Gözümü dikmiş bana bakıyordu. “Minicik kara kum tanesi ıslanmış gözleri” ile boynundaki kılcal damarları ne kadar heyecanlansa da belirti vermeyeceğini bildiğim için, benim onu görmeye çalışmam boşunaydı. 

Biliyordum ki beklenti ile beraber doğru orantılı bir şekilde kılcal damarların izi belli olur.  

 

Beklentin yoksa ancak kum tanesi gözlerin ıslaklığı senin kâbusun veya sevincindir.

 

Senin ona vereceğin değer ancak senin onun gülüşünü koklaman ile mümkündür.

Gülmesi kokmayan kadını koklamadan güne başlayan insanların heybeti ancak; bir gölgenin yarattığı hazin sonunu yaşar. 

 

Çaresizliğin çaresi ‘minicik kara kum tanesi ıslanmış gözlerinden oluşan incileri’ hayatına dizip naifçe beyaz teninden dudaklarını tene dokundurup çekeceksin. 

Bilmelisin ki eğer öpersen sevda seni zehirler.

 

Zehirlenmeden yaşarsan eğer,

 

Bu tene dokunuş;

Kıymet dediğin terazinin  , yaşamak için norm kabul edileceğin “ümit kapındır.”

 

Kapıyı her çalışın serçenin toprağında yaşamı tırtıklamasının verdiği çabanın gücü gibidir.

Bu çaba her gün yaşam ile ölmek arasında yürüdüğümüz ince keskin bir gelecektir. 

Yara bere içinde fark etmeden sızlarız.

Kalabalık denen çamurlu çığlıklarda dostu da düşmanı da ayırt etmeye çalışırız. 

 

O kadar benzemişlerdir ki; ne bilimsel ne de yaşamsal deneyim ya da bakış açımızı anlatan deli dolu konuşmalar ayırt etmemizi sağlar.

Aslında  yönlendirmesi gereken ; “iç güdüdür ve kum tanesi gözlerdeki ıslaklığın  kalp atışını hızlandıran ritmidir.” 

 

Bu ritm “mutluluğu”çağrıştırır

“Oysa mutluluk en güçlü bağımlılığı öldürecek, bağımsızlık iksiridir.”

Yıllar yılları hiçbir zaman kovalamaz artık her şey sende durmuştur

Sende yaşar ve ölürüm

Bende ölür ve yaşarsın.

 

Çünkü bende de bir boz ayının iradesi var.

 

Sevdanın karasını kum tanesi gözlerinin bebeğinde ve  hayalinde besleyerek” boz ayı” gibi büyütürüm.

 

Boz ayıda bir sığırı bir vuruşta devirecek güç var ama gülüşü mutluluk kokanları türü boyunca sadece düşlerine konuk etmiş.

“Mutluluk kokanların” gözleri kum tanelerinden oluşmuş, sevdası ile terli ve buğuluymuş.

Boz ayıları sevin, kum tanesi ıslak gözler. 

Boz ayılar gülüşleri en iyi koklayan, hayalini kara sevdaya yatıran yiğitlerdir.

Mutludurlar.

Sevmeyebilirsiniz.

En derin saygıyı hak eden bir mutluluk sergilerler .

 

“Çünkü mutluluk en güçlü bağımlılığı öldürecek, bağımsızlık iksiridir.”

 

Saygıyla