Hayatlarımızın bütünü yaptığımız hareket, tavır, tarz, hamleler bütünü ile anlama, anlaşılma, doğru yol ve yöntemleri bulma çabaları ile sürüp gider. Kestirmek; akıl yoluyla, şöyle ya da böyle de olsa gerçeğe yakın bir yargıya varmak, olacağı bilmek. Önyargılı olmak ekseriyetle sorunlu ve kötüdür. Öngörü sahibi olmak ve olacağı öngörmek, kestirmekten ziyade olacakları da, farklı ihtimalleri de doğru tahmin edebilme yeterliliğidir ki, en muazzamı da odur, hata yapmaktan uzak durmamızı sağlar.
**
Dün çarşıda gezerken güzel bir kız gördüm.
Ben bu kızla nasıl arkadaşlık kurarım diye düşünürken aklıma cin gibi bir fikir geldi ..
Hemen cüzdanımdan bir 100 tl aldım üzerine telefon numaramı yazdım.
Arkasından koşarak yetiştim ve,
-- Hanım efendi bu sizden düştü, dedim.
Lan arkadaş suratıma bile bakmadan kız parayı aldı yürüdü gitti..
Bende başladım kızı arkasından takibe..
Doğru bir dönerciye girdi ve benim parayla tam porsiyon bi döner yanında da buz gibi bir ayran aldı ohh oturdu afiyetle yedi.
Tamam, iyi bi kazık yedim.
İyi bi ders oldu bana
Benim 100 gayme hiç oldu neyse sorun değil kendim ettim kendim buldum.
O moral bozukluğu ile doğru geldim eve.
Gece vurdum kafayı yatacağım,
Ya Arkadaş!..
Şansıma tüküreyim..
Dönerci,
-- Bebeğim!
Döner nasıldı?
Beğendin mi?
Benden çok mu hoşlandın? diye sabaha kadar mesaj üzerine mesaj attı durdu ya da…
**
Esprili bir anekdotu ya da kurgu bir hikâyeyi okudunuz, hepimizin, her birimizin başına emsal durumlar gelmiştir, geniş açılı düşünüp hafızamızı karıştırdığımızda neler hatırladık değil mi? Metin de olduğu gibi küçük bir hayal kırıklığı ile atlattıklarımız en basit en kolay olanıdır. Dikkat çekmek istediğim ve üzerinde düşünmemiz gerekenler; doğru ve isabetli kestirememe hallerimiz çok daha büyük sorun ve sıkıntıların, altından kalkamayacağımız, kolay ve basit yolla telafi edemeyeceğimiz meselelerin müdahili olmamızı gerektirir ki, Anadolu tabiri ile “düşman başına” deriz.