnsanların fazla strese girmesi yatıyor.” diye düşünüyorum. 

“Güzel Duygular Vermek İstiyoruz”

Pandemi sürecinde en çok etkilenen müzik sektörü. Bu kısır döngüden çıkılması için nasıl adımlar atılması gerekiyor?

Açıkçası ben de bilmiyorum! Ne zaman sahneler açılacak, konserler başlayacak, herhalde o zaman. Dijital ortama koyduğumuz yeni şarkılarla yılmıyoruz ve insanlara mümkün olduğunca güzel duygular vermek istiyoruz. Bu da pandemi sürecinde yapılan önemli bir şey diye düşünüyorum. 

Bu son sorum: okuyucularımıza neler söylemek istersiniz?

Pandemi sürecini herkesin en sağlıklı şekilde atlatmasını, hasta olanların iyileşmesini, hastane personellerinin, doktorların, hemşirelerin daha sabırlı olmasını ve teşekkürlerimizi iletiyorum. Ve bir an önce bu durumdan kurtulmayı diliyorum. Eminim herkesinde dileği budur. 

90’lar tadında sorular…

Yaş: hissettiğim Boy:1.65 Kilo: 58

Burcu: Yengeç

Ayakkabı numarası: 36

Göz rengi: Ela 

Saç rengi: Sarı

Mükemmel mutluluk: Çocuğunuza duyduğunuz sevgi

En büyük korkunuz nedir: Yanlış anlaşılma

En beğenmediğiniz özelliğiniz hangisi: Tez canlı olmam

Başka insanlarda en beğenmediğiniz özellik hangisi: Ağır insanlar

Şu an hayatta olan ve en çok hayranlık duyduğunuz kişi kim: Kızım

En büyük müsrifliğiniz nedir: Kıyafet

Şu anki halet-i ruhiyeniz nedir: Karışık

Sizce en çok abartılmış erdem hangisi: Kişileri tabulaştırmak

Hangi durumlarda yalan söylersiniz: Çok sıkışırsam

Dış görünüşünüzle ilgili en sevdiğiniz şey nedir: Fit olmam

Bir erkekte en sevdiğiniz özellik hangisi: Dürüst olması

Bir kadında en sevdiğiniz özellik hangisi: Dürüst olması

En çok kullandığınız kelime ya da cümle nedir: Seni seviyorum

Hayatınızın en büyük aşkı kim ya da ne: Kızım

Şimdiye dek en mutlu olduğunuz zaman ve yer neresi: 90’lar sahne, şimdi Zekeriyaköy evim

Hangi yeteneğe sahip olmak isterdiniz: burnumu oynatarak Her şeyi halletmek

Kendinizle ilgili bir şeyi değiştirme şansınız olsaydı, bu ne olurdu: Uzun boylu olmak

En büyük kabiliyetinizin ne olduğunu düşünüyorsunuz: Müzik yapmak

Eğer ölüp tekrar dünyaya gelecek olsaydınız, kim ya da ne olmak isterdiniz: Rüya Ersavcı

En çok nerede yaşamak isterdiniz: İstanbul

Sahip olduğunuz en kıymetli şey nedir: Sesim ve kızım

Sefaletin en alt sınırı sizce nedir: Fakirlik, açlık, çaresizlik

Favori işiniz nedir: şarkı söylemek dışında Ev döşemek

En belirgin karakteristik özelliğiniz nedir: Neşeli ve canlı olmam

Arkadaşlarınızda en değer verdiğiniz şey nedir: Bana karşı dürüst olmaları

Favori yazarlarınız kimler: Orhan Oğuz, Orhan Pamuk ve Zülfi Livaneli

Gerçek hayattaki kahramanlarınız kimdir: Kızım

En sevmediğiniz şey nedir: Yalan söylenmesi

En büyük pişmanlığınız nedir: Yerine getiremeyeceğim şeyler yapmak

Nasıl ölmeyi istersiniz: Huzur içinde yatağımda

Mottonuz nedir: İnsanlara mutluluk vermek