RÖPORTAJ: Habib BABAR

Türk sinemasının yapı taşlarından Hababam Sınıfı'nda oynadığı Boncuk rolüyle milyonların gönlünde taht kurdu Ergun Sözen… Asıl mesleği avukatlık olan oyuncunun sinema ile tanışması hayli ilginç. Öğrenciliğinin yanı sıra efsane yönetmen Ertem Eğilmez’in asistanlığını da yapan Ergun Sözen’in hayatı Hababam Sınıfı filmi setinde değişti. Eğilmez’in ‘, 'Sen en önde oturacaksın, sınıfın en çalışkanı olacaksın. Boncuk rolünü sana veriyorum’ sözü üzerine biran kendini kamera karşısında buldu… 56 hafta Akgün sinemasında, 54 hafta İstanbul Fitaş'ta aralıksız oynayan film büyük bir rekora imza attı. Filmde rol alan birçok oyuncu ise şöhreti yakalamış oldu… O günleri anlattıkça gözleri doluyor usta oyuncunun, ’Hababam Sınıfı’nı ve o güzel yürekli kadroyu çok özlüyorum’diyor… Şu sıralar tango eğitmenliği yapan Hababam Sınıfı’nın Boncuk’unu  Mecidyeköy’deki evinde ziyaret ettik…Dört bir tarafı afiş ve fotoğraflarla süslü olan evi aynı zamanda ofis olarak ta kullanan Sözen ile dününü, bugününü konuştuk. Haydi buyurun keyifli sohbetimize…

BİZE BİRAZ KENDİNİZDEN SÖZ EDER MİSİNİZ?

Ben 1953 yılında İstanbul Üniversitesi Öğretim üyesi  bir babanın ve kimyager annenin 2. Çocuğu olarak dünyaya geldim. Babamın görevi nedeniyle ilkokulu Afkanistan’da, Ortaokul ve Lise eğitimimi ise Kadıköy’de kolejde tamamladım. Liseyi  ünlü oyuncu Altan Erkekl, ile birlikte bitirdik.1973 yılında Hukuk Fakültesi’ni kazandım. Birinci sınıftayken Bazı gazete ve mecmualara sinema yazarlığı yapıyordum. Salak Milyoner, Köyden İndim Şehire  filmlerine yazdığım kritikler Ertem Eğilmez’in dikkatini çekiyor. Benimle tanışmak istiyor. Neyse gidip Ertem bey ile tanıştım. Bu görüşmenin ardından beni senaryo ekibine dahil etti.

20 OYUNCU GAZETE İLANIYLA BULUNDU

PEKİ SONRA NELER OLDU?

1975 yılında Hababam Sınıf’nın çekimleri için karar verilmişti. Yavuz Turgut, Kartal Tibet, Münir Özkul, Şener Şen, Adile Naşit  gibi birçok isim ile Ertem Eğilmez’in ofisinde buluştuk. 2-3 ay boyunca Hababam Sınıfı’nın senaryosunu yazmaya başladık. Ve 25 kişilik ekip gerekiyordu. Hababam Sınıfı’nın 26 kişilik oyuncu ekibinden 20’si gazete ilanıyla bulundu.18 Nisan 1975 yılında çekimlere başlandı.

OYUNCULUĞA NASIL GEÇTİNİZ?

Ben kamera arkasında reji asistanlığı yapıyordum. Ertem Eğilmez bana döndü. Bak ön sıra boş neden duruyorsun git ön sırada otur Boncuk’a hayat ver’dedi. Birden neye uğradığımı şaşırdım. Ertem beye dönüp’ Hani ben yönetmen olacaktım’ dedim. ‘Yönetmenliğin yolu önce kamera önünden geçer ‘diye yanıt verdi. Böylelikle oyunculuk serüvenim başladı. Hababam Sınıfı, topluma mal olmuş filmlerdir. 56 hafta Akgün sinemasında, 54 hafta İstanbul Fitaş'ta aralıksız oynamıştır. Dünya sinemasında Ölü Ozanlar Derneği ne ise Hababam Sınıfı da bizim için odur. İkinci bir film de Ertem Eğilmez de bir daha gelmez.

ERTEM EĞİLMEZ ÖLÜNCE OYUNCULUĞA ARA  VERDİM

OYUNCULUKLA BİRLİKTE EĞİTİMİNİZE DEVAM ETTİNİZ Mİ?

Tabii hem okuyor, hem oynuyor, hem de reji asistanlığı yapıyordum. F.Osman Seden, Yücel Çakmaklı, Orhan Aksoy’un da reji asistanlığını yaptım.1979 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldum. Serbest hukukçu olarak görevimi yapıyordum. 1989 yılında Ertem Eğilmez akciğer kanserine yakalandı. Yapılan onca tedavinden sonra maalesef yaşama veda etti. Ertem Eğilmez, müthiş zekiydi. Başta Kemal Sunal olmak üzere Türk Sineması’na çok önemli isimler kazandırdı. Nurlar içinde uyusun…Tabii efsane yönetmenin ölümünden sonra bende oyunculuğa ara verdim. 

BİZE BİRAZ BİRLİKTE ROL ALDIĞINIZZ USTA OYUNCULARDAN SÖZ EDER MİSİNİZ?

(Sorumuz karşısında gözleri doluyor) Münir Özkul baba, Adile Naşit annemiz gibiydi. Münir abi, Ertem Eğilmez ile de çok iyi 2 dostu. Münir abinin alkol tedavisinde Ertem Eğilmez’in ona büyük desteği olmuştu. Münir abi Ertem beye karşı gayet saygılıydı… Kemal Sunal ise çok mütevazi bir insandı. Herkese yardımcı olurdu. Nurlar içinde uyusunlar, onları anlatmaya gerçekten sözler yetmez…

OYUNCULUĞA  NE ZAMAN GERİ DÖNDÜNÜZ?

2019 yılında ‘Hayat Birlikte Güzel’isimli sinema filmiyle sinemaya geri döndüm. Bu filmde İlyas Salman, Ahmet Arıman gibi birçok oyuncuyla kamera  karşısına geçtim. Ondan sonra birçok filmde oynamaya devam ettim, ediyorum da… 49 yaşında tango ile tanıştım.2-3 yıllık eğitimden sonra tango eğitmenliğini yapmaya başladım. Halen eğitmenliğe devam ediyorum. Tango hayatımın  önemli bir parçası.

HABABAM SINIFI GERÇEK KÜLTÜR HAZİNESİDİR

HABABAM SINIFININ SİZİN İÇİN ANLAMI NEDİR?

Hababam Sınıfı'nın özellikle ilk filmleri Türk Sinemasının gerçek kültür hazineleridir. Bu filmlerin 46 yıldır sevgi ve ilgiyle izlenmesinin en önemli nedenleri, topluma verdiği doğru mesajlar, seyircinin bu mesajların içinde kendini bulması ve bugün çok özlediğimiz muhteşem kadrosudur .O kadronun bugün geriye gelmesi nasıl mümkün değilse, bu filmlerinin yeniden yapılması da mümkün olamamaktadır. Yaklaşık altı nesildir belleklerde öyküsüyle ve karakterleriyle öylesine yerleşmiştir ki, seyirci bu değerlerin yerine asla başkasını koyamayacak kadar Hababam tutkunu olmuştur. Dünya sinema tarihinde böylesine seyirciyle bütünleşen, defalarca hiç bıkmadan seyredilebilen filmler çok azdır ve bunlardan bir tanesi de Türk Sinemasına nasip olmuştur. Ne mutlu nesilden nesile çocuklarımıza miras bıraktığımız böylesine bir kültür hazinemiz olduğu için…

GENÇ OYUNCULAR İÇİN NELER SÖYLEYECEK SİNİZ?

Gençler bizim geleceğimizdir, toplumun umudu, yarının teminatıdır. Onlar ne kadar yetenekleri ve istekleri doğrultusunda yetiştirilse, içinde yaşadıkları toplumu o kadar yukarıya taşıyacaklardır. Bu nedenle, onları çok iyi anlamalı, tutku ve isteklerini çok iyi analiz etmeli ve kendi düşüncemize göre değil, onların istek ve amaçları doğrultusunda onları desteklemeliyiz. Sanat ve toplum ancak özgür ortamlarda gelişir ve başarıya ulaşır. Bu konuda ilk yönlendirme aileden, anne ve babadan gelmektedir. Gençleri ne kadar, yapmak istedikleri sanat dallarında desteklersek, yarın onların başarısıyla en büyük gururu da yine bizler duyarız. Aksi takdirde, sindirilmis, kişiliği gelişmemiş, daima talimatla yaşamaya alışmış bir nesille sanatsız ve sanatçısız mutsuz bir toplumda yaşamak kaderimiz olur. Gençlerimize iyi kulak verelim. Seslerini yüreğimizde duyalım ve onları daima yetenek ve istekleri doğrultusunda destekleyelim.