Hem güzel hem de başarılı kadınların hayranı olduğumu beni tanıyan herkes bilir. Bugün de bu tanıma tam olarak uyan Av. AYLİN ESRA EREN ile bir araya geldik. Yeni çıkan kitabı “Özel Boşanma Sebepleri”nden konuştuk. Boşanma davalarına dair merak edilebilecek her şeyi kendisine sorup öğrendik. Ayrıca özelikle kadınların haklarıyla ilgili de konuştuk. Bu röportajı tüm kadınlarımız okumalı!

Hoş geldiniz Aylin Hanım. Kişisel olarak sizi tanımak istiyoruz. Nerede, nasıl bir aile ve sosyal çevrede doğdunuz, büyüdünüz, eğitim hayatınız nasıldı, büyüdüğünüz yer, çevre ve eğitim hayatınızın şimdiki Av. Aylin Esra Eren olmanızdaki etkisi nedir?

Neden hukuk eğitimini tercih ettiniz, hukuk fakültesine girerkenki beklentilerinizle hali hazırdaki hukuktan beklentileriniz arasında bir değişim oldu mu? Bize anlatır mısınız?

Lise eğitimimin son senesinde meslekleri tanıtmak adına birçok meslek tanıtım günlerine katılma şansım olmuştu. Bu tanıtımlar kapsamında günlük işlerini merak ettiğiniz meslek gruplarından kişilerle bir gün geçirme fırsatını da elde etmiştim. Çekirdek ailemde avukatlık mesleğini yapan bir kişi olmamasına rağmen, insanlara yardımcı olabileceğim, insanların dertlerine çözüm bulabileceğim, insanlarla sürekli iletişim halinde kalabileceğim bir meslek grubu olarak avukatlık mesleğini kendime yakın görmüştüm. İyi ki üniversite tercihlerimde hukuk fakültesini seçmişim ve iyi ki hukuk fakültesinden mezun olmuşum. Hukukçu olmak bizlere günlük hayatın her alanında işimize yarayan bir bilgi birikimi sağlıyor. Avukatlık mesleğimi yerine getirirken adaletli olmaya, dürüst olmaya, müvekkillerimin problemlerini en kısa yoldan çözmeye, müvekkillerimin özgürlüklerini ve haklarını hassas bir şekilde korumaya özen gösteriyorum. Bu anlamda beklentiler ile gerçek hayat birbiriyle uyuştu diyebiliriz.

Yakın zamanda ortağınız Av. Gizem Gonce ile birlikte bir kitap yazdınız. Kitaptan bahsedebilir miyiz biraz?

Boşanma kararı alan ya da boşanma kararı almayı düşünen çiftlerin evlilik birliğinde yaşadıkları asıl problemlerin neler olduğunu ve bu problemlerin birer boşanma sebebi olup olmayacağının kısa bir özeti diyebiliriz. Biz Av. Gizem Gonce ile birlikte “Özel Boşanma Sebepleri” başlıklı kitabımızı yazarken kanun maddeleri, Yargıtay kararları, görüşler, şemalar, dava dilekçe örnekleri ile birlikte konuyu detaylı bir şekilde açıklamaya çalıştık. Türk Medeni Kanunu’nun ilgili maddelerini de esas kabul ederek özel boşanma sebeplerini Türkçeleştirilmiş ifadeler ve yalın bir anlatım ile okuyucunun dikkatine sunduk. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ve ilgili daire kararları ile konuyu daha iyi açıklamak, çarpıcı örnekler vererek okuyucunun aklında kalmasını sağlamaya çalıştık. Örnek dava dilekçeleri de ekleyerek avukatlık hizmeti alamayan kişilere kılavuz bir eser hazırladık. Her konu anlatımının sonunda dava dilekçe örnekleri ve Yargıtay kararlarını da ekleyerek hafızalarda özel boşanma sebeplerini daha somut bir şekilde anlaşılır kılmaya çalıştık.

Kadına yönelik ayrımcılık davalarında diğer davalardan farklı olarak nasıl davranmak, neye dikkat etmek gerekir? Avukat, hâkim, savcı, müvekkil, kalem ile ilişkiler ve taktikler bakımından?

Kadına yönelik ayrımcılık yapılan veya kadına şiddet konulu davalarda diğer davalardan farklı olarak; konunun hassasiyetini, detaylarını, bazen gizli kalması gereken olayları ve kadınlara yönelik düzenlenen kanun maddelerini ilgili birimlerle paylaşıyoruz. Bazı dosyalarda kadın müvekkillerin özel hayatını gizli tutmak, yaşadıkları talihsiz olaydan ötürü daha fazla rencide etmemek veya psikolojilerini kötü etkilememek adına dosya hakkında gizlilik kararı talep ediyoruz.

Davaların basında yansıma şekilleri konusunda ne düşünüyorsunuz? Fazla yönlendirmeci bir dil kullanıldığını düşündüğünüz zamanlar oluyor mu? Gerekli mi? Bir taraftan cinsiyetçi bir medya var, diğer taraftan tam bunun karşısında durmak adına kendi hassasiyetlerini genelleyen bir tutum olduğunu düşündüğünüz zamanlar oluyor mu?

Güncel davaları takip eden adliye muhabirleri veya polis muhabirleri genellikle deneyimli gazeteciler oluyor. Bu sebeple bir davayı haber yaparken gazetecilik mesleğinin kurallarına uygun bir dilde yazı yazmaya çalışıyorlar. Bu durum toplum tarafından bazen yönlendirmeci veya cinsiyetçi bir dil olarak algılanabiliyor. Elbette her meslek grubunda olduğu gibi gazetecilik mesleğinde de iyi niyetli olmayan, halkı galeyana getirmeye çalışan, toplumsal cinsiyet eşitliğine aykırı söylemlerde bulunan kişiler olabiliyor. Şahsi kanaatim; bir davayı haber yaparken davanın taraflarını, bu davadan etkilenebilecek kişileri ve grupları da dikkate alarak, onların hassasiyetlerini bilerek, kişilerin hak ve özgürlüklerine zarar vermeden, kişilerin özel hayatlarına saygı duyarak, objektif ve tarafsız olunmalı.

Yasal olarak katedilen gelişmeye rağmen, cinsiyet eşitliği bakımından beklenen yerde olduğumuzu düşünüyor musunuz?

Toplumsal cinsiyet eşitliği; yani kadın ve erkeğin toplumda eşit haklara ve özgürlüklere sahip olması halinin sosyal hayatta, iş hayatında, eğitim hayatında, siyasi hayatta eksik kaldığını düşünüyorum. Örneğin; halen bir kadının tek başına gece dışarı çıkması hali onun için endişelenmemiz gerektiğini düşündürtüyor. Diğer bir örnek ise; iş hayatında cam-tavan etkisinden, mobbingten, maaş farkı eşitsizliğinden, cinsel tacizden mağdur olan birçok kadın bulunuyor. Toplumsal cinsiyet eşitliğini yaygınlaştırmak için okullarda insan hakları, kadın hakları, çocuk haklarını anlatan dersler konulması gerektiğini düşünüyorum. Okul çağını geçmiş yetişkinlerde farkındalık yaratmak adına ise; tv programlarında kamu spotları hazırlanması, reytingi yüksek olan televizyon dizi-filmlerinde bu konuların işlenmesi, toplumun önde gelen siyasetçi, sanatçı, hukukçularının bu alanda çalışmalar yapmasının faydalı olabileceğini düşünüyorum.

Kadınlar ünlü, ünsüz, eğitimli, eğitimsiz, varlıklı ya da fakir haklarını bilmiyorlar mı sizce bu ülkede? Ya da biliyorlar ama peşine mi düşmeyi tercih etmiyorlar?

Son dönemde kadın hakları ile ilgili yapılan çalışmalar, televizyonlarda yapılan kadın programları, okullarda verilen eğitimler neticesinde birçok kadın haklarını biliyor ve korumaya çalışıyor. Fakat bazen yaşanan psikolojik travmalar veya talihsiz olaylar sebebiyle haklarını koruyamadıkları durumlar yaşanabiliyor. Kadınların ünlü veya sıradan vatandaş olması arasında başvuru önceliği veya sıklığı konusunda herhangi bir fark yok. Ünlü kadınların yaşadığı olaylar toplum tarafından daha çok konuşulduğu ve ne yazık ki eleştirildiği için, yaptıkları başvurulara çok daha dikkatli yaklaştıklarını görüyoruz.  Kadınların eğitimli veya eğitimsiz olması arasında haklarını önceden bilmeleri konusunda fark olabiliyor. Eğitimini türlü sebeplerle tamamlayamamış bir kadının dava açarken kendisini bir avukat ile temsil etmesi hak kaybı yaşamaması adına önem arz ediyor. Eğitimli bir kadın da aynı şekilde eğer hukuk fakültesi mezunu değil ise, dava açarken kendisini bir avukat ile temsil etmesi avantajlı olacaktır. Kadınların varlıklı veya fakir olması; dava masraflarını karşılamak ve avukatlık ücretlerini ödeyebilme gücü açısından fark yaratabiliyor. Herhangi bir maddi geliri olmayan kadınların; bulundukları ilçenin Adli Yardım Bürosu’na muhtardan aldıkları fakirlik belgesi ile başvurmaları halinde kendilerine baro tarafından ücretsiz avukat ataması yapılmakta olduğunu okuyucularımızla paylaşmak isterim.

Boşanma söz konusu olduğunda, bir kadının bilmesi gereken en önemli şey nedir?

Boşanmaya karar vermiş müvekkillerimize; nafaka, maddi manevi tazminat, mal paylaşımı, velayet, ziynet eşyası alacağı ve müşterek çocuk için nafaka haklarını hatırlatıyoruz. Bu hakların boşanma davasının dava dilekçesi veya karşı dava dilekçesi aşamasında mutlaka talep edilmesi gerekmektedir. Aksi halde, boşanma kararı kesinleştikten sonra bu haklarını daha sonra talep edemeyeceklerdir. Bu haklar hem kadınlar hem de erkekler için ortak haklardandır. Türk Medeni Kanunu bu konuda kadınlara ve erkeklere ayrı haklar tanımamıştır. Boşanma sürecinin psikolojik ve ekonomik anlamda yıpratıcı olmasından ötürü, kadınlar bazen bu haklarını dava aşamasında talep etmek istemeyebiliyorlar fakat sonrasında yaşadıkları zorluklarla başa çıkmak daha meşakkatli olabiliyor.

Son zamanlarda boşanmalar oldukça artmış durumda. Sizce neden?

Özellikle pandemi dönemi ile birlikte evli çiftler müşterek konutta sık vakit geçirmek durumunda kaldılar ve aslında birbirlerini tanımadan evlenmeleri sebebiyle birbirleriyle vakit geçirmekten keyif almadıklarını fark ettiler. Bize boşanma talebi ile başvuran müvekkillerimizden dinlediğimiz kadarıyla; aynı evin içerisinde birlikte yemek yemek için dahi aynı sofraya oturmadıklarını, birlikte dizi – film izleyemediklerini, birlikte dışarıda vakit geçiremediklerini, oturup sohbet edemediklerini anlattılar. Pandemi haricinde sosyal medyanın sık kullanılmaya başlanması, yeni partner bulma konusunda yaşanan rahat ortam da evli çiftleri boşanma kararı almaya sürüklüyor. Toplumda yaşanan hoşgörüsüz, anlayışsız, sevgisiz ve saygısız tavırlar da boşanmaların artmasına etki ediyor.

Sohbetiniz ve verdiğiniz bilgiler için çok teşekkür ederim. Son olarak neler söylemek istersiniz?

Keyifli röportajınız için teşekkür ederim Yağmur Hanım. Son olarak; boşanma sürecine girmiş veya şiddet mağduru olmuş herkesin bu hukuki sürecin takibi açısından bir avukattan hukuki destek alarak yürütmelerini hak kaybı yaşamamaları adına öneriyorum. Özel Boşanma Sebepleri kitabımızı edinip, dava sürecinde neler yapmaları gerektiği konusunda da bilgilenebileceklerini hatırlatmak isterim. Dilerim hiçbir mutlu çift boşanma aşamasına gelmez ve aynı zamanda hiçbir kadın veya erkek şiddet mağduru olmaz.

Röportaj: Yağmur Tanyıldız