Şahsım nezdinde, Türk Milleti son yüzyılda iki büyük İslam bilgini yetiştirmiştir. 

Biri İstiklâl Marşı’mızın şairi Mehmet Akif Ersoy, diğeri ise Aydınlık Savaşçısı Yaşar Nuri Öztürk. 

27 Aralık Mehmet Akif Ersoy’un ebedi âleme intikal edişinin 84. yılıydı. Kendisini, büyük bir sevgi, saygı ve muhabbet ile yad ediyorum.

Her ikisinin de aziz ruhları şad, mekânları Hazret-i Peygamber’in yanı olsun.

Akif’in şu mısralarını dahi anladığımız vakit, ata dini ile Allah’ın indirdiği din arasına, büyük bir çizgi çekmiş oluruz:

“Ya açar Nazm-ı Celil'in, bakarız yaprağına; Yahut üfler geçeriz bir ölünün toprağına. İnmemiştir hele Kur'an, bunu hakkıyla bilin, Ne mezarlıkta okunmak, ne de fal bakmak için.”

Çağımızda ve geçmişimizde; Türk olup da Müslümanlığı inkâr edip, Müslüman olup da Türklüğü inkâr eden milli ve manevi şuurdan yoksun olanlara karşın, tüm değerlerine bağlı bir Türk, Kur’an Mümini bir Müslüman, ata dini mukallitliğine karşı savaş açmış, kulların uydurduğuna değil de Allah’ın indirdiğine iman edip, bu uğurda hayat yaşayıp, bedel ödemiş olan Mehmet Akif Ersoy ve Yaşar Nuri Öztürk’ü anladığımız vakit, çağlar ötesine geri dönüp, çağ atlayacağız demektir.

Eğer bu iki şahsiyetin fikirleri üzerine kafa yorulup, anlaşılsaydı, bugün ne başımızda FETÖ gibi bir bela, ne de düşünmeyi öteleyen cemaat ve tarikatlara, halk tarafından bu kadar itibar olurdu.

Maalesef ki günümüzde Kur’an diriler için değil, ölüler için indirilmiş bir ritüel gibi sunulmaktadır.

Hâlbuki Kur’an, ölüler için değil, diriler için indirilmiş bir hayat rehberidir.

Dirilere hadis, ölülere Kur’an okuyan bir toplum hâline gelmişiz.

Kulların uydurmuş olduğu dinde “namaz dinin direğidir” lâkin Allah’ın indirmiş olduğu dinde, adalet dinin direğidir. 

Bir Müslüman namaz kılmadığı vakit, şahsi bir günah işlemiş olur, ama bir Müslüman adaletsiz olduğu vakit, tüm Müslümanlar’ı zan altında bırakmış olur.

İslam; haksızlık, adaletsizlik ve cehalet karşısında, isyan bayrağı açmaktır. 

Bu bayrağı göndere çeken, Mehmet Akif Ersoy ve Yaşar Nuri Öztürk’ün manevi ruhlarını, saygı ile selâmlıyorum.

Selâm, sevgi ve muhabbet ile.