Her hafta olduğu gibi bu hafta da Aziz Karataş ile Bir Çay Söyleşisi adlı köşemde Azim, istek ve büyük çabaların getirdiği en mükemmel, en değerli başarı öyküsünü sizler için ölümsüzleştirmek istedim. “Paha biçilemez Zaferin Adı Melike Özkorkmaz” Çaylarınızı yudumlarken okuyacağınız söyleşimiz sizleri derin bir duygu seline teslim edecek. Melike Özkorkmaz’ın büyük azmi ve paha biçilemez zaferi nicelerine umut olması dileklerimle…

Merhabalar, sizi kısaca tanıyabilir miyiz?

Ben Melike Özkorkmaz 4 Temmuz 2000 doğumluyum. Alanya’da yaşıyorum. Beş kişilik bir ailenin en küçüğüyüm.

Bize hayat hikayenizden kısaca bahseder misiniz?

25 Mayıs 2020 tarihinde 3. kattan düşme sonucu omurilik felci kaldım.

Başınıza bu talihsiz olay nasıl geldi. Biraz anlatır mısınız?

Balkonda dengemi kaybetme sonucu düştüm. Saniyeler içerisinde hayatım değişti. Uyandığımda yoğun bakımdaydım ve bedenim hareket etmiyordu vücudumu hissetmiyordum sadece tavanı seyrediyordum. Ameliyata gireceğimi söylediklerinde çok mutlu oldum. Ameliyattan çıktığımda hislerimin geleceğini ve ayağa kalkıp yürüyeceğimi düşünüyordum. Ameliyattan çıktığımda hiç bir şey düşündüğüm gibi olmadı. Doktorumdan ömür boyu felç kalacağımı öğrendim. Ve o an ömrümün bittiğini hissettim. O şekilde yaşamanın ölümden farksız olduğunu düşündüm. Fakat yanılmışım. Yeni bir hayatın başlamak üzere olduğunu biliyordum.

Bu zamana kadar kaç tane ameliyat geçirdiniz. Ameliyatlarınız nasıl geçti?

Beyin ameliyatı, Omurilik ameliyatı ve Elektrik Stimülasyon ameliyatı geçirdim. Ameliyatlarımın hepsi başarılı ve güzel geçti. Beyin ameliyatı sonucu saçlarımı kaybetmiş olmam beni çok üzmüştü. Bir daha asla saçlarım uzamayacakmış gibi hissediyordum. Aynaya baktığımda kendimi değil başka bir beni görüyordum gibi. Ve bu süreçte anladım ki önemli olan insanın dış görünüşü değil iç güzelliğiymiş.

Nasıl süreçlerden geçtiniz ve süreçlerden geçerken neler düşündüğünüz, neler hissettiniz?

Gayretli ve bir o kadarda zor süreçlerden geçtim. Bazen umutsuzluğa kapılıp negatif düşüncelere daldığım oluyordu ama sonunda her ne olursa olsun savaşmam gerektiğini biliyordum. Her zaman ileriyi hayal ettim güzel başarılar elde ettim. Her geçen gün daha iyiye gidiyordu tedavi sürecim . Kendimde ki gelişmeleri gördükçe daha çok azmediyordum. Yapamadığım hareketleri artık yapabildiğimi fark ettiğimde yüzümde ki tebessümün tarifini edemem.

Sağlık durumunuz hakkında bilgi alabilir miyiz? Şu an ne aşamadayız?

Yürümesi imkansız oturur pozisyona gelirse şükür edin tanısı konulan bir hastaydım. Ama şükürler olsun hiç bir zaman pes etmedim ilk oturmaya başladım sonra zamanla ayağa kalktım ve adım atmaya başladım. Düşmekten çok korkuyordum ama zamanla korktuğum her şeyin üstesinden gelmeye başladım. Tedavi sürecim şuan da çok güzel ilerlemekte. Gelişmelerim gün geçtikçe daha da artıyor. Doktorlarım olumlu şeyler söylüyorlar. Biliyorum yol uzun ama savaşmaya değer.

Çok zorlu bir süreçten geçtiniz. Kendinizi nasıl hissediyorsunuz şu anda?

Genç yaşta bu hastalığı taşımak oldukça zor ama inanmak başarmanın yarısıdır derler. Tüm yaşadıklarım beni daha güçlü ve daha iyi bir insan yaptı. Bu hayat bana gülümsemek için bir sebep aramamayı öğretti. Ben zorlu sürecin sonuna kadar gideceğime tüm kalbimle inanarak savaşıyorum. Bana iyi gelen ne varsa onlara odaklanıyorum motivasyonumu her daim yüksek tutmaya çalışıyorum.

Mental olarak önceki hayatınız ve şimdiki hayatınız karşılaştıracak olsanız aradaki fark nasıl tanımlarsınız, hayatınızda nasıl değişiklikler oldu?

Hayatımda büyük değişiklikler oldu. Fakat hiç bir zaman pozitifliğimi kaybetmedim. Önceki hayatımda da sosyalleşmeyi seven biriydim. Kazadan önce çok hiperaktif biriydim ama kazadan sonra hareketlerimin kısıtlanması beni fazlasıyla etkiledi. Bedenimi tam anlamıyla kullanamamak ve bir daha eski hallerime dönememe korkusu çok korkutuyordu beni ama artık korkmuyorum. Korkularımı yeniyorum.

Bu zorlu süreçte size güç veren şey neydi?

Bana güç veren tek şey ailem ve arkadaşlarım oldu. Hep yanımda oldular verdiğim mücadele boyunca hep destek oldular. Hiç bir zaman yalnız kalmak istemedim kalabalığa karışmak yeni insanlar tanımak bana çok iyi geldi. Herkesin bir hayat hikayesinin olduğu gerçeğiyle tanıştım. Önceki hayatımda bu denli güçlü mücadeleci çok az insan tanımıştım. Ama aynı hastalık benim başıma gelince anladım ki öldürmeyen acı güçlendiriyormuş.

Bu elim olaydan sonra çevrenizdeki insanların tepkisi neydi?

İlk başta çok korktular. Ölümden dönmüş olmam ailem arkadaşlarım ve herkesi etkiledi. Ama gün geçtikçe kendimi toparladım. Tedaviye başladım azmettim vazgeçmedim pes etmedim savaştım ve çevremdeki insanların gözünde hep güçlü ve pozitif bir savaşçı olarak göründüm.

Asla pes etmediniz, muhteşem bir iradeniz ve gücünüz var. Sizi bu denli güçlü kılan şey neydi?

Henüz 19 yaşında bir genç kızdım. Hastalığımı hiç bir zaman kabullenmedim. Nefes aldığım her an şükür ettim. Ömrümü yatağa ve tekerlekli sandalyeye bağlı kalarak geçirmek istemedim. Hep bir umudum vardı yeniden hayata bağlı kalarak ayağa kalkabileceğime inandım. Kendime hedefler koydum ve hep o hedefe odaklanarak adım adım ilerledim. Gözlerimi her kapattığımda geleceğimi düşünüyorum hayal ediyorum ve gözlerimi açtığımda kurduğum hayalleri gerçekleştirmek için çok büyük mücadeleler veriyorum. Ve inanıyorum ki sabırla verdiğim mücadelenin çektiğim ağrıların hepsinin karşılığını layığıyla alacam.

Ailenizin bu dönemde size çok büyük güç verdiğinizi söylediniz. Aile içi ilişkileriniz nasıl?

Ailem her konuda benim en büyük destekçim. Rabbim onları başımdan eksik etmesin. Her daim yanımda olduklarını hissettirdikleri için onlara minnettarım. Aile kavramı çok önemli. İyi günde kötü günde her daim yanında olabilmeliler. Bir çok hastalığı tetikleyen en büyük etkenlerden biri yalnızlık. Dolayısıyla insanı en çok yalnızlık yıpratır. İnsan en zor zamanlarında yanında olmasını istediği sevdiklerini arar. Sevgi iyileştirir ben hep buna inanırım.

Sizi motive eden sihirli bir sözcüğünüz var mı?

Ben pes etmediğim sürece güzel günlere olan inancım hiç bitmeyecek!

Bir çok hastaya tekerlekli sandalye yardımında bulunduğunuzu söylediniz. Bu konu hakkında neler söylemek istersiniz?

Hepimiz birer engelli adayıyız ve ihtiyaç sahibi olan insanlara destek olmak onlara umut olmak ve dualarını almak beni çok mutlu ediyor. Kendimle gurur duyuyorum. Onların hayatlarına dokunmak bana güç veriyor.

Biliyorsunuz ki insanlar kendi başlarına gelen talihsiz olayları başkalarıyla paylaşarak onlara umut olabiliyor. Sizin de böyle düşünceniz var mı? konferans vermek gibi, bu zorlu süreçleri anlatan bir kitap çıkartmak gibi vb.

Elbette olabilir. Bir konferansa katılmak gibi planlarım var. Konuşmayı ve yazmayı çok seven biriyim. Tedavi sürecimi benim gibi bir çok insanla paylaşmak sabırla mücadele vermenin bizler için ne kadar kıymetli olduğunu tüm herkese göstermek ve insanların hayatlarına dokunmak onlara umut olmayı çok isterim.

Hayatınızın bu denli hızlı değişimi sizde nasıl etki bıraktı?

Psikolojik olarak beni çok etkilemedi. Hayatıma kaldığı yerden devam ettim. Hiç bir zaman inancımı kaybetmedim. Yeri geldi ağladım yeri geldi yoruldum ama hep gülümsedim. Yaşadığım zorlukların beni yıpratmasına izin vermedim. Bu hastalık bana çok şey öğretti. İnsanın sağlığından daha önemli hiç bir şeyin olmadığı gerçeğiyle yüzleştiğimde anladım ki bu hayatta en çok dikkat etmemiz gereken bizlere emanet edilen bedenimizmiş.

Bir gün size balkonda düşüp hayatınızın değişeceğini söyleselerdi ne söylerdiniz?

Asla inanmazdım. Başıma böyle bir şey geleceğini hiç tahmin etmezdim. Böyle bir hastalığın var olduğunu bilseydim daha temkinli davrandığım dikkat ettiğim bir yaşantım olurdu. İnsan bazı şeylerin kıymetini çok geç anlıyor. Sağlığımız gibi. Kazadan önceki hayatımı çok özlüyorum. Eski sağlıklı günlerime yeniden kavuşmak için sabırsız bir mücadele ile savaşıyorum. Bir gün sağlığıma kavuştuğumda bu zamanları hatırlayıp o incecik bileklerle nelerin üstesinden geldin güçlü kızım diyerek kendimle gurur duyacağım.

İnanmak başarmanın yarısı derler mucizelere inanır mısınız?

Elbette inanırım. Mucize insanın ta kendisidir. Hayat mucizelerle dolu önemli olan inandığın yolda ilerlemek. Tam her şey bitti dediğiniz anda aslında o şeyin bitmediğini az da olsa bir ümit olduğunu gördüğünüz anda mucizeyi bekler insan.

Son olarak insanlara bir mesaj vermek ister misiniz?

Nefes aldıkça hep bir umut var. Her ne yaşamış olursak olalım hayat devam ediyor ve etmekte. Bir insanın öğrenmesi gereken en zor ders herkesin hikayesindeki ana karakter olmadığıdır. Sen kendi hikayenin kahramanısın. Hayal edin azmedin ve bu savaşı kazanan hastalık değil siz olun.

Biz de Önce Vatan Gazetesi ailesi olarak bizimle yaptığınız bu özel ve içten röportajdan ötürü değerli sanat yüreğinize şükranlarımızı sunar, gelecek çalışmalarınızda başarılar diliyoruz…