Milli Mücadelenin büyük kadın kahramanlarından Fatma Seher’in vatan savunma mücadelesi Balkan Harpler’i ile başlar. Ona Kara Fatma adını Mustafa Kemal vermişti.Subay eşi Derviş Bey’le beraber Edirne savunmasında bulunmuşlardı. Bulgarların kolayca Edirne’yi alıp ,Çatalca’ya kadar gelmeleine tanık oldular.Eşinin görevi gereği Fatma Seher hanım ,çocukları ile beraber Edirne’den Doğu cephesine geçti. Orda boş durmadı, kendi aile yakınlarından getirttiği on kadınla hemşirelik,aşçılık,terzilik gibi görevlerle askere destek verdi.Eşinin Sarıkamış’ta şehit olduğu haberi onu derinden yıktı. Çocukları ile beraber Erzurum’a ailesinin yanına döndü.Orda her yeri yakıp yıkan,büyük katliamlar yapan Ermeni çetelerinin azgınlıklarını gördü. Aile mensuplarından ve Ermeni çeteleri tarafından eşi,kardeşleri şehit edilen kadınlardan oluşturduğu guruplarla,Ermeni çeteleriyle mücadeleye girişti. Esas mücadelenin büyük teşkilatlama ile yapılması gerektiğine inandığı için İstanbul’a gitti.Fakat İstanbulda aradığını bulamadığı gibi karşılaştığı manzaralar onu çok üzdü. Anadolu’da mücadeleyi başlatmış olan Mustafa Kemal’in yanına gitmeye karar verdi.İstanbul’dan Gülcemal vapuru ile önce Samsun’a sonra Erzurum’a geçti. Mustafa Kemal’in Erzurum’dan ayrılıp Sivas’a gittiğini öğrenince Sivas’a gitti. Mustafa Kemal ile zorla da olsa görüşmeyi başardı.Mustafa Kemal’e kendisini tanıttı ve “ sizden tek istediğim,başlattığınız istiklal savaşında görev almak ve bana bir yetki belgesi vermeniz” dedi. Mustafa Kemal “ bütün kadınlar senin gibi olsa Kara Fatma” der. Fatma Seher artık Kara Fatma’dır. Kara Fatma’nın kıyafetleri,kamçısı ve atı hep siyah renkte olmuştu. Musafa Kemal’in verdiği görev pusulasını sevinçle alan Kara Fatma, hiç vakit kaybetmeden verilen görev gereği İstanbul’a gitti,gerekli yerlerle ve kişilerle görüşerek başlangıçta 15 kişilik bir çete kurdu,bu sayı zamanla 700’e çıktı. Üsküdar’lı Albay Neşet Beyin emrinde çalıştı. İlk görev yeri Gebze oldu.Kara Fatma Ege’de düşmanın olduğu her yerde,beraberindeki gönüllülerle çarpışmalara girdi, yoğun mücadeleler içinde oldu.İnönü Savaşlarına ,Sakarya Savaşına katıldı.Beraberindeki gönüllü kadınlardan 28’i şehit oldu. Başkumandanlık Meydan Muharebesinde,tellere atıyla çok yaklaşmak mecburiyetinde kaldığı bir anda, Yunanlılara esir düştü. Yunanlı’lar Kara Fatma’ya 19 gün işkence yaptılar. Istediklerini öğrenemeyince Kara Fatma’yı , Yunan komutanı General Trikopis’e götürdüler.Trikopis Kara Fatma’yı görünce hayretini gizleyemedi.Kara Fatma düşmanın elinden kaçmayı başardı.Sonra Bursa’nın kurtarılması mücadelesine katıldı.
Balkan Savaşlarının ve Milli Mücadelinin büyük kadın kahramanı Kara Fatmay’a 1922 yılında önce teğmen rütbesi verildi,İstiklal Madalyası ile ödüllendirildi. Kurtuluş Savaşı bittikten sonra üsteğmen rütbesi ile emekli edildi ve emekli maaşı bağlandı.Ancak bu asil Türk kadını “Ben para için savaşmadım,Vatanım için savaştım” dedi ve maaşının bir kuruşuna dokunmadan Kızılay’a bağışladı. Eşini ve iki çoğunu şehit veren,hakkı olanı bile elinin tersiyle iten, yüksek karakter sahibi bu milli kahraman Türk Kadınının devletten hiçbir talebi olmadı. Seneler sonra yosulluk içinde ,yetim torunları ile birtlikte Galata’daki bir manastıra sığındığı ortaya çıktı. Zorla ikna edilerek Darülaceze’ye alındı. Ömrünün son yıllarını burda geçirdi. 2 Temmuz 1955 tarihinde hayata gözlerini yumdu. Geride sadece bir mendilden ibaret bohça bıraktı. Bu Bohçada Musafa Kemal’in hediyesi olan gümüş sigara tabakası ile kendisine verilmiş olan İstiklal Madalyasından başka bir şey yoktu.İstanbul’da Tarihi Kulaksız Mezarlığı’na defnedildi. Kızılay yıllar sonra (2014) vefa göstererek Kulaksız Mezarlığı’nda Kara Fatma için bir anıt mezar yaptırdı.
Vatanımızı düşmanların işgalinden kurtarıp,istiklalimizi kazanarak ,medeni dünyada başımızın dik durmasını sağlayan onurlu ve mübarek Devletimizi kuran başta Milli Mücadelenin Başkomutanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere; Milli Mücadelenin kurmay kadrosunun, komutanlarının, şehitlerimizin, gazilerimizin, binlerce adsız kahramanımızın ve asil Türk Kadını Kara Fatma’nın aziz hatıraları önünde saygı ile eğiliriz. Allah onlardan razı olsun. Vatanı kurtardılar, bize emanet edip gittiler.Onlara ne yapsak haklarını ödeyemeyiz. Onların bizlerden bekledikleri sadece dua ve vefa.
Son söz: “Bir ülke kahramanlarının önderliğinde halkı tarafından korunur ve onların, ülke sevdalılarının, bilim adamlarının omuzlarında yükselir”