RÖPORTAJ: AYŞENUR MAMA

Başarılı yazar Aysel Açıkalın ile yazın hayatına ve “Yeni Dünya Gerçekleri” adlı kitabına dair konuştuk. Keyifli sohbetimiz sizlerle…

Öncelikle sizi tanımak isteriz. Aysel Açıkalın kimdir?

1965 yılında Antalya Manavgat’ta doğmuş, 18 yaşında evlenmiş, muhteşem 2 erkek evlat, dünya tatlısı 3 torun, 2 güzel gelin sahibi olan sıradan biriyim. 

Emekli adliye başkâtibi bir baba, ev hanımı bir anne ve 5 kardeşten oluşan bir ailenin dördüncü evlat üyesiyim. Çalışma hayatını seven, muhasebe şefliği ve personel müdürlüğü görevlerini daima bir arada götüren turizm emeklisiyim. 

Kendi kararlarını önemserken başkalarını da dinleyen, özgür, araştırmacı, Atatürkçü, okuyan, yarışma programlarını izleyen fazla iyimser biriyim. 

Geniş bir çevre edinmeden yerel bir gazetede konuk köşe yazarlığı; yerel radyolarda ise DJ’lik ve spikerlik yaptım. 

Söylemeden edemeyeceğim; Kanal D ekranlarında yayınlanan “Gelinim Mutfakta” adlı yarışmanın geçen sezonunda gelinim Duygu ile beraber 9 hafta boyunca yarıştık. Bu günlerde ise sadece kitaplarımla ilgileniyorum.

Yazın hayatınız nasıl başladı?

Aslında ilk kitabımın adı “Sevginin Gücü” idi. Kitap tam basım aşamasındayken büyük bir sorunla boğuşuyordum. Birden okuduğum bir ayet ve felsefe sözüyle totem yaptım. 

Şöyle diyordu; “Eğer bir şeyi çok istiyorsan çok istediğin başka bir şeyden vazgeçeceksin.” Ben, bunu dört kez yapmıştım sanırım. Bunun üzerine kitabın baskısının durdurulmasını talep ettim. Evlatlarım, her şeyden değerli benim için.

Yazarken nelerden esinlenirsiniz? Örnek aldığınız yazar veya şairler var mı?

İnsanlığın kandırılmasından esinlendim hep. Gıdadan Ortadoğu’ya, sosyal medyadan paraya kadar her konuda aldatılıyoruz maalesef. Uğur Dündar, Soner Yalçın, Müjdat Gezen gibi isimleri örnek alıyorum.

Geçtiğimiz aralık ayında okurlarla buluşan “Yeni Dünya Gerçekleri” adlı kitabınızdan bahseder misiniz? Bu kitabı neden yazdınız?

Biraz önce bahsettiğim gibi “Yeni Dünya Gerçekleri” adlı kitabı aldatılan halk için kaleme aldım. Aklımdaki konuları araştırarak kitap haline getirdim.

“Yeni Dünya Gerçekleri” okurlara hangi mesajları vermeyi amaçlıyor?

“Yeni Dünya Gerçekleri” okurlara okumalarını, araştırmalarını, sorgulamalarını, körü körüne inanç sahibi olmamayı velhasıl aydınlanmanın yollarını anlatıyor.

Kitabın ismi, nereden geliyor?

Kitabın ismi; ABD, Almanya, Türkiye gibi değişen ülkelerin liderlerinin demeçlerinden geliyor. Oysa gerçekler tamamen farklı.

Kitap, beklediğiniz başarıya ulaştı mı?

Hayır… Neden mi? Her şeyin başı maddiyat. Maalesef reklam ve söyleşi yapamadım, fuarlara katılamadım, belediyeler yardım etmediği için bir stant açamadım, basında yer alamadım. Sadece benim ve sevenlerimin sosyal medya paylaşımlarıyla sınırlı kaldı.

Kitabınızı bir okur gözünden nasıl değerlendirirsiniz?

Bir gözlemci olarak kitabın ilk baskısında bazı baskı ve imlâ hatalarının olduğunu söyleyebilirim. Okurlarım, buradan sesleniyorum size: İlk deneyimde, ilk seçimde olabiliyor böyle şeyler. Onun dışında yazar, elinden geldiğince araştırmalarını yapmış, düşünce ve görüşlerini korkusuzca dile getirmiş. Mutlaka okunması gereken bir kitap.

Hazırlık aşamasında olan farklı bir eseriniz var mı?

“Bakmışken Oku” adlı ikinci kitabım da okurlarıyla buluştu çok şükür. Bu kitabım, mistik konular içermekte. 

Bu kitapta da doğru bilinen yanlışların doğrulukları mevcut. Hazırlık aşamasında olan 3. kitabımın %20’si tamamlandı. 

Bu da çok farklı konular içeriyor. 2021 yılının yaz aylarında okurlarla buluşacak inşallah.

Son olarak gazetemiz okurlarına neler söylemek istersiniz?

Gazete okurlarına şunları söylemek istiyorum: “Yeni Dünya Gerçekleri” adlı kitabım, 2. baskıya ve sonraki baskılara geçince kitabın gelirinin %75’i lösemili çocuklar için LÖSEV’e bağış olarak geri dönecek. 

Sizler de bir çocuğun hayatına mutlu dokunuşlar yapmak için bir kitap al kampanyamıza katılın lütfen. 

Şimdiden tüm kitapseverlere ve kitap okuyan, kitabımı alıp bağış yapmama olanak sağlayan herkese sonsuz teşekkür ederim. 

Son olarak bir şey hatırlatmak istiyorum. Her şeye çabuk alışan, aslında alıştırılan bir millet olduk. Lütfen yaşanan felaketler ve katliamlardaki gerçek nedenleri göz ardı etmeyin. 

Unutmayın, unutmanıza izin verilmesine izin vermeyin. Lütfen artık 3 maymunu oynamayın, oynamayın ki iyilik hâkim olsun, düşüncelerimiz birçok şeyi değişime uğratsın. 

Önceliğimiz; kendimiz, sonrasındaysa ülkemiz ve tüm dünya. 

Biz, bunu başarabiliriz. Telefon, gazete, dergi, kitap gibi birçok imkân var. 

Yeter ki okuyup araştıralım, sorgulayalım. Yanlışa yanlış, doğruya doğru diyebilelim. Haksızlıklar, toplumun her kesimine yapılsa dahi karşı çıkalım. 

Lütfen “Varım!” deyin. Beni takip etmeye devam edin.