Ebedî âleme intikalinin Dördüncü Yılı Dolayısıyla
MEHMET TURGUT VE ESERLERİ
JAPON MUCİZESİ VE TÜRKİYE
Kitabın yazarı Mehmet Turgut, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 4 dönem milletvekilliği, 1965 yılında Suat Hayri Ürgüplü hükümetinde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı, 1980 öncesinde Süleyman Demirel hükümetinde, 1980 sonrasında Bülent Ulusu hükümetinde Sanayi ve Teknoloji Bakanı görevlerini üstlendi. 
Aynı zamanda dikkate değer bir fikir adamı olan yazar; Türkiye ile Japon Mucizesi’ni neden karşılaştırdığını şöyle ifâde ediyor: ‘Şakakları kırlaşmış Avrupa, maddî ve manevî büyük bir buhranın içindedir. İnsanları refaha düşkün hâle gelmiştir. Bu sebeple psikolojik şoka girmişlerdir. İnsanlarda rekabet hissi ve kalite üstünlüğü gibi unsurlar, eğitim sistemlerinden kalkmıştır. Üniversitelerinde öğrenci sayısı artmış fakat ilmî zihniyet ve üretkenlik bakımından yaşanan düşüş, utandırıcı durumdadır. Bu gerçekleri, aklı başında olan her Avrupalı görmekte ve kabul etmektedir. Avrupa’da yaşanan çöküntü, ABD’yi de etkilemektedir. Geleceğe hazırlanmak için Japonya ve Çin’i kendisine örnek almaktadır. Liderlik Japonya’nın eline geçmiştir. Japonya bu duruma; insanoğlunun manevî yönünün bulunduğunu ve bunun da ancak millî tarih, millî kültür, millî terbiye ve millî ruhla sağlanabileceğini görüp uygulamaya koyması sebebiyle erişmiştir. ‘Japon mucizesi’ denilen olgu, mutlaka incelenmelidir.’ 
Yazar, belirlemelerine şunları da ekliyor: Japonlar; geçmişe ve geçmişi yapan ecdada derin saygı duymaktadır. Devlete ve otoriteye sadakat vardır. Fertler kendilerini vatan için fedâ etmeye hazırdır. Japonlar; vatanı ve devleti aileden, aileyi kendi şahıslarından üstün ve önde tutmaktadırlar. Bu hasletleri sebebiyle Japon insanı kendine güvenmekte, geleceğe güvenle bakmaktadır. 
Biz ise kendimize batılı gözlerle bakıp kendimizi batılı ölçülerle değerlendirdik. Batıya da batılı gözlerle baktık, onu batılı ölçülerle değerlendirdik. Her şeyi batılı kaynaklardan aldığımız için, onlar gibi düşünmeyi, onlar gibi hareket etmeyi ve onların inandıklarına inanmayı mârifet saydık. Halbuki batılı, her şeye kendi gözüyle bakıyor. Her şeyi kendi ölçülerine göre değerlendiriyor. 
1984 yılında hazırlanan kitabın birinci baskısı 1985’te, ikinci baskısı 2001’de yapıldı. 16,3 X 23 santim ölçülerinde, 585 sayfalık kitap, 7 bölümden oluşuyor. 
Birinci bölümde Tokyo ve Kiyoto şehirleri,  Japonların ‘Yaşlı Gök Gürültüsü’ olarak andıkları Honda Fabrikalarının kurucusu Soichiro Honda ile Sony firmasının kurucusu Akio Morita anlatılıyor. Yazara göre bu iki şehir Japon sosyal hayatının, iki iş adamı ise Japon mucizesinin prototipleridir.    
‘Japonya ve Savaş’ başlıklı İkinci bölüm; Japonya’nın 1905 yılında Rusya ile 1937’de Çin ile 1939-1945 yılları arasında yaşanan İkinci Dünya Savaşı’nda ABD ile yapılan savaşlara ayrılmış. Japonya’daki kalkınma hareketlerinin gerçekleştirilmesi, bu savaşlara rağmen başarılmış ve ‘mucize’ olarak adlandırılmaya hak kazanmıştır. 
Üçüncü bölümde savaşın kayıtsız-şartsız teslim olmuş mağlubunun başlattığı kalkınma hamlesinin ilk adımları anlatılıyor, ana faktörler dikkatli bir mühendis zekâsıyla tahlil ediliyor. 
Dördüncü bölümde Uzakdoğu’daki hızlı gelişmeler, beşinci bölümde Osmanlı Devleti-Japonya ilişkileri, altıncı bölümde Türkiye ve batılılaşma konuları ele alınıyor. Bu bölümü; ‘örnek alınan konumundan örnek alan konumuna düşüşünün hazin hikâyesi’ olarak düşünmek mümkündür.  Yedinci ve son bölümde Türkiye ve Japonya ilişkileri değerlendiriliyor.
Yedinci ve son bölüm, bir trajedinin sosyolojik fotoğrafıdır: Japonlar endüstrileşme hareketlerine öncelik ve ağırlık verirken, Türkler batılılaşma yolunda geleceklerini karartmakla meşgul olmuşlardır. 
Mehmet Turgut’un satırlarında gerçekler, kaya katılığında değil, imbikten geçmiş ince bir nezâketle gözler önüne seriliyor ve çok daha tesirli oluyor.
TÜRKİYE İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARI: 
İstiklal Caddesi Meşelik Sokağı Nu: 2 Kat: 4 Beyoğlu, İstanbul (T. İş Bankası Parmakkapı Şubesi üzeri) 
Telefon: 0-212 252 39 91 Belgegeçer: 0.212-252 39 95 www.iskultur.com.tr  e-posta: [email protected]  
    
MEHMET TURGUT HAKKINDA…
Çok eski dostlarıyla ve bulunduğu görevler sebebiyle karşılaştığı vatandaşlarla daima ölçülü ve fakat samimi ilişkiler kurdu.  Hayatı boyunca çok önemli mevkilerde bulunmasına rağmen; ismi üzerine en küçük bir gölgenin düşürülmesine sebebiyet verecek davranışların dâima uzağında oldu. Siyasette ve devlet yönetiminde görev almayı düşünen herkesin örnek alması gereken fazilet timsali bir şahsiyetti. Dürüst, memleket ve millet haklarını koruyan, vatandaşlarının haksızlığa uğramasını önleyen çok üstün bir vazife anlayışına sâhipti. 
Kalbi ve aklı vatan ve millet sevgisiyle dolu, ömrünü hizmet uğruna sebil eden Mehmet Turgut; düşünen,  tahlil eden,  ulaştığı sonuçları; sohbetleriyle, konferanslarıyla, yazılarıyla ve kitaplarıyla millete sunan hizmet ehli bir insandı. O, inanmış bir aydındı. Etrafına hep ışık saçtı. Dürüst olmakla yetinmedi, dürüst insanlar yetiştirdi. 
Yazdığı, yayınladığı kitapların sayısı iki düzineye yakındır. Kitaplarında; devletimizin ve milletimizin daha mükemmel bir geleceğe erişebilmesi için önemli ipuçları verdi. Batıyı tanımadan, batının ve batılıların bulundukları yere nasıl geldiğini araştırıp öğrenmeden ve kendi değerlerimizden şüphe ederek uygulamaya koyduğumuz politikaların bizi getirmiş olduğu noktayı kılı kırk yararcasına tahlil ederek gözler önüne serdi.  Başlıca hedefi; geleceğin güçlü Türkiye’sinin oluşturulmasına katkıda bulunmaktı. Böyle bir Türkiye’nin ancak kendi millî ve mânevî değerlerimiz üzerinde yükselebileceğine inanıyordu. 
Siyasetle meşgul olduğu günlerde, yalnızca milletten ve devletten yana tavırlar takınması ve bu çizgiden mikron ölçüsünde bile ayrılmaması sebebiyle, mensubu bulunduğu partiye muhalif olan siyasî kadrolar tarafından da hep saygı ile anıldı. 
O; hizmetleri ile fazilet âbidesi olan örnek şahsiyeti ile daima saygı ve hayranlık dolu sevgilerle anılmaya devam edecek. Kilis 7 Aralık Üniversitesi’ne bağışladığı seçme eserlerden oluşan 6.000 ciltlik kütüphânesi ile de hizmet defteri hep açık olacak. Eserlerinden yararlananlar gönderecekleri Fâtihâlarla ruhunu şâd edecekler. 
KUŞBAKIŞI
18 NİSAN 1999 VE 3 KASIM 2002 GENEL SEÇİMLERİ DEĞERLENDİRMESİ 
Boğaziçi Yayınları arasında çıkan 13 X 19 santim ölçülerinde 227 sayfalık kitap, birinci hamur kâğıda basılıp, Mart 2003’te İkinci baskı olarak ilgilenenlerin istifâdesine sunuldu. 
Kitap; yarım yüzyıldır politikanın içindeki bir devlet adamının son iki milletvekili genel seçiminin dikkatle inceleyerek elde ettiği önemli sosyo-politik bulguları, Türk siyâset ve düşünce âleminin dikkatlerine sunmaktadır. 
Bu kitap aynı zamanda, ‘1946’dan buyana yapılan genel seçimler tarihi’ olarak da dikkat çekmektedir. Böyle bir kitabın 2 baskı yapması dikkat çekici bulunabilir. Asıl önemli olan; sonraki 10 yıl içerisinde yapılan her milletvekili genel seçimi öncesinde ve sonrasında yeniden basılmasını gerektirecek taleplerden mahrum kalmasıdır. Çünkü Mehmet Turgut; seçim sonuçlarını rakamlara dayalı olarak vermekle yetinmiyor, seçime katılan Demokratik Sol Parti (DSP)’nin ve Milliyetçi Hareket Partisi (MHP)’nin başarı sebeplerini, Fazilet Partisi (FP)’nin, Anavatan Partisi (ANAP)’ın, Doğruyol Partisi (DYP)’nin, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)’nin başarısızlık sebeplerini de tahlil ediyor. Ayrıca; milletvekili çıkartamamış olmasına rağmen; Kürt ırkçılığı temeli üzerine ve bölücü maksatlarla kurulmuş olan Halkın Demokrasi Partisi (HDP)’nin oylarının fazlalığına dikkat çekiliyor ve sebepleri irdeleniyor. Yazarın vardığı sonuç son derece isâbetlidir ve ders verici mâhiyettedir: ‘Üniter devletlerde; din, mezhep, ırk ve bölgecilik temeli üzerine kurulmuş partiler, uzun ömürlü ve başarılı olamazlar.’ Hatırlanırsa, HDP ve HADEP gibi partiler kapatılmış, Alevi vatandaşlarımızın oylarını alabilmek maksadıyla kurulan Birlik Partisi, TBMM’ne temsilci göndermeyi başarabilmiş olmasına rağmen, bir müddet sonra kapanmıştır. 
Mehmet Turgut; seçim sonuçlarını tahlil etmekle yetinmiyor, Türkiye Cumhuriyeti Devleti için ebed-müddet geçerli olacak prensiple vazediyor: 
1- Çoğunluğun dediğinin olacağını kabul etmek
2- Azınlığın haklarının korunacağını kabul etmek ve buna itina göstermek
3- Hiçbir kimseye; fikir ve fiil olarak zor kullanma hakkını tanımamak
4- Devletin hukuk devleti olduğuna inanmak ve hukuk devleti olarak kalmasını sağlamak.
Bu aynı zamanda ciddî devlet adamının ‘devlet’ kavramını târifidir. 
‘18 Nisan 1999 ve 3 Kasım 2002 Genel Seçimleri Değerlendirmesi’, siyâsete girmeyi düşünen, devlet adamı olmayı hedefleyen herkesin, seçimden önce en az bir defa, kendisine belirlediği hedefe ulaştıktan sonra da her gün okuması gereken bir başucu kitabıdır. 
ÇIKIŞ YOLU
12,5 X 19,5 santim ölçülerinde 355 sayfalık kitap, 1980 yılında İstanbul’da Yüksel Matbaası’nda basılmış, Tur Yayınları’nın 35 kitabı olarak okuyucuya sunulmuştur. 
Kitapta; dünyada ve Türkiye’mizde meydana gelen gelişme ve değişmelerle bunlara tesir eden faktörler ve içerisinde bulunduğumuz çıkmazlar ele alınmıştır. Yazar kitabını hazırlarken; ‘Türk politikasının son 30-40 yıllık tecrübesini doğru ve ciddî bir değerlendirmeye tâbi tutmadan, çektiğimiz sıkıntıları, içinde bulunduğumuz dar boğazları ve karşı karşıya kaldığımız problemleri anlamaya imkân olmadığı’ görüşünden yola çıkmıştır. 
Yazara göre; dünyada yaşanan hızlı gelişmeler ve değişmelerden Türkiye’nin etkilenmemesi mümkün değildi. Türkiye de gelişmiş ve değişmiştir. Ancak gelişme ve değişim sırasında iktidar gücü olmayan veya yalınkat iktidarların işbaşında bulunması, Türkiye’nin talihsizliği olmuştur. 
‘Ordu ve Politika’, ‘Türkiye’de Sol’, ‘Lider ve Politikacı’, ‘Milliyetçilik ve Demokrasi’ kitapta yer alan dikkat çekici bölümlerin başlıklarıdır. Son bölümün başlarında yer alan; ‘Gerek insanları toplum hâlinde kaynaştıran bağ olarak, gerek milletleri birtakım tehlikelere karşı veya kritik anlarda bir hedef etrafında toplayan güç olarak, gerekse kalkınma ve sistem değişiklikleri gibi zor ve karışık bâzı hareketlerin sarsıntısız bir şekilde yürütülmesinde dayanılacak temel olarak dinî ve millî duyguların önemi, her geçen gün biraz daha artmaktadır.’ Deniliyor. Bu cümleyi okuyup ta, ‘1944 Irkçılık-Turancılık Dâvâsı’nı, tek parti döneminde samîmi Müslümanların ‘irticacı’ suçlamasıyla nezârethânelerde işkenceye tâbi tuttuktan sonra suçsuz olduğu anlaşılarak serbest bırakılmalarını hatırlayanlar, Türkiye’nin neden sıkıntılar içerisinde zorlukla ilerlemeye çalıştığının sebebini de öğreniyorlar. Bu gerçekleri bilmeyenler ise günümüzde ‘her türlü milliyetçiliği’ ayaklarının altına alıyorlar. 
Mehmet Turgut’un, bir başka eserinde dediği gibi: ‘Okumuyorlar, bilmiyorlar…’   
DÖNE DÖNE DÜŞÜNMEK
Mehmet Turgut, bu eserinde de Türkiye’nin gerçekleri ve meseleleri üzerine düşünüyor, yazıyor. O’nun belli başlı şikâyeti, bâzı ‘aydınlarımızın’ veya kendilerini ‘ilerici aydın’ olarak görenlerin, Türkiye’nin ana meseleleri gündeme geldiği zaman, belli bir ölçüsüzlüğün veya değişik bir idraksizliğin içine girmeleridir. Onların bu durumlarının; Türkiye’mizi ve Türk insanını tanımadıklarını, memleketin ne durumda olduğunu göremediklerini, anlamadıklarını, öğrenmediklerini düşünmektedir. Tespiti şudur: aydın geçinenler; bizi politik bakımdan emeklemede, ekonomik bakımdan çok geride bırakmışlar, sosyal ve kültürel ölçüler bakımından da sömürge olmaktan kurtaramamışlardır. 
Kitapta, Türkiye’nin belli başlı problemleri ele alınarak dikkatleri bunlar üzerine çekmek ve herkesi düşündürmek istenmektedir. Problemlerin birbiri ile olan ve olmayan ilgileri, her problemin önündeki ve arkasındaki sebepler bu sebeplerin meydana getirdiği sonuçlar değerlendirilmekte ve sebep-sonuç ilişkileri değerlendirilmektedir. 
Ele alınan meseleler, konu başlıkları ile şöyledir: *20 Ekim 1991 Genel Seçimleri Öncesi ve Sonrasının Değerlendirilmesi, *Koalisyon Protokolü ve Demokrasi. *Doğu ve Güneydoğu’nun kalkınması, ‘Kürt Kimliği’ veya Kürtçe Konuşan Vatandaşlar ve Terör. *Doğu ve Güneydoğu kalkınması  *Kürt Kimliği, Terör ve PKK *Türkiye ve Yeni Cumhuriyetler
13,5 X 19,5 santim ölçülerinde 544 sayfalık kitap, 1993 yılında Boğaziçi Yayınları A.Ş. tarafından basılmış. 
TÜRKİYE’NİN GELECEĞİ
1971 yılında Ankara’da Ajans Türk Matbaası’nda, 13,5 X 19,5 santim ölçülerinde 393 sayfa olarak basıldı, Tur Yayınevi’nin 4’üncü, Araştırma Serisi’nin 2. kitabı olarak okuyucuya ulaştırıldı. 
8 sayfalık önsöz bölümünde yazar, üzerinde yaşadığımız vatanımızın milat öncesinden günümüze kadar olan tarihini özetledikten sonra Oğuz Kağan’ın vezirinin rüyasını anlatır. Rüya Oğuz Kağan’da Cihangirlik ideali oluşturur. Osman Gazi de farklı bir rüya görür. Her iki rüya da aynı şekilde yorumlanır. Türkiye Cumhuriyeti de aynı cihangirlik idealinin ürünüdür. Yazar soruyor: (Kitabın yazıldığı tarihe göre) Cumhuriyetin yaklaşık olarak 50. yılında genç neslin ideali ne olmalıdır? Kitap, bu sorunun cevabını bulmak ve bu cevaba göre neler yapılması gerektiğini ortaya koymak için yazılmıştır.  
Yapılması gerekenler araştırılırken; devlette idarî prensipler ve ekonomik yapı, Liberalizm, Sosyalizm, Komünizm, Nazizm, Faşizm ve milliyetçilik akımları, lider ve ekip münâsebetleri, politikada ahlak, cesâret ve yalan kavramları, kalkınmada halk, özel teşebbüs ve yabancı sermâye konuları üzerinde duruluyor. Son iki bölüm: ‘Türkiye’nin Yeri’, ‘Gençlik ve Gelecek’ başlıklarını taşıyor. ‘Gençlik ve Gelecek’ başlıklı bölümde gençlere altın kıymetinde tavsiyelerde bulunuluyor. 
SİYASETTEN KESİTLER
Bu kitap, ‘Siyasetten Portreler’ ve ‘Siyasetten Sahneler’ ismiyle hazırlanmış olan kitapların sonuncusudur. Bu serideki kitaplarda anlatılanlardan çıkarılacak sonuç şudur: Memleketimizde siyaset veya politika, sempati ve antipatilere göre yapılmaktadır. Hissî ölçülerin üzerine çıkıp, şahsî ihtirasları arkada bırakarak, kavram karışıklıklarından ve kelimelerin kavgasını yapmaktan kurtulamadığımız vurgulanmaktadır. Politik çatışma ve çekişmelerde hedef genel olarak hizmet yarışı yerine, belli makamların, belli güç kaynaklarının ve belli menfaatlerin ele geçirilmesi veya bölüşülmesi olmaktadır. 
Yazarın, derin tahlillerden sonra elde ettiği belirlemelerine göre; özellikle politikada son derece önemli kavram karışıklıklarının başında, cumhuriyet ve demokrasi kavramlarının tam bir şekilde ve incelikleri ile anlaşılamaması gelmektedir. Özellikle ‘laiklik’ kavramının târifinde ve uygulamasında mutabakat sağlanamaması dikkat çekilmektedir. 
Bir başka ilgi çekici belirleme ise şöyle özetlenebilir: ‘Tek adam olmaktan kurtulamamak, lider olamamak’
‘Siyasetten Kesitler’, özellikle politikaya hevesli genç nesillerin yararlanabileceği olaylarla doludur. 
13,5 X 19,5 santim ölçülerinde 332 sayfalık kitap, 1993 yılında Boğaziçi Yayınları A.Ş. tarafından okuyucuya sunuldu.