Tıka basa  bir poşet içine doldurulmuş, şoklaşmış sıkıştırılmış gibiyiz. Sevinçlerimizi, hüzünlerimizi anlık ya da belli bir zaman aralığında yaşamayı adet haline getirip sonra da, duygularımıza ‘’Dur ‘’ emrini iyi veren  en başarılı halk topluluğuyuz.
Hep ‘’İlk Üç Gün’’ bizlerin  ağıt,neşe günüdür.İlk üç gün ,yani 72 saat yaşama yeni gözlerini açmış çocuğun sağlık gelişiminin sevgisi gibi,yoğun bakımda yatan yetişkinin kalp krizi geçirdiğindeki,yaşam savaşını bekle zamanı gibi…
Taze aşıkların  düğün şölenleri,kına geceleri  ,nikah törenleri,düğün eğlence zamanlarında ki, ilk üç gün…
Yaşamın sonlanması ,ilk üç gün taziye kabulü…!
İlk üç gün,milli acıdaki yas ilanı…
Doğal afetlerde,çoklu ölümlerin  gerçekleştiği,ulusu hüzne boğan ilk  üç gün…!
Söz ettiğim ilk üç günde; nasıl da ağlar yaralanır,buruklaşırız. Yada hüzne boğulur ,komşunun ,yakınımızın yada  ulus büyüklerinin,kaybında üzüldüğümüz o yaralı vakitlerimiz.
Bir garibanın vahim yaşam savaşındaki yoksulluğuna acıyıp ,üzülmemiz….
Türk Vatanın aziz kahramanları Mehmetçiklerin şehit edilmesi…!
Terörün  bebeklerimizi ana kucağından ateşe tutması ve diğer acı ,göz yaşlarını yüreğimizden akıttığımız o haberleri hep ‘’ilk Üç Gün’’ içinde yaşayıp sonra tekrar çılgın yaşamın keyfine  dönebilmeyi becerebilmemiz…
Düğünlerimizi,eğlencelerimizin balayı  süresini üç gün sonra bitirip ‘’aile’’ olgusunu bir türlü  düğünlerimizdeki o ilk üç günlük heyecanlı hazırlıklardaki sevinci  sonradan unutup yaşayamadığımız gibi…
Odaklanmışız bir kere;acıyı da sevinci de,ölümü de ,doğumu da o ilk üç gün içinde yaşayıp sonrasında aynı hisleri devam ettirmemeye…
Nitekim; hepimizin daha dün, Soma da ki maden işçilerine kahrolup ,üzüldüğümüz ama  şimdi ‘’ateş düştüğü yeri yaksın’’ biz  ağladık ,üzüldük takip ettik birde şanslı olduğumuz koşullarımızı üzerimize giyinip yanlarına gidip,ağlayan yetim çocuklarla,hatıra fotoğrafları çekip kendi reklamımızı yapıp dönerken ,kimseler ellerini ceplerine uzatmadı. Kabarık mevduatlarımız yine cüzdanlarımızda bizimle kaldı.Sadece  Show yaparcasına,kuru kuru baş sağlığı diledik döndük…!
Oysa; onların yıkık dökük evlerinde  babalarının artık  beş kuruş getirecek umutlarının kaybını da bizzat gördük. Bunu Soma ‘ya giden,gitmeyen  herkes gördü. Ama o çocuklara  maddi olanaklarımızdan  ne acı ki; üç beş kuruş  destek verme  duyarlılığında bulunamadık.!  
Çünkü; ‘’İLK ÜÇ GÜN’’ ü yaşadık ve ortadan kaybolduk.
‘’Biz bu ‘’İlk Üç Gün’’ lük insan olma ‘’4. Gün ise çıkarcı insan olmayı gelenekselleştirdik.
Yüzeysel olup, sevinç ve keder paylaşmayı  ‘’ insan gibi insan  olamadığımız yapay  insanlığı yaşamayı beceren  bir halk oluverdik…’’
3 günlük hüzünleri ve sevinçleri; sayısız günler boyunca  güç birliği ve beraberlik  önemiyle  yaşayacağımız anlamlı günlerde, sağlıklı, barış dolu duygular artık  bizim olsun…