RÖPORTAJ: GİZEM YILDIZ

Geçen hafta 45’lik Film Akademi’de filizlenmeye başlayan, genç oyuncu adaylarını getirmiştim. Bu hafta da serinin devamını sizlerle paylaşmak istiyorum. Hem öğrenciler hem de oyuncu. Bazısı çocukluk hayalinin peşinden gidiyor, bazısı öğrendikçe sevmeye başlıyor. Her şeyden önemlisi hepsinin bir hayali var. Küçük adımlarla da olsa o hayallere doğru koşuyorlar. 

Bugün okuduğunuz oyuncuların arasından belki 5 yıl sonra nasıl bugün televizyonda izlerken hayran kaldığımız jönler varsa, şimdi okuduğunuz bu genç yeteneklerden biri o jönlerden olacak. Hep söylediğimiz gibi; hayalli olup da erteleyen bir sürü insana bir söz söylemek için geldik…

BERNA KAHRAMAN

Bize biraz kendinden bahseder misin Berna?

25 yaşındayım, Bursa’da yaşıyorum. İstanbul’a Kudret Sabancı Kamera Önü Oyunculuk Atölyesi’nde ders almak için geliyorum. Böyle değerli insanları bulmuşken kaçırmak olmazdı. 

Neden oyuncu olmak istiyorsun?

Lisedeyken çok sevdiğim bir spiker vardı. Onu izledikçe “Ekran karşısında olmak nasıl bir duygu acaba?” diye kendime sormaya başladım. Zamanla aynı şeyi bir televizyon dizisi ve bir filmi izlerken de söylüyordum. Oyuncudan çok oyunculuk dikkatimi çekmeye başlamıştı. Bir insanın yaptığı işin bu kadar çok insana ulaşması ve takdir edilmesi beni etkileyen unsurlar arasında.

Oynamak istediğin bir proje hayalin var mı?

Her türlü karakteri yaşatmak isterim, ama normalde ben çok naif bir insan olduğum için, karakterimin tam tersi bir savaşçı kızı ya da problemli birini oynamak isterim. Oyunculuk dediğimiz kendinden çok uzak bir karakteri en iyi yansıtabilmek. Bunu gerçekten isterim.

Oyuncu olmak için emek harcıyorsun. Bunu çok istiyorsun. İyi bir oyuncu olmak için kendine koyduğun bir ilke var mı?

Oyunculuğa başlandığında ne kadar zaman geçerse geçsin oynayacağın karaktere her zaman bir şeyler katıyorsun. Her zaman hazırlanıyor, her zaman üstüne koyarak çalışıyorsun. Bir oyuncunun mutlaka üzerine koyacağı ve onu daha da iyi yapacak şeyleri olacağını düşünüyorum. Asıl bu, oyuncuyu gerçekten iyi bir oyuncu yapabilir; her zaman hazırlanmak.

MİRZA ŞAKİÇ

Bize biraz kendinden bahseder misin Mirza?

27 yaşındayım. Doğma, büyüme İsviçreli’yim. Zürih’te oyunculuk bölümünden mezun oldum. Orada at binmek, kılıç kullanmak gibi eğitimler aldım. 3 sene önce Master’ımı tamamladım. 

Türkiye’ye ne zaman geldin?

4 sene oldu. Bir arkadaşım beni Türkiye’ye gelmeye ikna etti. 10 gün içinde beraber sektörün en iyi isimleriyle tanıştık. 

Profesyonel olarak oyunculuk yaptın mı?

2019’da Al Şafak isimli filmde yer aldım. Ardından “Her şeye rağmen” adında bir sinema filmi çekildi. O da 2020 de vizyona girecek. Orada da “Helmut” karakterine hayat veriyorum. 

Hayalindeki kariyer planlaması nedir? Yıllar sonra nasıl bir sen görüyorsun?

Bir başrol oyuncusu olarak kendimi görüyorum. Diksiyon dersleri alarak Türkçemi daha iyi düzelteceğim. Türkiye’de bir kariyer yapmak istiyorum. Bunun da olacağına inanıyorum.

Neden Türkiye?

Öncelikle şunu ifade etmek istiyorum, bir Boşnak olarak kendimi Türkiye’de çok daha fazla kabul edilmiş hissediyorum. Özelikle bir oyuncu olarak... Türkiye’de bugüne kadar iki projede oyuncu olarak yer aldım. O setlerde deneyimlediğim sıcaklığı, samimiyeti ve insanların güzel davranışlarını İsviçre ve Almanya’da hiç göremedim. 

Açıkçası kendimi bir Türk gibi hissediyordum. İstanbul’a ilk geldiğimde Türkiye’ye aşık oldum. Kaderimde bir Türk kızıyla evlenmek varmış. Evde sürekli Türkçe konuşuyoruz. Kendisi bana auditionlar’ımda hep çok yardımcı oluyor ve diksiyon konusunda bana ayna tutuyor. Türkiye’de profesyonel bir oyuncu olarak güzel bir geleceğimin olacağına inanıyorum.

Geleceğin için planın ne?

Yeni bir menajer ile beraber çalışmaya başladım, artık Çağla Yozgatlı (Blacklistt ) ile çalışıyoruz. Bu benim için çok büyük bir şans ve çok önemli bir adım. Çağla Hanım’la uzun zamandır tanışıyoruz, kendisinin çok başarılı bir menajer olduğunu zaten hepimiz biliyoruz. En büyük dileğim gelecekte Türkiye’de çalışmak. 

Kudret Sabancı’nın kamera önü workshop’u sana nasıl bir fayda getirdi?

Öncelikle hocalarım; Kudret Sabancı ve Melek Öztürk’e beni kabul ettikleri için çok teşekkür etmek istiyorum. Benim için inanılmaz bir deneyim oldu. Türkiye’deki sektörü daha iyi tanımaya gelmiştim ve Melek hocamız sette bir oyuncu olarak bize nasıl davranacağımız ve dikkat etmemiz gereken konuları aktardı ve tabi ki senaryo çalıştık. Kudret hocamızdan aldığımız geri dönüşler ve çalışmalardan da çok faydalandım. 

Zürih’e dönünce projelerin var mı?

Evet var. İki tane tiyatro projem var, birinde başrol olarak, diğerinde ise ana cast olarak yer aldım. Şimdilik İsviçre’de tiyatro projelerim iyi durumda. Bundan sonra benim ana hedefim Türkiye olacak. Allah’ın izniyle en kısa zamanda tekrar yeni projeler için Türkiye’ye döneceğim.

SERCAN TAŞKAYA

Bana biraz kendinden bahseder misin?

Merhaba ben Sercan Taşkaya 2000 yılında Üsküdar’da doğdum. İlkokulu ve ortaokul 7. Sınıfa kadar eğitimime Amasya’da devam ettim. 8. Sınıfı ve lise eğitimi de İstanbul/Şile’de gördüm. Üniversite eğitimi olarak Işık Üniversitesi’nde Mimari Restorasyon bölümü okudum. 

Oyuncu olmayı istemenin nedeni nedir?

İlkokul altıncı sınıfta benim bir Türkçe Hocam vardı. Beni tiyatroyla ilk tanıştıran insan odur. Ben o zamanlar tiyatroda yer almayı çok sevdim, ama okul değiştirdikten sonra bir daha tiyatroyla ilgilenme fırsatım olmadı. İçimde hep bir hayal olarak kaldı. Üniversite yıllarıma geçtiğimde ise bu hayalimi gerçekleştirmek için ne yapabilirim diye düşünürken annem bir fikirle geldi ve şimdi Kudret Sabancı Workshop’u ile bu hayalimi gerçekleştirmek ilk adımımı attım.

Ünlü olma fikri aklını çeliyor mu?

Ünlü olmak benim için bir şey değiştirmiyor. İster istemez tanınabiliyorsun, ama ben sadece ünlü olmak istemiyorum. Benim amacım yaptığım işin hakkını vererek ortaya kaliteli işler çıkartmak.

Hayalini kurduğun bir karakter veya proje var mı?

Hayalini kurduğum bir proje ne yazık ki olmadı. Ama sevdiğim ve oynamak istediğim türler arasında kesinlikle bilim kurgu, aksiyon, fantastik, gerilim var. 

Kendini oyuncu olarak nasıl geliştiriyorsun?

Bu yönde serbest yazılar, çeşitli kitaplar okuyorum. Diksiyon dersleri alıyorum. Zaten 45’lik Film Akademi’de oyunculuk adına çok güzel bir eğitim alıyorum. Buna ek olarak film, dizi vb. şeyler izleyip diğer oyuncular kendi karakterlerini nasıl canlandırmış gibi analizler yapıyorum.

Neden Mimari Restorasyon Okudun?

Mimar olmayı hedeflemiştim fakat ilk sene puanım yeterli olmamıştı. Biraz araştırdıktan sonra böyle bir bölümün varlığını ve DGS sınavı ile mimarlığa geçiş hakkı tanıdığını öğrendim. Bu sayede hem hedeflediğim bölüme ulaşacağım, hem de iki üniversite diplomam olacak.

MUSTAFA CANAT

Neden Oyunculuk ve Oyunculuğa Nasıl Başladın? 

Neden oyunculuk gibi klasik bir soruya "Sevdiğiniz işi yaparsanız, bir gün bile çalışmış sayılmazsınız" der Konfüçyüs diye cevap veririm genelde.

Peki neden seviyorum bu işi, iş diyorum ama kimisi iş ve meslek olarak görmüyor ya da öyle teleffuz etmekten kaçınıyor nedense; oyunculuk bir meslek değildir diye söylüyorlar hep. Ben öyle düşünmüyorum. Benim için pek tabii bir meslek oyunculuk ve bir çok meslekten farklı olarak genelde yapanların severek yaptığı bir şey olduğu için hobisidir aynı zamanda. O yüzden seviyorum Konfüçyüs'ün bu sözünü ve bu oyunculuk mesleğini.

Benim öyle klasik bir hikayem yok oyunculuk için. Ben 19 yaşımda yavaş yavaş, araştırarak ilgi duymaya başladım oyunculuğa. Sonra filmler izleyip, kitaplar okumaya başladıkça, benim için işin daha farklı boyutlara varmaya; oyunculuk üzerine dersler almam gerektiğini anlamaya başladım. Araştırıp kaliteli dersler alabileceğim bir eğitim kurumu bulduktan sonra, bir yıl aralıksız konservatuar derecesinde eğitimler aldım; tiyatro, şan, diksiyon, kamera önü, genel oyunculuk dersleri vs. Doğma büyüme İzmir'liyim bu arada, bu işleri yapmak istiyorsam İstanbul yolculuğumun kaçınılmaz olduğunu da anladım elbette. Eğitimim bitti İstanbul'a yerleştim. Oyunculuğu pratik yapıp geliştirebileceğim bir ajans bulup hemen işe koyuldum. Bir süre küçük rollerle tecrübe edindim. Sonra ayrıldım ajanstan. Daha büyük hedefler, roller için farklı yerlerden de eğitim aldım sürekli. Bu arada çevren çok önemli ve çevre yapmaya başladım sektörden insanlarla. Sonra yavaş yavaş daha uzun süreli roller buldum. Belli bir süre böyle devam etti. Ve sonra tekrar ve her zaman fırsat buldukça eğitim almak gerekli olduğundan denk geldikçe devam ediyordum eğitimlerime. Bu sene pandemi sürecinden dolayı eşyalarımı toplayıp İzmir'e döndüm ailemin yanına. Sektör durmuştu bu süre zarfında ve ekstra masraf olmasın diye mecburi bir karardı aldığım. Ama bir süre sonra Kudret Sabancı isminin eğitim verdiğini öğrenince bir şekilde katılmam gerektiğini düşündüm. İstanbul'dan ayrılsam da haftanın bir günü İzmir'den İstanbul'a Kudret hocamdan ders alabilmek, birşeyler öğrenebilmek için gidip gelmeye karar verdim. Ve en büyük emeklerden biri de Melek Öztürk hocama ait bu konularda.

Onun da vesilesiyle bu dersleri almayı daha çok istedim. Her hafta sonu İzmir'den İstanbul'a gidip geldim derler boyunca. Değdi mi derseniz sonuna kadar değdi. Güzel arkadaşlar tanımamın yanında; Kudret ve Melek hocalarımdan öğrendiğim tebrübe ve öğretiler her şeye değer benim için. Bu vesileyle her iki değerli hocama da teşekkür ediyorum.

Ünlü Olacağını Düşünüyor musun ve Bu Fikir Aklını Çeliyor mu?

Ünlü olmak kelimesi çok sevdiğim bir kullanım değil aslında ve aklımı çekmiyor asla.

Bu kelimeyi kullanmak beni irite ediyor bir yandan, çünkü ülkemizde ünlü olmak kelimesi o kadar basite indirgendi ki, insanlarımız ne yapsa ünlü oldu deniyor. O yüzden beni çokta etkileyen bir şey değil ünlü olmak. Zaten bu mesleği yaptıkça göz önünde oldukça kaçınılmaz bir şey. Ben ünlü olmak değil başarılı bir oyuncu olmak istiyorum inşallah.

Oyuncu Olmak için Kendini Nasıl Geliştiriyorsun?

Elimden geldiğince bu konuda tecrübeli insanların öğütlerini, tecrübe ve önerilerini dinlerim. Tavsiye  ettikleri kitapları okur, tavsiye filmlerini seyrederim. Bütçe ve fırsat olarak durumum uygun olursa, 

Kudret Sabancı ve Melek Öztürk gibi değerli hocalarımızdan, eğitmenlerimizden eğitimler almaya çalışırım. Çünkü bu iş; tamam ben oldum diyebileceğimiz bir şey değil. Sürekli ve kendimizi geliştirerek fırsatları değerlendirmemiz gereken bir meslek yapmaya çalışıyoruz. 

Öğrenmenin sonu yok oyunculukta.

Daha Önce Sahne ve Kamera Tecrüben Oldu mu?

Evet daha önce, kendim için ciddiye alabileceğim kamera önü tecrübesi olarak belirtebileceğim birkaç projem oldu. 

 Bunlardan sayabileceğim;

O Hayat Benim, Kalbimdeki Deniz , Payitaht Abdulhamid gibi diziler var. Son olarak bu yıl çektiğimiz ve pandemi sebebiyle henüz yayınlanamayan, Osmanlının gizili birimi olan, Teşkilat-ı Mahsusa'yı anlatan, ana castında yer aldığım; 'Mahsusa' isimli sinema filmim var. Nasip olurda yasaklarlar kalkarsa yayınlanacak.

İnşallah ülkemiz ve dünya en kısa sürede hastalıklardan sıyrılıp eskisinden çok daha güzel, korkmadan çekinmeden dışarı çıkabildiğimiz günlere döner. Sinema, tiyatro ve diğer sanatlar, diğer meslekler de rahat ve huzurlu bir şekilde icra edilebilir. 

Bu keyifli sohbet için sizlere teşekkür ederim.