Emin ağabeyi küçüklüğümden beri tanırım, komşu olarak büyüdük ve bu günlere geldik. O başarılı bir doktor oldu, ben gazeteci oldum. Yıllar sonra tekrar yollarımız kesişti ve çok samimi bir röportaj yaptık. Gördüm ki, ikimiz de insanlara dokunuyoruz. Çok da güzel kendini geliştirmiş, çok dokunaklı romanlar yazmış, sosyal sorumluluk projelerine çok duyarlı, tamamlayıcı tıp ile beraber çok başarılı bir doktor olmuş. Aynı zamanda üniversitede hocalık yapmaya da devam ediyor. Kendini Edebiyat alanında da geliştirmek adına ikinci üniversitesini de okumaya devam ediyor. Gazetelerde de yazmaya devam ediyor. Hem gençleştiriyor, hem güzelleştiriyor, hem de sağlığınıza kavuşturuyor. Bence takipte kalın. Yeni bir projemizle de size sürpriz yapmak için gün sayıyoruz.

Merhabalar. Doçent Doktor Mehmet Emin Güneş’in yanındayız. Nasılsınız?

Hoş geldin Fundacığım, teşekkür ederim çok iyiyim. Sen nasılsın?

Ben de iyiyim teşekkür ederim, seni gördüm çok daha iyi oldum. Böyle genç, dinamik, başarılı bir doktoru tanıdığımız için gurur duyuyoruz tabii ki. Ben seni çok iyi tanıyorum ama okurlarımız için seni daha yakından tanımak isteriz. Kendinle ilgili bize bilgi verebilir misin?

Çok teşekkür ederim sevgili Funda, çok onur duydum ben de. Ben tıp doktoruyum, genel cerrahi uzmanıyım. Aynı zamanda romanlarım var. Uzun yıllar İstanbul’da genel cerrahi klinik şefi olarak görev yaptım. İstanbul’da araştırma hastanelerinde başhekim görevlerinde bulundum. Üniversitelerde dersler verdim ve öğrenciler yetiştirdim. Şimdi de kendi özel kliniğimde görev yapıyorum. Hem genel cerrahi alanlarında, hem de medikal estetik alanlarında çalışıyorum. Aktif olarak hayatın içindeyim, çalışmayı çok seviyorum. Bunun yanında sosyal olmayı da çok seviyorum, arkadaşlıklara ve dostluklara çok değer veriyorum. Bu şekilde yaşamım devam ediyor diyebilirim.

Sosyal mecrada da çok aktifsin. Gazetede de yazıyorsun. Bunlardan da bahsedelim mi?

Uzun yıllar cnn.com’un sağlık yazarı olarak yazılar yazdım.  Daha sonra Akşam Gazetesi’nde her hafta sonu köşe yazdım ve haberturk.com’da da yazdım. Şuanda da haberturk.com’da düzenli olarak yazmaya devam ediyorum.

Kliniğinde neler yapıyorsun peki?

Genel cerrahi olarak meme hastalıkları, meme kanseri, tiroid hastaıkları, tiroid kanseri, onkolojik cerrahi ve genel cerrahinin bütün dalları ile ilgili tüm hastalıkların teşhisi ve tedavisini yapıyorum. Onun dışında mezoterapi konusunda Sağlık Bakanlığı onaylı sertifikasyon programına katıldım ve buna yönelik de yaşlılığa dur diyoruz, zamana dur diyoruz. Cilt için gençlik aşısı, cilt gençleştirici, sarkmayı önleyici ip askı, botoks, dolgu ve bunun dışında yine cilde yönelik mezoterapi ürünleri kullanıyoruz ve hastalarımız da gayet memnun. Aynı zamanda ağrı tedavisi, migren tedavisi uygulamalarımız da var.

Dr. Sadi Konuk Hastanesinin ve Kanuni Sultan Süleyman Hastanesinin başhekimliğini yaptın. Aynı zamanda üniversitede öğretmenlik görevine devam ediyorsun. Hepsi bir arada zor olmadı mı tüm bunların?

Evet, bilinen adıyla Samatya Hastanesi’nde klinik direktörlüğü yaptım uzun yıllar. Benim asistanlığım ve uzmanlığım da aynı hastanede olmuştu. Daha sonra özel bir üniversitede Sağlık Meslek Yüksekokulu müdürlüğü yaptım ve hocalık yaparak öğrenci yetiştirdim. Sonra da söylediğin gibi Bakırköy Sadi Konuk Eğitim Araştırma Hastanesi’nde ve Kanuni Sultan Süleyman Eğitim Araştırma Hastanesi’nde başhekim olarak görev yaptım. Bu anlamda hizmetlerde bulundum. Evet, uzun yıllar mesleğimi severek yaptım; öğrenci yetiştirdim, asistan yetiştirdim ve aktif olarak da mesleğin içindeyim. Hala da mesleğimi çok seviyorum. Ameliyathanede bulunmak bana ayrı bir huzur veriyor.

Koşturmaca halinde devam ediyorsun…

Evet, koşturmaca devam ediyor. Gerçekten stresli bir meslek ancak ben stresimi hem hastalarımla birebir diyaloğumla hem de farklı ciddiye aldığım hobilerle de atmaya çalışıyorum.

Sen insanların psikolojileri ile de yakından ilgilenip bütünleyici tıp ile beraber onların daha iyi hissetmelerini sağlayacak eğitimlerle de kendini donattın ve onları da aktardın diye biliyorum.

Evet, çünkü ben insanı bir bütün olarak ele almak gerektiğine inanıyorum. Yani ben bir genel cerrah olarak hastanın bedenine dokunuyorum ama bence asıl hastanın ruhuna dokunmak gerekiyor. Bedenine ve ruhuna birlikte hitap ettiğinizde zaten tam şifa hali oluyor. Onun dışında sadece bedeninde yaptığınız bir işlemin sonucu maalesef siz hastaya güven vermiyorsanız, hastaya bunun inceliği anlatmıyorsanız ya da hastanın ruhuna dokunmuyorsanız, çok da verimli olmuyor. Ben hastamı mutlaka ne şikayetle gelirse gelsin muayene ederim, dinlerim ve hastamla empati kurmaya çalışırım. Her hastamla bir yolculuğa çıktığımı düşünürüm hep. Ve bu yolculukta hastamla el ele olduğumu, onun yanında olduğumu ve hiçbir süreçte yalnız olmadığını mutlaka kendisine anlatırım; çünkü güven gerçekten çok önemli. Ama dediğim gibi, hastanın ruhuna mutlaka dokunmak lazım.

Başarının sırrı da biraz burada sanırım. Hasta kendini güvende hissettikten sonra yarı yarıya iyileşmiş sayılır belki de bence.

Çoğu hastalıklar öyle. İnan ki bir güler yüzle hastaya “merhaba, hoş geldin” demek bile tedavinin %50’sini oluşturuyor.

Hastanın “ben burada iyileşeceğim” diye düşünmesi dahi büyük bir adım kesinlikle.

Tabi ki öyle. Bir de halk arasında hep deriz “bıçak altına yatacak” diye. Hasta sonuçta bir genel anestezi alacak, hayatla bağı geçici de olsa kopacak. O süreçte güven altında olmak istiyor her hasta, cerrahına güvenmek istiyor haklı olarak. Bu güveni mutlaka hastaya vermemiz şart. Tabii ben bu amaçla insanın ruhuna dokunmak için bunu kendi hastamla birebir tanışma ve muayene sırasında yapıyorum ama bu birikimlerimi biliyorsun ki romanlarıma da döktüm. Ve ben şöyle düşünüyorum; evet, kanıta dayalı bir tıp var ama bunun dışında ruha iyi gelen, insana iyi gelen her şeyi de tamamlayıcı tıp olarak görüyorum.

Zaten duygulardan başlıyor belki hastalık ve sonradan fizyolojik hale geliyor adım adım.

Bazen tanımlayamadığımız ağrılar olabiliyor vücudumuzda; mesela bel ağrıları, boyun ağrıları gibi. Bunların çoğunun altında psikolojik durumlar yatar. Hastaların çoğu, belki %50’sinden fazlasında durum böyledir. Bu anlamda hastayı bir bütün olarak ele almak işte çok önemli.

Bu kitaplar nasıl doğdu peki? Hepsi birbirinden derin konular. İnsanın kendine olan yolculuğu en büyük yolculuktur diyerek başlıyorsun, bence de öyle. 4 ayrı romanın var, biraz bahsedelim isterim.

Teşekkür ederim Funda. Hayat ve mesleğim çok yorucu. Hani bir yazarın sözü var, “Eğer yazacak bir şeyleriniz varsa yazarsınız, her şey yolunda ve mutluysanız bir şey yazamazsınız” diye. Benim hayatımda hüzünlerim çok oldu. Romanlarıma aldığım bütün karakterler de gerçek ve hikâyeler de gerçekte yaşanmış olaylardan oluşuyor. Gerçek kişilerin gerçek yaşananlarını ben farklı isimlerle kâğıda döktüm. Yazmayı seviyorum ve bunu gerçekten ciddiye alıyorum. Aynı zamanda Türk Dili Ve Edebiyatı okuyorum.

   

Ne güzel eğitim hayatınız da bitmemiş hala…

Evet, işin mutfağına da girmek istedim. Yazdığım romanların hepsinde sosyal bir olguya değiniyorum ve bir mesaj veriyorum kendimce. Mesajların hepsi umut dolu mesajlar tabi ki.

Hastalarınız kitaplarınız için nasıl yorum yapıyorlar?

Hastalarımdan çok güzel geri dönüşler alıyorum. Hatta hiç unutmuyorum, bir hastam bana mail attı; “Hocam benim 1,5 yaşında bir kızım vardı, kızımla beraber intiharı düşünüyordum ancak sizin romanınızdan sonra hayata tutunmam gerektiğini anladım” dedi. Ben de bu olaydan sonra, romanlarımın ön sözünde de yazar, bir okurum dahi olsa yazmaya devam edeceğim dedim.

En büyük ödül bu olsa gerek. Bundan daha büyük bir ödül düşünemiyorum.

Gerçekten öyle. Zaten hiçbir romanımı ticari bir kaygıyla yazmadım. Bir tanesinin gelirini sokak çocuklarına bağışladım, birinin senaryosu yazıldı ve filmi çekilecek, uzun süre de çok okunanlarda raflarda kaldı.

Maşallah, yakında film olacak, inşallah izleriz. Sosyal sorumluluk projelerine de çok duyarlısın. Ne gibi çalışmaların oldu?

İnşallah. Ben dediğim gibi hayatın içinde olmayı seviyorum, insanların ruhuna dokunmayı seviyorum. Yani bir bütün olarak hayatı ele almayı seviyorum. Ve ayrıca suya sabuna dokunmayı da seviyorum. Nerde bir acziyet ya da mağduriyet varsa insanların yanında olmayı seviyorum. Hatta bir romanımla beraber “Uyuma Yaşat” isimli bir sosyal sorumluluk projesi yaptık. Uyuşturucuya karşı, gençlerimizi koruma adına böyle bir projede bulunduk.

Peki, yazmaya devam etmeyi düşünüyor musun?

Evet istiyorum. Mesleğim yoğun da olsa, bu benim için bir terapi, geceleri oturup yazıyorum. Gazetede ve televizyonlardaki röportajlarda da hep diyorlar, gündüz neşter tutan el gece kalem tutuyor diye. Gerçekten bende bu şekilde hayata daha çok bağlanıyorum.

Sana ulaşmak isteyenler nasıl ulaşabilirler?

mehmetemingunes.com web sitemde iletişim bilgilerimiz mevcut, oradan bakabilirler. Ayrıca instagram adresim @cerrahmeg, takip edebilirler.

Biz de dört gözle yeni kitaplarını bekliyoruz.  Çoğunu gerçekleştirmişsin ama yapmak istediğin bir hayalin var mı?

Hayalim işte böyle candan güler yüzlü bir dostumla çok farklı bir televizyon programı yapmak istiyorum diyebilirim.

İnşallah diyelim, buradan da haberini vermiş olduk o zaman. Ben de çok istiyorum.

Yine insanlara dokunan, insanların hayatlarına dokunan, içinde aynı zamanda keyifli haberler de olan bir program yapmak istiyoruz birlikte diyerek ben duyurmuş olayım.

İnşallah, dört gözle beklesinler bizi. Eklemek istediğin bir şey var mı?

Şunu söylemek istiyorum insanlara; gerçekten önce sağlık. Yani biliyorsunuz belki sağlık her şey değil gibi görünüyor ama sağlığınız olmayınca her şey bir hiç. Bu anlamda lütfen kendinizi ihmal etmeyin. Bazen kendimize ayıracağımız 3 ya da 5 dakika bize yıllar olarak geri dönecektir. Artık doktora ulaşmak kolay, tanı ve tedavi yöntemleri de oldukça ulaşılır. Hani “sal gitsin” derler ya, sıkıntılarınız varsa gerçekten de salın gitsin. Hayat bugün ve lütfen değerini bilin.

Çok güzel özetledin, önce ben diyelim. Ve erken teşhis de çok önemli, tekrar hatırlatalım. İnşallah güzel projelerde beraber olmak dileğiyle diyorum ben de…

DOÇ. DR. MEHMET EMİN GÜNEŞ KİMDİR?

Bakırköy Eğitim ve Araştırma Hastanesinde Başhekim ve Cerrahi Klinik Direktörü, İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesinde Genel Cerrahi Klinik Direktörü ve Endoskopi Birimi Sorumlusu, Başakşehir Çam ve Sakura Hastanesinde Kurucu Koordinatör, Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesinde Başhekim, Esenyurt Devlet Hastanesinde Başhekim, İstanbul Esenyurt Üniversitesinde Sağlık Yüksekokul Müdürü ve Senato Üyesi, ve Sağlık Bakanlığı Beslenme Nütrisyon Timi Sorumlusu ve TSE Kalite Kontrol Tetkikçisi olarak görev yapan Doç. Dr. Mehmet Emin Güneş, Habertürk Sağlık Köşesi, CNNTürk köşe yazarlığı ve Akşam gazetesinde "Cerrahın Neşterinden" köşe yazarlığı yaptı.

Alanıyla ilgili birçok ulusal ve uluslararası makaleleri de bulunan Doç. Dr. Mehmet Emin Güneş, yurtiçi ve yurtdışı bilimsel çalışmalarda yer aldı. Branşıyla alakalı yerli ve yabancı dergilerde yayınları da bulunan Doç. Dr. Mehmet Emin Güneş, yurtdışı dergilerde halen editörlük yapıyor.

Ulusal ve uluslararası kongrelerde sözel sunumlar ve oturum başkanlıkları yapan Doç. Dr. Mehmet Emin Güneş, çok sayıda radyo ve televizyon sağlık programlarına katıldı, program sunuculuğu yaptı.

Seminer, Kongre, Eğitim, Çalıştaylar ve Bazı Sertifikalar: İstanbul Ünv. Tıp Fakültesi Cerrahi Gastroenteroloji Endoskopi (2004), Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi (2013-2014), Hekim Eğiticilerin Eğiticisi Sertifikası ( 2012), İstanbul Sağlık Müdürlüğü 1. ve 2. Meme Kanseri Kursu ( 2006 – 2007), Temel Nütrisyon Eğitimi (2011), İletişim Eğitici Eğitimi (2013), İstanbul Valiliği Takdirname (2011), İstanbul Valiliği Takdirname (2008), Robotik Cerrahi Eğitimi (2018), Türk Cerrahi Derneği Endoskopi Eğitmeni Teşekkür Belgesi, Liderlik Yönetici Eğitimi (2018), TSE Müşteri Memnuniyeti Eğitimi (08-12), Bakırköy Tıp Dergisi Editörlüğü (2017), TSE Kurum Kültürü Eğitimi (07-12), TSE Toplam Kalite Yönetimi (07-16), TSE İç Kalite Tetkik Eğitimi (597), TSE Zaman Yönetimi Eğitimi (07-46), TSE Kalite Yönetimi Sistemi 2000 (04532), TSE Toplam Kalite Eğitimi (07-917), TSE Hata Türleri ve Etkileri Analizi Eğitimi (12/11), TSE Bilgi Güvenliği Yönetim Sistemi Temel Eğitimi (12/37), TSE TS ISO 10002 Memnuniyet Yönetim Sistemi Eğitimi (12/102)

Fransa’nın Lion şehrinde “Mide Balonu Uygulaması ve Obezite” konusunda eğitim aldı. ESPEN Barcelona ve Amsterdam’da Nütrisyon çalışmalarına katıldı. Onkoloji konusunda Singapur’da uluslararası kongrede çalışmalarda bulundu. Milan Meme Merkezi’nde, Meme Konferansında yer aldı.