Son günlerde Ortadoğu’da güçler savaşı iyice kızışmış durumdadır. Bu güçler savaşının da tam ortasında şüphesiz Türkiye bulunmaktadır. Bu bağlamda Türkiye’nin Ortadoğu’daki önemli hamlelerinin karşısında ise sürekli İran vardır. Çünkü İran Ortadoğu’da kendi gücünü asla düşürmeme ve Türkiye’nin Ortadoğu’da güçlenmesini istememektedir. Her ne kadar pek çok konuda İran ile işbirliği konusunda önemli adımlar atılsa da, aslında İran ile Türkiye ilişkileri İran yönünde hep bir soru işareti barındırmıştır.
 
Özellikle son dönem Suriye olaylarında İran bölgede aktif rol alarak bu konuda Türkiye’nin müdahalesini en aza indirmek için yine terör kartını oynamaya başlamıştır. İran''ın PKK yaklaşımında Türkiye''yi rahatsız edici gelişmeler söz konusudur. İran’ın PYD’ye silah yardımı yaptığı ve Suriye’de PYD’ye İran’dan silah yardımı yapılmaya başlandığı iddiaları son dönemde iyice belirginleşmiştir. PYD geçen günlerde Şam’da irtibat bürosu açtı. İran büronun açılmasında aracı oldu. Özellikle Haseke’de  PYD’nin silahlı gücü YPG’ye İran’dan silah yardımı yapıldığı da son günlerde ortaya çıkmıştır.
 
Haziran ayında Kuzey Irak’ın Süleymaniye kentinde yapılan görüşmede KYB’nin Suriye’deki uzantısı KYB-Suriye ile YPG temsilcileri bir araya geldi. Suriye’nin kuzeyinin geleceği ile YPG-İran arasında iletişim kanalları açılması ele alındı. Bu son derece önemli bir hamledir. İran bölgede kendi etkinliğini bir hayli arttırmaya çalışırken, Türkiye’nin de aleyhine bazı uygulamalara girişmiştir. Hal böyle iken yukarıda da behsettiğimiz gibi Türkiye’nin bölgede yaptığı önemli hamleler de İran terör kartını oynamaktan vazgeçmiyor.
 
Özellikle son dönemde Türkiye’nin Pkk konusunda yaptığı operasyonları dahi eleştiren ve bu konuda yine Pkk kartını oynayan İran, Ortadoğu’da ‘’Büyük İran Hayali’’ adı altında gücünü arttırmak için sahada çalışmalarına devam etmektedir. Özellikle General Kasım Süleymani sahadaki en önemli komutanlarındandır. Psikolojik olarak da yıpratma taktikleri uygulamaktadır. İran Ortadoğu’daki mücadelesinde her ne hikmetse mezhepsel (Şiilik) kartını oynarken, Kafkasya ve Orta Asya’da ise Farisilik (Milliyeçilik) kartını oynamaktadır.
 
İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, 26 Temmuz 2015 günü sözde İran Kürdistanı’nı ziyaret etti ve şöyle dedi: “Orta Doğu’nun bütün Kürtler’ini IŞİD ve EL Kaide’ye karşı korumaya kararlıyız.” Ruhanin bu açıklaması gayet önemlidir. Bölgede Türkiye’nin aleyhine her oluşuma açıktan veya kapalı olarak destek vermektedir. Türkiye bu konuda son derece uyanık olmalıdır. Peki ama Pkk’nın İran kolu PJAK’a karşı son derece amansız operasyonlar yapan İran, ne oldu da şimdi PJAK ile ve Pkk’nın diğer unsurları ile anlaşma içine girmiştir. Artık açıkça görülmüştür ki Batı ve ABD ile yapılan Nükleer Anlaşma ile İran eksenli köklü bir değişme gidilmektedir. İran-Batı anlaşmasıyla Şii İran'ın yerini Fars İran almıştır... Derin Dünya Yöneticileri, bölgede İran eksenli köklü bir değişime hazırlanıyor…
 
Evet sevgili dostlar açıkça görülmektedir ki birileri Türkiye üzerine karanlık planlar kurarken, Türkiye kendi içinde kan kaybederken, İran bölgede kendi gücünü pekiştirmeye devam ediyor. Ne hazindir ki bizde de hala İrancı anlayışta olan ve İran-Türkiye ilişkilerinde her daim İran’ın yanında olan bazı gruplar ve kişiler vardır. Bunlar İran’ın içimizdeki ajanlarıdır. İran ile Türkiye savaşa girse İran’ın yanında yer alırım diyenler unutmasın ki, Türkiye’siz ne İran kalır ne de bölgede huzur ve güven kalır. Bu bağlamda Vatanlarını yaşanmaz bulanlar, vatanlarını ''yaşanmaz''laştıranlardır…
 
Kısacası açıkça görülmektedir ki: (Burası çok önemli) ‘’İran, Türkiye’nin anti-IŞİD operasyonlarını önlemek veya geciktirmek için Kandil üzerinden düğmeye basarak, Türkiye’nin sınırlarının içinde kalmasını sağlamaya çalıştı.’’ Türkiye’nin kendi liderliği bünyesinde attığı her adım bölgede İran’ın savunma mekanizmasını ön plana çıkarmasına neden oluyor. Çünkü açık ve net İran bu bölgede kendi etkinliğini ve kendi bünyesinde oluşturduğu liderliğini arttırmak ve korumak için her yolu denemektedir. Bu husus için de geçmişte de olduğu gibi Türkiye’yi kendine tehdit olarak görmektedir. Küresel kaoscuların ve Derin Dünya Devletinin Yöneticileri de İran kartını sürekli diri tutmaktadır. Tıpkı İran’ın bize karşı tuttuğu Terör yani Pkk kartında olduğu gibi…
 
Ve son söz: ‘’Bu toprakların yegâne unsuru umuttur. O umut ise geçmişte de olduğu gibi Türkiye’dir.’’