ZAMBAK KARABAY

İSTANBUL

Sevgili Okuyucularımız Kurumsal Satış Yöneticisi, Performans Koçu (ICF PCC Ünvanlı), Ressam ve Sanat Terapisti rolleri olan Aynur Görmüş ile yapmış olduğum röportajı siz değerli okuyucularımız ile paylaşmak isterim...

Aynur Görmüş ile “Alaimisema Dünyası”; “Farklı kültürlerin varoluşu, hayatımıza farklı bakış açıları, alternatif yaşamlar, yaratıcı fikirler getirir.

Esnek bir bakış açısı sayesinde de değişimlere kolay uyum sağlayabilirsek, bu şekilde kendi yaşamımızı da zenginleştirebiliriz.

Çeşitliliğin var olmasında ve korunmasında, bize düşen en büyük görev daha bilinçli, sorgulayıcı ve duyarlı bireyler olmaktır; doğaya, evrene, hayvana, canlıya, insana…

Sorumluyuz! İnsan olmaktan, insan gibi yaşamaktan ve tüm canlıları yaşatmaktan” diyor...

Yağlı boya portreler yaparak sanatın bir ucundan tutan Aynur Görmüş, eserleri ile birçok galerinin ve derneğin sergilerine de katılım sağlıyor.

Kendisi ile röportaj yapma amacımız, resim sanatına katkılarını ve bu sayede varsa vermek istediği mesajları sizlere aktarabilmesine katkı sağlamaktı.

*Aynur Hanım merhaba... Nasılsınız? Okuyucularımıza kendinizi tanıtır mısınız? Alaimisema Dünyası ne demek?

Merhaba, öncelikle bu fırsatı verdiğiniz için çok teşekkür ederim. Ben 17 Şubat 1976 yılında İstanbul doğdum. Evliyim, bir köpeğim var. Elbette yapmaktan hoşlandığım birçok hobilerim var. Bugün de sizinle bunlardan birkaçı hakkında sohbet edeceğimiz için çok heyecanlıyım. Alaimisema kelimesinin kökü Arapça’dır, dilimize buradan geçmiştir ve “Gökkuşağı” demektir. Benim anlamım ise bu renklerin çeşitliliği temsil etmesidir.

*Tam olarak Mesleki statünüz nedir? (Birçok işleviniz var) Aydınlatıcı bilgi öğretici olur...

Akademik eğitimimi Kocaeli Üniversitesi’nde Biyomedikal bölümünde tamamladıktan sonra 1999 yılında uluslararası bir şirkette, sağlık sektöründe çalışmaya başladım ve halen aynı şirkette satış uzmanlığı ile yönetici olarak devam ediyorum.

*Birçok farklı görevleriniz olduğunu görüyorum, biraz yaptığınız işlerden bahseder misiniz, rutinleriniz nedir?

Kurumsal yaşamımdaki yöneticilik kariyerimin yanında ayrıca uzun yıllardır yağlıboya resim çalışmaları yapmaktayım. Bu artık sanatla üretimin bir parçasında var olmanın ya da bunu bir hobi gibi değerlendirmenin ötesinde benim için büyük bir ritüel oldu aslında. Hayatı kaçırmadan, şimdi de yaşayabilmenin en güzel yollarından biri de bana göre resim yapmak. Günümüz tabiri ile an’da kalmak!

Çalışmalarımla birçok farklı galeri ve kurumun değerli sergilerinde de yer almaktayım. Hatta sanatı, iyileştirici bir iletişim aracı olarak da kullanarak, insanın bilinç dışındaki duygularını, sanatla terapi yolu ile ifade etmesini, dış dünya ile ve bizzat kendisiyle iletişimini kolaylaştırmasını, güçlendirmesini, bu yöntemi uygulayarak potansiyelini ortaya çıkarıp, fark etmesini sağlamakta bir diğer hedefim. Bunun için de Sanat Terapisti alanında da çalışmalarım devam ediyor.

Bunlara ek olarak, insanın tüm canlılarla olan iletişimine ve ruh zihin ve beden bütünlüğündeki sağlığına olan odağımla performans koçluğu yapmaktayım. Bireylerin mevcut yaşamlarındaki performanslarında gelişim, kendini yönetme, kendini gerçekleştirme, farkındalık ve zihin konuları üzerinde de çalışmalarıma da devam etmekteyim.

Özellikle resim sanatı ve kişisel gelişim konularında www.derki.net online platformunda her ay yazılarım yayınlanmaktadır. 

*Farklı iş rolleriniz dışında bir de Resim Sanatı aracılığıyla da üretimdesiniz. Resim yapmaya ne zaman başladınız? Sizi resim yapmaya yönlendiren ne olmuştu?

Aslında çocuk yaşlardan beri tüm defterlerim portre çizimleriyle doldurur ve resme küçük yaşlardan beri ilgi duyardım. Hatta bazı yarışmalara bile katılmışlığım vardı. Zaman içerisinde ara vermek durumunda kalsam da bundan yaklaşık 13-14 yıl öncesi, Değerli Hocam Ressam Hayriye Kuran’la, yakın dostum Ressam Müge Aydın sayesinde tanıştım. O günden sonrasında da kendisi ile çalışmalarımız aralıksız devam etmektedir. Ama buna bir ucundan vesile olan Değerli Psikolog Hocam Miraç Atuna Hanım’a da sevgilerimi göndermezsem hikayem eksik kalır.

Resim yapmaya beni yönlendiren şeyler için; başta öncelikle düşlerimde olan bu yarım kalmışlığı tamamlamak, sonrasında da bu sayede renklerin çeşitliği ile yaşamımı zenginleştirmek, kendimle özel ve verimli bir zaman geçirmek, şimdi’yi yaşayarak zihnimi rahatlatmak isteği diyebilirim. Aynı zamanda da elbette ortaya bir eser çıkarabilmenin hazzını da yaşıyorum. Açıkçası sanatın iyileştirici bir gücü olduğuna ve bir nevi insanın ruhunun üzerindeki tozu aldığına da çok inanıyorum.

*Ne tür resimler yapıyorsunuz? Tema oluştururken etkilendiğiniz konu oldu mu, biraz açıklar mısınız? Çünkü farklı türlerde çalışmalarınız var, nasıl bir duygu ile üretiyorsunuz?

“Resimlerin neden hep siyahi insanlar?” diye soruluyor genelde bana; önemli olan elbette önce insan diyorum. Siyahisi, sarışını, kızılı, esmeri onların sadece fiziksel bir özelliğidir, insanın değerini belirleyen bir statü olamaz. Elbette benim hikayemde bu renklerin öne çıkmasının nedenleri var fakat sebebi özellikleri değildir. Onlara “Alaimisema Dünyasının İnsanları” diyorum, çünkü bu bende çeşitliliği ve zenginliğimizi temsil ediyor. Resimlerimin ana temasında her daim çeşitlilik ve farklılıklarıyla var olmaya çalışan insan var. Buna dair ayrımcı bakış açılarını ortadan kaldırabilmek, dini, dili, seçimleri, yönelimleri ve sosyal kültürüyle ayrıştırılmadığı, bütünü oluşturan her biri kıymetli insanların yaşamımızı nasıl zenginleştirdiğini vurgulamak ve temel amacım buna dikkat çekmek olmuştur. Böylesi bir inançla çıktığım yolda, insanların hiçbir özelliğinden dolayı ötekileştirilmediği bir dünyayı düşlüyorum. Herkesin; hissettiklerine daha duygudaş ve düşünce özgürlüklerine saygıyla, koşullarını da anlamaya çalışarak sevilebilmesi, sayılması, fırsat eşitliği içinde, sadece çeşitlilikle değil, kapsayıcılıkla ve olmak istedikleri her yere ait olarak da yaşaması ve yaşatılması, iyilikleri ve başarılarıyla da onurlandırılmasını içeriyor bu düşüm. Bu ilk günden beri çalışmalarıma da yansıyan bir temeli oluşturmuştur. Çünkü her insansın temel hakkıdır kendi gerçeğini yaşayabilmek.

*O halde yaptığınız sanat eserlerinde, ilhamınızı ‘insandan’ alıyorsunuz diyebilir miyiz?

Enerjimi ve ilhamımı; insanın ilk başta varoluşundan gelen değerinden, ayrıca iletişimin öneminden, farklılıklara olan destekleyici yaklaşımımdan, ayrımcılıklara olan karşıtlığımdan ve insan sevgisinden alıyorum evet.

*Sanatınızı icra ederken tema oluşturmak için çok detay çalışma yapmanız gerekiyor mu?

Aslında işlediğim tema hep insan olduğu için mesleki tecrübelerimden çok faydalanıyorum ve tema oluştururken hiç zorlanmıyorum.

*Katılmış olduğunuz sergilerde eserlerinize dair duyarlılığı nasıl görüyorsunuz?

Tıpkı sanatı icra edenin özgür olması gerektiği gibi sanatı izleyen, takip eden için yorumlama, değerlendirme kısmının da özgür olması gerektiğine inanıyorum. Bu sebeple kendi duygularımla ilgili yönlendirme yapmamaya özen gösteriyorum. Buna rağmen resimde vermek istediğim duyguyu, insanın gözleri aracılığı ile karşı tarafa ulaştırabildiğime dair geri bildirimler alıyorum. Sanatın her zaman bir mesajı olması da gerekmiyor aslında, herkesin gördüğü, yorumları kendi zihnindeki inançlara aittir çünkü.

*Tarzınıza dair etkilendiğiniz bir sanatçı var mı? Hangi ressamlardan etkilendiniz?

Frida’yı çok seviyorum; bire bir ölçülerle portre yapmasını ve canlı insanın duygusunu aktarabilmesi dışında da hayattaki güçlü duruşu ile de beni çok etkiliyor. Rembrandt ‘da portrelerini de çok seviyorum. Bir de tarzını çok beğendiğim Mario Henrique var.

*Sanatınızın tanıtımını yaptığınız medya hesabınız var mı? Varsa faydalı oluyor mu?

Instagram üzerinde @aynurgunergormus adresimde sergilerimi ve resimlerimi, atölye çalışmalarımı paylaşmaya çalışıyorum.

*Pandemi dönemi çalışmalarınız ne durumda? Eser üretmenize etkisi oldu mu?

Açıkçası ben bu dönemi aşırı verimli geçirenlerdenim diyebilirim. Genel olarak çok fazla alanda çok tatmin edici işlere çıkardığımı düşünüyorum. Birçok resim de yaparak benim için önemli sergilerde resimlerimle var oldum.

*Sergiler sanatsal gelişiminize etkili ve faydalı oluyor mu?

Kesinlikle! Sergiler yeni resim yapmak konusunda insanı sürekli üretimde olmaya dair motive ediyor. Ayrıca geri bildirimler almak hep iyiyi güzeli yapmaya teşvik ederken üzerinde bir de beğeni elde etmek, insanın üretimdeki keyfini taçlandırmak oluyor. Bunların dışında da her sergi yeni yeni insanlar tanımak oluyor, bu alanda networkümü genişletiyor.

*Yakın zamanda katılım sağlayacağınız sergi var mı?

Genel olarak ortalama 3-4 ayda bir sergilere iştirak etmeye gayret ediyorum. Çünkü her sergiye yeni resimlerle katılmayı seviyorum ve tüm görevlerimi layık-i ile yapabilmek için ancak bu süre de bir şeyler ortaya çıkarmam mümkün oluyor.

*Sorularıma son verirken eklemek istedikleriniz nelerdir?

Harika bir sohbet oldu, öncelikle bu şansı verdiğiniz için çok teşekkür ederim. Sohbetimize özet olarak söyleyebileceğim; ne olur büyük düşler kurun, hepsinin gerçek olması sadece sizin inancınıza bağlı, maalesef gerçekleşmemesi de... Neye niyetteyseniz aksiyonda olmadan olmuyor. Denemekten korkmayın ya istediğiniz sonuca ulaşacaksınız ya da öğreneceksiniz, kısacası hep kazanan olacaksınız! Ben bu hayata minnet borçluyum; fırçalarımla, alaimisema dünyasının zengin renklerinde gezinerek, dünyaya, insanlığa, doğaya, hayvana dair hissettiğim duyguları düşlere, onları da gerçekliğe dönüştürebildiğim için. Sağlıcakla kalınız...