EBEDÎ ÂLEME İNTİKALİNİN 37. YILI VESİLESİYLE

ÜSTAD, SULTÂNÜ’Ş-ŞUARÂ / ŞÂİRLERİN SULTANI

NECİP FÂZIL KISAKÜREK’İN 

BÜTÜN ESERLERİ

(BEŞİNCİ BÖLÜM)

KÂTİBİM

 *Kâtibim. *Sen Bana Ölümü Yendirdin.

Necip Fazıl'ın, birçoğu film hâline getirilerek sinemalarda gösterilmiş bütün senaryo romanlarından ‘Kâtibim’ ve ‘Sen Bana Ölümü Yendirdin’ isimli eserleri bir arada... (112 sayfa)  

DEPREM (Çile)

Necip Fazıl'ın, birçoğu film hâline getirilerek sinemalarda gösterilmiş bütün senaryo romanlarından biri... (80 sayfa)

VİLLA SEMER

Necip Fazıl'ın, birçoğu film hâline getirilerek sinemalarda gösterilmiş bütün senaryo romanlarından biri… (80 sayfa)

VATAN ŞAİRİ NAMIK KEMÂL

Necip Fazıl'ın, birçoğu film hâline getirilerek sinemalarda gösterilmiş bütün senaryo romanlarından ‘Vatan Şairi Namık Kemâl’... (96 sayfa)

CANIM İSTANBUL 

 Necip Fazıl'ın, birçoğu film hâline getirilerek sinemalarda gösterilmiş bütün senaryo romanlarından biri daha: ‘Canım İstanbul’ (96 sayfa) 

UFUK ÇİZGİSİ

*Ufuk Çizgisi. *Son Tövbe.

Necip Fazıl'ın, birçoğu film hâline getirilerek sinemalarda gösterilmiş diğer senaryo romanlarından iki adedi… (112 sayfa) 

EN KÖTÜ PATRON

*En Kötü Patron. *Battal Gazi (Yarım kalmış)

Necip Fazıl'ın, birçoğu film hâline getirilerek sinemalarda gösterilmiş senaryo romanlarından  biri yarım kalmış iki tânesi daha… (96 sayfa) 

VATAN DOSTU SULTAN VAHİDÜDDİN

Eser, ismi vatan hainliğine çıkarılan Sultan Vahidüddin'i savunmak ve Milli Kurtuluş Hareketimin ilk defa onun tarafından düşünüldüğünü ve Mustafa Kemal'in bu maksatla Anadolu’ya gönderildiğini tespit gayesiyle yazılmıştır.

‘Sultan Vahidüddin’ kitabı, günlük bir gazetede (19.5.1968-26.8.1968) târihleri arasında tefrika edildikten sonra 1968, 1975 ve 1976 yıllarında yayınlanmış ve bu üç basımın 1. ve 3'üncüsü hakkında, Mustafa Kemal'e hakaret içerdiği iddiasıyla dâvâ açılmıştır. Eserin ilk basımıyla ilgili açılan cezâ dâvâsı, dosya Yargıtay incelemesindeyken çıkan Basın affı sebebiyle muameleden kaldırılmış; 3. basım sebebiyle açılan ceza dâvâsı ise, kitapta öne sürülen fikirler, Nutuk isimli esere aykırı olduğu için, kitabın toplatılmasına ve Necip Fazıl'ın 1,5 yıl hapse mahkûmiyetine karar verilmiştir. Kesinleşen mahkûmiyet kararı, Necip Fazıl'ın 25 Mayıs 1983 trihinde vefatı sebebiyle infaz edilememiştir.

Eserin 4. basımı, Mayıs 2012 târihinde yapılmıştır. (110 sayfa)

TİYATRO VE TESİRİ

Tiyatro'yu târihi bir perspektif içinde bütün yönleri ve tesiriyle izaha kavuşturan bu eser, ilk olarak 2 Nisan 1964 yılında Aydınlar Ocağı'nda konferans olarak verilmiştir. (64 sayfa)

İSTANBULA HASRET

Derleyen: Mehmed Kısakürek

Necip Fazıl'ın eser külliyatı içinde dağınık bir tarzda ve birçoğu henüz kitaplaşmamış ‘İstanbul'a dâir’ yazıları, Mehmed Kısakürek tarafından derlenerek ‘İstanbul’a Hasret’ başlığı altında kitaplaştırıImıştır.

Bu kitap, Necip Fazıl'ın târihî, fikrî, mimarî, idarî, etik ve estetik boyutlarıyla İstanbul'a bakışı olduğu kadar, büyük bir asâlet familyasına sâhip ve Saray etrafında teşekkül eden İstanbul aristokrasisine mensup bir aile ferdinin, yani Necip Fazıl'ın İstanbul sevdasına dâir düşünceleridir. (160 sayfa) 

YAHUDİLİK - MASONLUK - DÖNMELİK

Necip Fazıl'ın Büyük Doğu dergilerindeki, Bir millet ve memleket birlik ve bütünlüğünü güve gibi için için yiyen gizli kuvvetleri tanımak; onları ister isimlendirerek ister isimlendirmeyerek, fakat mutlaka kurmay sırlariyle teşhis etmek ve ruh vatanında nüfuz ve istilâ nahiyelerini fark etmek bakımından büyük kıymet ve ehemmiyetteki yazıları... (Yahudilik - Masonluk - Dönmelik) kitabında bütünleştirilmiştir. (200 sayfa) 

DİNİNİZİ ÖĞRENİNİZ

 ‘Dininizi Öğreniniz’ isimli kitap, Üstad Necip Fazıl'ın Büyük Doğu dergileri ve değişik gazetelerin Ramazan Sahifeleri'nde, husûsen gençler için kaleme aldığı din ve tasavvuf yazıları ile İslâm büyüklerinden yapmış olduğu sâdeleştirmeleri içermektedir. 

Kitap, 5 bölümden ibârettir. ‘Dininizi Öğreniniz’ başlığı altındaki Birinci Bölüm'de, itikat esasları ve amel bahislerine dâir bilgiler bulunmaktadır. İkinci Bölüm'de, İmam Âzam hazretlerine ait Fıkh-ı Ekber'in sâdeleştirmesi; Üçüncü Bölüm'de, Alevî ve Rafizilere Cevap; Dördüncü Bölüm'de, İmam Gazali'den Hikmetler; Beşinci Bölüm'de ise Hadîs-i Kutsi Mealleri vardır. (112 sayfa) 

VESİKALIK KONUŞUYOR

‘Vesikalar Konuşuyor’ isimli kitap, Üstâd Necip Fazıl'ın Büyük Doğu dergilerinde (Dedektif X Bir) imzasıyla yazdığı gizli kalmış yakın târihe ait büyük sansasyon doğuran ifşa niteliğindeki yazılarını içermektedir. Ayrıca Üstat'ın saf sanat ve tefekkür şatosunun mutfağına inerek nelere el atmak; mücâdele târihi içinde nerelere kadar uzanmak zorunda kaldığının da vesikası niteliğindedir. (400 sayfa) 

NASREDDIN HOCA

Ruhumuzu, târihimizi, daha nice şeyimizi yeniden keşfetmek borcunda olduğumuz gibi, bilindiği sanılan neler var ki, onları yeniden ele almak ve özlerine nüfuz etmek mecburiyetindeyiz. Bunların başında Nasredin Hoca gelir.’

 Necip Fazıl, bu kitabın birinci bölümünü teşkil eden ‘İzahlı Nasreddin Hoca Fıkraları’nı Tercüman gazetesinin 27 Ağustos - 22 Eylül 1976 târihleri arasındaki ‘Ramazan Sayfası’ içinde; ‘Gülebilsek’ ve ‘Ağlatan Mizah’ başlığı altındaki nükteleri ise Büyük Doğu Dergisi'nde yayınlamıştır. (96 sayfa.)

BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ

Nice sahte şeyh ve kalpazan âlimin ortalığı kapladığı ve müdafaasız safdilleri avladığı bir hengâmede, emin hüviyet ve şahsiyetlerden başka kimseyi bağrına basmayan, bu hususta gayet ince tefrik ölçülerine mâlik bulunan ve bilhassa din işinde en basit ayar ve kırat düşkünlüğüne bile tahammül etmeyen Büyük Doğu, O’nun yazılarını tereddütsüzce sütunlarına geçirerek, kendisine itimadını zımnen ilân etmiş bulunuyor.’

Said Nursi'nin kısa bir biyografisi ve ‘Risale-i Nur’dan sâdeleştirilmiş önemli bölümler... (88 sayfa) 

BÜYÜK DOĞU CEMİYETİ

28 Haziran 1949 târihinde seçimlere iştiraki mümkün bir ‘Parti’ hüviyetinde kurulan ve 26 Mayıs 1951'de kendini tasfiye mecbûriyetinde kalan Büyük Doğu Cemiyeti'nin kuruluşundan feshine kadar bütün mâcerasını, Büyük Doğu Dergisi'nin 1949-1951 devresinde ‘Cemiyet’ başlığı altındaki yazılardan tâkip etmek mümkündür. (232 sayfa)

********************************************************************************

SESLİ GÜRÜNTÜLÜ YAYINLAR 

 ÜSTAD- Belge Film. Senaryo - Yönetmen Mehmed Kısakürek. Büyük Doğu Prodüksiyon 90 Dakika/DVD-VCD Üstad Necip Fazıl Kısakürek'in kronolojik târihi bir seyir içinde fikir, ruh ve şahıs portresinin hususi çizgileri...

********************************************************************************

KENDİ SESİNDEN ŞİİRLER

Necip Fazıl Kısakürek Büyük Doğu Prodüksiyon / CD. Şiirler: Gençliğe Hitabe - Zindandan Mehmed'e Mektup - Destan - Sakarya Türküsü - Çile - Muhâsebe - Kaldırımlar 1-2-3 

********************************************************************************

KENDİ SESİNDEN HİTÂBELER - KONFERANSLAR

Necip Fazıl Kısakürek Büyük Doğu Prodüksiyon / 24 CD

Hitâbeler: Ayasofya Hitâbesi - Mehmet Âkıf Hitâbesi - Mehmedçik Hitâbesi.

Konferanslar: Tiyatro ve Tesiri - Komünist İhtilali - Dünyâ Bir İnkılap Bekliyor

Batı Tefekkürü ve İslam Tasavvufu - İman ve Aksiyon.

(Ekim 2016 baskı târihli Büyük Doğu Kataloğu’dan faydalanılmıştır.)

********************************************************************************

Necip Fâzıl Kısakürek hakkında dediler ki: 

Türk düşünce ve mücâdele hayatında, Necip Fâzıl’ın da, Osman Yüksel’in de önemli yerleri var. İnançları, imanları aynı, fakat yaradılışları farklı iki kalem. Necip Fâzıl eserleriyle ve açtığı mücâdele bayrağıyla Osman Yükselden elbette çok daha önde ve müessir. Fakat yüzde yüz beraber oldukları, aynı hassasiyet içinde yaşadıkları bir ortak vasıfları var: soylarına-soplarına büyük bağlılıkları, onların ortak taraflarıdır. İkisi de soy bakımından Türk’tür. İkisi de, yaşadıkları müddetçe Türklüğü, altından bir taç gibi başlarında taşımışlardır. Türkiye’de yaşayan ama başka başka soylardan gelen kimselerin varlıklarını, huzur içerisinde yaşamalarını Türk soyunun varlığında, Türk devletinin hükümranlığında görmüşlerdir. Hatta İslamiyet’e hizmette ve Allah’ın ismine lâyık olmakta, Türk soyunun en önde var olduğuna inanmışlardır. Kısacası her zaman Türklükleriyle övünmüşlerdir. 

Türklük konusunda, Necip Fâzıl, Osman Yükselden daha hassastır.

Önce, Necip Fâzıl’n büyük mürşidi, Abdülhakim Arvasi Hazretlerinin Türklük hakkındaki görüşlerini dikkatinize sunmak istiyorum. Abdülhakim Arvasi diyor ki:

-Ben Seyyid’im. Yâni, bu demektir ki Türk değilim. Ama yeryüzünde, bütün Türkler silinse de üç Türk kalsa, biri ben olurdum. İki Türk kalsa, gene biri ben olurdum. Son Türk kalsa da, o gene ben olurdum. Çünkü Türkler olmasa, bugünkü mânâda İslâmiyet de olmazdı.

Şu mısralar ve satırlar Necip Fâzıldaki Türklük ve Müslümanlık şuurunun mükemmel örneklerinden birkaçıdır:

Ne haçlı, ne Şaman Türk 

Müslüman Türk, Müslüman Türk

Ölümsüz kahraman Türk Yeni yurtta yaman Türk.

Her şey Türk’tür orada

Mekân Türk'tür zaman Türk!

* * *

Türk’ü iki şey bozdu: biri Bizans, biri Fars

‘Çatısı Türk evinin tünek olmaz baykuşa

Nedir, çilemiz nedir? Demokrasi mi hâşa

Tek maksat bu yollardan Türkü getirmek tuşa.

Ermeni, Kürt, Komünist bak şu sarmaş dolaşa 

Hürriyet, o bir ökse, uygarlık o bir maşa

Asırlık Garp plânı Türk ruhunda kargaşa.

Ayaklı kötürümler haydi kalkın marş marşa. 

Budur Türkün bağrından yükselen duâ arşa. 

* * *

*Biz gerçek Türk varlığının, Türk târihinin, Türk ruhunun, son ihtiyat akçesiyiz.

*Bu memlekette, gerçek milliyetçi ve mukaddesatçılar, Moskof suratından iğrendikleri kadar Amerikan biçiminden de tiksinirler.’

*Yanız ve yalnız Türk çocuğunun, Türk gencinin, Türk ihtiyarının, Türk kızının, Türk kadınının, Türkün, Türklüğün ve Türk vatanının madde ve ruh hakkını müdafaa eden biz, yalnız bezmek, dönmek, susmak şöyle dursun, tam şahlanmasının mevsimine, arife günü kadar yaklaşmış bulunuyoruz!’

*Nutuklarımı Türkçe söylüyorum, yarın öldüğüm zaman da, affımı Türkçe isteyeceğim!

Oğuz Çetinoğlu, Mehmet Şâdi Polat: Yavuz Bülent Bâkiler Kitabı. S: 49-51 Yakın Plan Yayınları, İstanbul 2016.

***

Necip Fâzıl kimse ile mukayese edilemez. O kimseye benzemeyen bir adam idi. Şerik kabul etmezdi. Kendisi ile uzun bir arkadaşlığımız var. Bu arkadaşlık alelâde düz bir arkadaşlık değildir. İnişli çıkışlı bir arkadaşlıktı. Necip Fâzıl farklı adamdı. Ne onun yükseldiği yere yükselebilirdiniz, ne düştüğü yere düşebilirdiniz... Sonuna kadar zirve, sonuna kadar derinlik... Necip Fâzıl o kişidir ki hakkında kolay kolay karar verilemez.. İnsanı hükümsüz bırakır. Necip Fâzıl noktasız, virgülsüz bir adamdı. Ne dur bilirdi, ne durak. Ondaki hayâta hükmetme hırsı sonsuzdu. Ölürken dahi yaşıyorum diye sesini yükseltecek bir adamdı. Mağlûbiyeti asla kabul etmezdi. Bir gün treni kaçırmış, öfkeli öfkeli gardan dönüyormuş: ‘Ne o üstad treni mi kaçardın?’ demişler; ‘Hayır’, demiş, ‘kovdum gitti!’ Necep Fâzıl böyle bir adamdı.

Osman Yüksel Sedengeçti: Ötüken Yeni Türk Ansiklapedisi. S: 1856. Ötüken Neşriyat, İstanbul 1985

***

Nesrinde, derinliğe yöneldiği kadar nükteye, kelime oyunlarına, kuvvetli mecaz buluşlarına bağlı bir anlatışı vardır. Üslûp yapma tasası, tedirgin mizacı ve düşünce yüklü muhtevâsı dolayısıyla rahat bir anlatışı Necip Fâzıl’ın nesrinde bulmak zordur. Bu nesirde aceleci, öfkeli, galeyanlı, ezici bir zekânın yükleri ve şaşırtıcı nükte fantezi kuvveti ön safı tutmaktadır. 

Hikâye ve oyunlarında bu tedirgin üslûptan sıyrılıp az çok rahatlaştığı ve bilhassa insan ruhlarındaki bunalış, hafakan, burkuntu ve zıtlıkları ustalıkla yazdığı görülmektedir. 

Hepsi de dramı andıran oyunlarında yüklü ve kesif bir düşüncenin çilesi hissedilir. Madde’den mânâya ve gerçek’ten ide’ye sık sık geçişler onda, bu eserlerde uzaktan bir İbsen havası sezilir. Çağdaş insanın istırapları, iman ve imansızlık buhranlarını kudretle ele alan bu oyunlarda Allah, fazilet, inanç temlerini kudretle işlemektedir. Ruh doyurucu yücelik, İslâm’da yüceliş. Türk târihinden süzülmüş destan ve hikmet Necip Fâzıl’ın bütün şiir ve eserlerinde O’nu ayırt eden ve belirten özelliklerdir.  

Ahmet Kabaklı: Türk Edebiyatı. C: 3, s: 545, Türk Edebiyatı Vakfı Yayınları, İstanbul 1997.

(BEŞİNCİ BÖLÜMÜN SONU / DEVAM EDECEK)