Sevgili dostlar özellikle baktığımız zaman son dönemde Türkiye’nin attığı her adımda bir Nato engeli ile karşı karşıya kalması tesadüf değildir. Hala birileri ısrarla Nato’da Türkiye’nin etkinliğinin olduğunu, Nato’nun Türkiye’ye faydasının olduğunu anlata dursun, gerçek çok ama çok farklı…

Son gelişmelere örnek olarak, Nato üyesi ülkeler, Polonya'ya düşen füze sonrası Endonezya’daki G20 Zirvesi'nde ABD Başkanı Biden'ın çağrısıyla buluştu. Türkiye ise davet edilmedi. Zaten Ukrayna-Rusya savaşı başladığı ilk zamanlarda Nato hiçbir şekilde Türkiye ile irtibata geçmedi, planlarını paylaşmadı. Çok sonra görüşmeler başlamıştı. Dolayısı ile çok açık bir şekilde görülmektedir ki, Türkiye Nato’da fiilen var. Aslında 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminden itibaren Nato deyim yerindeyse Türkiye’yi fiili bir üye gibi görmeye başladı. Hatta hatırlarsanız NATO içinde Türkiye’nin dışlanması ve düşmanca muamele görmesi yeni değil. Yakın tarihteki skandallardan biri de, 8-17 Kasım 2017’de yapılan Trident Javelin Tatbikatı sırasında yaşandı. Bir simülasyonda  Ülkemizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Sn. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Düşman Liderler Biyografisi” içerisinde yer aldı. NATO, “sehven” ve “teknik bir hata” olduğunu söyleyerek olayı geçiştirdi. Aslında çok açık bir şekilde görülmektedir ki Türkiye Nato’dan iyice dışlandı.

Avrupa’da halkta büyük bir uyanış başladı. Özellikle Nato karşıtı eylemler giderek artmaktadır. Başta enerji krizi yönlü protestolar olmak üzere, tarım ve hizmet sektöründeki sıkıntılar ve tedarik ulaşım ile de alakalı büyük huzursuzluklar baş göstermeye başladı. Avrupa, Rusya'ya uygulanan yaptırımla adeta kendi ayağına sıktı. Bütün bu sorunların da başında; ABD’nin savaş arabasına binen hükümetlerin payı büyük...

Nato’nun fiili işgali altında bulunan Avrupa, deyim yerindeyse ABD’nin ileri karakolu pozisyonuna geldi. Bu yapılan Nato karşıtı eylemler çok ama çok önemlidir. Avrasya ve Asya yönlü büyük değişimlerin de habercisidir. ABD ve Nato’nun hegemonyası sorgulanmaya başlandı. Bu saatten sonra Avrupa’da da yönetimsel anlamda büyük değişimler olabilir. Macron’un da dediği gibi: ‘’Nato’nun Beyin Ölümü Gerçekleşti’’ Bazı şeyler çok açık bir şekilde önümüzde duruyor. Türkiye’de artık bu Nato illetinden kurtulmak için yavaş yavaş söylemlerini ve eylemlerini arttırmalıdır. Türkiye her ne olursa olsun Avrasya ve Asya’daki kazanımlarını ve tarihi mevzilenmesini devam ettirmelidir. Yeni Dünyanın kodları buralarda saklı...