YAĞMUR TANYILDIZ'ın röportajı için tıklayınız...

Yazdığı çocuk kitaplarıyla çocukların ilgi ve sevgisini kazanan yazar Rüya Gündüzhev ile bir araya geldik. Çocuk kitabı seçerken nelere dikkat etmemiz gerektiğini, kitap okumanın çocuklar üzerindeki faydalarını ve çocukları kitap okumaya teşvik etmek için neler yapmamız gerektiğini de anlatan Gündüzhev; “Kitap okumak kelime hazinesini geliştirir, iletişimi kolaylaştırır” dedi…

Hoş geldiniz Rüya Hanım, öncelikle sizi tanımak isteriz. Kimdir Rüya Gündüzhev?

Teşekkür ediyorum Yağmur Hanım. Hoş buldum. Rüya Gündüzhev 1917 Bolşevik İhtilali’nde Azerbaycan’dan göçmüş bir ailenin en küçük çocuğu olarak 1 Nisan’da Kars’ta doğdu. Çocukluğumun kısa bir bölümünü Kars’ta yaşadım. Kısa fakat peri masallarını hatırlatan anılar var aklımda kalan. Sınıf panolarına asılan mevsim şeridindeki kış mevsimi gibiydi çocukluğum. Kardan adam yapanlar, kızak kayanlar, kartopu oynayanlar… Kar gece gündüz hiç durmazdı. Lapa lapa yağar gece sokak lambasının ışığında gökten sihirli tozlar gibi dökülürdü. Dayılar, teyzeler, halalar, amcalar sobanın olduğu odada toplanırdık. Geldikleri yerlere ait anılar, Dede Korkut tadında hikayeler, efsaneler anlatırlardı. Onlar anlatırken gözümde canlandırır anlatılan tüm hikayelerin kahramanı ben, olurdum. Hele bir dayım vardı, durduk yere şiir dökülüverirdi dilinden. O an hemen oracıkta yazıvermiş olurdu. Bir daha isteseniz okuyamazdı. Babam şiirler yazardı, ağabeyim şiirler yazardı. Dimağımda yer eden böyle sıcak bir ortamda büyüdüm. Henüz okula gitmediğim dönemdi fakat galiba hikâye yazma serüvenimi o anlar besledi. Sonra babamın tayini İstanbul Galatasaray Postanesi’ne çıkınca İstanbul’a taşındık. Öğrenim hayatıma İstanbul’da başladım. Yirmi dört yıldır Ankara’da öğretmen olarak görev yapıyorum. On iki yıldır çocuk kitapları yazıyorum. Farklı yayınevleriyle çalıştım. Şu an Üçgen Yayıncılık’tayım. Hala baskıları devam eden yüz seksen tane eserim var.

Yazmaya nasıl başladınız? İlk kitabınızın yolculuğunu sizden dinlemek isterim…

Aslında, çocukken de şiirler ya da bir iki sayfalık hikayeler yazardım. Bir ajandam vardı, beni etkileyen her şey ile ilgili masallar yazar, resimlerdim. Ortaokul, lise defterlerimin arkası da yazdığım kısa hikayeler, denemelerle doluydu. Lisede kompozisyon yarışmalarında dereceye girdiğim çok oldu. Çok fazla kitap okurdum, okuduğum her kitabın içindeki macerayı yaşardım. Üniversitede “Ailemin, doğdukları toprakları bırakıp kardeş topraklara göç etmeleri, ayrılıklar, kayıplar, tekrar tesadüfi buluşmalar…“ üzerine bir roman denemem oldu ama gün yüzüne hiç çıkmadı. Kısmet olursa ilerleyen zamanlarda tekrar çalışmayı düşünüyorum. Kızlarım olduktan sonra onlara masal kitapları okumaya başladım. Masalların bir davranışı kazandırmada çok etkili olduğunu görünce ben de kızlarıma hikayeler yazdım. Hikayeler, öğüt vermekten, parmak sallamaktan daha çok işe yarıyordu. Yazdığım hikayeleri sadece kızlarıma değil öğrencilerime de okuyordum. Hikayeleri okuyan herkes çok beğeniyordu. Aslında çocukluğumun masallar, hikayeler dinleyerek geçmesi, çok kitap okumak ve masal, deneme yazma çalışmalarım benim yazarlık serüvenim için uzun bir hazırlık dönemiymiş diye düşünüyorum. Hep fantastik tarzda bir kitap yazmak istiyordum fakat pek güvenemiyordum kendime. Aslında daha önce yazdığım birkaç tane fantastik tarzda eserim vardı. İçlerinden bir tanesini seçip düzenledikten sonra dostlarımın ısrarıyla yayınevine gönderdim. Ama cevap gelme süresi uzadıkça “Galiba beğenilmedi. Keşke fantastik tarzda bir hikaye yazmasaydım.“ diye içim içimi yemişti. Sonunda olumlu cevap gelince “Hayal Ustası“ isimli ilk kitabım basıldı. Kitabın kahramanları hayalleri canlı tutmaya çalışan bir dev ve en büyük hayalinden vazgeçmek üzere olan Gülhiz isimli bir çocuk. Dev, hayallerinin peşinden azimle giden, başarabileceğine inanan insanların, hayal kavanozlarındaki ışıkları canlı tutmaya çalışıyor. Fakat hayallerinden vazgeçenlerin, çabuk pes edenlerin ışıkları sönüp birer kömüre dönüşüyor. Işığı sönen, kömürleşen hayaller ise kraliçenin sarayını ısıtmak için kullanılıyor.“  Bu kitap ile ilgili öyle çok dönüş aldım ki… Çoğu anne babaydı sayfama yazanların. Kitabın, kimi miniği keman çalma, kimini yüzme, kimini dersleri konusunda daha çok cesaretlendirdiğini yazmışlardı. Hatta bir okuldaki söyleşimde de öğrenciler kendi hayal kavanozlarını hazırlamışlar “Bizim hayal ışığımız hiç sönmeyecek.“ diye beni karşıladılar. Demek ki anlatmak istediğimi anlatabilmiştim ve minikler hayal ışıklarını söndürmeyeceklerini söylüyorlardı. Çok büyük hediyeydi bu bana. Ardından da diğer kitaplarım basıldı.    

Çocuk kitabı seçerken nelere dikkat etmeliyiz?

Kitaplar öncelikle çocukların gelişimlerine, seviyelerine ve ilgi alanlarına uygun olmalı. İlgi alanlarına uygun kitaplar seçmek çocuğu okumaya daha çok teşvik eder. Aksi takdirde aldığınız kitap çocuğunuza uygun olmadığı için onun ilgisini çekmeyebilir, okurken sıkılabilir. Yine seçeceğimiz kitapta kelimeler doğru kullanılmalı, anlatım bozuklukları, argo kelimeler olmamalı, metin akıcı, dil sade olmalı. Şiddet içeren unsurların olmamasına dikkat edilmeli. Kitap, mesaj kaygısı taşımamalı, parmak sallayıp öğüt vermeye çalışmamalıdır. Yalnızca öğüt vermek yerine, çocuğun düşünme, düş kurma becerilerini geliştirmelidir.  Çocuk, bir yanlışın bir hatanın nasıl sonuçlar doğuracağını maceranın içinde bulmalı. Yeni bilgiler, öğrenirken eğlendirmeli ve çocuğa ders çıkarabilmesi için fırsat vermelidir. Öykülerin yanı sıra çocuklar, bilim, tarih, felsefi ve yaş gurubuna uygun mizah içerikli farklı tarzlarda da kitaplar tercih etmeli. Böylece hem genel kültür açısından hem de mizah anlayışı açısından farklı türdeki kitaplar çocuğa katkı sağlar. Okuma-yazma bilmeyen çocuklar için bol resimli kitaplar uygun olacaktır. Resimlerin anlaşılır olması ve ilgi çekici öğeler taşıması gerekir.

Kitap okumanın çocuklar için faydaları nelerdir?

Kitap okumak kelime hazinesini geliştirir, iletişimi kolaylaştırır. Bu da çocuğun, duygularını, düşüncelerini rahat ifade edebilmesi demektir. Çoğu zaman çocuklar okudukları bir kitap ile ilgilerinin, yeteneklerinin farkına varırlar ya da çözüm bulamadıkları bir sorunu çözerler. Kahramanların yerine kendilerini koyar hikâyede geçen sorunu ben olsam diyerek kendi yöntemleriyle çözmeye çalışırlar. Hikâyede de olsa bir macera yaşamak, kahraman ile birlikte mücadele edip başarı elde etmek, çocukların kendilerine güvenlerini arttırır artı pes etmemeyi öğrenirler. Dünyaya bakışı değişir. Bazen yetişkinlerin bile anlatamadığı, anlamakta zorluk çektikleri ölüm, ayrılık, sevgi, doğum, iyilik, kötülük, felaket gibi yaşamın gerçeklerini de çocuklar yine kitaplardan öğrenirler. Kitap okuyan çocuğun hayal dünyası, yaratıcılığı güçlüdür. Yaratıcılığı güçlü olan çocuklar karşılaştıkları birçok soruna kolaylıkla çözüm üretir, kolaylıkla karar verir, sorunu çözer.

Peki, çocuklarda yaratıcılığı güçlendirmek için başka neler yapılabilir?

Yaratıcı düşünebilmenin en önemli ayağı okumaktır. Ama bunun yanı sıra çocuklara merak etmeleri ve sorular sormaları için fırsat verilmeli, müze ziyaretleri, doğa yürüyüşleri, sanatsal etkinlikler gibi farklı deneyimler sunulabilir. Bu deneyimler çocukların bakış açılarını geliştirir. Oyunlar ve hayal gücüne dayalı aktivitelerle yaratıcılığı destekleyebiliriz. Sorunları farklı yollarla çözmelerine yardımcı olarak, farklı yollar sunarak sorun çözme becerilerini geliştirebiliriz. Sanat ve müzik çocukların ifade yeteneklerini geliştireceğinden sanat ve müzik ile ilgilenmelerini sağlayabiliriz. Eğlenceli ve ilgi çekici öğrenme materyalleri kullanarak merakı uyandırıp öğrenmeyi eğlenceli hale getirebiliriz. Çocuklarla kendi deneyimlerimizi ve yaratıcı çözümlerimizi paylaşarak onlara ilham verebiliriz.

Sizin de Allah bağışlasın 2 kızınız var. Kitaplarınıza karşı yorumları nasıl? Eminim anneleriyle gurur duyuyorlardır…

Kızlarım Asude ve Buse Güz yanımda değil, uzaktalar ama her zaman bana destek oldular. Bazen vazgeçmenin sınırına geldiğimde, koluma girip bana güç verdiler. Genellikle hikayelerimi yazıp bitirdikten sonra okuyup aldığım ses kaydını kızlarıma gönderiyorum. Yaptıkları yorumlarla hem beni daha çok yüreklendiriyor hem de göremediklerimi görmemi sağlıyorlar. İkisinin de hayal gücü çok gelişmiş. Çocukken onlara hayal defterleri hediye etmiştim. Yaşlarına göre çok güzel hikayeler yazıyorlardı. Aslında büyük kızım Asude’nin hem yayınevi için İngilizce’den çevirip düzenlediği hem de kendi yazdığı basılmış çocuk kitapları var.

Aynı zamanda bir eğitimcisiniz. Çocuklarımızı kitap okumaya teşvik etmek için neler yapmalıyız?

Çocuklar uyarılmaktan çok davranışları örnek alırlar. Aile çocuğa, kitap okuması için baskı yapmak yerine okuyarak örnek olmalı. Bunun için de öncelikle rahat bir okuma ortamı oluşturulmalı. Aile üyeleri hep birlikte kitap okuyup okudukları kitaplar üzerine yorum yapabilirler. Kitapta geçen olayları, davranışları değerlendirip tartışabilir, hikayedeki kahramanın tutumu üzerine konuşabilirler. Böylece çocuk hem ailesiyle kaliteli zaman geçirmiş olur hem de okumanın keyifli bir aktivite olduğunu fark eder. Çocuklarla dışarıya çıktıklarında mutlaka bir kitapçıya uğramalılar. Çocuğun kitap seçmesine izin vermeliler. Tabii çocuğun yaşına uygun olmalı bu kitaplar. Kendileri de birkaç tane seçip önerebilirler. Ama önerdikleri kitaplar ilgi alanlarına göre olursa çocuğun dikkatini daha çok çeker. Sadece hikâye kitapları değil yaşlarına uygun dergi de alınabilir. Şu da çok önemli çocuğun kendisine ait bir kitaplığı olmalı. Okuyup bitirdiği kitaba tarih atıp kitaplığına sıralamalı, kitaplarını düzenlemeli kitaplarla vakit geçirmeli.

Hepimizin bir çocuk yazarı vardır bence unutamadığı. Mesela ben Muzaffer İzgü’yü unutamam, çocuktum ve kitabını alıp imzalatmıştım kendisine... Sizin örnek aldığınız bir çocuk yazarı var mı?

Örnek almaktan öte çocukken okumayı sevdiren yazarlarım oldu. Muzaffer İzgü’nün, Rıfat Ilgaz’ın, Aziz Nesin’in ve Gülten Dayıoğlu’nun kitaplarını severek okurdum. Rıfat Ilgaz’ın bacaksız serisini, Muzaffer İzgü’nün Ökkeş kitaplarını okurken çok gülerdim. Hem hikâyenin devamını merak eder hem de bitmesin isterdim. Günümüz de ise Behiç Ak, Yalvaç Ural, Miyase Sertbarut kitaplarını yine aynı şekilde büyük keyif alarak okuyorum.  

Yeni projeleriniz neler? Yeni kitap var mı yolda?

Yayınevim ile birlikte planladığımız bir değil birkaç projemiz var. İlk olarak sokak oyunları üzerine odaklanmak istedik. Çocuklar, artık sokak oyunları oynamıyor hatta çoğunu bilmiyorlar. Bu çok üzücü bir durum. Oysaki sokak oyunları, çocukları bir topluluk içinde yaşamaya hazırlar. Grup halinde oynandığı için çocuklara iş birliğini, iletişimi ve problem çözmeyi öğretir.  Yani deneyimleyerek, keşfederek öğrenmek ve yaratıcılığı kullanmak için iyi bir fırsattır. Stresi azaltır, grup halde de olsa oyunda kazanılan başarılar çocuğun özgüvenini geliştirir. Yenmek kadar yenilmenin de doğal olduğunu öğretir. Bu yüzden çocuklara, farklı kahramanlar ve heyecanlı maceralarla sokak oyunlarını tanıtmak istiyorum.  Bir diğer projem robotlar ve uzay maceraları üzerine hem eğlenceli hem de öğretici hikayeler yazmak. Ve Atatürk. Atatürk’ün yine kendi dilinden çocukluğunu, çocukken yaşadıklarını anlattığı bir hikâye yazmayı planlıyorum. Çocuklar sadece Komutan Atatürk’ü değil çocuk Atatürk’ü de bilsinler. Yaşadığı üzüntüler, sorunlarla küçücük yaşta nasıl başa çıktığını, kardeşi Makbuş ve Naciye ile yaptığı yaramazlıkları da öğrensinler istiyorum.

Sohbetiniz için teşekkür ederim. Son olarak neler söylemek istersiniz?

Ben teşekkür ediyorum. Öncelikle çocuklardan, bol bol kitap okumalarını ama öğüt veren, kalıba sokmak isteyen kitaplar değil hayal güçlerine hitap eden, yaşlarına uygun nitelikli kitaplar okumalarını istiyorum. Bunun dışında aileler ve öğretmenler olarak bizlere de birkaç önerim olacak. Bazen çocuklar soru sorduğunda kendimize hâkim olamayıp tamamen iyi niyetimizden çocuğu bilgiye boğuyoruz. Tavsiyem bilgiyi hazır halde çocuklarımıza sunmayalım. Onlar adına düşünüp hayal kurmayalım. Sordukları sorulara değer verelim geçiştirmeyelim. Birlikte sorgulayıp, üzerinde düşünüp sonuca ulaşalım. Çocuklar sınıf ortamında da evde de fikirlerini paylaştıklarında ya da bir soruya doğru yanıtı verdiğinde ona “Neden bu sonuca ulaştın?“ diye soralım. Böylece çocuk ortaya bir fikir atmanın yanı sıra zamanla fikrini temellendirmeyi de öğrenir. Tekrar teşekkür ediyorum Yağmur Hanım. Çok güzel bir deneyim oldu benim için.