Bu soruyu kim sormuşsa doğru sormuş; ormanları oluşturan ağaçlar kimin malı?

Türk milletinin mi,  devletin mi, orada yaşayan köylülerin mi, yoksa çıkar çevrelerinin mi?

Yazılı, görsel ve sosyal medyanın gündemine; Muğla’nın Milas ilçesine bağlı İkizköy’deki Akbelen Ormanın da vahşi kapitalizmin ağaç katliamı düştü…  Gerçekten üzücü bir durum…

Doğanın güzellikleri kadar yararı da olan ormanlar neden ortadan kaldırılmak isteniyor?

Yakın tarihe kadar milli servetimiz olan ormanların iki düşmanı vardı; bunlardan biri yangın, diğeri de baltaydı. Teknoloji, sanayi ve ekonomi gelişince(!)  onlara yenileri eklendi. Yıldızları çokça olan otel zincirleri, madenciler,  taş ocakçıları, villa inşaatçıları ve hepsini kapsayan çıkar çevreleri…

 Bir zamanlar doğayı yeşili seven bir toplumduk, yeşile basmaktan çekinirdik; ; şimdilerde onları bir kenara bırakıp doların yeşilini sevmeye başladık.    

Kurak ve soğuk iklimlerin olmadığı yerlerde oluşan ormanlar yeryüzünde oldukça geniş alanları kaplıyor. Kereste üretiminin yanı sıra oksijen sağlayan,  su buharını topraktan alarak atmosfere yayan, yüksek alanlardan akan sel sularından çevreyi koruyan,  çeşitli hayvanları, böcekler kuşları içerisinde barındıran emsalsiz bir depodur. Ayrıca insanlar için de önemli yerleşim yeridir.  Bütün bunlara rağmen ülkemizde en çok tahrip edilen, kesilen ve yok edilen yine ormanlardır. Oysa diğer ülkelere baktığınızda ormanların özenle korunduğunu görüyoruz.  O ülkelerde insanlar son derece bilinçlendirilmiştir.  Türkiye’de ormanların korunası için Orman ve Tarım Bakanlığı kurulmuşsa da yine çıkar uğruna yok edilen ormanları korumaktan aciz kalmıştır.   

Son günlerde İkizköy’deki 740 dönümlük Akbelen Ormanı, özel bir şirketin işlettiği termik santral maden alanını genişletmek için ağaçları kesiliyor. Yöre halkı ve doğanın katledilmesine karşı çıkan çevreciler devletin güvenlik güçleriyle karşı karşıya kaldılar… Üzerlerine tomalardan sular sıkıldı, bazıları dövüldü, yerlerde sürüklendi.. İnsan olanın vicdanını sızlatan görüntüler ekranlara yansıdı. Bununla da kalınmayarak ağaçların kesime karşı koymaya çalışanların kampı abluka altına alındı. 

Yaşlı bir kadının ağaca sarılmış bir fotoğrafı her şeyi apaçık anlatıyor. Kuşkusuz varsa anlayana…

Basından öğrendiğimiz kadarıyla sinyal kesicileriyle haberleşmeleri de  engellenmiş..,

Yeniköy ve Kemerköy Termik santral için kömür madeni ocağına feda edilen Akbelen son on yılda adm adım yok ediliyor…

Batının gelişmiş ülkelerde termik santralardan vazgeçilmesinin nedenleri üzerinde durulmalıdır. Onlar vazgeçiyor, bizler onları genişletmeye çalışıyoruz.

Akbelen köylülerine destek olmak üzere çevre duyarlıları ve sanatçılar da onların yanında yer almışlar. Karlı Kayın Ormanı şarkısı ile karşılanan Zülfü Livaneli “Bu ağaçlar yine yeşerir, bu halk yine türkülerini söyler, onlar gelip geçip giderler, arkalarından bir dua okuyan olmaz. Sizin buradaki onurlu direnişiniz hep hatırlanacak.”diyor.

Geçmişe bakıyorum; Fatih Sultan Mehmet günümüzden 550 yıl önce  “Ormanlarımdan bir dal kesinin başını keserim” demiş,.. Atatürk ise bir ağacın kesilmemesi için Yalova’daki köşkünü raylarla kaydırmış...  

Orman sadece ağaç değildir. Yaşamın kendisidir.   Ormanda her çeşit ot, çiçek ve çalılıklar vardır. Orada hayvan yaşamıyorsa ormanda yaşamıyor demektir. En küçük bakteriler, kuşlar böcekler de ortam yaşamı belirler… Suyu toprağın derinliklerinden çeken Kökler ona destek olur, ayakta durmalarını sağlar.

 Günümüzde hava su yiyecek insanlara yetmezken gelecekte ne olacak?

Bunu düşünen var mı?

 İnsanlar milyonlarca bereketli araziyi çöle çevirdi ormanlarını kesti bitki dünyasını yok etti. Yakın gelecekte dünyada su sıkıntısı da başlayacak…

Ağaçları kesenler, ormanları yok edenler bu konularda ne kadar bilgileri var…

Gerçekten çok merak ediyorum.