Zamaneler! Milenyum indigoları! Zehir gibiler! Farkındalıkları yüksek, bilinçleri uyanık geliyorlar dünyaya. Soruyor, sorguluyor, sınırlarını deniyor ve zorluyorlar. Üstelik son teknoloji de emirlerinde! Hal böyle olunca vay biz ebeveynlerin haline! İşimiz zor! Internet sağolsun. Forumlar, yorumlar, anında bulunuyor tüm sorulara uygun cevaplar. Tüm derdimiz biricik varlıklarımız olan evlatlarımıza yetmek, yetebilmek!

Öyle güzel alıyorlar ve öyle güzel depoluyorlar ki tüm bilgileri...  Sayısal zekaları da çok erken şekilleniyor. Ve sayılarla barışık yetişiyorlarsa  hayat boyu devam ediyor analitik kavrama güçleri. Onları sayılarla barıştırmanın en kolay yolu onlara matematiği sevdirmek! Nasıl mı? Çaktırmadan, önce oyunlarla, sonra matematik bilmeceleriyle, daha sonra da görsel ve interaktif etkinliklerle...  Yaşamımızın bir parçasıymış gibi. Ders gibi değil de hayatımızı her alanda kolaylaştıran yardımcı  bir araç gibi.

Düşünsenize rakamsız bir dünya nasıl olurdu? Telefon numaraları olmazdı, iletişim kuramazdık. Zamanı planlayamaz, program yapamazdık. Alışveriş de imkansız olurdu. Hangi tarihteyiz onu da bilemezdik.  Kaç kilometre hızla gidiyoruz, ne kadarlık  benzinimiz var, ne kadar sürede varacağız gibi hesaplamalarımız olamazdı. Ulaşım araçlarının rotaları olmadan seyahat etmek imkansız hale gelirdi. Hangi katta ineceğimizi bilemeden asansörü dahi kullanamazdık. İşte tüm bunları farketmek ve farkettirmek matematik başarısındaki anahtar kelime! Olabildiğince doğal, tıpkı nefes alır gibi!

Yani sadece türevden, integralden, Pascal üçgeninden, logaritmadan ibaret değil matematik! Rakamlarla başlayıp farklı şekillerde karşımıza çıkan çok renkli bir macera! Sayıların sihri sizlerle olsun. Sevgilerimle...