Kitaplarından, yazmaya nasıl başladığından, şiir yazarken nelerden ilham aldığından ve bundan sonraki projelerinden konuştuğumuz, “Beni okuyanlara okuyucu demem hiçbir zaman, onlar benim yol arkadaşım, yoldaşım” diyen yazar MUSTAFA TURAY bugün sizlerle…

Hoş geldiniz Mustafa Bey, nasılsınız? Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?

Merhaba Yağmur Hanım. 1991 yılında Mardin’de doğdum. Pamukkale Üniversitesi Dış Ticaret, Anadolu Üniversitesi Kamu Yönetimi bölümlerini bitirdim. İstanbul Üniversitesi Radyo, Televizyon ve Sinema bölümünü okumaktayım. 2020 yılında Dorlion Yayınlarından Gök Gürültülü Sağanak Yaşam şiir kitabı, 2022 yılında Fihrist Yayınlarından Yelkovan Durağı şiir kitabım yayımlandı. Münzevi dergi, İhtilâl dergi, Edebiyatist dergi, Baykuş dergi, Değişik Çuvaldız dergi, 46’lık dergi, Naifçe dergi, Beşinci Mevsim dergi, Kapari dergi ve Mavi dergisinde şiir, deneme ve sinema yazılarım yayımlandı ve yayımlanmaya devam etmekte. Türkiye Yazarlar Birliği üyesi ve Kısa Film Yönetmenleri Derneği üyesiyim. Diyarbakır yaşamaktayım ve memur olarak çalışmaktayım.

Yazmaya nasıl başladınız? Sizi teşvik eden biri ya da bir olay oldu mu?

Yeşilçam'ın Altın Çocuğu: GÖKSEL ARSOY Yeşilçam'ın Altın Çocuğu: GÖKSEL ARSOY

Yazmaya sinemayı çok sevdiğim için sinema yazıları ve film analizleri ile başladım. Ardından kısa öyküler ve deneme yazılarına geçtim. Aslında hep şiir yazma ateşi içimde oldu lâkin şiir yazmak diğer türlere göre oldukça zordu bunun için çok çalıştım ve çabaladım. Beni şiir yazmaya teşvik eden insan küçük İskender oldu, onu çok seviyorum ve şiirdeki idolüm odur. Kendisiyle 2014 yılında tanışma şansına nail oldum, bu benim için oldukça mutluluk verici bir olaydı. İlk şiirimi de onun öldüğü gün yazmıştım zaten Yelkovan Durağı kitabımda yayımladım ‘’Matemli Dans’’ şiirimi. Şiir yazmak büyük bir duygu yoğunluğu gerektiren bir olaydır, üniversiteyi bitirdikten sonra artık kendi iç dünyama yönelip daha çok sorgulamaya başladım bazı şeyleri ve daha çok olgunlaştım diyebilirim. Oldukça duygusal biriyim ve bunu kusmak dışarı atmak kendimi ifade etmenin yolunun şiirden geçtiğinin farkına vardım. Şiir yazarak kendi iç dünyamı ve ruhumu doyuruyorum buda bana bir iç huzur ve mutluluk veriyor.

İlk şiir kitabınız “Gök Gürültülü Sağanak Yaşam” nasıl çıktı ortaya?

İlk kitabımın ortaya çıkışı aslında planlı bir şey değildi. Ben sadece kendi içimdekileri kâğıda dökmek ve bu yolla huzuru aramak peşindeydim. Zamanla yazdıklarım birikti ve karşıma dikilip artık zincirlerinden kurtulmak istediklerinin farkına vardım. Bunun için oldukça düşündüm ve aslında her insanın bir ölümsüz olma arzusu içinde olduğunun kanısına vardım. Bunun olması içinde ben öldükten sonra ardımda bir eser bırakmam gerekiyordu. Ben yok olduktan sonra kitabımı bir yerlerde görüp eline alıp okunması ve insanların ufak da olsa yüreklerine dokunması, o an adımı anmaları kadar muhteşem bir şey olacağını düşünmüyorum. Dediğim gibi şiirlerimi kitap çıkarma düşüncesiyle yazmamıştım lâkin bu düşünceden sonra artık onları kendi himayemden çıkarıp insanlara kavuşturmam ve kalplerine, ruhlarına ulaştırmam gerekiyordu. Zaten karar verdikten bir ay sonra kitap çıkmış oldu. Bu ani ve hızlı bir şekilde gelişti.

İsmi neden “Gök Gürültülü Sağanak Yaşam” oldu?

İlk kitabımın ismini aslında çok düşünmeden karar verdim çünkü hepsi gece vakti ve yağmurlu havalarda yazıldı hatta çoğu günlerde gök gürültüsü eşliğinde. En çok sevdiğim havalarda yazmak kendi yaşamımın bir yansıması olduğunu düşündüm ve isim böylece ortaya çıktı.

Şiirlerinizi yazarken nelerden ilham alırsınız?

İlham kaynağım tamamen kendi iç dünyam ve duygusal yoğunluğum. Nedendir bilmem ama gündüzleri hiç yazamam ve iyi güzel aşk cümleleri kuramam galiba bu benim şiir tarzıma ve yapıma göre değil. Bunu en iyi şekilde ifade edebilmek için küçük bir deneme yazısı yazmıştım galiba onu okuyunca ilham kaynağımı ve neden öyle yazdığım daha net anlaşılacaktır. ‘’Şiir yazanın sabit bir evi yoktur. Hep bir arayış içerisindedir. Elinde bir adres dolaşır durur. Bundandır ki hep kayboluş hali içerisindedir. Büyük bir boşlukta yerini saptamaya çalışır. Sanırım bu yüzden şairler mekânsızdır. Bir yerde sabit durup kök salmazlar, stabil değildirler. Tıpkı bir yolcu gibi sürekli seyahat halindedirler. Şair her daim kendi evini yaratır, yarattığı evi onun gölgesidir. O gölge sahiplendiği değerlerdir. Sahiplendiği değerleriyle beraber bir birey olmaktır. Şair öyle dışarıdan göründüğü gibi gizemli yahut çözülmesi zor bir varlık değildir. Sıradandır, olağandır, ne üstte ne de alçakta durandır. Sadece duygularının kölesidir hepsi bu. Sebepsizce canı yanar, acı çeker ve bundan oldukça haz duyar. Evet, bu doğru duyduğu acı haz onu yazmaya iter. Şairin evi de, cüzdanı da, yemeği de…  Kısacası her şeyi de bu hazdır. Şair hep evsizdir hiçbir şeyi yoktur. Benzetecek olursam uzay boşluğunda gibidir, o tek başına bir gezegendir. ‘’

İkinci şiir kitabınız “Yelkovan Durağı” var bir de. Ondan da bahsedebilir misiniz?

Yelkovan Durağı kitabım çıkalı bir hafta oldu şu an tüm kitap satan sitelerde mevcut. İlk kitabıma göre ister istemez ayakları daha sağlam yere basıyor. Daha güçlü şiirler daha sağlam mısralardan oluşuyor. Elli beş şiir var kitapta, ilkine göre şiir sayısını daha az tuttum. Okuyucuları etkileyeceğini düşünüyorum. İlk kitaba göre daha karanlık daha melankolik ve daha dik duruşlu, beğenileceğini umuyorum.

Yeni kitaplar gelmeye devam edecek mi? Yine şiir kitabı mı olacak yoksa okurlarınıza bir roman sürprizi de gelebilir mi?

Yelkovan Durağı yeni çıktı o yüzden acele etmeyeceğim biraz bunun tadını çıkarmak istiyorum. Evet tabi ki yeni kitaplar gelecek bu sefer bir deneme kitabı çıkarma düşüncem var lâkin bu uzun bir süreç olacaktır. Roman için henüz erken olduğunu düşünüyorum. Şiirden sonra deneme yazılarını seviyorum bundan dolayı sonraki amacım bir deneme kitabı çıkarmak.

Sizin örnek aldığınız ve sevdiğiniz şairler var mı?

Az önce de bahsettiğim gibi küçük İskender hayranıyım, onun yeri benim için apayrı. Nazım Hikmet, Orhan Veli, Cahit Sıktı Tarancı, Ahmed Arif’i çok severek okuyorum ve örnek alıyorum ve tabi ki ikinci yenicilerden Cemal Süreya, Edip Cansever, Turgut Uyar var aynı zamanda Özdemir Asaf tarzıma yakın oldukları için sürekli tekrar tekrar okuyorum. Büyük üstatlar benim için her zaman birer yol gösterici ve birer rehber.

Sohbetiniz için çok teşekkür ederim. Son olarak neler söylemek istersiniz?

Rica ederim, asıl ben teşekkür ederim, benim için bir keyifti.  Son olarak beni okuyanlara okuyucu demem hiçbir zaman onlar benim yol arkadaşım, yoldaşım. Onları çok seviyorum beni okudukları için benimle beraber bu yolda yürüdükleri için minnettarım. Diledikleri zaman bana ulaşabilirler, umuyorum ki ilerleyen zamanlar kitap fuarları olsun imza günleri olsun uzak yerlerdeki yol arkadaşlarımla tanışırım hepsini sevgi ile kucaklıyorum.