Ülkemizin en beğenilen gelinlik firması Akay Gelinlik'in ortaklarından biri olan müzik sanatçısı Mustafa Akay, dün yeni şarkısı "Ruh İkizim"le karşımıza çıktı. Geçtiğimiz aylarda New York'ta sahne alan sanatçı, yeni şarkısının klibini orada çekmişti. 

Yakın geçmişte dinleyicilerinden gelen istekler üzerine 2015 yılında çıkardığı "Sen Aşk" albümünde yer alan "Hayatımın Baharındayım" isimli şarkısının remix versiyonuyla karşımıza çıkan Akay, geçtiğimiz yaz başında yayımladığı "Alemin Düzeni" isimli tekli çalışmasıyla beğeni kazanmış ve dinleyicilerinden gelen istekler üzerine bir önceki EP çalışması "Sen Aşk" projesinde yer alan "Hayatımın Baharındayım" isimli şarkısının remix versiyonunu kliplendirmişti. Bizler de müziğe yıllarını vermiş Mustafa Akay ile bir araya geldik. Şimdi sizlerle…

Mustafa ağabeyciğim ne çok zaman oldu bir araya gelmeyeli nasılsınız?

Çok şükür Elif, koşuşturmaca ama seni gördüğüm için çok mutlu oldum. Her zaman ki gibi yine pozitif enerjinle geldin. Sen nasılsın?

Teşekkür ederim. Ne güzel taptaze şarkı olan "Ruh İkizim"le karşımızdasınız. Ne söylersiniz?

Çok heyecanlıyım. Dün (çarşamba) çıktı şarkımız. Bugün ise seninle bu güzel röportajımız çıkmış oldu. "Ruh İkizim" şarkısının klibini Amerika'ya sahne için gittiğim on günlük sürede çektik. Şarkıya değinecek olursak, sevgiliye yazılmış bir şarkı gibi düşünülüyor ama insanın kendisine olan sevgisinden aslında söz ediyor. Ve şöyle ki senin ruh ikizin de kendi içinde; SENDE… Benim şarkılarımda ters köşe vardır ama tabii herkes anlamak istediğini anlar. Yani kişinin ne aldığı ve nereye gittiğidir önemli olan. 

"Önce Kendin Hisset"

"Ruh İkizim" şarkımda hayatı anlatırken, "Teninde hisset acıyı, yoksa anlamazsın sevdayı" diyorum. Yani bir insanın bir şeyi anlayabilmesi için teninde hissetmesi lazım. Mesela yediğin bir yemeyi anlatmanı istiyorum senden. Sen o yemeği bana ne kadar güzel ve iyi kelimelerle anlatsan da ben o yemeğin tadına bakmadan anlama şansım yok ki! Tarçın var, acı aroma var, şuna benziyor desen de benim onu tatmam lazım." diyen müzisyen, Hayatta iki duruma çok tersim. 1. "Seni çok iyi anlıyorum" sözüdür. Kimse kimseyi anlayamaz. Şöyle olabilir Nasrettin Hoca'ya da atıfta bulunalım bir sözünde "bana doktoru değil, eşekten düşeni getir" demiştir. Eşekten düşen seni anlayabilir ama yüzde yüz anlaması mümkün değildir. Hayat detaylarda saklıdır Elif. Detayları ben sana anlatamam ki. 2.'is ise; "Ben senin yerinde olsaydım" sözüdür.  Ne kadar anlamsız bir cümle, sen benim yerimde değilsin ki! Benim yerimde olmadığın için benim hakkımda karar veremezsin. Bir önceki yazdığım "Sor Kendine" şarkısı da buna atıfta bulunulmuştur. Bir insanın doğru cevabı alacağı yer kendisidir. Kendine soracaksın soruyu...

Hata yaptığımızda "ben sana söylemiştim" cümleleriyle karşı karşıya kalıyoruz ama…

Önemli değil ki. Ona karar veren benim. İnsanlar karar alacakları zaman hep birilerine sorar neden biliyor musun kendinden sorumluluğu atmak için.  Her zaman kararını kendin ver, başkası yüzünden asılma. İnsanların desteği olmak zorunda değil ki. Hayatta herkes yalnız, kim yalnız değil ki! Yalnız doğduk yalnız öleceğiz...

Seçtiğimiz insanlar da kendimiz midir o zaman? Yani bizler kendimize benzeyenleri mi seçeriz?

Evet Elif. Sen kendinle aynı tarz insanı seçersin. Ruh ikizimiz de bizim aynamızdır aslında. Bu benim başıma neden geldi dediğimiz konuda ondan gelir aslında. Sende o vardır, onu çekersin. Sen kendini değiştirmediğin sürece hayatta da hiçbir şey değişmez. Birazda aslında insan kendine bakmalı. Kendinle kalmak ve nefsini terbiye etmek çok önemlidir. Sevgilin, eşin, çocuğun elbette ki hayatının içinde olacak ama sen her an yalnızsın. Bu sebeple önce sen birey olarak mutlu olmayı bileceksin, kendini seveceksin. 

"Müzik benim için her zaman bir yolculuktur" diyen Akay, "benimle beraber o yolculuğa çıkanların Amerika'da da olsa ne kadar mutlu olduğunu gördüm" diyerek cevapladı;

Amerikadaki sahneleriniz nasıl geçti? Amerika insanı nasıl?

Çok güzeldi. Amerikalılar hayatı çok hızlı yaşıyor. İnsanlar çok mutlu ve kibarlar. Bizim örf ve adetlerimiz daha güçlü ve kuvvetliyken bizim değerlerimiz o kadar yüksekken biz bu değerlerimizi burada gerçekten kaybetmişiz ve kaybetmeye de devam ediyoruz. Ben Amerika'da başarılı bir Türk restoranında sahne aldım. İngilizce şarkılara yer verdim ama programımın geneli Türkçe şarkılardan oluşuyordu. Bir Amerikalı adam yanıma gelip; "Bay Akay! Seninle tanışmak benim için bir onurdu " dedi. Ben böyle güzel bir saygıyı maalesef ki ülkemizde görmedim. Bir insan hiç bir işi takdir edilmek için yapmaz istediği için yapar ama takdir edilme duygusunun bir güzelliği de vardır. İnsan zaten kendini biliyor ama bu takdir, ruhunu güçlendiriyor. İşte benim New York'ta yaşadığım oydu. Çok güzel insanlar tanıdım. 

“Sahne yapacağımız mekan kalmadı”

"Amacım bu sene daha çok yurt dışına yönelmek" diyen sanatçı, "Dünyanın çeşitli ülkelerindeki Türkleri ziyaret edip hem de dünya insanıyla bir arada olmak istiyorum. Türkiye'de sahne yapabileceğimiz yer sayısı çok azaldı. İşletme mantığı tamamen bitti. Dinleyici kalitesi mekânların durumuna göre farklılaştı. İnsanlar nasıl bir ortam karşılarına çıkacaklarını bilmedikleri için artık müzisyenleri evlerine çağırıyorlar. Aslında bu çok acı bir durum evlerde müzik çalıyor olduk. Bizlerde sanatı ve sanatçıyı dinlemek isteyen bir topluluğa, sakince ve seviyeli bir şekilde müzik sunmak istiyoruz ama böyle bir yer bulamıyoruz.  Dolayısıyla ben sanatımı nerede icra edeceğim? Benim yaptığım gece 01.00'den sonra dinlenilecek yüksek sesli müzik değil. Benim müziğim akşam 21.00'dan sonra 00.00'ye kadar kaliteyi bozmayan bir müziktir. Elbette elleri de havaya kaldırıyoruz ama güzel bir seyahat yapıyoruz. Gerçekten ve gerçekten sanatı ve sanatçıyı bir araya getirebilecek yer arıyorum Elif. Bu yer ülkemde olsa ülkemde çalayım. Amaç ismi değil yerin kalitesi güzelliği içinde kim var onu öğrenelim. Bu benim ve ben bu gördüğüm düzene ayak uyduramam çünkü o zaman karakterimden ödün vermiş olacağım. Ben olmayacağım. Ben olmadığımda yazamam söyleyemem ki! Nereye gidersem gideyim ben ille de vatanım derim. Bu topraklarda doğdum büyüdüm. Keşke vatanımda olsa böyle yerler...  

2015 yılında çıkardığınız “Sen Aşk” albümünde ki en önemli şarkılardan olan "Hayatımın Baharındayım" şarkısının üç yıl sonra aranjesini değiştirip hareketlilik katarak karşımıza çıkarmıştınız. O şarkıyı tekrar bizlerle buluşturma fikri nasıl oluştu?

Şarkının hikâyesi tam da bu masada oluştu. Bu şarkıyı 40 yaşında iken yapmıştım. "40 yaşındayım, hayatımın baharındayım ve ayaklarımın üstündeyim…" gibi bir mesaj vardı aslında. Çünkü o dönemlerde şöyle bir şey vardı "yaşlanıyoruz"! .Sonra 40 yaşına ithafen bir şarkı olamasın diye biraz hareket kattım. Şöyle bir sonuç var ki hayat 40 yaşında da olsan devam ediyor ve Allah izin verdiği sürece hangi yaşta olursa olsun hayatını idame ettirmek zorundasın. Düzenlemesini sevgili Yıldıray yapmıştı. Eski bir arkadaşımın restoranında eski dostlar bir araya gelip bir klip çektik ve ben bu klibi yayınlamaya karar verdim. Kaybettiğimiz değerlerden olan dostluk arkadaşlık gibi konulara birer atıfta bulunmak istedim. İnsanlar kendini çok boşlukta ve yalnız hissediyor. Kimseyi aynı rafa koymadım benim için herkesin farklı bir önemi var. Müzikte aynı frekansta olmayan müzik aletleri aynı notayı çalsalar bile kulağa güzel gelmezler aynı şey insanlar içinde geçerli o frekansı o samimiyeti yakalamak lazım. Bu şarkıyı da o yüzden yazdım.

“İçindeki çocuğu öldürme”

"Yaşlanmak kaçınılmaz ama büyümek isteğe bağlı" diyen Akay şöyle konuştu: "Geçen gün bir fotoğraf gördüm Elif ve ben de Instagram hesabımda paylaştım. Yaşlı bir adam kaykayın üzerindeydi. Yaşlanmak kaçınılmaz ama büyümek isteğe bağlıymış. O kadar çok hoşuma gitti ki benim de hayat mottom bu! Tabi ki de yaşlanıyoruz 28 senedir sahnedeyim, elimde gitar ile oradan oraya gidiyorum. Ama şu an sorsan 19- 20 yaşında hissediyorum. En önemli nokta insanın içinde ki çocukta yatıyor.  Yaş dediğin yalnızca bir sayı Allah sana sağlıkla sevdiklerinle, iyi insanlar ile güzel bir hayat versin önemli olan bu. Karnını doyuruyorsun ama ruhunu ne ile besliyorsun? Herkese bu soruyu soruyorum. Bir insanın ne işle meşgul olduğunu sormam ben "İş dışında ne yaparsın?" diye sorarım çünkü bir insanı en iyi anlatan odur. Ruhunu beslemezsen günün birinde "ben ne yaptım!" deyip arkana bakarsın ve elinde hiçbir şey olmadığını görürsün. Hayatımın baharındayım kısmı burada ortaya çıkıyor. Ne olursa olsun her dem hayatının baharındasın ama bu seninle ilgili olan bir şey. Senin bakış açınla ilgili kısacası…" 

"Yeni proje yolda: Şarkıların hikâyesi geliyor"

Benim bütün şarkılarımda mesaj vermek var. Mesaj kaygısı demeyelim tabi buna. Geçen gün bir arkadaşım, “Senin şarkılarını yan yana koysan hayat hikâyesi anlatır” dedi. Bu çok onur verici bir görüştü benim için. Bundan esinlenerek bir proje geliştirdik. Asla bir yazar değilim ama şarkıların hepsinin bir hikâyesi var. Ben de bu hikâyeleri yazıp kitaba QR kodları koyup cep telefonundan o kodu okutup o hikâyenin şarkısının hikâyesinin dinlenebileceği bir proje düşündüm.  Eski dostlarımla birlikte çektiğim klipte o şarkıyı dinleyenlerin hepsi aynı düşünceyi alacak. Etkileyici hikâyeler olması bu açıdan önemli. 

“Mevlana gibi haddimizi bilelim”

Mustafa Akay, "Her insan teflon tava gibi düşünse kendini, kötü şeylerin kendine yapışmasına asla izin vermeze" diyerek, "Bizi olumsuz etkileyen her türlü şeyden kaçınmamız gerekiyor" şeklinde konuşarak devam etti; "Bir insanın olduğu yeri çok iyi belirlemesi lazım. Mevlana’nın çok güzel bir lafı vardır. "Kendisine sormuşlar: O kadar okursun, o kadar yazarsın, ne bilirsin? - Haddimi bilirim." demiş. Sen haddini ve yerini bilirsen, kendini seversen aynaya baktığında kim olduğunu görürsen, insanların sana söyledikleri iyi kötü hiçbir şeyin bir anlamı kalmaz.

Geçtiğimiz sene  "Alemin Düzeni" adında güzel bir şarkı ile ses getirmiştiniz. O kadar güzel sözleri vardı ki “Neydim değil, ne olacağım” diye. Bu şarkı ile ilgili neler söylemek istersin?

"Alemin Düzeni" şarkısı içimde ki 3- 4 tane Mustafa’nın birbirleri ile konuşması sonucu çıktı. Şu anda 48 yaşındayım 18 yaşındaki Mustafa ile alakam yok. Bu da yaşanmışlıklar ve tecrübe ile alakalı. "Sen kotrada keyifte, ben sandalda sürgünde" cümlesinde de anlatılmak istenen aslında bu. Baktığın zaman kotrada keyif yapan da Mustafa sandalda sürgünde olan da Mustafa... Çünkü hayatın her evresini yaşamış biri olarak bunu yazdım. Bu kimseye bir atıfta bulunulmak değil kendiyle yüzleşmek. Atıfta bulunduğum tek bir yer oldu. “Sanma böyle sürecek bu alemin düzeni,” diye bir kısım yazdım çünkü "bugün paran varsa dünyanın veziri paran yoksa dünyanın rezili sanma böyle sürecek bu alemin düzeni." Bir insanın malına, mülküne, makamına saygı duyuluyorsa bunları kaybettiği gün saygınlığı da bitecektir. Ama eğer senin insan olarak saygınlığın varsa bu kaybolmaz. Pırlantayı çamura bulasan da o yine pırlanta. Kişide böyle olmalı. Atıfta bulunduğum kısımda buydu.

"Bu düzene göre bakıldığı zaman para her kapıyı açıyor gibi görünüyor ama paranın açmadığı kapılar da var." diyen başarılı yorumcu, "Tatlı dille ve karakterinle her kapıyı ancak açabilirsin. Edebinle girmediğin hiçbir kapıdan ederinle çıkamazsın" iddiasında bulundu. 

Çok fazla sahne alan bir sanatçısınız. Amerika dâhil birçok yere gidiyorsunuz. Peki, neden basında yoksunuz?

Bu soru Cem Aslan ile birlikte yaptığımız bir programda da sorulmuştu yine aynı cevabı vereceğim. Popülarite istenilen düzende, istediğini verdiğin zaman oluşan bir şeydir. Sen o düzenin içerisinde olması gerekenleri verirsen popüler olursun vermezsen olmazsın Elif'ciğim. Ben bu güne kadar popüler kültürde bir eser yapmadım. Hiçbir zaman aşırı hareketli bir eser ortaya çıkartmadım. Yazdığım her şarkının bir anlamı olmasını istedim. Dolayısı ile popüler kültürde şarkılar olmadıkları radyolar çalmadı. Radyolar çalmadığı zaman insanlar dinleyemedi. Video klibini koyuyorsun ama onun seyredilmesi için reklam yapman lazım bu reklamı yapmazsan insanlar seyretmediği için seni bilmiyor. Seni bilmedikleri zamanda tanınmıyorsun. 28 senedir sahnedeyim 11 sene radyoculuk yaptım. Bu düzende ben radyoda şarkımı çaldıramıyorsam gerisini sen düşün. Bu düzenin içerisinde giderken herkesin oluşturduğu bir hikaye var. Bu düzenin içerisine girersin ya da düzenin dışında olursun ben düzenin içerisine giremedim. 97 senesinde Sezen Aksu ile çalıştım fakat işler yolunda gitmedi. Bu kişisel tercih meselesidir.. Öncelikle aileme beni ben yapan bütün değerlere teşekkür ederim. Çünkü bir duruş sergilemem gerekiyor. Bu duruşu sergilediğiniz zaman bazı yerlerden uzak kalıyorsunuz. Uzak kaldığın zamanda popüler olamıyorsun. Ama bu böyle devam edecek anlamına gelmiyor. Hayatta önemli iki şey vardır: Şükür ve sabır. Şükredeceksin ve sabredeceksin. Hayat sana izin verdiği sürece doğru bildiğini yapacaksın. Allah bana sağlıklı ömür ve güç verdiği sürece sahne hayatımda hep doğru bildiğimi yapmaya çalışacağım ve hiç değişmeyeceğim. 

Sahneler demişken sahnelerinizde olmazsa olmaz şarkınız var mı?

İki şarkı var. Biri Sezen Aksu'nun "Biliyorsun" şarkısı. Diğeri de sevgili Şehrazat'ın yazdığı "Aşk" şarkısı.

Son dönemde ki genç isimleri ve yaptığı albümleri nasıl buluyorsunuz?

Zor soru çünkü ben radyo dinlemiyorum. Yeni olan şarkıları da dinlemiyorum. Çok uzun zamandır bu böyle bunun iki nedeni var birincisi kendi yaptığım eserleri, yazdığım müzikleri güncelliğe kaydırmamak için bunu yapıyorum yani özgün bir şey yapmak için. İkincisi de yanlış anlaşılmak istemem bu bir ukalalık değil ama popüler kültürde yapılmış olan şarkılar bana bir ifade etmiyor. Benim için zaman çok önemli Elif, vakit çok kıymetli bir şey ve vaktimi güzel olan şeylere harcamak istiyorum. Çok uzun zamandır kendi müziklerime odaklıyım.

Size ulaşan genç isim var mı şarkısını sesini dinletmek isteyen?

Elbette oluyor Elif sahneme de aldığım kişiler oluyor. Benim sahnem herkese açık hatta sahnelerimin bir bölümünde "Açık mikrofon" bölümü var orada nasıl şarkı söylemesi gerektiğini naçizane kendi birikimlerimle göstermeye çalışıyorum. Benim için aslında güzel ses yoktur, benim için şarkının duygusunu anlatan ses vardır. Eğer sen şarkının duygusunu katabiliyorsan benim için önemli olan odur. Gençlerden bana şarkılarını bestelerini gösteren oluyor. Elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışıyorum. Ama genel olarak buradan senin aracılığınla da şunu söyleyeyim. Lütfen farklı bir şey yapsınlar. Kelime haznesi sığ olan kişinin bir şey yazabilmesi çok mümkün değil onun için lütfen yeni nesil kitap okusun. Kendilerini soyutlasınlar demiyorum ama geliştirsinler. "Ben seni niye dinleyeyim?" bu soruya cevap versinler. Sığlıkta kaçsınlar, geniş yelpazeden baksınlar. 

Bir sonraki haftamızda yıllardır başarıyla sürdürdüğünüz Akay Gelinlik ve ticaret hayatınıza değinerek röportajımızın diğer kısmını okuyucularıma sunacağım. Müzik kısmını bitirdiğimiz bu bölümle ilgili olarak yeni çıkan şarkınızı da tekrar hatırlatarak okuyucularımıza bir kaç cümle ile ne söylemek istersiniz?

Yeni şarkımı beğenen ve yorum yapan herkese teşekkür ederim Elif'ciğim. Özümde kalacağım, şarkılar yapmaya ve bu tarzımda yürümeye devam edeceğim. Bu yolda benimle olan herkese teşekkür ederim. Sana da çok teşekkür ederim. Diğer bölümde görüşmek üzere...

(Mustafa Akay ile yaptığımız röportajın devamı olan ticari hayat ve Akay Gelinlik'e dair sohbetimiz haftaya sizlerle olacaktır. Özellikle gelin adaylarının merak ettiği gelin ve gelinliğe dair detayları bir sonraki röportajımızda bulabileceksiniz.) 

Sevgiler...

Söyleşi: Elif Günay