“Kahkahalar, Canım İnsanlarımıza Moral Olsun”

Maraş ve 10 ilimizde yaşanılan büyük depremin ardından, ülkece zor günler geçirdiğimiz bu dönemde bu şarkımın bir nebzede olsa içimize mutluluk serpsin istedim. Çalıkuşu şarkımdaki kahkahalar canım ülkemin güzel insanlarına gelsin, herkese moral olsun…

Nurcan Hanım merhaba 70’lı yıllarda Türk Sanat Müziği sanatçısı Güzide Kasacı’dan bildiğimiz Çalıkuşu şarkısını karşımıza çıkardınız. Yepyeni bir veriyonla 2023’e yakışır bir şarkı olmuş. Hayırlı olsun. Nasıl çıktı şarkı?

Çok teşekkür ederim Elif’ciğim. Şarkı, İstanbul dışında bir festivalde konserim vardı orada son dakika belediye başkanını ve yardımcısını sahneye alıp finali bu şarkı ile yapmıştım şarkıma onların da eşlik etmesini istemiştim. Belediye başkanı ve yardımcısı kahkaha kısmında özellikle eşlik edince seyirci de çok eğlenip eşlik etmişti. İnsanların özlerinde güzel bir tebessüm, içten, samimi sıcak bir gülümseme vardı. İşte O zaman kimseye de böyle belli etmeden içimden “Tamam ben bu şarkıyı yapar halkın da yüzünü güldürürüm” diye düşündüm ve böyle çıktım yola.

Şarkı ile ilgili ne söylersiniz, kimlerin emeği var?

En zor sorulardan bir tanesi. Bu bir ekip çalışması. Birinin ismini unuturum ve haksızlık ederim diye de korkuyorum şu an. Bestesi güftesi Yesari Asım Arsoy, düzenlemesi Fırat Özbaylar’a ait olan şarkının klibi Erkan Nas yönetmenliğinde Ömerli Sarıpınar’da çekildi. Emin Gülfidan çok kıymetli keman sanatçısı kendisi. Beni gerçekten çok teşvik etti ve Fırat Özbaylar ile tanışmamada da bir köprü oldu. Bu anlamda ona da çok teşekkür etmek isterim.  Onun dışında çok kıymetli sazlarla çalıştım. Yaylılarda İstanbul Strings ile çalıştık. Ritimde Mehmet Akatay, gitarda Caner Güneysu, ud da Ali Yılmaz, kanun da Yıldan Ergüzel, klarnette Ergün Şenlendirici, bunun dışında tabii Fırat Özbaylar çok kahrımı çekti.  Şarkıyı beğenmedik bir daha yaptık, beğenmedik bir daha bir daha… Derken benim için çok konforlu bir çalışma oldu.

Klip çekimi hakkında ne söylersiniz, nerede ve nasıl yapıldı?

Evet klip kısmı çok ilginç oldu benim için. 2022'nin aralık ayının 29. gününde çektik bu klibi. Yani aslında tam da böyle yeni yılın insanları sardığı bir dönemde çektik. Öncesinde tabii farklı yönetmenlerle bu projeyi konuştum ama Erkan Nas'la tanışınca karşılaşınca çok çabuk ikna oldum. Çünkü çok pimpirikli çok müşkülpesent birisi. Ben de öyleyimdir. Bu tarafımız tuttu. Çok titiz ve çok çalışkan gerçekten. Deniz Can Kutlu ve Erkan Nas’la bir toplantı yaptık. Hava durumuna baktık. Yılın zaten bir o günü biraz daha güneşliydi. Diğer günlere nazaran son iki güne nazaran. Hemen hazırlıklarımızı yaptık. Bir de arabamız var tabii. TRT'de bir dizide köfteci arabası olarak kullanılan turkuaz harika bir minibüs. Onu da çok beğendiler klipte. Hemen onu da bulduk ve Adess Otel de Sarıpınar Ömerli mevkiinde iki tane çok güzel bayanın işlettiği harika çok kaliteli bir mekanda klibimizi çektik. Hem iç hem dış mekan. Hem otelin odalarını hem de restaurant kısmını kullandık. İstanbul içerisinde çok nadide kalmış bir mekan. Sağ olsunlar bizi çok güzel ağırladılar. Böylelikle klibimizi çektik. Çok keyifli oldu bizim için. Çok güldük eğlendik. Zaten şarkı çok kahkahalı bir şarkı olduğu için emeği geçen herkese de çok teşekkür ederim.

Çalıkuşu deyince sizin aklınıza gelen ilk ne oluyor?

Çalıkuşu dendiğinde aklıma ilk ne geliyor? 1922'lerde Reşat Nuri Güntekin'in çok kıymetli romanı geliyor. Akabinde Güzide Kasacı'nın bir anekdotu vardır. Bayan kahkaha diye sahnede lanse edildiği dönemlerde seyirciler şöyle isteklerde bulunurmuş. Daha sahne başlamadan “Haydi bayan kahkaha bize kahkaha at” denirmiş. O da “Ben şimdi durduk yere neyin kahkahasına atayım” deyip kahkaha atmaya başlarmış. Bu anekdot geliyor. Tabii olmazsa olmaz Aydan Şener de geliyor.

Eskiden sevilen bir şarkıyı seslendirmek riskli mi sizce?

Bilinen bir şarkıyı kullanmanın artıları da eksileri de var. Artısından başlayayım. Artısı tabii insanların bilincinde, kulağında olduğu için daha çabuk benimseniyor şarkı. Eksisini gerçekten bu kısmı biraz ürkütücü. Tabii o şarkıyı ilk söyleyen kişi ve o şarkıyla özdeşleşmiş olan kişi ve sanatçı ile bir nevi mukayese de edilir oluyorsunuz. Yani başarısız bir proje yaptığınızda ilk halinin altına düşürmemeniz gerekiyor şarkıyı. Yani en az ilk söyleyen kadar kaliteli ve güzel okuyor olmanız lazım. O yüzden bu bir risk. Çünkü mukayese edilebilecek bir ölçüt var.

“Şarkımla Birlikte Ülkemizdeki Karabulutlar Dağılsın”

Yıllar sonra bu şarkıyla müzik severlerle buluşmanın heyecanını yaşayan Nurcan Başpınar, “Böyle bir şarkının bana emanet olması, çocukluğumdan gelmesi beni ayrı gururlandırıyor. Şarkımla birlikte Ülkemizdeki karabulutlar dağılsın, hepimize huzur getirsin, daha nice sürprizlerim var. Bu ilk merhaba deyişim ve devamı gelecek.” diyerek sinyallerini verdi.

Şarkı yeni olmasına rağmen dönüşler nasıl?

Şarkım çıktıktan bir gün sonra çok güzel teklifler aldım. Çok kaliteli mekanlardan teklifler geldi. Farklı projelerde sunuldu önüme. Ama seçici davranmak istiyorum bu konuda. Doğru işte doğru projede yer almak istiyorum. Bu anlamda çok seçici davranmam gerektiğinin de farkındayım. Bir tanesine sıcak bakıyorum şu an, değerlendiriyorum. O da farklı bir ülkede bir sanatçı arkadaşımla bir proje. Ümit ederim bunun da çok güzel haberlerini yakında sizinle paylaşırım.

“Çalıkuşu Nurcan'dan Göksel Arsoy'a Anlamlı Zıyaret”

Geçtiğimiz gün çıkarttığı Çalıkuşu adlı cover teklisi ile adından söz ettiren Nurcan Başpınar şarkının bestecisi Yesari Asım Arsoy’un yeğeni Yeşilçam’ın ünlü ismi Göksel Arsoy’u ziyaret etti. Yeşilçam’ın ünlü altın çocuğu Göksel Arsoy'a Çalıkuşu şarkısını dinleten sanatçı Nurcan Başpınar, Göksel Arsoy’dan tam puan aldı.

Şarkınızı Yeşilçam’ın altın çocuğu Göksel Arsoy'a dinletmişsiniz. Nasıl geçti o gün anlatır mısınız biraz?

Evet Yesari Asım Arsoy çok kıymetli bestekarın güzel yakışıklı Avrupai yeğeni Göksel Arsoy, Yeşilçam’ın da çok kıymetli ismidir. Altın çocuk diye de lanse edilip, toplum tarafından benimsenmiştir. Kendisiyle bir hukukumuz oluştu bu proje sayesinde. Sonra çok benimsedi, bana “Çalıkuşu” diyor. İsmim Nurcan demeyeceksin “Çalıkuşu diyeceksin” diyor. Bu projeyi konuştuk anlaştık el sıkıştıktan sonra bana, “Bu projeyi getireceksin sonra bana. Elinde boş gelme.” Ben de çok iyi börek yaptığımı söyleyince peynirli börek sevdiğini söyledi. Ben de peynirli böreğimi yaptım ve kendisine ziyarete gittim. Çok sevgili Soley Hanım da yanındaydı, çok keyifli bir aile ortamındaydık. Çok beğendi şarkıyı. Kaç saz eşlik ettiğini sordu. Kendisi de eskiden sahneye çıkmış bir solist olarak da detaylarla ilgilendi. Projeyi beğenmesi içine sinmesi beni de çok mutlu etti gerçekten onure olduğumu söyleyebilirim. Çünkü o dönemin her şeyi çok kaliteliydi yani o dönemin o kaliteli işlerine uygun yeni dönemde bir iş yapabilmek ve takdirlerini almak benim için çok kıymetli.

Peki Nurcan Hanım ben sizi tanıyalım istiyorum.  Türk Sanat Müziği sanatçısı olduğunuzu biliyorum. Biraz bahseder misiniz?

7 yaşından beri aslında Türk müziği söyleyen hatta ağır eserler söyleyen klasik Türk müzikçi bir ruhum var. Yıllarca bunun eğitimini de aldım. Hem üniversitede müzik eğitimi aldım hem çok kıymetli 100. Yılını da geride bıraktı. Üsküdar Musiki Cemiyeti’nde eğitim aldım. Şimdi TRT’nin çok kıymetli saz sanatçılarından Atilla Gündüz’den, Talat Er’den çok kıymetli Hüsnü Üstün hocamdan, Amir Ateş hocamdan birebir dersler de aldım. Hepsinin üzerimde emeği var. Tabi kök olarak Türk müzikçiyim. Türk Sanat müzikçiyim. Bunu da değiştirmeyi düşünmüyorum açıkçası. Türk müziği kemanı çalıyorum. Batı değil. 

Şarkı söylemek çocukluğunuzdan gelen bir hayaliniz miydi?

Hayır, çocukken sanatçı olayım şarkıcı olayım diye bir düşüncem ve hayalim hiç olmadı. Hemşire olmak isterdim çok ilginç. O zaman böyle hemşirelerin kıyafetleri çok güzeldi. Belki kız çocuğu olduğum için ilgimi çekiyordu. 7 yaşında aslında böyle tek kanallı dönemler ya da kanalların daha az sayıda olduğu dönemlerde çok klasik ağır eserleri televizyonda izlerken heceleri birleştirip kelime bulmaya çalışıyordum. Böyle bir oyun üretmiştim kendime. Çünkü biliyorsunuz usule makama göre yayılıyor Türk müziği eserleri. Ben de o heceleri birleştirip “A evet bunu diyormuş” diye bulmaca çözer gibi aslında başladım. Sonrasında da artık Türk müziği dinlemeden duramaz oldum. Böyle ilginç bir şekilde başladı aslında Türk müziği sevdam. Ortaokul civarlarında da yolda giderken okula giderken okul yolunda yani adımlarımı hep böyle farklı tempolarda atardım. Ya da ellerim şıklaştırdım. O zaman böyle şeflerin taklidini yapardım. Tabii büyüyünce ve bunun eğitimini alınca o zaman yaptığım şeyin bugün usul bulmak olduğunu öğrendim. İçinizde olunca derinlerde olunca bir yeteneğiniz olunca mutlaka saklayamıyorsunuz. Ve o gün yüzüne çıkıyor.

“Kesin Siyasetçi Olurdum”

“Eğer sanatçı olmasaydınız ne olmak isterdiniz?” sorusuna;Sanatçı olmasaydım kesinlikle siyasetin içerisinde olurdum. Bazen hatta duramıyorum. Siyasetin içerisinde olan çok kıymetli büyüklerim, ‘Hayır sen sanatçısın bir tık geride durman lazım. Her kitleye herkese hitap etmelisin’ diye baskıladıkları da oluyor. Kesinlikle politika yapardım, siyasetin içinde olurdum” dedi.

Günümüzdeki şarkıları nasıl buluyorsunuz?

Günümüzdeki şarkıları biraz cips paketine benzetiyorum. Dışı böyle çok janjanlı. Açtığınızda paketin böyle yarısı hava. Yarısı da çok zararlı yiyecek. Çok faydası da yok. Ben son dönemde çıkan şarkıların da akılda hafızada sadece belli bir süre kaldığı sonra yok olup gittiği kanaatindeyim. O yüzden tabii genellemiyorum ama son dönemdeki birçok şarkıyı cips paketine benzetiyorum. Dışları çok janjanlı onu söyleyebilirim.

Bu sıralar dinlediğiniz ilk 5 şarkı desem?

Evet, son günlerde dinlediğim “Bir tek ben anlarım” şarkısını seviyorum. Merve Özbey'i beğeniyorum. Mabel Matiz’i beğeniyorum. Sakiler’i beğeniyorum. Ama favorim Ayşegül Durukan. Ona da sevgiler olsun. Buradaki sanat hayatını bırakıp Amerika'ya yerleşti ama gerçekten ülkemiz için çok kıymetli bir ses. Ondan feyz aldığım çok oluyor.

Bir sanatçı olarak ülkemizdeki müzik camiasını şartlarını nasıl buluyorsunuz ve neyin değişmesini istersiniz?

YALIN 20. SANAT YILINI 40 BİN KİŞİYLE KUTLAYACAK YALIN 20. SANAT YILINI 40 BİN KİŞİYLE KUTLAYACAK

Camiayı nasıl görüyorum… Bir kere bizden çok önce sektöre adım atmış sanatçı büyüklerimizin, konservatuvarlı genç arkadaşlara olanak sağlayıp yollarını açmalarını isterdim. Ama maalesef bunu hiç büyük bizden öndeki sanatçı büyüklerimizden maalesef göremiyoruz. Bunu sitem olarak dile getirmiş olayım. Bunun değişmesini isterdim. Osmanlı'dan beri öz müziğimiz bizim Türk müziği. Makamlarla tedavi var diyebilirsiniz. Bunun bu kadar kıymetsiz hale gelmesi çok üzüyor beni bunun değişmesini isterdim.

Peki sosyal medya. Sosyal medyanın bu kadar hayatımızın içinde olması sizce ne kadar güzel?

Sosyal medya, bilim, teknoloji çok önemli tabii. Ticaret için çok önemli bir iş sahası olduğunu düşünüyorum. Birçok ülke ile iletişimde olabilmek bir ürünün fiyatına bakabilmek, araştırabilmek bilgiye erişebilmek çok kıymetli. Ama tabii ahlaki bir çöküntüde yaratıyor bu. Aileler üzerinde, yuvalar üzerinde, evlatlar üzerinde. Bu kısmı beni rahatsız ediyor. Onun dışında kesinlikle sosyal medya olmalı.  Doğru kullanmalıyız. Zarar vermeyecek şekilde değerlendirmemiz gerekiyor.

Gerçekleşecek olan yakın planlarınızda neler var?

Ay sonu gibi başka bir ülkedeki sanatçı dostumla bir araya geleceğiz. Farklı projemiz olacak. Akabinde Türk müziğinin daha ön plana çıkması anlamında daha fazla dinlenmesi anlamında farklı projeler gündeme getireceğim.

Çok yeni biliyorum fakat yeni bir şarkının planını yapıyor musunuz?

Olmaz mı? Tabii ki de çok güzel projeler aklımdalar. Bunları hayata geçirmek için de çalışıyorum bir taraftan. Bir taraftan da şarkımın dinlenmesini demlenmesini beklerken bir taraftan da yeni projeler için kolları sıvadım. Çok yakında tabii yeniden dinleyenlerimle bir arada olacağım.

Son olarak neler söylemek istersiniz?

Son olarak sözlerimi şöyle tamamlamış olayım. Ben proje için stüdyoya girdiğimde Taksim patlaması yaşandı. Ve içim kan ağlarken kahkahalar atıyordum. Şarkı çıktıktan sonra da büyük deprem gerçekleşti ve ülkece hala yaralarımızı sarıyoruz. Çok çok üzgünüm, güzel ülkem karanlık bir süreçten geçiyor. Ümit ederim bu şarkı ile birlikte yeniden yüzümüze tebessümler oluşur. Yeniden gülebiliriz, yeniden masalar kurup çaylar demleyip bir arada olabiliriz. Ümit ederim güneşin doğuşunu hep birlikte baharın gelişine hep birlikte umutla güzellikle yaşayabileceğimiz bir süreç artık geliyordur. Tek temennim bu. Ülkemde herkesin yüzünün güldüğü bir zaman dilimi olsun istiyorum…

RÖPORTAJ: ELİF HAYVALI