11 Aralık, Türk Milliyetçiliği Fikriyatı’nın en kallavi kalemlerinden ve kalemden öte şahsiyetlerinden biri olan, Hüseyin Nihal Atsız’ın vefatının, 46. yılı.

O Hüseyin Nihal Atsız ki Milliyetçi Hareket Partisi’nin efsanevi lideri Alparslan Türkeş’e hocalık etmiş bir şahsiyet.

O Hüseyin Nihal Atsız ki inançları uğruna öğrencisi Alparslan Türkeş ile tüm bağlarını koparmış bir şahsiyet.

O Hüseyin Nihal Atsız ki doğru bildikleri uğruna tek başına mücadele verip, siyaseti elinin tersi ile itmiş bir şahsiyet.

O Hüseyin Nihal Atsız ki tabutluklarda, işkencelerde; türlü zulümlere maruz kalmış, yine de yılmamış bir şahsiyet.

Şahsi kanaatim odur ki inanmış olduğu dava uğruna, siyaset ile arasına mesafe koyan, eğilmeyen, bükülmeyen, defaat ile sürgün yiyen merhum Atsız, şahsiyet ve omurgalı duruş olarak, bugün Türk Milliyetçileri’nin örnek alması gereken yegane şahsiyettir.

Siyaset, makam, para, pul ve şöhret uğruna türlü kılıklara girip, bulunduğu kabın şeklini alanlar bilmelidirler ki:

Gönüllerde taht kurabilmek için, dava adamı olabilmek için, şöhretin zirvesine çıkabilmek için, er kişi olarak anılabilmek için, doğruya yanlış, yanlışa doğru demenin lüzumu yoktur!

Adam gibi yaşayıp, adam gibi can vermek yeterlidir!

Ruhun şad olsun, Ruh Adam.

Selâm, sevgi ve muhabbet ile…