(VEFATININ BİRİNCİ YIL DÖNÜMÜNDE)

ŞEYH-ÜL MÜVERRİHÎN Prof. Dr. HALİL İNALCIK                                                                                                                                                         

TÂRİHİN KUTUP YILDIZI

Bir milletin, milletler câmiasında mümtaz bir mevkiye sâhip olmasında,  o milletin yetiştirdiği büyük ilim, fikir ve müsbet mânâda aksiyon adamlarının mühim bir yerinin olduğu muhakkaktır. Diğer taraftan bir milletin varlık gücü, kendi târihi hakkındaki bilgi ve şuuru ile doğru orantılıdır. Türk târihi; kısmen de olsa, siyâsî mülâhazalarla yazıldığından ve zaman içerisinde aynı mülâhazalarla değiştirildiğinden hakîkatleri yeteri kadar yansıtamamaktadır. Yakın zamanlara kadar da Türkiye’de târih ve târihçilik yeteri kadar alaka ve destek görmüyordu. Onun içindir ki ‘Türkler târih yaparlar fakat târih yazmazlar’ sözü sıkça kullanılır olmuştur. Buna rağmen ilmine, dürüstlüğüne, geniş bir kütlenin îtibar ettiği târihçilerimiz de olmuştur. Yakın târihimizde bu grupta yer alabilen târihçilerimizden biri  Prof. Dr. Halil İnalcık’tır. Türkiye Cumhuriyeti’nin yetiştirdiği müstesnâ bir şahsiyet olan Prof. İnalcık, Türk târihçiliğinin yüz akıdır. 

Elbette saygı ile hatırlayacağımız çok sayıda mühim târihçilerimiz vardır. Birkaçını hatırlamak gerekirse; (alfabetik sıra ile) Ahmet Cevdet Paşa, Bahattin Ögel, Faruk Sümer, Hakkı Dursun Yıldız, Hüseyin Nihal Atsız, İbrahim Kafesoğlu, İsmet Miroğlu, Mehmet Altay Köymen, Mübahat Kütükoğlu, Osman Turan, Yılmaz Öztuna, Zeki Velidi Togan ve Ziya Nur Aksun isimleri sayılabilir.  

Halil İnalcık Hoca, bitip tükenmeyen bir çalışma azmiyle ve yüz yaşına, günler itibâriyle çak az bir zaman dilimi kaldığı yıllarda bile ilim hayatını devam ettirmiş çok kıymetli eserler vermiştir.  Prof. İnalcık, ‘Türk târihi en çok tahrif edilmiş, bozulmuş bir târihtir. Özellikle Osmanlıların sosyal târihini baştan aşağı yeniden yazmak gerekir.’ Diyor ve bu yanlışlığı, eksikliği gidermeye çalışıyordu. 

Ömrünü Osmanlıların sosyal ve kültürel târihini baştan sona kadar yeniden yazmaya adamıştı. Kendine has inceleme tahlil ve yorumlarıyla ve çok titiz bir çalışma ile ‘güvenilir târihçi’ unvanını hak etmişti.  Osmanlı târihinin günümüzdeki en seçkin yazarıdır. ‘Benim Cumartesim, pazarım, akşamım, sabahım ve bayramım yoktur. Büyük bir devletin târihini yazıyorum, başka türlü bu vazifemi îfa edemem.’ Diyordu. Kendisini târih ilmine adamıştı. Hayatının hiçbir döneminde, dekanlık, rektörlük gibi idârî görevlere tâlip olmadı. Kendisine yapılan teklifleri reddetti. Politikayla alakadar olmadı, milletvekilliği istemedi. O’nun hedefi, Türkiye’de ve bulunduğu batılı ülkelerde kendisi gibi, ilim haysiyetine sâhip târihçiler yetiştirmekti. Kendisini ilme adamış, yüzlerce makale ve pek çok kitap yazarak îtibar gören bir şöhret olmuştu. 

Prof. Dr. Halil İnalcık,  târih ilmi üzerinde çok hassas inceleme çalışmaları yapmasına rağmen, bu güne kadar kendisi hakkında ciddî ve derinlemesine bir çalışma yapılmamıştır. Biz, dirilerinden çok ölülerine saygı duyan bir milletiz. Ümit edilir ki, İnalcık Hoca’nın ebedî âleme intikalinin birinci yıldönümünde milletimiz ve ilim hayatımız üzerindeki hakkını ödeyecek eserler gün yüzüne çıkar. 

OĞUZ ÇETİNOĞLU

HAYAT HİKÂYESİ:  

25 Temmuz 2016 târihinde, 100 yaşına basmaya 44 gün kala Ankara’da ebedî âleme intikal eden Prof. Dr. Halil İnalcık, 7 Eylül 1917 târihinde İstanbul’da dünyaya geldi. Aslen Kırım Türklerinden olan aile büyükleri 1924 yılında Ankara’ya yerleşti. Orta tahsilini 1931’de Ankara’da Gazi Muallim Mektebi'nde tamamladıktan sonra Balıkesir Necati Bey Muallim Mektebi'nde lise tahsiline devam etti. 1936 yılında Ankara Üniversitesi Dil ve Târih-Coğrafya Fakültesi Yeni Çağ Târihi bölümünde yüksek öğrenimine başladı. 1940 yılında mezun olduktan sonra fakültede asistan olarak kaldı. 

1947’te Türk Târih Kurumu üyeliğine seçildi. 1949 yılında burslu olarak İngiltere’de eğitimine devam etti, 1951’de Türkiye’ye döndü. Osmanlı hukuku ve sosyal hayatı üzerine çalışmalar yaptı.

Profesörlük unvanını ‘Viyana Bozgunu Yıllarında Osmanlı-Kırım İşbirliği’ başlıklı çalışması ile 1952 yılında elde etti. 1956-1957 yıllarında Harvard Üniversitesi’nde araştırmalar yaptı. 1972’de Ankara Üniversitesi Dil ve Târih-Coğrafya Fakültesi’nden emekli olunca, Chicago Üniversitesi tarafından dâvet edildi ve 15 yıl Amerika’da öğrenci yetiştirdi. 1978’de Princeton Üniversitesinde düzenlenen ‘Osmanlı Devleti’nde Millet Sistemi’ mevzulu kongrede aynı adı taşıyan bildirisini sundu. Bu bildiri ile akademik dünyanın ilgisinin Osmanlı târihine çekilmesini sağladı. ABD’de ve İngiltere’de birçok üniversitenin ilim kurullarından dâvet aldı. 15 yerli ve yabacı üniversite kendisine ‘fahri doktor’ unvanı verdi. Türkiye Bilimler Akademisi Şeref Üyesi, American Academy of Arts and Asciences, Sırp, Arnavut akademileri O’nu bilim kurullarına danışman seçti. American Historical Association Şeref Üyesi oldu. UNESCO’nun ‘Uygarlık Târihi’ adlı altı ciltlik kitabının beşinci cildini Peter Burke ile birlikte yazdı. 1991’de Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı tarafından Yüksek Hizmet Madalya ve Diploması’na layık görüldü.1992’de Bilkent Üniversitesi tarafından Târih Kürsüsü’nü kurmak üzere dâvet edildi. Çok iyi seviyede Osmanlı Türkçesi, iyi derecede; İngilizce, Fransızca, Almanca, orta derecede de; Arapça, Farsça ve İtalyanca biliyordu. 1999 yılında Cambridge'de bulunan Milletlerarası Biyografi Merkezi tarafından dünyada sosyal bilimler alanında sayılı 2000 bilim adamı arasında yer aldı. 2002 yılında Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Sanat Büyük Armağanı ile taltif edildi. 2012’de Türksoy şeref madalyası verildi. 

‘International Association for Social and Economic History of Turkey’ isimli milletlerarası sivil toplum teşkilatının kuruluşuna öncülük etti. Bu teşkilat, birincisi 1977'de Hacettepe Üniversitesi'nde olmak üzere 11 milletlerarası kongrenin toplanmasına öncülük etti.

Prof. İnalcık, Osmanlı-Türk târihi hakkında yaptığı araştırmalarla elde ettiği yeni bilgi ve belgeleri ilmî araştırmalar yapacak kişilerin istifâdesine sundu. 2003 yılında Bilkent Üniversitesi’nde ‘Halil İnalcık Center for Ottoman Studies’ adlı bir merkez kurdu. Yıllardan beri çeşitli arşivlerden topladığı belge ve defterlerin kopyalarını, yarım kalmış araştırma metinlerini, 1000’den fazla ayrıbasımı ve diğer materyalleri bu merkeze bağışladı

Hayatının ve târihçiliğinin anlataldığı ‘Târihçilerin Kutbu Halil İnalcıkisimli söyleşi kitabı Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları'ndan 2005 yılında yayımlanmıştır.

Prof. Dr. Halil İnalcık, İstanbul'da Osmanlı Devleti döneminde protokol mezarlığı olan Fatih Camii haziresine defnedildi. 

Başlıca eserleri:

*The Ottoman Empire, The Classical Age, 1300-1600: (Londra 1974), *Studies in Ottoman social and economic history: (Londra 1985), *The Middle East and the Balkans under the Ottoman Empire: (Bloomington 1993), *Süleyman the second and his time: (İstanbul 1993), *An Economic and Social History of the Ottoman Empire (Donald Quataert ile birlikte): (Cambridge 1994), *From empire to republic: essays on Ottoman and Turkish social history: İstanbul 1995), *Sources and studies on the Ottoman Black Sea: (Cambridge 1995), *History of Humanity (editor, Peter Burke ile birlikte): (1999), *Ottoman Civilization (Günsel Renda ile birlikte): (Ankara 2003), *Essays in Ottoman History: (Eren Yayıncılık), *Fatih Devri Üzerinde Tetkikler ve Vesikalar: (Ankara 1954), *Osmanlı'da Devlet, Hukuk, Adalet: (Eren Yayıncılık 2000), *Osmanlı İmparatorluğu'nun Ekonomik ve Sosyal Târihi Cilt 1 /1300-1600: (Eren Yayıncılık, Prof. Dr. Donald Quataert ile 2001), *Osmanlı İmparatorluğu'nun Ekonomik ve Sosyal Târihi Cilt 2 / 1600-1914: (Eren Yayıncılık 2004), *Osmanlı İmparatorluğu - Toplum ve Ekonomi: (Eren Yayıncılık, 2. Baskı 1996), *Osmanlı İmparatorluğu Klasik Çağ (1300-1600): (Yapı Kredi Yayınları 2003), *Tanzimat ve Bulgar Meselesi: (Eren Yayıncılık), *ABD Târihi, Allan Nevins/Henry Steele Commager’den Tercüme:  (Doğu Batı Yayınları 5. Baskı 2014), *Adalet Kitabı: (İstanbul, 2015), *Târihe Düşülen Notlar (2 Cilt. İstanbul, 2016), *Fâtih ve Fetih Tüm yönleriyle: (Derleme İstanbul, 3. Baskı, 2015), *Şair ve Patron: (Doğu Batı Yayınları 2003), *Balkanlar  Prof. Dr. Erol Manisalı ile. (İstanbul 2003), *Atatürk ve Demokratik Türkiye: (Kırmızı Yayınları: (1. Baskı: Temmuz 2007, 2. Baskı: Aralık 2007, *Devlet-i Aliyye: (2009), *Kuruluş - Osmanlı Târihini Yeniden Yazmak (İstanbul 5. Baskı 2012), *1445 Târihli Paşa Livası İcmal Defteri: (Türk Târih Kurumu Ankara 2013) *Tanzimat, Değişim Sürecinde Osmanlı İmparatorluğu (Mehmet Seyitdanlıoğlu ile birlikte): İş Bankası Kültür Yayınları 2011), *Osmanlılar - Fütühat ve Avrupa İle İlişkiler: İstanbul 8. Baskı 2015), *Has-Bağçede 'Ayş u Tarab - Nedimler Şairler Mutripler: (İş Bankası Kültür Yayınları 2011), *Kuruluş ve İmparatorluk Sürecinde Osmanlı’da Devlet, Kanun ve Diplomasi: İstanbul 6. Baskı 2016), *Rönesans Avrupa’sı Türkiye'nin Batı Medeniyetiyle Özdeşleşme Süreci: İş Bankası Kültür Yayınları, 7. Baskı 2015), *İkinci Mehmet ve İkinci Bayezid Devirlerine Ait Yasaknâme ve Kanunnâmeler: (Robert Anhegger ile birlikte), *Ötekilerin Peşinde: (Ortak Çalışma İstanbul 2015) *Osmanlı ve Modern Türkiye: (İstanbul 2013), *Devlet-i 'Aliyye / Tagayyür ve Fesad - Osmanlı İmparatorluğu Üzerine Araştırmalar 2: (İş Bankası Kültür Yayınları 2014), *Doğu-Batı Makaleler: (2. Baskı Ankara 2016), Osmanlı Târihinde İslamiyet ve Devlet: İş Bankası Kültür Yayınları. İstanbul 2016), Akademik Ders Notları 1938-1986 / Timur, İnkılap Târihi, Osmanlı Târihi: (Timaş Yayınları İstanbul, 2016.   

Hakkında yazılanlardan bir makale:

HALİL İNALCIK

Halil İnalcık en büyük târihçimizdir. Dünyada da en saygın Osmanlı târihçisidir. Televizyonlarda hayat hikâyesi anlatıldığı için ben merhum hocamızın târihçiliği üzerinde duracağım.

Evvela en az 80 yıl boyunca arşivlerde ve literatürde araştırmalar yaptı. Kendisinin dediği gibi ‘cumartesi, pazar günleri bile tatil yapmadan’ bütün ömrünü târihe adadı. Arşivlerde binlerce belgeyi incelediği gibi, başta sosyoloji ve hukuk târihi olmak üzere akraba bilimlerde uzmanlık derecesinde bilgi sâhibiydi.

Kendi araştırmalarına da gömülmemiş, önde gelen dünya üniversitelerinde dersler vererek ve araştırmalar yaparak ufkunu genişletmişti.

Gerçek bir bilim insanı olmak için nasıl bir enerji ve ufuk gerekiyor, görüyor musunuz?

EKONOMİK VE SOSYAL TARİH

Bizim eski usul siyâsî târihten ‘ekonomik ve sosyal târih’e geçişimiz merhum Ömer Lütfi Barkan’la başladı, Halil İnalcık’la bugünkü seviyesine ulaştı. Kendisi de Ömer Lütfi Barkan’ın izinden gittiğini söyler.

En büyük Türk târihçisi İnalcık, en büyük Fransız târihçisi Fernand Braudel’in metodunu da zenginleştirerek bizim târihimize uyguladı. Bir yazımda ondan ‘Bizim Braudel’imiz’ diye bahsetmiştim. Bundan duyduğu memnuniyeti anlatan mektubunu değerli bir hâtıra olarak hâlâ saklarım.

Bu târih anlayışını hocamızdan aldığım verilerle basitçe anlatmak isterim.

Kanunî Süleyman 1533’te Fransa kralına iki parti halinde 1 milyon 100 bin akçe yardım yaptı; Alman imparatorluğuna karşı Fransa Osmanlı’nın müttefikiydi.

O sırada bütün dünyada tarım ekonomisi geçerliydi, Osmanlı tımar sistemi hem toprak mülkiyetini hem tarım ekonomisini güçlü devlet yaratacak şekilde düzenlemişti.

Fakat 1590’a gelindiğinde yüzyıl önce; Amerika’yı keşfeden Avrupa’da ticaret devrimi yaşanıyor, ‘tüfekli piyade ordusu’ gelişiyordu...

EKONOMİ CÖKÜNCE

Osmanlılar da kılıç ve ok kullanan ‘tımarlı sipahi’ yerine ‘tüfekli piyade’ye karar verdi. Fakat tımar sistemine bağlı tarım ekonomisi çok para gerektiren bu orduyu kaldıramadı. Hocamız, ‘1590 yılından sonra hazine daima açık verdi’ diye yazar.

Açığı kapatmak için ağır vergiler, paranın değer kaybı...

1527 yılında 57 Osmanlı akçası ile bir altın alınabiliyordu, 1588 yılında ancak 120 akça ile bir altın alınabilecekti! Devletin giderleri mecburî olarak artarken, elindeki paranın değeri düşüyor, konulan ağır vergiler ve kaynak yetersizliği Anadolu’da isyanlara yol açıyordu. Halil İnalcık, ‘Osmanlı, Avrupa ekonomisinin merkantilizme geçişini anlayamadı’ diye yazar.

Merkantilizm yâni ticâret devrimi, sermaye birikimi...

1683’te Viyana önlerinden 1913’te niye Meriç Nehrine kadar çekildik? İşte bu yüzden…

Hocamız aynı zamanda kültür ve hukuk târihçisi olduğundan yükseliş ve çöküş dönemlerinin zihniyetini, farklı din algılarını ve hukuk sistemindeki değişmeleri de kitaplarında anlatır.

TANZİMAT NEDİR?

Türkiye’de hâlâ siyâsî kavgalara konu edilen Tanzimat modernleşmesi hocamızın akademik araştırma konularından biridir.

Şu satırları ondan aktarıyorum:

Tanzimat, iktisâdî-içtimâî temelleri çürüyerek yıkılmaya yüz tutan bir imparatorluğun yeni prensiplerle yeniden kurulma teşebbüsünü gösterir. Bu içtimâî temel ne idi, nasıl bozuldu, yeni vaziyet karşısında imparatorluğun yaptığı hareketin mahiyeti nedir?’

Hocamızın kendisinin ortaya koyduğu bu zihin açıcı soruların cevabı eserlerinde vardır. Toprak düzenini halk lehine değiştiren Tanzimat’ın toprak beylerinin tepkisini çektiğini, büyük karışıklıklar çıktığını anlatan İnalcık’ın nihâî hükmü şudur:

Fakat Tanzimat, öteki cephesiyle, Garplılaşma hareketiyle Türk milletinde bir yaşama hamlesi olarak devam etti ve bu, nihayet millî Cumhuriyet Türkiye’sinde kesin safhasına girdi. Tanzimat bu yönden târihimiz için mesut, büyük bir hadisedir.’

Muhterem hocamızı derin bir saygıyla, Fatihalarımla anıyorum, mekânı cennet olsun.

İnalcık imzası taşıyan her sayfayı okumak lazım. Özellikle üç eserini tavsiye ederim: Biri ‘Devlet-i Aliyye’, üç cilt... İkincisi Mehmet Seyithanlıoğlu ile birlikte yayınladığı ‘Tanzimat’ adlı 800 sayfalık eseri... Üçüncüsü ‘Osmanlı’da Devlet, Hukuk ve Adalet.’

(TAHA AKYOL: Hürriyet Gazetesi, 28 Temmuz 2016)