On parmağında on marifeti var İncilay Özdemir’in, rol aldığı sinema filmleri, yazdığı çocuk kitapları ve şiirleriyle adından sıkça söz ettirmesini bildi. Şiir yazma hevesi daha ilkokul dönemlerinde başladı güzel oyuncuda… Yazdığı şiirleri onun okulun en gözde öğrencileri arasına sokmuştu. Tabii en büyük hayallerinden biri de sinema dünyasının unutulmazları arasındaki yerini almaktı. Onu’da başardı. Yönetmen Oğuz Gözen’in dikkatini çeken Özdemir, rol aldığı ilk sinema filmiyle büyük çıkış yakaladı. Daha sonra ardı ardına çekilen sinema filmleriyle Türk Sinemasının sevilen oyuncular kervanına katılmayı başardı. İncilay Özdemir, oyunculuk ile birlikte Çocuk hikayeleri yazarlığı ve şiir kitaplarıyla yoluna hala devam ediyor. İncilay Özdemir ile dününü bugününü konuştuk. Haydi buyurun keyifli sohbetimize…

Bize biraz kendinizden söz eder misiniz?

Ben 1973 yılının Nisan ayında İstanbul'da dünyaya geldim. Oyunculuğa, senaryo yazmaya büyük bir hevesim vardı. O nedenle daha Lise yıllarında tiyatroyla ilgilendim. Ve tiyatro kurslarına katıldım. Tabii oyunculuk eğitimimi biraz daha ileriye götürmem gerekiyordu. Hiç zaman kaybetmeden Müjdat Gezen Sanat Merkezi'nde eğitim görmeye başladım. Burada eğitim gördükten sonra çeşitli tiyatrolarda sahneye çıktım. Tiyatro dünyasında yavaş yavaş ismimden söz ettirmiştim. Tabii sinema hayalim vardı. Sahnelerden beyaz perdeye geçmem gerekiyordu. Bunu başarmam lazımdı.  1998 yılında sinemaya geçerek reji asistanlığına başladım.

ÖNCE ASİSTANLIK YAPTIM, SONRA DA OYUNCULUK

Sonra ne oldu peki?

Daha sonra asistanlıktan oyunculuğa geçtim tabi ki… İlk sinema filmimdeki oyunculuğum çok beğenildi. Daha sonra ardı ardına sinema filmi teklifleri gelmeye başladı  ve birçok filmde oynadım. Oyunculuğumun yanı sıra yazarlığa da devam ettim. Yani tüm mesleklerimi bir arada yürüttüm. Senaristlik, şairlik ve çocuk hikayeleri kitaplarım… Şiir ve çocuk kitaplarım yayınlandı. 2002 yılında İnsan ve Kültür Şiir Ödülü'nü kazandım. ‘Aşkın Ötesine Açılan Kapı ‘adlı bir roman yazdım. Gece Yolcuları isimli senaryom yönetmen Oğuz Gözen tarafından filme alındı. 2014 yılında çıkan Aramızdaki Deliler adlı kitabımla Genç Gelişim dergisinin Yılın En İyi Deneme Yazarı Ödülü'nü aldım.


  

  

Maşallah sizde de yok yok kaç yaşında şiir yazmaya başladınız?

Konuşmama nasıl başlasam bilmem ki…(Gülmeye başlıyor…) Öncelikle şairlikten söz edeyim derseniz… Şiir, hayatıma ilkokul sıralarındayken girdi dersem abartmamış olurum. Bazen, öğretmenimin verdiği şiir ezberleme ödevimi yapmaz, aynı konuda kendim bir şiir uydururdum. Tahtaya kalkıp okuduğumda, öğretmenim, bunu benim uydurduğumu fark etmez, en yüksek notu verirdi.

Peki yazarken, yaratım sürecinde neler yaşıyorsunuz?

Yapıta göre çok farklılık gösteren bir süreç yaşıyorsunuz. Yazınıza  ruhunu veren fikir ya da esin diyelim, bazen bir cümle, bazen bir görüntü, bazen de  düş olarak çıkıveriyor karşınıza. Bu fikir,  zaman içinde, iç ve dış dünyanızı gözlemlemenizle olgunlaşıyor. Zihniniz, sürekli birleştirmelerle, ayrıştırmalarla meşgul oluyor. Kafanızda o dünyayı kurana kadar, yapıp dağıtırsınız satırlarınızı.  Bir eserin oluşumu, yaratmanın yanı sıra, çıkarımlarınıza, eksiltmelerinize de bağlıdır. Son halini alana kadar kurgularsınız. En arı anlatımı bulmaya çalışırsınız. Bütün bunları, sezgisel ya da mantıksal bilgi yoluyla yapıyorsunuz. Ben, şiirlerimde daha çok sezgisel yolu seçiyorum. Sezgi, duygusal bir anlatım gücü. Yeni bir dünya oluşturmaktasınız. Bu da sizi gerçek dünyadan ister istemez soyutluyor, uyumsuz hale getiriyor. Zor olan, bu olsa gerek…

Yazılarınızı yazarken, geceyi mi, gündüzü mü tercih edersiniz?

Yazılarımı her türlü ortamda yazabiliyorum. Belirli bir saatim yoktur. Hatta, kalabalık ortamları, çalışmak için daha uygun buluyorum. Herkesin maç izlediği bir kafede,  sayfalar dolusu yazabiliyorum mesela.

BİZLER BÜYÜDÜKÇE KİRLENİYORUZ

Birçok çocuk kitabınız var çocuk hikayeciliğindeki başarınızı, neye bağlıyorsunuz

Evrensel ahlak kurallarını, iyi, kötü, doğru, yanlış gibi kavramları, gerçekçi bir dille, çocuk ruhunu gözeterek anlatmaya özen gösteriyorum. Çocuk kalbini, çok iyi duyumsuyorum. Bütün şeffaflığıyla görüyorum sanki. Onların dünyası çok zengin, çok da insancıl aslında. Özümüzü,  içimizdeki çocuk sayesinde koruyabiliriz.  Bizler büyüdükçe kirleniyoruz.

 “Aramızdaki Deliler ” kitabınızın ilk yazısı,  “Aşk Üzerine ”  başlığını taşıyor. Yazınızda, aşka inanmayanları eleştiriyorsunuz. Siz aşka inananlardan mısınız?

Aşk, varoluşumuzun sebebidir aslında. Aşkın tanımını, ünlü filozof Sokrates çok güzel yapmış.” Aşk, insan ruhunun ilahi güzelliğe duyduğu açlıktır. Aşk, yalnız güzelliği bulmaya değil, aynı zamanda onu yaratmaya ve devam ettirmeye iştahlıdır. Fani vücutta, ebediyetin tohumlarını yetiştirmektedir. Bunun için iki cins birbirini sevmektedir. Kendilerini tekrar yüceltmek ve böylece zamanı ebediyete kadar uzatmak isterler. Bunun için yetişkinler, çocuklarını severler. Sevişen ana babaların ruhları, yalnızca çocuklar vücuda getirmez. Bunlar aynı zamanda, ebedi güzellik arzusunun arayışlarını ve haleflerini vücuda getirirler.” Aşkı herkes kendi algılayışına göre, kendi gerçekliğinde farklı olarak yaşıyor. Aşka inanmadığımızı söylesek de, bize farklı formlara girerek görünüyor. Kimisi bedensellikte arıyor onu. O zaman para, mevki, şehvet gibi surete bürünüyor aşk.  Kimisi ruhsal boyutta yaşıyor.  Sevdiğine adıyor kendini. Bir başkası, tasavvuf yoluna giriyor. Önemli olan,  bu duyguyu doğru şekilde yönlendirebilmek.

YENİ PROJELER YOLDA

Yaşam felsefeniz nedir?

Sevgi, barış içinde yaşayan güçlü bir toplumun oluşması için, ortak amaca katkıda bulunmaya çalışmak. Bazen kendimi dünyanın en mutlu insanı zannediyorum. Kederlerimle, sevinçlerimle, beni ben yapan bütün unsurlarla, varoluşumdan ötürü bu mutluluğu tadıyorum. Beni mutluluğa götüren bu duyguları, diğer insanlara aktarmak, paylaşmak istiyorum.

Yeni yılda yeni projeleriniz var mı?

Evet var tabiki..2023’te ardı ardına birçok yeni proje ile hayranlarımın karşısına çıkacağım. Oyunculuğun yanı sıra yeni çocuk hikayelerimde piysaya çıkacak.


Çok teşekkürler İncilay hanım, gayet keyifli bir sohbet oldu.

Ben teşekkür ederim Habib bey