Bilinmedik bir anda, kafanız yarı uykuda iken, uçurumun kenarınd gezinirken veya bıçağın ters yüzü ile boğanıza değen yüzünün tekrar dönebilme ihtimalinin yarattığı ürperti ile birden vazgeçtiğiniz arasında ki sevinç gibi kucağınıza bir yaşam yumağı düşebilir. Bu nerde mı? olur.  bu her zaman acil servislerde olası bir durumdur.

Kapı gıcırtılarının, çığlıkların, ağlamaların ve sevincin bir kompozisyon şeklinde sunulduğu yer olan bir mekandır acil. Yeni gelen bir hasta için bunların hepsi beyninde kalıcı hasar  oluşturan bir tümör gibidir.Yayılmasını ancak ve ancak alıştığınız zaman durur. Bu aslında duyarsızlaşmada denebilir yani uzun süre ayağınızın üstünde oturmanıza bağlı olarak keçeleşmesi gibidir duygularda, sürekli aynı duyguların uyarılması sonucu alışıyor ve  tepkisizleşiyorsunuz. Tıpkı benim hastalığım gibi.

Benim kanım normal insanlar gibi değilmiş.sürekli azalıyormuş ve sürekli acile gidip kan takviyesi gibi. Bazen bu bana çok komik geliyor . Benzini biten otomobil gibi ama ben otomobil değilim ki.

Annemin babamın çaresizliğini gördükçe,gözlerim hiç bir rengi seçemiyor. Her şey benim için siyah beyaz film oluyor.

Ne zaman ki bana bir kan veren biri çıkıp geliyor, bir anda her şey renkli ve canlı bir hal alıyor. O benim için bir kahramanım oluyor. Ben de ona bir can veriyorum. sadece 1 saatlik bir işlemin sonucunda, birden fazla çocuğa hayat veriyorsunuz. düşünün, çoğumuz yetişkin, 20'lerinde veya 30'larında insanlarız. dünyada geçirdiğimiz sürenin yarısı kadar bile yaşamamış, ama yaşamak isteyen çocuklara bu şansı vermek zor değil .Kan vermek isteyen kişi bir can alacaktır,yani her kan verişte bir can hakkı daha kazanacaktır. 

KİMLER TROMBOSİT BAĞIŞLAYABİLİR?

Aferez bağışçısının; 18-65 yaş arasında olması, 

50 kg üzerinde ağırlığa sahip olması,

Son 5 gün içersinde aspirin, Piroksikam ya da türevi bir ilacı kullanmamış olması, Damar yapısını uygun olması, Sağlık durumunun iyi olması gereklidir.

Bazı hastalar her gün, bazıları gün aşırı, bazıları haftada bir, bazıları da daha uzun süre ve aralarla Trombosit alma durumundalar.

Bu nedenle Trombosit ihtiyacı duyduğunuzda “Nasıl olsa birisi vermiştir" demeyiniz. 

Trombosit vermek kan vermekten bir farkı yok. Sadece kanın beyazını alıyorlar.

Bir makineye bağlanıyorsun, kandan (beyazı) yani trombositi alıyorlar ve kanı geri bırakıyorlar.

İki koldan bağlanıyorsun ve biraz daha uzun sürüyor kan vermekten.

Tabii ki insan hayatı için önemli şeyler bu tür bağışlar.

Bağış yapmaktan kaçmamak lâzım. Bir ünite kan bir can demektir.

Trombosit daha sık verilebiliyor. Verene de zararı yok. 

Düşünün siz bu işlemden sonra kaç çocuğun yaşamına, siz yaşamınızdan kattığınız sevgi kanınız, çocuğu renkli düş görmesinin nedeni sizsinizdir.