Bir günlükte olsa insanların saklılarında ki sıkıntılarına düşler kurup,hayallerinin gerçekleşmesini istedikleri bir rahatlama günü dür: Hıdrellez!

Çocukluğumuzdan hatırlarız;büyüklerimizin hazırlıklarını

ellerimizden tutup’’dilek dilemek için,gül ağaçlarını umutla doldurmayı.’’

Hızır karada dolaşırmış,İlyas ise denizlerin hakimiymiş.

Yıl boyunca biri karada diğeri denizde dolaşan iki yoldaş;bir gece karanlığında buluşup,tabiata can vermeye sözleşirler.

O gece 5 Mayısı 6 Mayısa bağlayan gecedir.

O gün yaza; “merhaba!’’ deme günüdür.

Su ile toprağın buluştuğu gündür.

Çiçeklerin, böceklerin, bahara koştuğu gündür.

Kelebek kanadında ki düşler, gökyüzüne yapılan duaların Hızır aleyhisselâm tarafından ulaştırılacağı manevi  rahatlama günüdür.

Doğanın dirildiği o gün ılık esintili yaz sevincidir.

Şansların açıldığı, dertlere derman arandığı, temiz kalpli insanların dileklerini kabul edeceğine inanıldığı Hıdrellez bütünüyle yeniden vücuda gelişi simgelemektedir. 

Celal Beydili, geniş kapsamda hazırladığı Türk Mitolojisi Ansiklopedik Sözlük adlı eserinde Hızır’dan şu şekilde bahsetmektedir: 

“Efsanelere göre karanlık dünyadaki ‘Dirilik Suyundan içip daimi yaşayan ve ölüp-diriltebilen doğayı sembol ize ederek ebediyetin göstergesiyle çevrilen mitolojik varlık.!’’

Orta Asya Türkleri ona ‘Kıdır’ derler. Onun adına ayrıca ‘Hızır Ata’denilir ve zor durumda çaresiz zamanlarda ondan yardım istenir.”

Türk mitolojisinde peygamber, evliya, ata gibi isimlerle anılan Hızır'ın önemli bir yeri vardır.

6 Mayıs gecesi gül ağacının dallarına kağıtlara yazılarak dilekler asılır veya bu dilekler denize atılır, ufak taşlarla gül ağacının altına istenilen dileğin şekli çizilir,yine gül ağacının dibine sembolik bir miktarda para konulur ve bir daha ki Hıdrelleze kadar bu para cüzdanda saklanır ki bereket ve bolluk eksik olmasın. 

Hızır'ın  monoteizmdeki (tek tanrılı dinler) yeri de oldukça eskilere dayanır.

Denir Hızır, ne yapacağı belli olmaz. Musibet getirebilir gibi görünse de olayın sonucunda mutlaka bir hayır bulunur.

 ‘Kul sıkışmayınca Hızır yetişmez’ sözü, bir kişinin başı sıkıştığında hiç beklemediği bir yerden gelen yardım sonucunda ‘Hızır gibi yetiştin’ türü deyişler hep Hızır'ın zor durumda kalanın imdadına yetişmesi bu yüzdendir.

Hıdrellez ismi Hızır ve İlyas Peygamber’in senede bir kez görüşmesinden dolayı kaynaklandığı söylenmektedir.

Hızır ve İlyas'ın kardeş olduğu da söylenir. Hızır'ın kendini belli etmedikçe tanınmasının olanaksız olduğu belirtilmektedir.

 …

Bütün dileklerin kabul olması dileğiyle; barış, sevgi insanlığın olsun. Herkese göre içinde gizlediği hüzünleri kırmızı bir gül ağacında kızarıp kaybolsun. Huzur dört bir yanımızı sarsın.