Son single çalışması ‘Feryat’ ile karşımıza çıkan Dilek Torgut, temposu ve coşkusu ile yazın şarkısını karşımıza çıkardı.

Hareketli şarkılardan ağıtlara, aşk şarkılarından deyişlere, Kürtçe şarkılardan Anadolu ezgilerine kadar yaklaşık 2000’in üzerinde sözü ve bestesi olan Dilek Torgut bu son şarkısı ile büyük beğeni topladı.

2015 yılında tüm sözleri ve besteleri kendine ait 9 şarkılık ilk albümü ‘Öp Başına Koy’ ile müzik yolculuğuna başlayan Dilek Torgut, bu albümde Türkiye’nin önemli aranjörleri Ozan Çolakoğlu, Suat Aydoğan, Mustafa Ceceli ve değerli müzisyenler ile çalışmıştı.

Bizler de kendisiyle bir araya geldik. Şimdi sizlerle…

Dilek Hanım merhaba nasılsınız?

Merhabalar Elif’ciğim, teşekkür ediyorum. Çok iyiyim, sen nasılsın?

Son single çalışmanız ‘Feryat’ ile karşımızdasınız. ‘Feryat’tan biraz bahseder misiniz? Nasıl bir hikâyesi var şarkının?

‘Feryat’, uzun zaman önce yaptığım bir şarkıydı. Aşkın o güzel bütünlüğünü tanımış, tam yaşarken kaybetmiş duygusunu taşıyor. Ve yıkılmak yerine acıya, hüzne, ayrılığa coşkuyla meydan okuyor diye anlatabilirim. 

Kimlerin emeği var şarkıda?

‘Feryat’ın aranjesi sevgili Genco Arı’ya ait. Emek konusuna gelince bu projede birçok dostumun emeği var. Hepsine senin aracılığın ile tekrar teşekkür ediyorum.

Çok da güzel bir klip çekmişsiniz. Nasıl geçti klip çekimleri detay verir misiniz?

Teşekkür ediyorum canım benim. Sevgili Gökhan Özdemir yönetmenliğinde çekilen klibimizin uzun bir hazırlık süreci oldu. Yoğun ve titizlik içinde yürütülen çalışmanın ürünü diyebilirim ve her anı emeğimiz açısından çok ama çok kıymetli. 

“Tüm Duygular Feryatla Ayaklanır”

Aşkın Feryat hali nasıldır?

Aşkın Feryat hali; hissettiğin tüm duyguların ayaklanması durumudur. Geceyle gündüzü seçemez, ekmekle suyu arayamaz hale gelip, acıtan her duygunun esiri olursun ve ondan sonraki her ses FERYADA dönüşür... 

2015 yılında Ozan Çolakoğlu ile ilk albümünüz olan ‘Öp Başına Koy’u çıkardınız. Nasıl bir albümdü o?

İlk göz ağrım olan 2015 yılında çıkan ‘Öp Başına Koy’ albümüm aşk, ayrılık şarkılarından oluşan bir albümdü. Sözleri ve müzikleri yine kendime ait olan 9 şarkıdan oluşuyordu. Değerli aranjörler Ozan Çolakoğlu, Suat Aydoğan ve Mustafa Ceceli gibi değerli aranjörler ve müzisyenler ile çalıştığım bir ilk projeydi. 

‘Öp Başına Koy’ şarkısı güzel bir çıkış yakalamıştı. Biraz da şarkıdan bahseder misiniz?

‘Öp Başına Koy’ adlı albümündeki tüm şarkılarım özel ve kıymetli aslında. Dinleyiciye istediğim ölçüde ulaştıramadım ama devamlılık ve kararlılıkla bunu başarabileceğimi biliyorum... 

Peki, Ozan Bey ile çalışmak nasıl bir duyguydu? Kendisi ile hala iletişim halinde misiniz?

Öncelikle ürettiğiniz sözü ve müziği Ozan Çolakoğlu gibi bir müzisyen ile ete kemiğe dönüştürmek değerli öğretiler ve ayrı bir tecrübe kazandırıyor. Çok mutluyum. Tekrar bir projede bir araya gelmek isterim.

Biraz sizi tanıyalım istiyorum nasıl bir çocuktunuz?

İçli, kabuğuna sığamayan, her şeyi fark edip anlamlar yükleyen, sürekli gözlemleyen, şarkılar türküler söyleyerek hayaller kuran bir çocuktum. 

20 yaşında Mersin’den İngiltere’ye gitmişsiniz. Bu bir radikal karar mıydı?

Hayır, Elif.  Herhangi bir radikallik içeren bir gidiş değildi. Ailemin bir kısmı orda yaşadığından dolayı hala gidip geliyorum.

Yurt dışında yaşamış olmak size ne kattı?

Farklı bir kültürü yakından görmek, o havayı solumak, farklı bakış açıları katıyor diyebilirim. Her ülkenin kendine ait güzellikleri var. O güzelliği alabilmek mesele. Benim ülkemin de onlarca güzelliği var.

Müzikle yaşamınız da bu dönemde mi başladı? Nasıl ilerledi?

Hayır, müzik benim hayatımda yaratılıştan itibaren var olan ve kendimi tanımaya başladığım ilk zamanlarda keşfettiğim en belirgin özelliğimdi. Ben iç döküm sanatı olarak adlandırdığım yaratıcı tarafımı şu güne dek geliştirerek üretmeye devam ettim ve edeceğim. 

1000'e yakın besteleriniz olduğunu biliyoruz. Ne tür şarkılarınız var elinizde?

Şarkılarımı kategorize edemem ben. Çünkü yazmaya devam ediyorum ve bu devamlılık farklılık göstererek seyrediyor. Bazen aşk, bazen ayrılık, bazen şahitlik ettiğim acı tatlı şeyler belirliyor türlerini. Kısacası aldığım enerjiye ve ortama göre değişiyor. Önemli olan da ne duyguda olursa olsun dinleyiciye yansıması. Bunu sürekli başarmak isterim. 

“Manevi Nimetlerimize Şükürler Olsun”

Güneşin doğduğu yer olan Anadolu topraklarında, “erenlerin” hikayeleri ile büyümüşsünüz. Bu size ne hissettiriyor?

Yaşamın hissettiğimizden daha fazla anlam taşıdığını hissettiriyor... Özde olma, özde yaşayabilme duygusunu manevi nimetler ile sunuyor diyebilirim. Bizim topraklarımızda o maneviyatı yakaladığımız o kadar güzellikle var ki. Bunun için şanslı olduğumu düşünüyorum. 

Hareketli şarkılardan ağıtlara, aşk şarkılarından deyişlere, Kürtçe şarkılardan Anadolu ezgilerine kadar geniş bir müzik kültürünüz var. Bununla ilgili neler söylersiniz?

Beni zenginleştiren ve dayanıklılığımı arttıran bir duygu şarkı söylemek ve müzikle yaşamak. Her dilin her kültürün ezgilerini geleneklerini çok değerli buluyorum ve bunu önemsiyorum. Müziğin yaşam döngüsündeki gücüne hayranlık besliyorum. Ne kadar çok içine girersem o kadar özgürleşiyor ruhum... 

Sahneleriniz var mı?

Sahnelerimiz olmaz mı! Hazırlıklarımız tüm hızıyla devam ediyor. Haftalık programlarımız var. Konser ve sahnelerimi sosyal medya hesaplarımdan paylaşıyorum. Dinleyicilerime de böylece bilgi vermiş oluyorum. 

Sahnelerinizi dinlemeye gelenlere nasıl bir repertuvar sunuyorsunuz? 

Kalbe dokunacak ve zaman zaman coşkulu şarkılar eşliğinde eğleniyoruz. Aşk şarkılarından, türkülere, deyişlere, şiirlere çeşitliliği ağırlık değil hafiflik veren bir repertuvar sunuyorum.

Günümüzdeki genç yetenekler ve müzik sektörü hakkında ne söylersiniz?

Müziğin değerini yeteneğiyle bütünleştirmiş ve emek veren tüm müzisyen arkadaşlarımı çok değerli buluyorum. Müzik sektörünün anlık değil, ömürlük değer yargıları içinde şekillenmesini temenni ediyorum Elif’ciğim.

Şu sıralar başarılı bulduğunuz isim ve şarkılar desem kimleri örnek gösterirsiniz?

Şu sıralar Kalben’i çok beğendiğimi söylemek isterim.

Sosyal medyanın bu kadar hayatımızın içinde olması sizce doğru mu?

Doğru ya da yanlış olarak nitelendiremem. Bu bir tercihtir. Ben müziğim adına sosyal meydanın gücünü çok önemsiyorum.

Popüler olmak ile ilgili düşünceniz nedir? Popülerlik medyatiklik midir?

Popülerlik; üretiminiz ve gerçekliliğinizle alakalı ise sizi ne olduğunuz konusunda biraz daha belirgin kılar bence. Mühim olan kalıcı olmaktır.

Bu sıralar sizi en çok şaşırtan gündem olayları nelerdir?

İnan Elif, bir değil bir çok olay ve işleyişe şaşırıyorum...

Bize üç kelimeyle kendinizi anlatacak olsanız ne dersiniz? 

Çalışkan, paylaşımcı ve bazen asi demek istiyorum.

“Güzel Bir Düetle Geliyorum”

Yakın gelecekte ne tür projelerle karşımızda olacaksınız?

Güzel bir düet şarkısı hazırlıyorum. Çok sevdiğim ve çok sevilen bir sanatçı ile yapacağız bunu. Herkesin beğeneceği slow aşk şarkısı olacak. Yoğun ama heyecanlı sürece girmeye başladım.

Son olarak okuyucularımıza neler söylemek istersiniz?

Seni tanımaktan ve okuyucularınızla bir araya gelmekten çok mutluyum Elif. Sana da başarılar diliyorum. Daha çok projelerde görüşeceğimize inanıyorum. Sevenlerime de içten sevgilerimi gönderiyorum. Güzel günlerde görüşmek üzere…

Doğum Tarihi: 04.05.1985

Burcu: Boğa

En sevdiği huyu: Boyun eğmemek 

Sevmediği huyu: Telaşlı olmak

Uğurlu sayısı: 8

Uğurlu günü: Her an uğurlu

En sevdiği renk: Beyaz 

En sevdiği çizgi film: Şirinler 

En sevdiği söz: Güçlükler, başarının değerini artıran süslerdir.

Söyleşi: Elif Günay 

Fotoğraf: Umut Anıl Süslü