Siyasetimizde milletvekilliğinin görev mi, yoksa meslek mi olduğu zaman zaman tartışılmıştır. Halkın oylarıyla belirli dönemlerde seçilen ve kendisini seçenleri mecliste temsil eden, siyasi kimliği olan kişilere milletvekili denilmiştir. Bu görevini özgür iradesiyle, yasama dokumazlığı koruması altında yapar. Bağımsızlar dışındakiler bu görevi bağlı bulunduğu siyasi partisinin çatısı altında görevlerini yürütür. 

Milletvekili seçilebilmek için Anayasanın 76. maddesinde belirtilen özelliklere sahip olmalıdır. Bunların başında TC.vatandaşı olmak, 18 yaşını doldurmak, en az ilkokul mezunu, askerlik görevini yapmış olmak, kamu görevlerinden yasaklı olmamak, bir yıl ve üzeri hapis cezası almamış olmak gibi hükümler gelmektedir. Buradan da görüleceği gibi milletvekilinin üniversite eğitimi alması öngörülmemiştir. Bu da gösteriyor ki, milletvekilinin meslek sahibi olup olmaması önem taşımıyor.

Bizde milletvekili önce parti liderinin ve merkez yönetimin kararıyla seçilerek listeye konulur. Seçilmesi istenenlere listenin ön sıralarında yer verilir. Böyle olunca da insan elde olmadan düşünüyor; milletvekilini halk mı yoksa lider başta olmak üzere yönetim mi seçiyor?

Milletvekili seçildikten sonra kendi görüşüne göre değil de; lidere ve parti disiplinine uymak zorundadır. Onun dışında davranırsa ya disipline verilir ya da partiden ihraç edilir. Bunun örnekleri ülkemizdeki partilerde çok sayıda vardır. Bu yönden baktığımızda milletvekilliğinin birçok imkânları dışında hiçte kolay olmadığı görülür.

Milletvekilliğinin görev mi yoksa meslek mi olduğu konusuna dönelim.

Yurt dışında çalışmak isteyen bir doktor, mimar, mühendis, üniversite öğretim üyesi, marangoz,  demirci ve diğerleri meslek sahibi olduklarından kolayca iş bulma imkânları vardır. Ama eski bir milletvekili yabancı bir ülkede ben milletvekiliydim diyerek iş bulabilir mi?

Yasalar milletvekiline başta dokunulmazlık olmak üzere bazı haklar tanımıştır. Bunlara bakılınca milletvekilliğinin birçok olanakların sağlandığı bir görev olduğu görülür.  Ne kadar maaş aldıklarını tam olarak bilemiyorsam da söylenenlere göre 56.000 TL. Kendisinin ve ailesinin kamu veya özel sağlık kuruluşlarındaki harcamaları devlet tarafından karşılanıyor. Kısacası bir defa seçilen milletvekili kendisini ve ailesini ömür boyu garantiye almış oluyor. Milletvekilliği sona erdiğinde liderin veya yönetimin gözüne girmişse yine de sırtı yere gelmiyor. Pek ala bir yönetim kurulunda yer alabiliyor.

Yeri gelmişken bir çelişkiye değinmek isterim; Anayasa hukuk yönünden insanları eşit sayar. Ancak kamu veya özel kurumlarda 25-30 yıl hizmet gören, yaşı da dikkate alınanlarla dört yılda emekli olanlar arasında bir çelişki yok mu?

Bu nedenle milletvekili seçilmek; meslek olmamasına rağmen cazip bir görev niteliği taşıyor.