MEHMET ALİ BABAR

Bundan on gün kadar önce sevgili solist arkadaşım Gülcan Demir' ile ortak bestemiz olan " Şurimşine "  piyasaya çıktı... Malumunuz yeni şarkı olduğu için pr'ına ihtiyaç duyulur... Bir gün Gülcan bana telefon açtı... " Hocam 91.8 İstanbul’un Sesi radyosuna açar mısınız ?" .. Şarkımız çalıyor. " dedi... Sevgili kardeşim Cankız istek alınca çalmış şarkıyı... Sosyal medya üzerinden teşekkür ettim... Tabii ki bir kereye mahsus değil sürekli çalıyor... İnanın bana o kadar alçak gönüllü ve mütevaziki anlatamam... Yüreğinin güzelliği kalbine vurmuş... Telefon açtım "Cankız,  seni yazmak istiyorum,  müsaaden var mı ? dedim." Olmaz mı abi, çok mutlu olurum " dedi... 

Radyoculuk mesleğinin hakkını fazlası ile veren ve gerçekten sanatçı dostu bir kişiliktir... Gelin onu birlikte tanıyalım. 

ARABESK BANA ÇOCUKLUĞUMUN ARMAĞANI ... 

Bizim evde arabesk müzik hiç eksik olmazdı... Radyo ya da  televizyon kanallarından biri  mutlaka açık olurdu... Annem Ferdi Tayfur hayranı olduğu için beni hep arabesk müzikle uyuturmuş... Belki de arabesk müziğine olan hayranlığım tam da o an başlamıştır. 

Okul hayatımda çok başarılı bir öğrenciydim... Derslerimin hepsi çok iyiydi... En çok başarılı oldugum ders Türkçe'ydi... Öğretmenlerim ve okul müdürümüz önemli günlerde özel sunumları  bana yaptırırlardı... Nerede bir etkinlik varsa "Cankız oraya, Cankız buraya" derlerdi... Çok başarılı bulurlardı beni... Ve bu beni gerçekten motive ederdi. 

Ortaokul dönemlerimde bir  müzik şirketinin teklifi üzerine, arabesk şarkılar üstüne şiir okumaya başladım ve bu da benim için bir dönüm noktası oldu... Okul dönemim boyunca da hep böyle devam etti. Hem çalışıyor hem de eve katkıda bulunuyordum. 

Mikrofon aşkım beni zirveye taşıdı 

Bir radyo ziyareti sonrası benim için çok kıymetli olan Merve ablamın ( ALLAH rahmet eylesin) ve Cafer abimin desteği ile Bağcılar’da Radyo Fresh ile radyoculuk  serüvenim başlamış oldu... Burada uzun bir dönem çalıştıktan sonra çeşitli nedenlerden dolayı radyo satıldı... Sonra İstanbul’un sesi radyosuna başladım... Radyomuzun yönetim kurulu başkanı Ali Osman Kara'nın çok büyük emeği oldu bana. ALLAH razı olsun... Benim ikinci babamdır kendisi. 

Görkem Ahi ile gerçekleştirdiğimiz röportajımız Görkem Ahi ile gerçekleştirdiğimiz röportajımız

Programım içerik bakımından çok eğlenceli, çok içten ve çok samimi bir programdır... Benim için şarkı seçimleri, konuşmalar ve doğaçlamalar çok önemlidir.. Dinleyicilerimden  gelen mesaj ve istekleri paylaşarak geçiyor onlarla birlikte  olduğumuz saatler... Radyocu olmasaydım da şayet, başka bir mesleği düşünemezdim sanırım... İşime o kadar aşığım. 

Radyo Sektörü bitmez ! 

Tabii ki geçmişte radyo ve radyoculara çok daha fazla önem ve değer veriliyordu... Bu aralar yine veriliyor fakat eskisi kadar olduğunu düşünmüyorum... Çünkü artık dijital dünya fazlası ile hayatlarımıza hakim ... Ama radyo ve radyocular hakkında her ne kadar  negatif söylemler olsa da,  radyoculuk asla bitmez... Çünkü radyo ; dünyanın en güçlü iletişim araçlarındandır. 

Programımda yirmiye yakın çifti evlendirdim ! 

Gerçek adımı kimse bilmiyor  beni herkes radyocu Cankız ismiyle tanıyor ve de çok seviyorlar. Dinleyicilerimle aile gibiyiz. Onların dertlerine,mutluluklarına çaldığım şarkılarla ortak oluyorum. Sağ olsunlar onlar da beni çok seviyorlar... Cankız içten, samimi, sevecen, sözünü esirgemeyen birisidir... Tam da bu sebeple dinleyicilerimle iletişimim çok çok  iyidir... Hatta şunu söylemek istiyorum abi senin aracılığınla... Programım sayesinde evlenip, dünya evine giren çiftler çoluk çocuk sahibi bile oldular... Bu duygu gerçekten anlatılamaz. Düşünsene insanların mutluluklarına  vesile oluyorsun. 

Radyoda nasılsam günlük hayatımda da oyum... Kimi zaman sesimden tanıyanlar bile oluyor. 

Ekmek kadar temiz su gibi aziz ! 

Hedefim her zaman çok daha iyi olmak... Yenilikçi olmaktan yanayım ve bunun için de elimden geleni yapıyorum... Yapmak da lazım zaten...

Çünkü şu an "Z" kuşağı diye anılan yeni bir gençlik kitlemiz var... Bizleri daha iyi anlayabilmeleri için onların dilinden anlamak ve onların dilinde de konuşabilmek lazım... Benim için ekmek kadar temiz, su gibi aziz bir nimettir radyoculuk... Bu mesleği sevdirmek de bizlerin  ellerinde. 

Kendime vakit ayırmayı seviyorum 

Haftanın 3 günü spor (Pilates) yapıyorum... Bunun yanı sıra yürümeyi çok seviyorum... Spor sonrası kahvem eşliğinde kitap okuyor, yeni çıkanlara  özellikle  göz atıyorum... Kendime vakit ayırmayı fazlası ile seviyorum. 

En çok dinlenen radyo biziz diyebiliriz. 

Canlı yayınımız " İstanbul’un Sesi " radyosunda, hafta içi her gün 12.00 15.00  saatleri arasında...

Programa  400 kişiden fazla sanatçı katıldı... Hakan Altun, Ebru Yaşar, Sinan Özen, Mustafa Yıldızdoğan, Tuğba Özay, Banu Parlak, Tuğçe Tayfur, Alişan, İsmail YK, Murat Kurşun, Özgür Alter, Bülent Serttaş ve İzzet Yıldızhan....

Değerli sanatçılarımızla, daha nice başarılı programlara ve de senelere... Güzellikler diliyorum hepimiz için de... Ve hem saygı değer okuyucularımıza hem de dinleyicilerimize ayrı ayrı sevgilerimizle.