-Ebeveynlerimizin kararlarımız üzerindeki etkisi nedir-

[Sosyal medya üzerinden yapmış olduğumuz ankette, bize ulaştırmış olduğunuz sorular üzerine bu son makalemizde -tıpkı ilkinde olduğu gibi- belirtmek isterim ki, bu sorulara cevap vermemin tek nedeni bir yazar olarak görüşlerimi, tecrübelerimi okurlarla buluşturmaktır. Koç ve yazar kimliklerim birbirine karıştırılmamalıdır. Bir koç, koçi adına soruyu yanıtlayan yahut kendi tecrübesi ile koçiye ilham olan kişi değildir. Koçlar, güçlü sorular sorarak koçinin kendi dünyasından, kendi yanıtlarını almasına vesile olurlar. Dolayısı ile sorularınıza yanıtlar bölümünde sizlere hazırlamış olduğumuz hikâye ve makaleler, hiçbir şekilde uzman görüşü niteliğinde değildirler.] 

Ebeveynlerimizin kararlarımız üzerindeki etkisini gözlemleyebilmemiz için öncelikle ‘kendi kararımız’ dediğimiz şeylerin ne olup olmadığını incelememiz gerekir. İnsanın kendi kararının olması demek, kendini sorgulamış, gözlemlemiş, bulmuş olması ve otantik potansiyelini, otantik gerçekliği olarak kararlarına aktarıyor olması demektir. 

‘Otantik’, yaygın olarak orijinali bozulmamış, parçaları değişmemiş, taklit olmayan eşyalar, aslına uygun belgeler için kullanılır. ‘Otantik bir insan’ diye bahsettiğimizde ise, ruhu ile bağı ve dengesi yerinde olan, şablon, norm ve dayatmaları içselleştirmeyen, böylelikle duygularını baskılamayan, içinden geldiği gibi davranan, özgün, doğal insanları kastediyoruz. 

‘Otantik potansiyel’ derken de özümüzün üzerine zarlar/duvarlar/ kılıflar örmeden önceki halimizin gücünü kastediyoruz. Otantik potansiyel, içimizdeki bilgeliktir, bizim en üst (ve en üst olmakla birlikte sürekli gelişen, değişen) versiyonumuzdur. 

Bizler otantik potansiyellerimizi gerçekleştiremediğimizde, dışarıda olan bitene ‘uyumlanma’ sürecine geçerek, kendimize, kesip biçtiğimiz yeni gerçeklikler yaratırız. Her birimiz, bir diğerimize benzeyerek aynılaşır, ‘güvende’ kalırız. Oysa bizlerin kendimizi, insanlığı ve evreni anlamak adına, her birimizin içine yerleşmiş hem tek bir kaynağa ait hem ondan farklı farklı nasibini almış bu bilgeliklere ihtiyacımız var. 

Otantik potansiyelimizi gerçekleştiremiyor isek, aslında aldığımız hiçbir karar, bizim değildir ki zaten. Bir kısmını ailemizden ve onların üst soylarından gelen ‘miraslardan’ alıyoruz. Bir kısmını yaşadığımız mahalleden, gittiğimiz okuldan, ülkemizin tarihi ve kültürel birikimlerinden, siyasal yönetiminden alıyoruz. Bir kısmını televizyondan, internetten, kitaplardan, popüler kültürden alıyoruz. Otantik potansiyelimizle yaşadığımız gerçek arasındaki kopukluk ne kadar büyür ise problemlerimiz de o kadar büyüyor. Sonrasında ise her yeni gelenin, eskiye uyumlandığı, ilerlemenin olmadığı, kendini tekrar eden döngülerde bir topluluğa dönüşüyoruz. 

O halde ebeveynlerimizin kararlarımız üzerindeki etkisi, bu etkinin bizi otantik potansiyelimize yaklaştıran bir esin ya da bilgelik mi yoksa aynılaşma sürecine çeken birer sahte gerçeklik ya da döngü mü olduğuna göre değişiyor.