11 şehirde oluşan deprem ve sayısızca insanların bir anda yaşamlarının sonlandığı o gün 6 Şubat!

Yıllarca hatıralardan silinmeyecek o anlar…

Tüm ülke halkını derinden etkileyen enkaz altından beklenilen umutların çoğu umutsuz cansız bedenlerle yüzleşti.

Dünya ülkesinin duygularını etkileyen onlarca ulusların yardım için koştuğu on bir şehiri alabora eden afet;6 Şubat!!

Günler haftalar derken 40’ı da geçti..

Çoluk çocuk,yetişkin,maddi durumu iyi olan olmayan,herkesin yardım için koştuğu deprem bölgesindekiler adeta kıyamet gününü yaşadılar.

Şimdi ise herkes bir anda çekiliverdi.

’’Çünkü yaşam devam ediyor.’’

Bizler kaldığımız yerden devam ederken depremzedelerin önceleri yok,yarınlarının ise; ne olacağını bilmeden,yakınlarını,ailelerini kısacası kurulu yaşam düzenlerini kaybetmişler..

Çadır kentlerde yağmur,sel,çamur soğuk içinde yaşamak için çabalıyorlar.

Bağış kampanyaları yapıldı.

Canlı yayında onlarca telefon iletişimleri ve verilen bağış sözleri ne kadar yerine geldi, bilemiyoruz.

Kimileri vicdan azabı yaşadı,kimileri halkın gözü önünde reklam yada unutulan ismini hatırlatmak için canlı yayın telefonlarında duyarlılık gösterdi.

Hala yardım çağrıları yapılıyor.

‘’Depremzedelere battaniye,terlik,ısıtıcı gerekli.!’’

Peki;

Bu kadar toplanılan paralarla ihtiyaç diye anons edilenlerin bırakın kolisini nerdeyse sanayisi satın alınır.!

Ya bağış yapacaklar sadece isim duyurdu.

Yada bu paralar kuzu kuzu mevduatlarda uyuyor.!

Türkiye’nin dört tarafına dağılmış depremzedelerin; yakın akrabaları varsa doğup, büyüdükleri şehirlerini terk edebildiler.

Ya şehir içinden  çıkamayan,bulunduğu coğrafyadan başka yer bilmeyenler ise çadırlar diyarında eksik,yorgun,ezik yaşıyorlar…

Her birinde,

Travma,

Korku,

Endişe,

Kaygı bozuklukları,

Ve uykusuzluk…

Uykuya geçtiklerinde ise ‘’6 Şubat’’ kabusu rüyalarda…

Düne kadar hayat stresleriyle dolan bilinçaltları;fay hattı gibi yer değiştirerek kocaman dehşet kaygılarını içine çekmiş durumda.

İnsanlar düne kadar ;

‘’Meğerse ne kadar minik şeylere üzülüp,stresin ne kadar kolay bir şey olduğunu,boş şeylere ne çok üzülmüşüz,’’ diyorlar..

Kimisi kendisini suçlarken,

Kimisi ne günah işledim de;ailemi kaybettim.

Ben günahkarım.!

Ben iyi insan değilim iyi olsaydım ailem ölmezdi.

Diye bin bir sanrı içinde travmatik bir hayatta,yardım ve desteklerimize tutunmaya çalışıyorlar..

Çoğu insan en büyük insanlık görevini yaparken yardım ve destek ile;bazı ünlülerde özel kameramanlarıyla deprem bölgesine gidip unuttukları merhametlerinin yüksek dozunu göstermeye çalışıp,storylerini renklendirdiler.

Devlet yetkililerinden şu an için gerekli olanlar temin ediliyor.Bir şekilde barınma ve konaklama ile mücadeleye başladılar.

Depremzedeler artık bir “survivor” da…

Şimdi yalnızlar,şimdi daha çok üzgünler…

Bir defa yardım edenlerin rahatlığına dokunmak istiyorum.

’Survivor’ da bulunan depremzedelerin bir defalık değil en az iki yıl boyunca sürekli yardım ve desteklere ihtiyaçları var.,

Empati özelliğimizin devamlı açık kalması gerekiyor.

Özellikle şu an en çok ihtiyaçları olan;

Psikolojilerine iyi gelmek,travmalarını hafifletmek,onları unutmdığımızı önemsediğimizi hissettirmek.

Depremzedelerin bizim sevgi dolu,çıkarsız kalbimizle dayanışmamızı duyumsatmak..

Bunun için tüm psikolog,sosyolog ve pedagogların her bir depremzedeye zorunlu terapi uygulaması vazgeçilmez olmalı.!

Tüm Türk halkının,normal yaşamından sadece birkaç günü feda edip depremzedeleri unutmadıklarını,sevgi dolu yakınlarını onlara duyumsatmak,tatil keyiflerimizi erteleyip onlarla vakit geçirmek vazgeçilmemiz olmalı.

 Travma içindekileri unutmadığımızı başarabilirsek her birimiz insan gibi insan olduğumuz için kendimize saygıyı daha yerinde duyarız.!

Unutmayalım ki;

‘’Para’’ dan daha önemli kalplere,ruhlara dokunabilmektir.!’’