FİLİZ BAHÇIVAN

Mersin'de 12 yaşındaki kız öğrencinin sınavdan düşük not aldığı için kendisiyle alay ettiğini öne sürdüğü yine 12 yaşındaki arkadaşı fatmanisa'yı okul tuvaletinde hortumla dövüp bıçaklayarak öldürdü.

Benzer bir haber daha.

Erzurum'da 13 yaşındaki kız öğrenci, başka bir kız öğrenciyi erkek meselesi yüzünden metruk bir binada öldüresiye dövdü. 

Her iki haber arasında sadece gün farkı var. Teneffüste kol kola gezip şarkılar söylemesi gereken kızlar bunlar. En azından bizim zamanımızda öyleydi. Yapıp yapabildiğimiz en kötü şey, dil çıkartmak ve hafifçe saç çekmek olurdu.

Tabii bugünün şartları ile o dönemin şartlarını kıyaslanamaz. Günümüzde sevgisizlik, ilgisizlik, mutsuzluk diz boyu. Tüm bunların sonucun da yaşananlar ortada. 

Peki, ebeveynler ya da eğitimciler bunun ne kadar farkında?

Akran zorbalığına maruz kalan çocukları aileleri nasıl anlar?

Akran zorbalığı uygulayan ve buna maruz kalan çocuklarla ilgili bilinmesi gerekenleri Uzman Psikolojik Danışman Gamze Atalan Yüksel ile konuştuk. 

--Merhaba kısaca sizi tanıyabilir miyiz?

Merhaba, Ben Gamze Atalan Yüksel. Lisansımı Psikolojik Danışma ve Rehberlik alanında Gazi Üniversitesi'nde, yüksek lisansımı aynı alanda Ankara Üniversitesi'nde tamamladım. 2014'ten beri Psikolojik Danışman olarak görev yapıyorum. Öğrencilik yıllarımdan itibaren çocuklarla ve aileleriyle çeşitli kurum ve okullarda severek çalıştım. Evli ve 1 çocuk annesiyim.

-- Okullarda Akran zorbalığı nedir?

Bir çocuğun diğerine uygulamış olduğu fiziksel, sözel ve duygusal şiddet içeren veya siber olarak gerçekleşen davranışların tümüne zorbalık diyoruz. Belirli bir olayı zorbalık olarak adlandırabilmemiz için bu davranış örüntülerinin bilerek ve isteyerek yapılmış olması, devamlılık göstermesi, aynı çocuğa yönelik olması ve aralarında bir güç dengesizliğin (fiziksel olarak, kuvvetçe veya yaşça üstünlük) olması gerekmektedir.

Okullarda Akran zorbalığı, tuvaletlerde, okul bahçesinde veya okulun boş alanları gibi denetimin görece zayıf olduğu alanlarda daha çok gerçekleşiyor. Zorla parasını veya eşyasını alma ve fiziksel şiddet uygulama gibi zorbalıklara daha çok erkek öğrenciler başvururken; gruptan dışlama, hakkında dedikodu çıkarma, alay etme ve utandırma gibi zorbalıklar ise kız öğrenciler arasında olmaktadır. 

Fiziki görünümüne ve cinsiyetine yönelik alaycı ifadeler, cinsel içerikli isim takma veya hitapta bulunma, rızası olmadan dokunma veya cinsel içerikli davranışları tehditle yaptırmaya çalışma gibi cinsel zorbalık davranışları da öğrenciler arasında çokça yaygınlaşmıştır. Uygun giyinme alanı olmayan okullarda beden eğitimi dersinden önce veya sonra öğrencilerin toplu bir şekilde kıyafet değiştirdiği zaman aralıklarında ve tuvaletlerde cinsel zorbalıkla karşılaşabiliyoruz.

"Çocukları özgür bırakmak istiyorum" "Çocukları özgür bırakmak istiyorum"

-- Zorbalığa uğrayan mağdur çocuğa hangi duygusal saldırılar uygulanıyor? 

Zorba, duygusal saldırı dışında başka yollar deniyor mu?

Zorbalığın çok geniş bir davranış yelpazesi var. Aslında her tür zorbalık çocuğu duygusal olarak etkiliyor; özgüvenini düşürüyor, kaygı, korku ve strese neden oluyor, sosyal ilişkileri zedeleniyor. Ancak çocuğun değişmesi mümkün olmayan fiziksel görünümüne, cinsiyetine, ırkına, sosyo-ekonomik durumuna veya özel ihtiyaçlarına yönelik yapılan saldırılar duygusal anlamda daha yıkıcı olabiliyor. Bununla birlikle sosyal, fiziksel, siber zorbalık da eş zamanlı olarak gerçekleşebiliyor.

-- Peki kim bu zorba çocuklar, tam olarak ne yapmaya çalıyorlar?

Bir çocuğu zorbalık yapmaya iten birçok sebep olabilir. Hatalı anne baba yaklaşımları, ev içi şiddete tanıklık etme, travma geçmişi, psikiyatrik bozukluklar olabileceği gibi grup içinde güç elde etme de sebepler arasında olabilir. Hatta kendisi de zorbalık mağduru olabilir.

Bu çocuklar başkalarının duygularını anlamakta zorlanabilirler. Hareketlerinin diğer çocuğu nasıl etkilediğini fark etmeyebilirler. Sosyal becerileri ve sosyal anlayışları zayıftır.

Zorbalık yaparak grup içerisinde hayranlık kazanarak yetersizlik hissini telafi etmeye, özgüven kazanmaya ve grubun dışında kalma endişesini bastırmaya çalışırlar. Genellikle de zorbalık sonucu kendilerine çıkar sağladıkları için zorbalık davranışını sürdürürler.

--Zorba mağduru neye göre belirliyor?

Zorbalığı tanımlarken zorba ve mağdur çocuk arasındaki güç eşitsizliğinden bahsetmiştik. Mağdur çocuk kendini koruyamayacak ve savunamayacak durumdadır. Bu iki türlü de olabilir. Hayır deme becerisi olmayan, pasif, çekingen ve sosyal ilişkileri zayıf olan çocuklar veya tam tersi tepkisel ve dürtü kontrolü zayıf çocuklar zorbalar tarafından kurban olarak seçilebilirler. İlk gruptaki çocuklar zorbanın davranışlarına karşı koyamadıkları için zorbalık döngüsünü sürdürürken ikinci gruptaki çocuklar tepkisellikleri sonucu zorbanın davranışlarını tetikleyebilirler. Ek olarak din, dil, ırk veya fiziksel görünüm olarak “farklı” çocuklar da risk altındadır.

-- Zorba, zorbaca davranışları için neden özellikle okulu seçiyor?

Okullar çok sayıda çocuğun bir arada olduğu eğitim kurumlarıdır. Farklı aile yapılarından gelen, farklı kişilik tiplerinde ve farklı yaşantılara sahip çocuklar aynı sınıf ortamında günün büyük bir bölümünü birlikte geçirirler. Eğer zorbalık akran grubu içerisinde statü kazanmakla ilgisiyle, okul ortamı bunu mümkün kılabilir. Bu durumda zorbalık grup içi, grup dışı şekilde ortaya çıkar. Yani zorba çevresinde bir grup oluşturabilirse kendini daha iyi, daha güçlü ve aidiyet duygusu içinde hisseder. Bu grup mantığı, sadece kimin grubun içinde olduğuyla değil aynı zamanda kimin dışarıda olduğuyla da tanımlanır. Böylece grubun kurulması ve güçlenmesi bazı çocukların dışlanmasına ve zorbalığa uğramasına neden olur. 

Daha önce bahsettiğimiz gibi özel ihtiyaçları olan veya sosyal ilişkileri zayıf çocuklar da sınıf içerisinde veya okul içerisinde kolay fark edilebildiği için zorbalar tarafından kurban olarak seçilebilirler. Statüye bağlı zorbalıkta, zorbalık yapmayan ancak seyirci olarak zorbalığa dolaylı katkıda bulunan çocuklar da zorbalığın okul içerisinde devam etmesinde etkendir.

-- Anne baba yaklaşımlarının ve tutumlarının, çocukların yetiştirilme tarzlarının zorba kişiler üzerinde bir etkisi var mı? Çocuklar, ailelerinden gördükleri şeyi mi öğreniyorlar?

Anne baba yaklaşımları çocuğun gelişiminde doğrudan bir etkiye sahiptir. Cezalandırıcı ve otoriter ebeveyn tutumu zorbalık davranışlarını tetikleyebilir.

Aynı zamanda ev kültürü de sosyal rol modelliği çerçevesinde önemli bir faktördür. Ebeveyn davranışları çocuk için her zaman belirli bir model sunar ve çocuk bu modeli ev dışında tüm ortamlara taşır. Evdeki bir çatışma bağırma, tartışma veya şiddetle çözülüyorsa, çocuk bunun kabul edilebilir davranış kalıbı olduğunu düşünebilir.

-- Bilgisayar oyunlarının, dizilerin, çizgi filmlerin zorba davranışlar üzerinde etkisi nedir?

Çocuklar taklitle öğrenirler. Şiddet içerikli oyunlar, diziler ve filmler maruz kaldıkları şiddet davranışlarını sosyal ortamlarında tekrar etmelerine sebep olabilir.

Çok uzun süreler kontrolsüzce ekran karşısında geçirilen vakitler öz-kontrolün ve dürtü denetiminin zayıflamasına yol açabilir. Ekran sürelerinin aşılması demek çocuğun yaratıcı oyundan, yeterli uykudan, doğru beslenmeden ve ebeveynle veya akranla geçirilen vakitten çalmak demektir. Bir çocuğun gelişimi için gerekli olan yeterli miktarda uyku, oyun ve sosyal etkileşim olmazsa zorbalık gibi yanlış davranış örüntüleri sergilenebilir.

--Mağdur çocuk sorununu anlatmıyorsa onun akran zorbalığına maruz kaldığını ailesi nasıl anlar?

Belirli bir neden yokken gerçekleşen yemek ve uyku düzenindeki değişmeler, depresif ve kaygılı duygu durum, okula gitmek istememe gibi işaretlere karşı tetikte olunmalıdır. Her zamankinden fazla para harcama, eşyaların kaybolması veya vücutta yara izleri de zorbalığın işaretleri olabilir. Bu gibi durumlarda arkadaşlıkları konusunda endişeler ve fark edilen olağandışı durumlar sakin bir şekilde çocukla konuşulmalıdır. Öğretmenlerle mutlaka iletişim halinde olunmalı, ders dışı zamanlarda kimlerle nasıl vakit geçirdiği bilgisi alınmalıdır.

-- Zorbalığa maruz kalan çocuk neden sınır koyamaz? Kendini nasıl savunabilir?

Zorbalık kurbanı çocuklar genellikle sosyal olarak önemsenmeyen veya reddedilmiş çocuklardır. Önemsemeyen çocuklar, sınıf içerisinde yok sayılırlar ve görmezden gelinirler. Bu çocuklar aslında arkadaş grubu içerisinde olmak isteyen duyarlı çocuklardır ancak bunu gösterecek güvene sahip değillerdir. Zorbalığa uğradıklarında bunu anlamlandıramayabilir ve kafa karışıklığı yaşayabilirler. Kendilerini suçlayabilirler. Dolayısıyla herhangi bir problemde arkadaşlarından veya öğretmenlerinden yardım isteme konusunda çekingen davranırlar.

Okul içerisinde herhangi bir probleme karışmadıkları ve dışarıdan uyumlu göründükleri için zorbalığa uğradıklarını fark etmek güç olabilir. Ebeveynleriyle veya öğretmenleriyle arkadaşlık sorunlarını paylaşması beklenmeden harekete geçilmelidir. Uzman yardımıyla birlikte problem çözme, duygu düzenleme ve çeşitli sosyal beceri eğitimleri verilmesi güven kazanmasına yardımcı olabilir.

Diğer risk grubu olan reddedilen çocuklarla (aktif olarak dışlanan, istenmeyen ve uzak durulan) ise duygu farkındalığı ve davranışların sonuçları hakkında konuşmak faydalı olacaktır.

-- Akran zorbalığının tedavisi var mıdır? Nasıl çözülür?

Herhangi bir zorbalık açığa çıktığında genellikle ilk eğilim zorbanın cezalandırılması yönünde oluyor. Ancak araştırmalar cezalandırıcı olmayan, empati aşılamaya ve ilişkiyi onarmaya yönelik yöntemlerin de etkili sonuçlar verdiğini göstermiştir. İlkokul ve ortaokul döneminde cezalandırma, empatik bir anlayış ve beceriler kazandırmadığı gibi mağdur açısından işleri daha da kötüleştirebilir. Sosyal ilişkileri ve nasıl verimli arkadaşlıklar kurulacağını anlama konusunda destek yararlı olabilir. Bu yaklaşımda önemli olan zorbalığın kabul edilebilir olmadığına dair çocuğa net bir mesaj vermektir.

Zorbalık türüne, şiddetine ve süresine bağlı olarak daha büyük çocuklarda beceri eğitimlerini yaptırımlarla birlikte kullanmak gibi çoklu müdahaleler daha etkili olabilir.

--Okullarda akran zorbalığıyla mücadele etmek için velilere ve Öğretmenlere ne görevler düşüyor?

Okul içerisinde zorbalıkla mücadelede okulun tüm birimlerinin ve tüm personelinin iş birliği içerisinde çalışması gereken net bir zorbalık karşıtı planı olması gerekiyor. Okul genelinde uygulanacak bu programda önleyici ve tepkisel yöntemler ayrı ayrı ele alınmalıdır. Önleyici bir politikayla olumlu bir okul atmosferi yaratılacak çocukların kendilerini güvende hissetmeleri ve okuldan keyif almaları sağlanır. Olumlu davranışlar teşvik edilir ve çatışmalar akran arabuluculuğu ile sosyal beceri temelinde öğretici şekilde çözülür. Zorbalıkla ilgili bilgi vermek, afişler hazırlamak, toplantılar düzenlemek zorbalığı önlemenin erken yollarıdır. Bir zorbalık olayı saptandığında ise uygulanacak olan disiplin yöntemleri ve beceri eğitimleri tepkisel yöntemleri içerir. Buna ek olarak öğretmenler zorbalık işaretlerine karşı tetikte olmalıdırlar. Popüler öğrencileri, grup halinde gezenleri veya yalnız olanları iyi gözlemlemek ve öğrencileri tanımak önemli. 

Nöbet görevinde okul bahçesi, tuvalet ve kuytu yerler gibi riskli mekânlarda daha dikkatli olunmalı.

Veliler açısından çocuğunun bir zorbalık olayına karıştığını öğrenmek can sıkıcı olabilir. Ancak ilk yapılması gereken çocuğu dinlemek ve bakış açısını anlamak olmalıdır. Mağdur çocuğa problemlerini kendisi çözmesi gerektiği, arkadaşlıkta bazen böyle şeylerin olabileceği, gidip aynı davranışı yapması gerektiği gibi söylemlerden uzak durulmalıdır. Okulla iletişim halinde olunmalı ve okul personeli bilgilendirilmelidir. Okul psikolojik danışmanıyla iş birliği içinde çalışarak çocuğu desteklemek olumlu sonuçlar verecektir. Destekleyici ve güven verici ilişkiyi sürdürmek kilit noktadır.