Yüz binleri aşan dinlenmesiyle her geçen gün dikkatleri daha da üzerine toplayan Burcu Durmaz çektiği klip ile de büyük beğeni kazandı.

 

Bizler de soft sesli opera sanatçısı Burcu Durmaz ile İstanbul Maslakta bulunan Steigenberger Otelde bir araya geldik. Elif Günay’ın bu haftaki konuğu olan güzel sanatçı şimdi sizlerle…

 

 

Merhaba Burcu Hanım. Tek şarkılık bir single albüm ile karşımıza çıktınız. Şarkıya “Hediye” dediniz ve hayatımıza bu güzel şarkıyı hediye ettiniz. Şarkı ile başlayalım istiyorum. Albüm nasıl oluştu?

 

Okuyucularınıza ve sizlere de merhaba Elif. Aslında albümün aşaması çok hızlı gelişti. 2- 3 ay içinde hemen hazırlandı. Sözü ve müziği bana ait bir şarkı. Piyano ile bir gecede çıkarttığım bir bestedir aslında. Eşim için yaptım diyebilirim. Buralara kadar geleceğini ve bir singleye dönüşeceğini düşünmemiştim. Albümün yapımcılığını da üstlenen Altuğ Akınsel bu şarkıyı dinleyince çok beğendi ve albüm olmasını istedi.

 

 

Şarkının sözleri sizin kaleminizden çıkmış. Nasıl bir hikayesi var?

 

Aslında şöyle söyleyebilirim. “Hediye” nin sözlerini bir gecede yazdım. Benim için buhranlı olan bir dönemde kalbimden dökülenlerin kalemle buluşmasıydı. Sonrasında hayatımı daha iyiye şekillendiren bir parça oldu, o yüzden adı hediye. Aslında benim çok bestem vardır ama birçoğunu hayata geçirmeyi tercih etmem. Çünkü popülarite değeri olan şarkı yerine alternatif parçalar yapmaktayım. Ama bu şarkı öyle bir çıktı ki aranjesi ile de çok güzel şekillendi. Hemen albüm yapmak istedik.

 

“Şarkı başlı başına sitemkarken çok iyi şeylere vesile oldu...”

 

 

31 Ekimde şarkının klibi çıktı.  Klip çekimleri nasıldı ve aldığınız tepkilerden memnun musunuz?

 

Dijital platformalarda yakın zamanda yerini aldı klibimiz. Daha çok yeni bir klip dün sabah uyanıp baktığımda 110.000 izlenmeyi bulduğunu gördüm. Bu çok mutluluk vericiydi. Aslında parça 14 Ekim’de  Hit Production etiketi ile dijital platformlarda yerini aldı. Parça ile birlikte klibin teaserını paylaştık. Geçtiğimiz hafta ise klibimiz yayınlandı. Klip, Çayırova’da bir günde çekildi. Keyifli bir çekim oldu. Klibin yönetmenliğini Altuğ Akınsel, görüntü yönetmeni ise Koray Erçelebi üstlendi. Gelen yorumlara göre beğenildiğini düşünüyorum ve yaptığımız işin beğenilmesi beni çok mutlu ediyor.

 

 

Birçok sanatçının vokalliğini yaptığınız doğru mu?

 

khet Duruya back vocal yapmışlığım var. Kıraç ile zamanında Bostancı Gösteri Merkezinde konserlerimiz olmuştu. Ayrıca Kıraç‘ında albümlerinde back vocallik yaptım. Fazıl Say’ın "Yeni Şarkılar" albümünde korist olarak yer aldım. Enbe Orkestrası’nda ise, Kuruçeşme kapanmadan önce Behzat Gerçeker büyük ekip ile çalışırdı, o ekipteydim. Şebnem Farah, Sezen Aksu ve Ajda Pekkan'ında içlerinde bulunduğu bu organizasyonda vardım. Onlarla da birçok iş yaptık.

 

Fazıl Say'ın Mart ayında çıkan "Yeni Şarkılar" albümünde de vokal - solist olarak yer aldığınızı biliyorum. Nasıldı o albüm süreci?

 

Fazıl Say’ın diğer albümlerine nazaran daha farklı çıkardığı bir albümüydü "Yeni Şarkılar" albümü. Orada korist solistlerdim aslında. Her parça çok özel şairlere ait şiirlerin Fazıl Say tarafından bestelenmesiyle hayata geçti. Onların hikayelerini anlatıyordu.  Albüme solist olarak söylediğim hem de koro ile katıldığım bölümler oldu. Çok keyifliydi. Zordu tabi, o kadar kişinin aynı stüdyoda bulunup albüm çıkarması kolay olmadı. Fakat Fazıl Say gibi bir ustanın albümünde bulunmaktan çok mutluyum.

 

 

Siz bir opera sanatçısısınız, opera ile yollarınız nasıl kesişti?

 

Her küçük çocuk gibi benimde şarkı söyleme sevdam vardı. Elime tarak alıp apartman boşluğunda şarkılar söylerdim. Babam piyanoyu çok sever ve çalardı. Müzik yaşamım aslında babamın bana nota çalıştırması ile başladı. Lise yıllarında Pera Güzel Sanatlarda flamenko gitar bölümünde eğitim gördüm. Ama istediğimin şarkı söylemek olduğunun farkına varınca şan bölümüne geçtim. Ardından Ezgi Kasapoğlu Pera Güzel Sanatlarda bana ders vermeye başladı. Sonrasında müzikallerde konser vermeye başladım. İlk konserimi AKMde okulumun düzenlediği konserde, müzikal söyleyerek verdim. Ardından, İtalyan Kültür Merkezinde, sahne yönetmenliğini Kerem Gökçerin yaptığı “Damdaki Kemancı” müzikalinde oynadığım “Hodel” rolüyle sahne deneyimimi arttırdım.

 

2005 yılında İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı Opera Bölümü’nü kazandım. 2 kere denedim 3.sünde kazandım. Müfit Bayraşa ve Ayşe Sezermandan şan; Murat Göksu ve Aytaç Manizadeden sahne eğitimi aldım. Okulla birlikte birçok konser, resital ve operada görev aldım. Çeşitli organizasyonlar çerçevesinde İş Sanat başta olmak üzere İstanbul Üniversitesi, Yakındoğu Üniversitesi, Boğaziçi Üniversitesi, Mersin Devlet Opera Balesi, Süreyya Operası gibi birçok yerde konser verdim. Pera Güzel Sanatlar tarafından düzenlenen Uluslarası Pera Piyano Festivaline üç sene üst üste solist olarak katıldım. Damdaki Kemancı, Carmen, Aşk İksiri, Die Opernprobe ve Dido&Aeneas eserlerinde başrol ve yan rollerde görev aldım.Son olarak 2013 yılında Çiğdem Erken ile “Sahnelerden Aşk Şarkıları”’nda ve Metin Arslan’ın yazıp yönettiği Straussun hayatını anlatan “Dansa Davet” adlı müzikalde yer aldım. Şimdilerde ise yeni albümümle POPa yöneldim.

 

 

Türkiye'de opera dinleyicilerini nasıl buluyorsunuz?

 

Aslında var Elif. Geçenlerde Süreyya Operası’na gittim. Bu işin Türkiyede bittiğine inanıyordum. Kendi kültürümüz olmadığı için bir yandan da saygı duyulması gerektiğini düşünüyorum. Sadece fuayede 7den 70e birçok insan vardı. Kimisi konservatuar öğrencisi kimisi hocasını ya da arkadaşını izlemeye gelmişti. Bu kadar kalabalığı görünce çok sevindim. Sanıyorum ki opera izleyicisi bitmiş değil, sadece en büyük sıkıntı alanın olmayışı. Opera tiyatro gibi özelleştirilemiyor maalesef. Oynatılacak mekan sıkıntısı olmasa özellikle gençlerin biz opera sanatçılarını yalnız bırakmayacaklarına eminim.

 

 

 

 

Her hangi bir ünlüyle yaşadığınız hikayeniz var mı desem ilk aklınıza ne gelir?

 

Bana en yakın olan ve müzikal hayatımda en önemli insanlardan Fazıl Say var. Hem hocam, hem arkadaşım, hem ağabeyim hem de hayatımda en önemli insan diyebilirim kendisi için. 31 Ağustos benim düğün tarihimdi Fazıl Say ile olacak konserimiz için düğünümü 5 Eylüle erteledim. Turneye çıkmam gerekiyordu onlarla birlikte, eşimde sağ olsun çok anlayışlı davrandı ve kabul etti. Konser akşamı bütün salon dolmuştu konsere 5 dk. kala beni odasına çağırdı ve bana bir kutu çıkarıp verdi “Bu senin düğün hediyen” dedi. Beklemediğim bir hediyeydi çok şaşırmıştım. Tebrik amaçlı bir altın almıştı. O günü unutmuyorum. Benim için çok önemli bir hediye oldu.

 

 

Evlisiniz ve sanatçı olup evli olmak nasıl bir duydu? Yürütebiliyor musunuz?

 

Evet, 1,5 yıllık evliyiz. Eşim benim hayatta gördüğüm en mükemmel adamdır. Bir Türk erkeği olarak o kadar anlayışlı ki, bir daha dünyaya gelsem yine eşimle evlenirim. Eşim şuan Bodrumda. Biz bodrumda yaşıyoruz. Ben bazen buraya işlerimi halletmeye gelmek ve burada bir kaç hafta geçirmek zorunda kalıyorum. Fakat bu aramızda sorun olmuyor. . İkimizde birbirimizin ne iş yaptığını biliyoruz ve saygı duyuyoruz. Sanırım bu evlilik olayı güven ve ne istediğini bilmekle alakalı. Ben evlenmeyi, düşünen biri değildim. Eşimde değildi. Biz bunu birlikte yapabiliriz diye düşündük. Çok şükür ki çok mutluyum.

 

 

"Başka biriyle asla evlenmezdim. Ben eşimle evleneceğim için evlenmeye karar verdim"

 

Peki çocuk?

 

Şimdilerde evliliğimizin çok başlangıcındayız. İkimizde çok istiyoruz. Ama biraz daha zamanı var diye düşünüyorum. Gökyüzüne bakan bir çocuk yetiştirmek istiyoruz. Eşimle Bodrumda güzel bir yaşam kurduk kendimize, biraz daha kendimizi toparlayınca çocuğumuz olsun istiyoruz.

 

 

 

“Ankaranın Dikmeni” dizisinde güzel bir rol aldınız nasıl gelişti o bölüm?

 

Dizide çalan arkadaşlar benim çok eski arkadaşlarım. “Dizide müzisyen olacaksın” dediler. Aslında birkaç dizi ve reklam oynamışlığım vardır. Kendi alanımı oynayabileceğim için çok sevindim. Gittik oraya rolün nasıl olacağını söylediler. Sevgili Bülent Parlak’ın doğaçlaması ile konsept o kadar doğal bir hal aldı ki çok keyifli anlar yaşadık. Hayatımda en keyif aldığım rol diyebilirim. Bir anda ortam güzelleşti. Eşimde “Ne oldu Şanzelize?” diye hala alay eder mesela :)

 

 

Sizin birçok yerde de oyunculuğunuz var bunun bir eğitimini mi aldınız?

 

Yok, hayır.  Özel bir oyunculuk dersi almadım. 17 yaşında Turkcellin bir kampanyasının fotoğraf yüzü olmuştum. İlk böyle başladı. Operada zorunlu oyunculuk derslerimiz vardı ben de bu sebeple bu işi hobi olarak yapıyordum.  Teklifler geldikçe de iş artmaya başladı. Bu işi alan olarak seçmediğim için üzerine eğitimler almadım çünkü ben sesimle ve müziğimle uğraşıyordum. Yine oluyor ve gidiyorum. Oyunculukla ilgili iddiam yok ama şimdilerde güzel bir projede komik bir karakter olarak oynamak isterim.

 

Yakın gelecekte ne tür projeleriniz olacak?

 

Şimdiler de “Hediye” single albümüm yeni çıktı. Onunla ilgili planlar yaptık ve o doğrultuda gidiyoruz. Aralık ayı için bir projemiz daha olacak onun görüşmeleri sürüyor. Ayrıca konserlerimiz var. Elimden geldiğince konserlere de gidiyorum. Onun haricinde ben eşimle Bodrum'da yaşıyorum. Orada dinleniyor İstanbula gelip çalışıyorum. Şimdilik bu kadar...

 

Son olarak okuyucularımıza neler söylemek istersiniz?

Ben POPtan biraz uzak ama aslında POP'a yakın, opera desen o da değil ama sesin ağır bastığı bir şarkı ile geldim. Farklı bir kitlenin çok beğeneceği fakat gençlerin de seveceği bir şarkı olduğunu düşünüyorum. Aldığım tepkiler çok güzel ama olumsuzunu da elbette kabul ediyorum. Şarkı çıktıktan sonra; “soft”, “çok güzel bir ses”, “sanki 90'lar müziği” ve “şarkı tekrar tekrar dinletiyor” gibi çok güzel yorumlar aldım. Bunlar benim olmasını istediğim donelerdi ve dedim ki, “benim mesajım doğru gitmiş ve ben mesajı doğru vermişim”. Ben şuna inanıyorum ki, kim ne derse desin bu dünya sevgi ve aşk üzerine kuruludur. Nasıl bir şeyi sevmeden yapamazsak müzik de aşksız söylenmez ya da dinlenmez. Bu albüm de yanımda olan başta ailem ve yakın dostlarım olmak üzere, albümün yapımcılığını üstlenen Hit Production ailesine, Altuğ Akınsel’e, basın danışmanlığımı üstelen ZB Medya&İletişim’den Batuhan Zümrüt ve Berk Şenöz’e çok teşekkür ederim. Ve tabiki sen ve tüm ekibinize de teşekkür ederim Elif.

 

 

 

 

 

Doğum tarihi: 29. 04. 1985

En sevdiği huyu: Enerjik olmak

En sevmediği huyu: sinirlendiğimde konuşmam

Uğurlu sayısı: 3

En sevdiği renk: Pembe

En sevdiği çizgi film: Jetgiller

En sevdiği söz: Hayat kısa, kuşlar uçuyor

 

 

 

 Röportaj: Elif GÜNAY