Sokak Lambası Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği ile tanıştım ve evsizlere, Cerrahpaşa Hastanesinde, acilde ve ameliyat katında sıcacık çorba dağıttık, can dostum enerjist pamuk kalplim Elif Kiraz ile zaten sayesinde tanıştım bu muhteşem insanlarla ve insanlara kalpten dokunabilmenin sevincini yaşadım, sebep ve aracı olan herkese minnettarım.  Evet onları görünce çok üzüldüm kimi sokakta yatıyor kimi kalp ameliyatına girecek ertesi sabah heyecanla onu bekliyor ama hem kalbimizden kopup gelen içten gülümsememiz, hem ikram ettiğimiz leziz dumanı üstünde tüten çorbalarımız ile onlara Umut olduğumuzu gözlerinde gördüm, bu da beni dünyadaki her şeyi,o an unutacak kadar mutlu etti. Aslında bu giriş yazısı çok değerli, Derneği kurup bu günlere getiren, etrafında yüzlerce toplanan gönüllü ile kadın, çocuk, evsiz, hasta, kimsesiz bir çok insana ulaşan hatta depremzedelere de yetişiyorlar  ve zor koşullardan bugünlere gelebilen benim ‘ Başarılı Kadınım’ Serap İrmak ile ilgili ama coşkumu mazur görün çünkü harika bir iş yapıyor ve bu çorbada herkesin tuzu olsun istiyorum. Yakında bir sosyal sorumluluk projesine  hepinizi , bu çerçevede davet edeceğim sevgili dostlarım. Bu muhteşem, cesur, altın kalpli insanı, insana insan olmanın onurunu vurgulayan bu şahane kadını daha yakından tanımak, bitmek bilmeyen enerjisini, insanlara dokunmanın hazzını kelimelerinde bile keşfedeceksiniz ve hayran kalıp sanırım sizde çorbada tuzum bulunsun diye düşünüp, harekete geçeceksiniz, iletişim bilgilerini de yayınlıyorum. Hayat paylaşınca güzel, acılar da sevinçler de, her şey birlikte anlamlı ve olası... buyrun röportajımıza ...

Serap hanım sizi tanıyabilir miyiz?

İsmim Serap Irmak, Sokak Lambası Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’nin kurucusu ve başkanıyım şu an.

Sokak Lambası fikri nasıl doğdu? Bu isim nasıl ortaya çıktı?

İsmin Sokak Lambası olmasının iki nedeni var. Birincisi sokakta yaşayanlara ışık olması açısından sarı sıcak. İkincisi ise benim çocukluğumdan gelen bir travmamın sonucunda. İşte çocukken yardımlarla büyümüş bir çocuğum. Çok eskiden küçüklüğümde babamı kaybettim. Evdeki insanların dışarıdan ışıklarını gördüğümde herkesin ışıklarının sarı sıcak olduğunu fark ederdim. Sürekli anneme derdim ki sokak lambasının ışığı bile sarı sıcak bizim evimizin ışığı sarı sıcak değil. Neden? Kadıncağız anlamazdı benim ne söylemek istediğimi ama, ben zamanla büyüdükçe sarı sıcak ışık, beyaz ışık bunları biraz daha anlar oldum. Sokak Lambası böyle doğdu aslında. 

Başkalarına yardım etmek fikri nasıl doğdu? 

Zaten diyet ödemek gibi bir şeydi. Ben kendim yardımlarla büyüdüm ve bunun daha iyi yapılabilmesini istedim. Çünkü şöyle bir durum küçükken ben bir yardım geldi okula, daha sonra okul müdürü İstiklal Marşı okunacaktı. Herkesin içinde beni çağırdı ve montu bütün okulun önünde giydirdi benim sırtıma. Bu bağışı yapan kişiye göstermek için yaptı bunu. 

   

Şov yapmış 

Evet şov yaptı fakat orada dibe batan bir çocuk vardı onu görmedi bu önemliydi benim için. Yardımın böyle olmaması gerektiğini, doğru olması gerektiğini nasıl yardım yapılır en iyisini ben bilirim diye düşünüyorum. Zamanında bunları yaşadığım için en iyisini ben bilirim diyorum. Kendimi övmek için söylemiyorum. Biz mesela köy okullarına destek oluyoruz. 8 tane köy okulu giydirdik. Fakat biz montları öyle kolilere basıp göndermiyoruz. Şimdi biraz sonra göstereceğim fotoğrafları, biz her bir çocuğun ismine hazırlanmış hediye paketiyle gidiyor. 

Ne kadar güzel kendilerini ne kadar özel hissederler. 

Özel hissetmeleri için zaten onlar bizim için özeller ve çok kıymetliler. Bu nedenle yardımın nasıl yapılması gerektiği önemli. Eğer o gün bana o mont belki bir hediye paketinde gelseydi ben bugün başka bir insandım. Benim hayatımdaki yolu çevirdi. Bütün çocukluğum boyunca dedim ki ben çocuklara kadınlara annem acı çekiyordu, zor zamanlar geçiriyordu. Kadınlar ve çocuklar hep mutlu olsun istiyorum. Bütün çocuklar aynı olsun istiyorum. Birisi ekmeğin arasında pastırma yerken beslenmesi zengin öğünlerle doluyken, diğeri lor peynir yemesin. Onlardan biride bendim çünkü. Eşit haklara sahip olsunlar hepsi aynı olsun diye diye zaman beni evsizlere götürdü, yani sokakta yaşayan insanlara götürdü. Aslında benim bütün çocukluğum boyunca hayalim kadınlar ve çocuklardı. 5-6 yıldır falan evsizlerle ilgileniyorum. Çeşitli bölgelerde çorba dağıtarak ihtiyaçlarını gidermeye çalıştım. İki yıl boyunca evsizlere atölye yaptım. 

Neler yaptınız?

Evsizlerle 2 yıl boyunca ahşap boyama, kokulu mumlar yaptım ve gerçekten bu süreç içerisinde onlardaki değişimi, farklılığı gözle görebilmek dünyanın en büyük mutluluğu. Onların yaptıkları şeyleir götürüp festivallerde sattım. Onları yaparken neler hissettiler, neler konuştuk onları yazdım o notları yazdım arkalarına. Sattıktan sonra rünün parasını götürüp onlara verdim. 

Nasıl mutlu olmuşlardır. 

Tabii ki, bir müddet sonra onlar bana bağış yaptılar 

Aaaa ne kadar güzel, ne güzel geri dönüş. 

Evet inanamazsınız. Biraz daha malzeme alabilmem için yaptılar bu bağışları. Dediğim gibi zaman beni sokakta yaşayanlara götürdü. Sokak Lambası da ışığıyla o zaman dedik ki hem sokakta yaşanları, hem ihtiyaç sahibi kadınları ve çocukları hepsini içine alsın. Bu sarı sıcak ışık herkesi kucaklasın, ısıtsın dedik. Şu an için 238 tane evsiz var bu derneğin içinde. 

Sokak Lambası neler yapıyor?

365 gün yani her gün sıcak çorba pişiriliyor burada ve gönüllüler tarafından, hepimiz gönüllüyüz. Ben buyum ben şuyum diye bir şey yok. hepimiz gönüllüyüz. Hep birlikte bu çorba dağıtılıyor her gün başka bir ekip geliyor. 


Bugün de ben de şahit oldum, gerçekten çok güzel ve çok keyifliydi. 

Geçtiğimiz her yerde bizi bekleyen insanlar var. 


Çünkü her gün belli bir saatte geçiyorsunuz. 

Evet aynen rotamız belirli o rotadan geçmeme ihtimalimiz yok. Bu sefer insanları bekletirsiniz. Sizi orada bekleyip birisi boynunu büküp gittiği zaman yaptığımız işin hiçbir kıymeti ve önemi kalmaz. Gün içinde evsizler gelirler ve sandviçler yapılır. Gündüz uğrayan gönüllüler sandviçleri yaparlar. Evsiz bilir ki bizim neyimiz varsa o sandviçin içindedir zaten. O gün salam, sucuk pastırma bir şey varsa mutlaka o sandviçin içine girmiştir. Ama sadece peynir varsa o bilir ki sadece peynirimiz var. 

Ne güzel bu güveni sağlamakta çok önemli. 

Aynen öyle sadece peynirimiz olduğunu bilir onun içinden ne çıkıyorsa bugün daha iyi falan diye konuşuruz yani. Gün içinde sandviçlerini alıp, çaylarını içerler. Kitap okuyanlar var aralarında kitaplarını değiştirirler. Üstlerini, başları, kıyafetleri ve ihtiyacı olanların battaniyeleri dağıtılır. 

Peki sizi kimler destekliyor?

Bizi sokakta gören insanlar, sosyal medyada gören insanlar destekliyorlar. Kendi bir takipçi kitlemiz oldu az da olsa. Önemli olan şu biz içimizdeki amatörlüğü, heyecanı bitirmek istemiyoruz. Kendimiz bunu yapmaktan çok mutluyuz. Bu mutluluğu daha büyük bir şeyle değiştirmek istemiyoruz. Rahat uyumak istiyoruz, rahat uyumak içinde bunları yapmaya gayret ediyoruz. Bugüne kadar birçok yerde oldu sokak lambası mesela Düzce’deki sel felaketine gittik olay yerine anında intikal etti ekibimiz. Orada selzedelerin ihtiyaçları karşılandı elimizden ne geldiyse buradan apar topar toparladık her şeyi oraya götürdük ve onlara destek olmaya çalıştık. Çok yakın zamanda Elazığ depremi oldu biliyorsunuz. Elazığ’daki afet bölgesine gittik orada çadırları dolaştık ve ihtiyaç sahiplerine ulaştık. Bütün çadırların her gece ekmeklerini, sularını ve battaniyelerini dağıttık. Ayrıca köylere çıktık ve köylerde çorbamızı pişirdik. Bu meşhur çorba köylerde dağıtıldı. Üç tane taşı birleştirip, altına odun yaktık oralarda pişirdik sıcacık çorbaları. İstedikten sonra her şey oluyor. Herkes hayret etti İstanbul’dan buraya bunları yapmaya geldiniz diye inanamadılar. 

Çok güzel örnek olmuşsunuz. 

Hep birlikte paylaştık. Onların da bizim her zaman yaptığımız gibi gülen yüzlere ihtiyaçları vardı. Bu bizim değişmezimizdir. Biz çorbayı verirken surat asamayız. Çorbayı ikram ederken onlara soğuk kalamayız. Mutlaka gözümüzdeki ışığı görmeleri gerekiyor, gülümsememizi görmeleri gerekiyor. Sevgiyi paylaşmamız gerekiyor. Biz bunun için yola çıktık. Dernek olarak onkoloji servisleriyle ilgileniyoruz ayrıca. İstanbul’daki devlet hastanelerinin onkoloji servislerinde kalan tüm çocuklara hediye yaptık. Bir grup üniversite öğrencisi dedi ki çok istiyoruz destek olmayı ama bizim durumumuz müsait değil dediler. Biz de dedik ki şimdi daha güzelini yapacaksınız. Çocukların isim listesini verdik herkes renkli kağıtlara çocuklar için mektup yazdı. Öyle güzel mektuplar vardı ki mektupları okurken paketleri ağlaya ağlaya yaptık. Her birinin hediye paketinin içine de onlara özel mektuplarını koyduk. Hepsinin bedenleri, neyi sevdikleri, önceden istatistik şeklinde belirlendi. Diyorum ya yardımı yaparken, dikkat edilmesi gerekiyor. 32 numara ayakkabı giyen bir çocuğa 35 numara ayakkabı göndermenin bir anlamı yok. Olsun, yapılsın, bitsin, gitsin diye yardım yapılmaz. Dolayısıyla her birinin her şeyi farklıydı ama genel olarak göze batan şeyler birbirine çok yakındı. Çünkü birbirlerini çocuklar kıskanmasınlar, üzülmesinler diye. Bayramlarda öksüz ve yetim çocukları giydirdik. Bunun için hazırlığımızı yapıyoruz evsizlere bayram hazırlığı yapmamız gerekiyor beş kuruşumuz yoktu ama. 

Ben de şimdi onu soracaktım. Nerden destek sağlıyorsunuz? 

Başlayalım bir şey olur elbet dedik. Başlayalım gerisi gelir diyoruz. Her zaman zaten sıfırla başlıyoruz ve gerisi geliyor. Elazığ’a giderken bütün paramızla battaniye aldık, parasız gittik Elazığ’a. Hadi bir gidelim olacak bir şey ve oldu. 

Kesinlikle Allah hep yolunuzu açık etsin. İnsanlara ne söylemek istersiniz? Size nasıl katkıda bulunabilirler?

Önemli olan bize katkıda bulunmaları değil aslında. Şöyle söyleyelim bu çorba dağıtılacak, bu iş yapılacak ve ben bunu seve seve yapıyorum, keyifle yapıyorum zaten. Sadece gelin birlikte yapalım bak burada güzel bir ekip var. Onlarda aynı benim gibi hissediyorlar 

Herkes o kadar mutluydu ki o kadar candan yapıyordu ki işi ciddiye alarak ve samimi bir şekilde sevgisini ileterek bende çok istiyordum ve çok mutlu oldum. Bugün nasip oldu. 

Burada kemik bir ekip var ve hepsi burada olmaktan keyif alıyor sadece ben değil. Dolayısıyla gelin siz de bunun tadına, keyfine varın. Biz şunu öğrenemedik bir türlü almadan vermeyi öğrenemedik. Akrabalarımızla, komşumuzla bir getirisi olur mu diye bir konuşmaya başlıyoruz. Bu şekilde olmaz yaptığınız yardımın ardını düşünmeyin. Elinizle dağıtın orda aç bir kişi doyuruyorsunuz bundan daha kıymetli bir şey yok. Açlık çok zor bir şey ve elimizden geldiğince bunu yapmaya çalışıyoruz. Elimizden geldiğince bu çorbayı sıcak tutmaya çalışıyoruz. 

Dağıtana kadar gayet sıcaktı ben de içtim çokta lezzetliydi ellerinize sağlık. 

Son dakikaya kadar altını kapatmıyoruz ki en son içen bile bu çorbayı sıcacık içsin diye. Bize bu çorbayı sıcak tutmak için destek olsunlar. Gelsinler bir arada yapalım, bir sürü projemiz var bunlara katılabilirler. 

Ne gibi projeleriniz var? 

Her cumartesi bizim çocuk atölyelerimiz var. İhtiyaç sahibi dezavantajlı çocuklarla harika şeyler yapıyoruz. Atölyeler yapıyoruz yaz boyunca onlara İngilizce eğitimi verdik. Hayata yenik başlamış çocukları 1-0 öne geçirmeye gayret ediyoruz ve bunu başarıyoruz. Mesela çocuklarımızın hepsi geri dönüşümün ne olduğunu çok iyi biliyor. Hepsiyle ziyan etmeme adına çalışıyoruz. Bir plastik ya da karton bir şey buldukları zaman evde atmamayı öğrendiler onunla bir şeyler yapabileceklerini biliyorlar artık ve bir sürü süsleri oldu evlerinde buzdolaplarının üzerlerinde. Geçtiğimiz günlerde dernekte çocuklara Köfte Yağmuru diye bir film izlettik. Bir şeyi çok istemekle alakalı bir filmdi ve her şey bedava geliyordu. Sürekli yemenin bir sonu yok biftekler bir süre sonra kocaman olmaya başladı. Tavuklar kocaman olmaya başladı gökten yağıyordu. Ama her şeyin fazlası zarar tabii. Filmde bir belediye başkanı vardı ve başlangıçta incecikti film boyunca kendi kendine yürüyemez haline gelmişti. Filmi izledikten sonra ertesi gün çocuklara açık büfe kahvaltı verdik ve biz toplum kurallarını da öğretmeye gayret ediyoruz. Bu esnada da açık büfe kahvaltıya geldiği zaman nasıl hareket etmeleri gerektiğini, yemek yerken nasıl davranmaları gerektiğini hepsini öğretiyoruz. Toplum içerisindeki hareketler, tavırlar yapılması gerekenler ve yapılmaması gerekenler bizim çocukluğumuzda aldığımız eğitim, terbiye vardı. Hatta dergilerimiz vardı ahlak dergileri bunların getirilerini ve toplanmış kürünü çocuklarımıza uyguluyoruz. Köfte Yağmuru filmini izledikten sonraki gün açık büfe kahvaltıyı yaparken bir baktım ki benim çocuklarımın hepsi bir salatalık bir tanesi sadece yumurta, biri sadece ekmeğin ucunu almış ve çocuklar hiçbir şey yemiyorlar. O kadar doldurduk masaların üstünü yiyeceklerle ve çocukları onları yemiyorlar. Siz neden yemiyorsunuz? Diye soruyoruz o kadar şaşırdık ki belediye başkanı gibi olmak istemiyoruz dediler. 

Çok tatlılar, gözlemlemişler

Aynen öyle bir şekilde eğitimi veriyorsunuz ve çocuk alıyor bunu. Hafta sonlarımız böyle çok eğlenceli geçiyor. Pazar günlerimiz kadın gelişim programlarıyla yüklü. Psikologlar, yaşam koçları, enerji uzmanları geliyor. Kadınların daha mutlu ve umut dolu olabilecekleri bir hayat göstermeye çalışıyoruz. Duygu ve düşünceleri ifade etme eğitimi veriyoruz. Bu eğitimler 8 haftalık eğitimler ve sonunda sertifika alıyorlar. Haftada iki gün ihtiyaç duyanlara terapimiz var. Çocuklarımın içinde mülteci çocuklarda var. Çünkü çocukların biraz daha bakış açılarını değiştirmeye çalışıyoruz. Çocuklarımızın içine girmek katılmak isteyen diğer çocuklarda var onları da kabul ediyoruz bu esnada çünkü aileler de şunu istiyorlar görsünler onlarda öğrensinler. Biz şimdi atölyelere başladığımız zaman şöyle bir şey oldu. Çocuklar yoksun olduğu için malzemeleri masanın üzerine koyduğum zaman bütün malzemelerin üstüne kapaklanıyorlardı ve sarılıyorlardı. Başkasıyla paylaşmak istemiyorlardı. Çocuk atölyelerinde yaptığımız malzemelerde renkli ve çok güzel malzemeler bana bile cazip geliyor. Çocuklarda onları bırakmak istemiyorlardı. Bu sorunu da zamanla çözdük. Bütün malzemeleri masanın üzerine döküyoruz. İşte ne yapacaksak renkli kalemler, boyalar, yapışkanlar, etiketler fakat artık hiçbir çocuk saldırmıyor. 

Çok güzel aslında bu da çok güzel bir şey paylaşmayı öğrenmek çok önemli. 

En baştaki sıradaki arkadaşı ihtiyacı olan malzemeleri o günkü eğitimcimiz kimse ben oluyorum bir başka arkadaşımız oluyor. Eğitimcimiz ihtiyaç duyabileceği malzemeleri yüksek sesle sıralıyor. Bugün işte plastik kaşıktan çiçek yapacağız çocuklar dört tane plastik kaşığa ihtiyacımız var ve şu renklerde boyalara ihtiyacımız var, yapışkana ve makasa ihtiyacımız var, renkli kurdelelere ihtiyacımız var şeklinde yüksek sesle bunu söyler. En baştan en sona kadar bu malzemeler elden ele gider. En baştaki en son alır sıralama böyledir. Bunu öğrendiler eskiden o en baştaki dökülür dökülmez üzerine yatan çocuklar artık sırasını bekliyor bir sinsile olduğunu ve bunun yapılması gereken bir şey olduğunu öğrendiler. 

Bunların hepsi çok önemli ne kadar geniş yelpazede çalışıyorsunuz gerçekten çok güzel. 

Elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Biz zamanında bize bir şeyler öğretenlerin karşılığını vermeye çalışıyoruz.  

Kaç yıldır var Sokak Lambası?

Sokak Lambası 2018’de kuruldu ama evveliyatı var sokak lambası olmadan önce de sokaklardaydım. Bireysel yaptıklarım vardı, arkadaşlarla birleşip yaptıklarımız vardı. Sokak Lambası’nın temelleri 5-6 yıl önce atıldı. 

Çok şey sığdırmışsınız kısa zamanda 

Her şey hazırdı zaten, potansiyelde hazırdı çünkü daha önce çalışıyorduk, sadece dernekleştik biraz daha kurumsal olduk. 

Bundan sonra neler yapmak istiyorsunuz?

Planlarımız ve projelerimiz var evsizlere istihdam sağlamaya çalışacağız. Onlara biraz daha farklı açılardan çalışmaya başlayacağız. Çocuklar için bir spor kulübü kurmayı düşünüyoruz. Yapabilirsek onlarla turnuvalara gitmeyi düşünüyoruz. Çocuklarımız çok hareketli onlarla Sokak Lambası’nın Spor Kulübünü kurmak istiyoruz. Tiyatro eğitimcilerimiz var onlar belki çocuklarımızı zamanla keşfedecekler. İnsanların gelip görmesini istiyorum benim çocuklarım çok kıymetli lütfen gelsinler. 

Peki bende duyuracağım bu güzel dilekleri 

Çocuklarımız bize kıymetliler ve özeller 

Hepsi birer çiçek zaten onlara güzel bakarsınız açıyorlar. 

Kesinlikle açıyorlar ilk başladığımızdaki hengame ve curcuna gitti her şey yoluna girdi ve düzenli oldu. 

Peki insanlara nasıl bir çağrıda bulunmak istersiniz?

Sadece burada değil buraya odaklanmalarını söylemiyorum. Gönüllülük esasına dayalı olarak ev-iş, okul-ev bu çemberden çıkmalarını naçizane istiyorum. Eğer bu çemberden çıkabilirlerse daha farklı bir dünyayla karşılaşacaklar. Tamam sosyal hayat çok güzel, arkadaşlarla kahve içmek çok keyifli ama ben 6 yıldır hiç tatil yapmadım, denize girmedim ama bunun hiçbir eksikliğini de hissetmiyorum. Arkadaşlarımla çok fazla vakit geçiremiyorum birçok arkadaşım vakitsizliğimden şikayet ediyor ama beni görmek istiyorsanız gelin çorba dağıtın birlikte yapalım bu işi diyorum. 

Böylece vesile oluyorsunuz onlara da. 

Kesinlikle dediğim gibi bu kısır döngüden çıkmaları lazım diye düşünüyorum. Herkesin bir yaradılış öyküsü var ve bu dünyaya bir gelme nedeni var. Belki de buraya gelip veya bir başka yere gidip bu nedeni bulacaklar. Bence bu şekilde davranırlarsa dünyaya geliş amaçlarını da öğrenmiş olacaklar. Bu çok önemli bir şey 

Çok güzel mesaj oldu bu peki çok teşekkür ederim çok güzel anlattınız. 

Sizinde ayaklarınıza sağlık ben teşekkür ederim.